Ermeni iddialarına karşı Türkiye’nin ilk lobicisi ABD’li gazeteci
Yıllardır Türkiye’nin başını ağrıtan Ermeni meselesine karşı uluslararası arenada lobicilik faaliyetlerini ilk başlatanın Muhammed Alexander Webb isimli Amerikalı gazeteci olduğu ortaya çıktı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-04-25 10:27:21
Her yıl Nisan ayında Türkiye’nin en önemli gündemi haline gelen 1915 olayları ile ilgili Ermeni iddiaları, yıllardır kanayan bir yara olarak yerini koruyor. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Türk Amerikan ilişkilerinde önemli yer edinenin Ermeni meselesinin iç yüzünü Amerikan kamuoyuna anlatamayan Türkiye, yıllar önce aynı sorunu Osmanlı döneminde yaşamış. Osmanlı adına lobi yapan Amerikalı gazetecinin ise ilginç bir hikayesi var.
Gerçek adı Alexander Russel Webb olan bu Amerikalı Müslüman, 1846 yılında New York’ta gazeteci bir babanın oğlu olarak dünyaya gelir. Baba Nelson Webb, Hudson Daily Star gazetesinin 35 yıl editörlüğünü yapmış, tecrübeli bir gazeteci olarak biliniyordu. Oğlu Russel Webb (Muhammed) ise döneminde başarılı ve çalışkanlığı ile tanınan birisiydi. O da babasının izinden giderek gazeteci, editör ve gazete sahibi olarak çalıştı. O dönemlerde gazeteciliğin yanı sıra siyaset dünyasında da tanınan bir simaydı.
Dönemin ABD Başkanı Grover Cleveland’i başkanlık seçiminde desteklediği için mükafat olarak ABD’nin Filipinler Başkonsolosu olarak atandı. İlk görev yeri Filipinler olan Webb, görev yaptığı sırada dini konularda yaptığı araştırmalar sonucu Müslüman oldu. Daha sonra görevi bırakarak ülkesine İslamiyeti anlatmaya başlayan bir gazeteci olarak geri döner. Amerika’ya geri döner dönmez New York 1122 Broadway adresinde Oriental isimli şirketi kurarak İslam’ı anlatan yayınlar çıkarmaya başlar. 1893’te Chicago’da düzenlenen Birinci Dünya Dinler Kongresi’nde Müslümanları anlatan bir konuşma yapar. Amerikan basınında yer alan bu konuşma sonra Webb, Washington’daki Osmanlı elçiliği aracılığı ile Sultan II. Abdülhamid tarafından tanınır.
Kısa sürede Sultan II Abdülhamid’in takdirini kazanan Webb, 1901 yılında İstanbul’a çağrılır.
OSMANLININ İLK NEW YORK BAŞKONSOLOSU AMERİKALI GAZETECİ
Sultan tarafından ağırlandıktan sonra 1901 yılından sonra Osmanlı’nın New York Başkonsolosu olarak geri döner. Sultan II. Abdülhamid ona iki nişan verdi: Üçüncü Dereceden Mecidi Nişanı ve Liyakat Nişanı. Muhammad Webb, bu statüde bir Osmanlı nişanı alan tek Amerikalı olarak biliniyor. Sultan Abdülhamid, Muhammad Alexander Russell Webb’e “bey” unvanı da vererek “birçok Amerikalının Müslüman olmasına” vesile olduğu ve İslam için yaptığı çalışmalardan dolayı onu onurlandırdı.
Kısa sürede Amerika’da yaşayan Müslümanları bir çatı altında toplamak için American Moslem Brotherhood’u (Amerikan Müslüman Kardeşliği) kuran Webb, ülkede İslam’ı anlatmak için kurulmuş ilk dergi The Moslem World’ü yayımlamaya başlar.
Webb’in çok öncelerden İslam’ı anlatma ve Ermeni konusunda çok aktif bir rol oynadığını söyleyen Prof. Dr. Hibbi Omar, Webb’ in Amerika’daki islam tarihinde çok önemli bir yere sahip olduğunu belirtti.
Gazeteci Webb’in İstanbul’da yaşadığı süreç içerisinde yazdığı 5 mektup ile Türk insanı hakkındaki ön yargılarını kurmaya çalıştığını hatırlatan Prof. Dr. Omar, “Yıllar önce gazetecilik yapmış birisinin İslamiyet ve Türkiye için bu kadar hizmet etmesi çok önemli. O dönemin sultanı Webb’e bey unvanı vermesi çok önemli bir durumdu. Bey unvanın yanında ona Osmanlı Nişanı verildi.” dedi.
New York’a yakın New Jersey eyaletinin Rutherford şehrinde yaşayan Webb, Osmanlı’nın yıkılması ile maddi zorluklar yaşar. Yapmak istediği projelere ara vermeden devam eden Webb, çalışmalarını gözlerini hayata yumduğu 1 Ekim 1916’ya kadar sürdürür. 70 yaşında vefat eden Webb’in mezarı New Jersey’in Lyndhurst şehrindeki Hillside mezarlığında bulunuyor.
AMERİKA’DAKİ TÜRK ÖĞRENCİLERDEN WEBB MEZARINA ZİYARET
Lyndhurst Hillside mezarlığında, Muhammed Alexander Webb’in mezarı olduğu duyan bir grup Türk öğrenci, mezarı ziyaret ederek dua etti. Webb’i daha önceden hiç tanımadıklarını ifade eden Ömer Türk isimli öğrenci, “Osmanın ilk New York Başkonsolosu Webb’in mezarının New Jersey’de olduğunu bilmiyorduk. Haberimiz olur olmaz biz de mezarlığa dua etmek için geldik. Biz de bir anlamda üstümüze düşen görevi yerine getirmiş olduk.” diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara