İnal Batu: CHP ile TSK el ele verdi
27 Nisan sürecinin önemli şahitlerinden birisi emekli büyükelçi ve eski CHP Genel Başkan Yardımcısı İnal Batu, muhtıraya giden süreci şu şekilde özetliyor: 'CHP, TSK ve Anayasa Mahkemesi el ele verdi. DYP ve Anavatan bu cepheye sonradan tehditle girmiş iki partiydi.'
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-04-28 10:17:39
CHP'nin her dönem olduğu gibi o dönemde de TSK'nın komuta kademesiyle temas halinde olduğunu dile getiren Batu, Anavatan ve DYP'nin boykotunun CHP'den farklı olduğunu belirtiyor. Batu, "CHP, baştan beri sürecin teşvik edici ve kışkırtıcı gücüydü. DYP ve Anavatan, son aşamada tehditlerle baskılarla istemeye istemeye sürüklenmiş iki parti. Ağar ve Mumcu baştan beri askerleri ve Anayasa Mahkemesi'ni teşvik etmedi. Son anda baskı ve tehditle saf değiştirdi." diyor. Meclis boykotunun arkasındaki '367' tezinin Türk hukuk ve siyaset tarihine kara bir leke olarak geçtiğini kaydederken, bunun Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığını engellemeye yönelik 'uydurma bir yöntem' olduğunu ifade ediyor. CHP'nin en başından bu tezi kabul etmesinin hatalı olduğunu vurgulayarak, "Baykal çok açık bir anayasa suçu işledi. Tehdit etti, Anayasa Mahkemesi'ni. Dedi ki '367'yi uygulamazsanız memlekette büyük kargaşa çıkar.' Bu, sokak hareketleri hatta ihtilal tehdidiydi. Askerin kısa vadedeki planı Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı olmasını önlemekti. Asker muhtırada başarılı olsaydı sonraki benzer müdahalelere de zemin hazırlanacaktı." diye konuşuyor.
Anayasa Mahkemesi'nin 367'yi benimsemesine CHP'nin koro halinde alkış tuttuğunu da anlatan Batu, alkışlayanların başında ise dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in geldiğini kaydediyor. Ancak e-muhtıraya alkış tutanların tarihe kara bir leke olarak geçtiğini söylüyor. Muhtıra karşısında AK Parti hükümetinin dik duruşunu da beğendiğini anlatan Batu, şöyle konuşuyor: "İlk defa bir siyasî iktidar Silahlı Kuvvetler'den gelen bir muhtıraya karşı çıkma cesaretini gösterdi. Dönüm noktasıydı. Bu cesaret Balyoz ve Ergenekon davalarının müjdecisiydi. Hükümet, askerî vesayeti ortadan kaldırmak için art arda adımlar attı. Bazen de aşırıya kaçtı. Mesela İlker Başbuğ'un yüce divan yerine özel yetkili mahkemelerde yargılanması."
SON VİDEO HABER
Haber Ara