Gıda perakendesini kooperatif kurtaracak
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı kooperatifçilik le ilgili görüş ve çalışmalarını anlattı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-04-26 11:05:28
GIDA PERAKENDECİSİNİ KOOPERATİFÇİLİK KURTARACAK
Sizce BM’in 2012 yılını ‘Kooperatifler Yılı’ olarak ilan etmesinin temelinde yatan gerçek nedir?
Dünyada kamu yönetimi anlayışındaki değişimlere paralel olarak, devletler ekonomik ve sosyal alandaki rollerini azaltmakta, idari, politik ve ekonomik yapıları serbestleştirmekte, farklı ekonomik sektörlerin ve aktörlerin gelişimini dengelemeye doğru yönelmektedirler. Bu doğrultuda, temelinde işbirliği anlayışı bulunan, bireylerin ve toplumun ekonomik ve sosyal kalkınması açısından büyük önem taşıyan kooperatifler, zaman içerisinde değişen ihtiyaç ve şartlara göre ilke ve değerlerini yenileyen ve birçok ülkede başarıyla uygulanan bir işletme modeli haline gelmiştir. Kooperatifçilik sisteminin geliştirilmesi ve yeni kooperatif işletmelerinin kurulması, uluslararası kuruluşlar ve AB tarafından yayımlanan temel dokümanlar ile özellikle teşvik edilmektedir. Kooperatiflerin yoksulluğun azaltılmasına, gelirin adil dağılımına ve ülkelerin sosyo-ekonomik kalkınmasına sağlamış oldukları katkılar nedeniyle Birleşmiş Milletler tarafından 2012 yılının tüm dünyada “Uluslararası Kooperatifler Yılı” olarak kutlanması kararlaştırılmıştır.
BM’nin kooperatifçilik anlayışıyla, bizim bakış açımız örtüşüyor mu?
BM’nin kooperatifçilik anlayışının temelinde Uluslararası Kooperatifler Birliği tarafından belirlenen kooperatifçilik ilke ve değerleri yer almaktadır. Bu anlayış yardımlaşma ve dayanışma ekseninde birlikte hareket ederek ülke kalkınmasına katkı sağlamasına dayanmaktadır. Türk kooperatifçiliğinin dayanağı olan 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesinde de kooperatif; karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma çerçevesinde ortaklarının ekonomik menfaatlerini korumak amacıyla kurulan ortaklık türü olarak tanımlanmaktadır. Buradan da anlaşıldığı gibi BM ve ülkemizdeki kooperatifçilik anlayışı konusunda teorik bir farklılık yoktur. Uygulamalarda ortaya çıkan farklılıklar kooperatif işletme modeline özgü bir durum olmayıp, genel ekonomik yapıyla ilgili bir durumdur. Bu kooperatif işletmelerin sosyo-ekonomik öneminin göz ardı edilmesini gerektirmez.
Bizdeki kooperatifçilik devrim niteliğinde yeniden mi yorumlanacak, yoksa eski anlayışımızın kısmi ıslahı şeklinde yola devam mı edilecek? Kooperatifçilik stratejisinin öncelikleri ne olacak?
Bakanlık olarak kooperatifçiliğe daha elverişli bir ortam oluşturmayı, sektöre olan güveni artırmayı, verimsiz ve etkin olmayan uygulamaları kaldırmayı, sürdürülebilirlik, rekabet edebilirlik ve yenilikçiliği sağlamayı, sektörün yaşadığı sorunlara çözüm oluşturmayı, kooperatifçiliğe yeni bir ivme kazandırmayı amaçlıyoruz. Bu amaçla çalışmaları yürütülen “Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi” 2012 yılı içinde yürürlüğe girecektir. Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ile ülkemizde kooperatifçilik sektörünün sorunlarının çözümünde kamu kuruluşlarına, sektöre ve diğer aktörlere ne gibi görevler düştüğü ortaya konulmaktadır. Bu çalışmalar sonucu stratejik hedefler belirlenmiş ve bu stratejik hedefler altında 40 civarında öncelikli eyleme yer verilmiştir. Eylem planı; belirlenen stratejik hedeflere uygun olarak hangi eylemin, hangi zaman dilimi içinde ve nasıl uygulanacağını tanımlayarak ve kooperatifçiliğimizi istenen noktaya ulaştırmada bir yol haritası olacaktır. Kooperatifçilik stratejisiyle; kamu ve özel sektöre düşen görevleri yeniden tanımlıyor, sürdürülebilir bir kooperatifçilik politikası ortaya koyuyoruz. Strateji belgesindeki eylemlerin hayata geçirilmesiyle; tüketiciler, dezavantajlı gruplar, tarım üreticileri, esnaf ve sanatkârlar, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler başta olmak üzere geniş toplum kesimleri ve sektörler için refah ve üretim düzeylerinde iyileşme sağlanacaktır.
Yıllardır yerleşmiş olan, olumsuz kooperatifçilik zihniyetiyle mücadelenizde ciddi olduğunuzun ilk belirtileri ve uzun soluklu eylem planınız nedir?
Bugün sekiz milyondan fazla insanımız kooperatif işletmeler aracılığı ile ekonomik aktivitelerin içine katılmaktadır. Birkaç başarısız örnek nedeniyle tüm kooperatifçilik kurumunun olumsuz olarak nitelendirilmesini son derece yanlış buluyorum. Aksine toplumsal sorumluluk, sivil toplum değerleri ile hür teşebbüs yaklaşımını bünyelerinde birleştirme becerileri ile kooperatifler günümüzün ekonomik ve sosyal kalkınma modelinin önemli bir parçası haline gelmiştir. Günümüzde en etkin kalkınma araçlarından biri olarak karşımıza çıkan kooperatifler; üreticilere, tüketicilere ve küçük işletmelere sağladığı ekonomik ve sosyal katkılar kadar, ülke ekonomisine de katma değer sağlamaktadır. Nitekim bu durum, International Cooperative Alliance’ın (ICA) verilerine göre, dünyanın en büyük 300 kooperatifinin 2006 yılına ait 1,12 trilyon ABD dolarlık cirosuyla ispatlanmıştır.
Türkiye Perakendeciler Federasyonu üyesi 280 yerel gıda perakendecisini yeni kooperatifçilik konseptinizde nerede görüyorsunuz?
Türk perakende sektöründe en büyük pay gıda perakendeciliğine aittir. Devam etmekte olan çalışmalarımızla gıda perakendecileri de dahil olmak üzere tüm perakendecilerin uygun kooperatif işletmeler çatısı altında birlikte hareket etmesi özendirilecektir. Özellikle gıda sektöründe yaygın olan geleneksel perakendecilik yerine kooperatif ortaklık modelinde organize perakendeciliğin bu sektörde güçlü bir ses getirebileceği değerlendirilmektedir. Girişimcilerin bu model ekseninde güç birliği yapmaları büyük ölçekli işletmeler karşısında küçük ölçekli işletmeleri güçlendirecektir. Böylece ulusal ve uluslararası alanda rekabet edebilirliği arttırarak global pazar payımızı yükseltmeyi hedeflemekteyiz. Özellikle organize perakendecilik ile kayıt dışılık azaltılarak perakende sektörünün ekonomiye olumlu etkisi tam manasıyla yansıtılabilecektir. Bakanlık olarak biz bu hedeflere ulaşmak için gerek mevzuat yapılanması gerekse yol haritası belirlenmesi konularında üzerimize düşeni yapmaktayız ve yapmaya devam edeceğiz.
Avrupa'da olduğu gibi üretici ve perakendecilerin işbirliği içinde olduğu bir kooperatifçilik anlayışına nasıl bakıyorsunuz?
Bugüne kadar perakende sektörü içerisinde bulunan tüketim kooperatifleri, genellikle dar gelirli olan tüketicilerin tüketim maddeleri ihtiyaçlarını ucuza karşılamak için kurulmuş olan kooperatiflerdir. Ancak ülkemizde mevcut tüketim kooperatifleri hem ortak sayısı açısından hem de üst örgütlenme açısından yetersiz bulunmaktadırlar. Genelde de bu tür kooperatiflerin kamu kuruluşları, bankalar, sendikalar ve özel işletmeler bünyesinde ve bunların çalışanlarına hizmet veren kooperatiflerden oluştuğu görülmektedir. Bugün faal olan tüketim kooperatifleri diğer küçük perakende veya bazen de tüketim bölgesindeki toptancılar ile rekabet etmeye çalışmaktadırlar. Yani büyük mağazalarla rekabet etme güçleri bulunmamaktadır. Bu nedenlerle tüketim kooperatiflerinin daha aktif işletmeler haline gelmesini sağlama konusunda çalışmalarımız olacaktır. Bu çerçevede, tüketim kooperatiflerinin güçlü tüketici örgütleri olarak faaliyet gösterebilmeleri için üreticiler ile işbirliği yapılması oldukça önem arz etmektedir.
Haber Ara