Tarık Haşimi: Davaya katılmayacağım
Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi, hakkında açılan davanın siyasi bir dava olduğunu savunarak, Bağdat'taki yargılanmaya katılmayacağını ve başkentte adil bir yargılama olmayacağını inandığını ifade etti.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-04-17 17:51:55
AA'nın Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi'yle yaptığı röportajın ayrıntıları şöyle:
Soru: Irak'ın başkenti Bağdat'ta aleyhinize açılan davada son durum nedir?
Tarık Haşimi: Aleyhimde açılan bu dava en baştan beri siyasi bir davaydı. Dolayısıyla çözümü de siyasi bir çözüm olmak durumundaydı. Üç başkan, yani cumhurbaşkanı, başbakan ve meclis başkanının en yakın fırsatta bir araya gelmesi ve bu konuya bir siyasi bir çözüm bulması gerekmektedir.
Sorun şu ki olması gereken bu toplantı kardeş Mesut Barzani'nin bir ay önce başlattığı çabalara rağmen henüz gerçekleşmedi. Umuyoruz ki bu toplantı kısa sürede gerçekleşir ve bu meseleye siyasi çözüm bulunur. Bunun dışında ben şahsen Bağdat'ta adil bir yargılamayı kabul ettiğimi belirtiyorum. Ancak bu adil yargı şu anda Bağdat'ta mümkün görünmüyor. Çünkü yargı hükümetin, dolayısıyla Maliki'nin etkisi altında işliyor. Aynı zamanda Bağdat'ta güvenlik sorunları olacağını da düşünüyoruz. Bu yüzden mahkemenin Kerkük'e taşınmasını istedik. Ancak hükümet bu isteğimizi reddetti. Eğer yakın zamanda siyasi zemin üzerinde bir anlaşmaya varılamazsa mesele tekrar mahkemeye uzanacaktır.
Soru: Bağdat'taki yargılamaya katılmayı düşünüyor musunuz? Yargılamanın sonucundan neler bekliyorsunuz?
Haşimi: Mahkeme tarihi 3 Mayıs olarak belirlendi. Mahkemede gıyabımda bir karar çıkması muhtemel. Tabii ki avukatlarım aracılığıyla savunmamı yapacağım, fakat burada üzerine durarak tekrar ediyorum; Bu şartlarda Bağdat'taki yargılamaya katılmayacağım. Çünkü Bağdat'ta adil bir yargılama olmayacak ve aleyhime gösterilecek tanık itirafları işkence altında alınmıştır. Korumalarımdan birinin işkence altında hayatını kaybetmiş olması buna en açık delildir. İki korumam hakkında her türlü bilgiyi vermeyi reddediyorlar. Bana ulaşan bilgilere göre bu iki korumam da öldürüldü. Tekrar belirtiyorum, kanunen eğer güvenlik zaafları varsa ve gerçeklere ulaşma şartları sağlanamıyorsa yargılandığım mahkemenin değiştirilmesini isteme hakkım var. Ben de Kerkük'te yargılanmak istediğimi belirttim ama yönlendirilmiş bir yargı olduğu için nakil isteğimi kabul etmediler.
"Maliki, Irak halkının gerçekleri öğrenmesini istemiyor"
Soru: Yargının naklinin kabul edilmemesinin sizce nedenleri nelerdir?
Haşimi: Yargı bugün Maliki'nin emirleri doğrultusunda hareket ediyor. Maliki nakil işine karşı çıkıyor, çünkü Irak halkının gerçekleri öğrenmesini istemiyor. Biz tüm suçlamaları reddediyoruz.
Soru: Suriye'de ayaklanmalar baş gösterdikten sonra sizin yargılanma sürecinizde olumsuz gelişmeler olduğu söylendi. Sizce sizin davanızla Suriye'de yaşananların bağlantısı var mı?
Haşimi: Evet, böyle bir teori var ve bu teori oldukça güçlü. Suriye'deki yönetim değişmeden önce bölgedeki farklı seslerin susturulması, Maliki muhaliflerinin bir şekilde tasfiye edilmesi gerekiyordu. Çünkü bazı kesimler, Suriye'deki değişimin Irak'a yansımasından korkuyor. Dolayısıyla tüm ihtimalleri göz önünde bulunduruyorlardı. Ben 2003 yılında Irak'ta başlayan değişimin henüz tamamlanmadığını düşünüyorum. Bu değişimin birinci evresi Saddam Hüseyin rejiminin yıkılmasıydı. Değişimin ikinci aşaması alternatif bir sistem kurmak iken maalesef bunu şu ana kadar gerçekleştiremedik. Medeni adil hak gözetimi üzerine kaim tüm Iraklıları mezheplerine bakmaksızın eşit gören bir sistemi şu ana kadar kuramadığımızı söyleyebiliriz.
