Dolar

34,9542

Euro

36,5990

Altın

3.021,61

Bist

10.058,63

Süreç çok Nazlı..!

Türkiye darbelerle yüzleşmeye, darbe sorumlularının yargılandığı bir demokratikleşme sürecine girdiği bir dönemden geçiyor. Milat Gazetesi, Ankara Temsilcisi Aslan Değirmenci, süreci değerlendiren bir yazı yazdı. Son yazısında İsim vermeden Nazlı Ilıcak'a göndermeler yapan Değirmenci, gündeme getirilmeyen soruları sıraladı.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-03 11:17:25

Süreç çok Nazlı..!
İşte Aslan Değirmenci'nin o yazısı:

Dokunulmazlık zırhı 2012 yılında konuşulmaz oldu. Olaylara tek pencereden bakanlar “normalleştik” demeye devam etsin halen konuşulamaz ve dokunulamazlar var. Balyozcuların tutuklanmasıyla “demokrasi” diye haykıranlar, Işık Koşaner, Erdal Ceylanoğlu, Eşref Uğur Yiğit ve Hasan Aksay`ın Balyozcuları kurtarmak için gündeme getirdikleri istifa blöfünün tutmamasıyla “değişim süreci başladı” diyenler vardı. Bunu yüksek sesle haykıranlar Ergenekon dalgaları tsunami’ye dönüştüğü zaman “Sıra iş dünyası ve medya’da” dedikleri de unutulmadı. Hatta bu kesimin “Ergenekon’un Fırat’ın ötesindeki kolu ile yüzleşilmelidir” diye görüş bildirdikleri de biliniyor. Ama ne olduysa yandaş ve candaş medya birden sessizliğe gömüldü. Ergenekon’u ahtapotun kollarına benzeterek iş, medya, güneydoğu ayağının olduğunu iddia edenler ansızın kenara çekildi. Oysa her akşam canlı yayınlarda alevli tartışmalar yaşanıyor, elinde belgesi-bilgisi olanlar, gelecek yeni dalgaları anlatıyorlardı. İddianameler masaya yatırılıyor, sürecin geleceği hakkında senaryolar yazılıyordu. Ama birden bire derin bir sessizlik…

Ne oldu cidden, anlayanınız var mı? Ergenekon’un medya, iş ve Güneydoğu ayağı deşifre oldu da haberimiz mi yok? Jitem ile Ergenekon’un birlikte yaptığı operasyonlar gün yüzüne çıktı da biz mi göremedik? Diyarbakır'da görülen JİTEM davası Ergenekon’a uzanarak şok dalgalar yaşandı da görmezden mi geldik? Çetelerin ayakta durması için sürekli gerekli lobiyi sağlayan malum medya’nın kalemşörlerine operasyon düzenlendi de ajanslar haber mi geçmedi? Ekonomiyi derinden etkileyen ve yabancı yatırımcıyı ürküten kaos planlarının içinde olan iş dünyasını dalga vurdu da hissetmedik mi? Ha birden Masonlar vardı. Hatta P2 locası… İtalya'daki P2 mason locasının Gladio örgütüyle olan bağlantılarına atıfta bulunarak “Masonlar Ergenekon'un neresinde?” sorusunu soranlarda sır oldu.

Yoksa bu yapılar ülkemizi terk etti de bilgimiz mi olmadı? Ya benim duyu organlarım fonksiyonlarını kaybetti, olup biteni hissedemedim ya da bir el “bu dava bitmez’ diyenlere fena dokundu. Bence dokundu. Çünkü dün “demokrasi” diye bağırarak, yeni dalgaların haberini verenler 28 Şubat sürecinin başlamasıyla mesleki dayanışma bahanesiyle “Umarım dalgalar genişlemez” demeye başladı. İyi de bunlar hemen her alanda mesleki dayanışma sergilerken, bizler yargı önüne çıkmaya devam ediyoruz. Onların ortaya attıkları Ergenekon tezlerini araştırarak haber yapan, Balyoz, Islak İmza ve İnternet Andıcı gibi Türkiye’yi sarsan dava ve soruşturmaları takip eden gazetecilere yönelik açılan yıldırma davaları sürüyor. Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili haber yapan gazetecilere yönelik yargı kıskacı devam ederken, gardlarını alıp köşelerine çekilen goygoycuların pazarlık içinde olduğu bir gerçek. Elbet bu pazarlık fazla gizli kalmaz ve deşifre olur. Henüz sisteme dokunulmadan, temel sorunlar çözülmeden, çetelerle gerçek anlamda yüzleşilmeden geri adım atmalarının gerekçesi görülür.

Peki çetelerle mücadele ederek, yazılmayanları yazdıkları için hakkında açılan davalar sonucu gazetenin gündem toplantılarına ifade vermek için gittikleri adliyeden telefonla katılanların hali ne olur? Üçüncü Yargı Reformu Paketi’nin sorunu çözmediğini, TCK’nın ve Basın Yasası’nın ilgili maddelerinin değiştirilmediğini bilen bu uzlaşmacı gazeteciler neden şimdi kalem sallamazlar. Soruşturmanın gizliliğini ihlal ve yargıyı etkileme suçları basın özgürlüğünü ciddi şekilde zedelediğini bu isimler neden söylemekten, köşelerine taşımaktan çekinirler? Birçok gazeteci hakkında onlarca dava veya soruşturma yok mu? Bu durum Türk Ceza Kanununun ve Basın Yasasının ilgili maddelerini gözden geçirmek ve değiştirmek gerektiğini ortaya koymaz mı? ‘Yargı reformu istiyoruz’ diye köşelerinden yazı yazanlar, bugün neden “Bu yargı reformu yetersiz. Her ne kadar üçüncü yargı reformu paketinde bu suçlarla ilgili hükmün açıklamasının ertelenmesi kapsamına alınmışsa da bu çözüm sayılmaz.

Çünkü hakkında soruşturma veya dava olan gazeteciler mesleklerini icra etmeye devam edeceklerinden yeni bir soruşturma ve yargılama durumunda eksi dosyaları da tekrar gündeme gelecektir” şeklinde uyarıda bulunmazlar. “Yandaş köşelerinde Ergenekon zanlısı olarak gözaltına alınan veya tutuklanan gazeteciler çok iyi gazeteciler” diyecek kadar ileri gidenler, bizlerin haklarını savunmayarak “Sizler değersizsiniz mi” demek istiyorlar. Basının var oluş amaçlarından biri toplumu yaşanan gelişmelerden haberdar etmektir. Basın kanunu 3. maddesine göre basın özgürdür. Gerçeğinden de mi habersizler? Yok değillerse bırakalım Ergenekon’u ya da Balyoz’u kaçı Suriye’de yaşanan insanlık dramını kamuoyuna duyurmak için bu ülkeye giden ancak kendilerinden 54 gündür haber alınamayan gazeteci arkadaşlarımızın mağduriyetini köşelerine taşıdılar. Gazetecinin hakları, halkın haber alma hakkı ve ifade özgürlüğü nerede kaldı?
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara