Erdoğan'dan Maliki'ye: 'Kem söz sahibine aittir'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin açıklamaları konusunda, ''Sayın Maliki'ye fazla söz verirsek, bu onun orada şov yapmasına fırsat verir. Onun prestij sağlamasına fırsat vermemize gerek yok. Sadece 'kem söz sahibine aittir' diyorum'' dedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-04-21 23:50:06
Katar'da, Hamas lideri Halid Meşal ile görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine Erdoğan, Meşal ile bir araya geldiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, ''Halid Meşal, Katar'da biliyorsunuz. Kendisiyle görüşmelerimiz oldu'' dedi.
Bir gazetecinin, ''Siz Katar'da iken Irak Başbakanı El Maliki yazılı bir açıklama yaptı. Sizin açıklamalarınıza okları çevirdi ve Türkiye'nin düşman ülke haline getirilmek istendiğini söyledi. 'İçişlerimize karışılmaya başlandı' dedi. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?'' şeklindeki sorusuna karşılık da Erdoğan, şunları kaydetti:
''Sayın Maliki'ye cevabı aslında Dışişleri olarak verdik. Herhalde Dışişleri'nin yapmış olduğu açıklamayı sizler de duymuşsunuzdur, okumuşsunuzdur. Orada en güzel şekilde ifade ettik. Sayın Maliki'ye fazla söz verirsek, bu onun orada şov yapmasına fırsat verir. Onun prestij sağlamasına fırsat vermemize gerek yok. Sadece 'kem söz sahibine aittir' diyorum. Yazılı açıklamamızda da ifade ettiğimiz gibi, bir defa Türkiye, Irak halkını her zaman bağrına basmış, en kötü anlarında yanında olmuş bir ülkedir. Ve o en kötü anında 48 anlaşma yapmak suretiyle Irak'a verdiğimiz değer çok açık net ortadadır. 48 anlaşmayı yapmış olduğu bir başka ülke var mı acaba? Onun kendi çalışmalarına bakması lazım. Bir diğer nokta da tabii, 10 yıl önce Irak'a girenler, daha yeni yeni oradan ayrıldılar, çıktılar, çıkıyorlar. Onlar mı içişlerine karışanlar, yoksa Irak'ın içerisindeki her kesimle... Biz her inanç grubuyla, her siyasi partiyle bugüne kadar irtibat halinde olduk, yarın da oluruz, olmaya devam ederiz. Çünkü bu bizim zaten kardeşlik ilişkilerimizin bağıdır. Ve burada da ne Sünni ayırımı yaparız, ne Şia ayırımı yaparız. Hepsiyle görüşürüz. Arabı, Kürdü, Türkmeni hepsi bizim orada kardeşimizdir. Ve Maliki'nin bu tavırları bizi hiçbir zaman Irak'lı kardeşlerimizden ayıramayacaktır. Bunu da bilmesi lazım.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bölücü terör örgütü silahı bıraktığı anda şüphesiz ki güvenlik güçlerimiz de hemen operasyonlarını keser. Çünkü güvenlik güçlerimiz operasyona meraklı değildir'' dedi.
Erdoğan, Katar dönüşünde Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
''Irak'ta Sünniler ile Kürtler Şii'lere karşı ittifak ediyor diye çeşitli basın organlarında haberler yer aldığının'' ifade edilmesi üzerine Erdoğan, bunun çok saçma bir yaklaşım olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bakın şu anda Türkmenlerin içinde de Şii'ler vardır, Kürtlerin içinde de Şii'ler vardır hatta hatta Arapların içinde de Şii'ler vardır. Orada böyle tablo var. Nasıl oluyor da bunlar birbirlerine karşı duruma geliyor? Şu anda benim görüştüğüm Şii liderlerin birçoğu Maliki'den çok rahatsız. Hatta biliyorsunuz, oradaki en önemli Şii liderlerden bir tanesi, bundan birkaç hafta önce bir açıklama yaptı; 'Maliki, Saddam'dan daha diktatör' dedi. Kim kime karşı? Onlar bile artık yaka silkmeye başladılar. Bu denli artık bu işten nefret etmeye başladılar. Adaletin olmadığı yerde tabii ki bu tür sıkıntılar baş gösterecektir. Temenni ederim ki hak orada da yerini bulur. Çünkü Irak'ın toprak bütünlüğü, Irak'ın birliği, beraberliği, bizim her zaman söylediğimiz, Iraklılık bilincinde Irak'ın toplanması arzumuzdur. Çünkü güçlü bir Irak bize kaybettirmez, tam aksine bize de bölgeye de kazandırır. Ama huzursuz bir Irak bizi üzer. Biz huzursuz bir Irak istemiyoruz.''
Bir gazetecinin, ''CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, sizin Barzani ile görüşmenizle ilgili açıklaması oldu. 'Barzani'nin PKK'yı topraklarından göndereceği hayaldir. Barzani ile görüşmenin terörle mücadeleye katkı sağlayacağını düşünmüyorum' dedi. 'PKK silah bırakırsa operasyonlar durur' şeklinde bir açıklamanız olmuştu. Bununla ilgili olarak da PKK ile yeni bir görüşmenin mesajı olabilir şeklinde iddialar var. Bu iddialarla ilgili bir değerlendirmeniz olacak mı?'' şeklindeki sorusuna karşılık da Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bizi izlemeye yeni başladı herhalde. Bu konularla ilgili açıklamalarımız bizim geçmişte var. Zira biliyorsunuz, biz her zaman şunu söyledik; bölücü terör örgütü silahı bıraktığı anda şüphesiz ki güvenlik güçlerimiz de hemen operasyonlarını keser. Çünkü güvenlik güçlerimiz operasyona meraklı değildir.
Görüşme yapmak-yapmamak konusunda ise bunu da her zaman çok açık, net söyledik; AK Parti iktidarı olarak, siyasi bir parti olarak bugüne kadar terör örgütü ile hiçbir görüşmemiz olmadı ve bu konudaki kararlılığımız yine aynıdır. Çok açık net bir şeyi daha biliyorsunuz söyledik; Bunlar terör örgütünün uzantısı ile işbirliği halinde çalışmıştır. Hatta seçimlerde de bunu zaten gördük, meydanlarda da bunu sizlere anlattık. 'Hakkari mitingi bunun en güzel ispatıdır' dedik. Neydi o? İşte gittiler, anlaştılar, bölücü terör örgütü ile anlaşmanın neticesinde Hakkari mitinginde bir tane Türk bayrağı ellerinde sallayamadılar. Niye? Çünkü dediler ki; 'Hayır, Türk bayrağı oraya sokamazsınız'... Ve CHP de ona uydu. Oraya gelen de CHP'liler değildi. Gelenler de anlaşma yaptıkları örgütün mensuplarıydı. Çünkü aldıkları oya baktığınız zaman bakıyorsunuz ki ne ikinci parti olabildi, ne üçüncü parti olabildi, dördüncü parti oldu. Böyle bir tablo ortada. Onun için önce aynaya baksın, ona göre kendine çeki düzen versin. Allah da CHP'lilere sabır versin.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iktidara geldikleri dönemde uluslararası yardımlar açısından ''alan el'' olan Türkiye'nin, artık ''veren el'' haline geldiğini belirterek, ''2010'da 1 milyar dolar gibi bir desteğimiz oldu. 2011'de 1,32 milyar dolar yine desteğimiz oldu. Türkiye'nin şu anda özellikle en az gelişmiş ülkelere, az gelişmiş ülkelere olan desteği, o ülkeler nezdindeki itibarını da artırıyor'' dedi.
Erdoğan, resmi ziyarette bulunmak üzere gittiği Katar dönüşünde Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, Katar'daki temasları ve iki ülke ilişkileri konusunda bilgi verdi.
Katar Emiri Şeyh Hamad bin Halife es-Sani ve Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Hamad bin Casım es-Sani ile yaptığı görüşmelerde iki ülke arasındaki ilişkileri değerlendirme imkanı bulduklarını belirten Erdoğan, şu anda Türkiye'nin orada 12-13 milyar dolarlık yatırımları bulunduğunu, 600 milyon dolar gibi bir dış ticaret hacmine sahip olduklarını aktardı.
Başbakan Erdoğan, bunun yeterli olmadığı ve artarak devam etmesi gerektiğinin her iki taraftaki irade beyanıyla da ortada olduğunu ifade ederek, bunların nasıl artırılabileceği, iki ülke girişimcilerinin müşterek olarak üçüncü ülkelerde ne gibi yatırımlar yapabileceği, Türkiye'de reel yatırıma endeksli ne gibi çalışmalar olabileceği konularını görüşme imkanı bulduklarını anlattı.
Siyasi, askeri, ekonomik, ticari, kültürel noktalarda Türkiye ve Katar arasında son yıllarda en üst düzeyde çok güçlü temaslar bulunduğunu ve bunların daha da artarak devamının en büyük arzuları olduğunu söyleyen Erdoğan, ''Gerek finans sektöründe, gerek altyapı-üstyapı ile ilgili müteahhitlik sektöründe, enerji sektöründe, şu anda telekomünikasyon noktasında özelleştirme çalışmalarına girme gibi bir gayretlerinin olduğunu görüyoruz, bu konularda Katar'la inanıyorum ki yapabileceğimiz işbirliğinin ülkelerimize çok büyük faydası olacaktır'' diye konuştu.
BÖLGESEL SORUNLAR ELE ALINDI
Bölgesel sorunları da ele aldıklarını ve Suriye konusunun en önemli başlık olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Suriye ile ilgili olarak mevcut durumu değerlendirdiğimiz gibi, bundan sonra neler yapabiliriz... Zira bölgede Suriye konusunda aktif ülkelerden bir tanesi Katar. Bu çalışmalarda neler yapabiliriz, bunları aramızda yine görüştük. Tabii bizler Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunması suretiyle ülkede akmakta olan kardeş kanının durdurulmasını arzu ediyoruz. Bu yönde çabalarımızı sürdürüyoruz ve demokratik bir dönüşüm sürecinin de Suriye halkının talepleri istikametinde olması en büyük arzumuzdur. Bunun için gayret sarf ediyoruz.''
Başbakan Erdoğan, bölgesel gelişmeler çerçevesinde Orta Doğu ülkelerindeki dönüşüm süreci, Orta Doğu barış süreci, Irak, Mısır ve Yemen'de yaşanan durumlar, İran'ın nükleer programı gibi konular üzerinde de değerlendirmelerde bulunduklarını belirtti.
Erdoğan, bu yıl 13'üncüsü düzenlenen BM Ticaret ve Kalkıma Konferansı'nın açılışında da bir konuşma yaptığını anımsatarak, bu toplantının ilk kez Orta Doğu'da gerçekleştirildiğini, bölgede yaşanan tarihi dönüşüm sürecinin de konferansın önemini bir kat daha artırdığını söyledi.
ZİYARETİMİN OLUMLU GELİŞMELERİNİ GÖRECEĞİMİZE İNANIYORUM
Konferansta ağırlıklı olarak küresel kalkınma, sürdürülebilir büyüme ve geçiş sürecinde oluşan yeni fırsatlar gibi ekonomik meselelerin ele alındığını ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi geçen yıl ülkemizde yapılmıştı. Her yıl 200 milyon dolar en az gelişmiş ülkelere yönelik desteğimiz ve özellikle göreve geldiğimizden bu yana geldiğimiz noktaya baktığımızda: geldiğimizde alan eldik, ama artık Türkiye veren el oldu. 2010'da 1 milyar dolar gibi bir desteğimiz oldu. 2011'de 1,32 milyar dolar yine desteğimiz oldu. Bu da artarak devam ediyor. Bu tabii Türkiye'nin şu anda özellikle en az gelişmiş ülkelere olan desteği, az gelişmiş ülkelere olan desteği, o ülkeler nezdindeki itibarını da artırıyor. Körfez bölgesinde ekonomik ve siyasi açıdan önemli bir konumda bulunan Katar'a ziyaretimin olumlu gelişmelerini göreceğimize inanıyorum.''
Erdoğan, ayrıca Uludere'de mayına basma sonucu şehit olan Uzman Çavuş Kemal Aktay'a, hayatını kaybeden sanatçı Ayten Alpman'a ve Türk siyasetinin geçmişinde önemli bir yeri olan Adalet Partisi kurucularından Sadettin Bilgiç'e ayrı ayrı Allah'tan rahmet; aileleri ve yakınlarına da baş sağlığı dileklerini iletti.
Bu arada, Başbakan Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan, Başbakan Yardımcıları Beşir Atalay, Bekir Bozdağ, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan da yurda döndü.
SON VİDEO HABER
Haber Ara