Avrupa'daki ırkçı saldırılar
TBMM Başkanı Çiçek, 'bugünün Avrupa'sında, ırkçı, yabancı düşmanı, İslam karşıtı, ayrımcı aşırı eğilimlere yer olmamalıdır' dedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-04-20 14:00:58
Çiçek, "Türkiye'nin katılımı, AB'nin krizden güçlenerek çıkmasını sağlayacak, birliğin siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel gücünü ve geniş coğrafyalara erişimini artıracaktır. Birliğin içinde bulunduğu ekonomik ve mali kriz, genişlemeyi engelleyici değil, tetikleyici bir unsur olmalıdır"
Çiçek, AB Parlamento Başkanları Konferansı'nda bir konuşma yaptı.
Birlikte paylaştıkları kıtanın, bugün siyasi, ekonomik ve sosyal açılardan zorlu sınavlarla karşı karşıya olduğunu belirten Çiçek, bir başka gerçeğin de küresel gücün çekim merkezinin batıdan doğuya doğru kayması olduğunu söyledi.
Çiçek, bu nedenle yaşanan krizin sadece ekonomik olmadığını dile getirerek, ''AB, artık sadece Avro'nun istikrarını değil, topyekun kendi geleceğini tartışır hale gelmiştir. Mevcut krizin, siyasi ve ekonomik açıdan uzun vadeli etkileri olacaktır'' dedi.
Türkiye'nin, Avrupa ailesinin bir parçası ve müzakere eden aday ülke olarak , AB'nin içinde bulunduğu krizi doğal olarak yakından takip ettiğini kaydeden Çiçek, birliğin bu krizden güçlenerek çıkmasını arzu ettiklerini vurguladı.
Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Zira ülkemizin geleceği AB içindedir. Bazı meslektaşlarımın söylediği gibi, AB tarihinin bir krizler tarihi olduğu da unutulmamalıdır. Kriz sonucu doğan birlik, yine krizlerle evrilmiş, aşamalı şekilde güçlenerek, günümüzdeki halini almıştır. Dolayısıyla AB'nin içinde bulunduğu bu krizi de aşacağına hatta bunu bir fırsata çevirebileceğine inanıyorum. Bunun reçetesi, AB'nin 60 yıllık tarihinde saklıdır. Daha fazla bütünleşme. Eğer bugün AB, ilk kurulduğu zamanlardan daha müreffeh, güçlü ve etkiliyse, bunda derinleşme ve genişlemenin payı olduğu büyüktür. Önümüzdeki dönemde de yapılması gereken derinleşme ve genişlemeyi hızlandırmaktır. ''
FIRSAT PENCERESİ
Çiçek, birlik içinde bazı çevrelerin, krizden faydalanarak AB bütünleşme sürecinin başarı hikayeleri niteliğindeki Shengen ve genişleme gibi AB politikalarını sorguladığını gördüklerini kaydetti. Çiçek, bu tür eğilimlerin, kamuoyunu olumsuz etkilediğini, AB projesine zarar verdiğini vurguladı. Çiçek, krizin, AB'nin kendi içine kapanmasına yol açmaması gerektiği uyarısında bulunarak, şunları kaydetti:
''Genişlemenin, bu vizyonun ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirilmesi ve yararlanılması gerekmektedir. Birliğin içinde bulunduğu ekonomik ve mali kriz, genişlemeyi engelleyici değil, bilakis tetikleyici bir unsur olmalıdır. Avrupa bütünleşmesine hız kazandırılması, AB için yeni fırsat pencereleri açarak, profilini güçlendirerek yoluna devam etmelidir.
Tarihi rolü ve Avrupa'nın şekillenmesine katkısı sayesinde Türkiye, bu fırsat pencerelerinin en iyi örneğini sunmaktadır. Zira Türkiye'nin katılımı, AB'nin krizden güçlenerek çıkmasını sağlayacak, birliğin siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel gücünü ve geniş coğrafyalara erişimini artıracaktır. AB, daha iyi bir gelecek için yalnızca siyasi ve ekonomik bütünleşmeyi değil, sosyal ve kültürel bütünleşmeyi de gerçekleştirmek zorundadır.
Oysa son dönemde Avrupa'daki hoşgörü ortamında kıtayı etkisine alan ekonomik krizle de bağlantılı olarak yaşanan gerilemeyi üzüntüyle gözlemlemekteyiz. Yakın geçmişindeki acı deneyimlerin ardından bugünün Avrupası'nda, ırkçı, yabancı düşmanı, İslam karşıtı, ayrımcı aşırı eğilimlere yer olmamalıdır. Bu endişe verici eğilimler, Avrupa değerleriyle hiçbir suretle bağdaşmamakta, Avrupa'yı zayıflatmakta, iç uyumunu ve imajını olumsuz etkilemek suretiyle yumuşak gücünü azaltmaktadır. Bu tehdidin, daha fazla yayılmasını önlemek, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu konuda acilen atılması gereken adımlar üzerinde düşünmemiz gerekmektedir. Bütün bunların gerçekleşmesinin kolay olmadığının farkındayım. Ancak gerekli siyasi irade ve vizyonel liderlik sergilendiği takdirde, bunun mümkün olamaması için bir neden göremiyorum.''
SON VİDEO HABER
Haber Ara