Soru: Irak'ın siyasi ve sosyal yapısında değişim olduğunu düşünüyor musunuz? Uluslararası konjonktürün Irak'ın üzerinde nasıl bir etkisi var?
Haşimi: Irak kim ne düşünürse düşünsün değişmeye devam edecek. Bizler bu değişim ve dönüşümün sürmesini destekleyeceğiz ama kesinlikle anayasaya uygun hareket etme taraftarıyız.
Bizler demokratik mücadelemizi vererek yönetime gelme taraftarıyız. Demokratik yarışı kazanamazsak tabii ki mücadeleyi kazananlar yönetebilecektir. 2010 seçimlerinde de El-Irakiye bloku olarak seçimleri kazandık ve hükümet kurma yetkisi bizde olması gerekiyordu. Ancak ABD ve İran ittifakı bu seçimlerin içini boşalttı ve seçimlerde azınlıkta kalanlara hükümeti kurma yetkisi verildi. Biz iki koltuk daha fazla almıştık ama dengeler bu şekilde işledi.
ABD'nin Irak'taki duruşu en baştan belliydi. ABD, Irak'ta birçok konuda İranlılarla aynı tutumu paylaştı. Irak'ta Maliki'ye verilen güvenoyunu geri çekmek için birçok çağrı oldu ama ABD ve İran, Maliki'yi sürekli destekledi ve desteklemeye devam ediyor.
"BEN TERÖR MAĞDURUYUM''
Soru: Türkiye-Irak arasındaki siyasi ve diplomatik ilişkiler konusundaki düşünceleriniz nelerdir?
Haşimi: Günümüzde Irak siyasi çevrelerinde maalesef çok kirli oyunlar oynanıyor. Buradan Türk hükümetine, halkına ve basına sesleniyorum; Irak resmi basınının haberlerine, meselenin aslını öğrenmeden inanmasınlar. Ben terör mağduruyum. 2004 yılında Irak İslam Partisi'nin genel sekreteri olduğumda haklarımı siyasi alanda barışçıl yollarla arama kararını verdim. ABD karşısındaki silahlı direniş gruplarıyla olmayı da bu doğrultuda reddettim. Dedim ki; bu birilerinin seçimi olabilir. Direnişe saygı gösterebilirim, fakat barışçıl yöntemler kullanma taraftarıyım. Siyasi duruşumun özü Irak halkı gözündeki güvenirliğimdir.
Soru: Kamuoyunda Tarık Haşimi nasıl tanınıyor? Bürokratik kimliğiniz her zaman ön planda oluyor mu? Irak'ın işgali sırasında ailenizde yaşanan olaylar sizi nasıl etkiledi?
Haşimi: İnsanlar bana baktığında 'Tarık Haşimi güvenilir bir insandır ve sözlerini tutar' desinler isterim. 2006 yılında iki erkek kardeşim ve bir kız kardeşim öldürüldü. Bu üç cinayet şu ana kadar faili meçhul durumdadır. Ben Cumhurbaşkanı yardımcısıyım, tüm enerjimi bu cinayetleri soruşturmaya harcayabilir, bu cinayetleri önceliğime taşıyabilirdim. Ancak Iraklıların 2003'teki işgalden sonra yaşadığı acıların Haşimi ailesinin acısından daha büyük olduğunu görüyordum. Ama 2011 yılında mağdur olduğum bu konuda suçlandığımda çok derinden yaralandım. Zamanın, benim masumiyetini ve korumalarımın suçsuzluğunu açığa çıkaracağını düşünüyorum. Özellikle bu konularda uluslararası yargı süreci başlatabilirse gerçekler açığa çıkacaktır. Çünkü şu anda Irak yargısına hiç güvenimiz yok.
"AĞABEYİM OLARAK GÖRDÜĞÜM ERDOĞAN'I BU HAK GÖZETİR TUTUMUNU UNUTMAYACAĞIM''
Soru: Röportaja eklemek istedikleriniz var mı?
Haşimi: Dost ve kardeş ülke Türkiye devlet ve hükümetine, ayrıca tüm Türk halkına haklı davamıza olan ilgilerinden ötürü kalbimin derinliklerinden teşekkürlerimi sunuyorum. Ben burada bulunmaktan çok memnunum. Halkla karşılaştığımda bana gösterilen sevgi beni duygulandırıyor. Ülkenizin bu hak gözetir tutumu kalbimin derinliklerinde unutamayacağım bir his bırakacaktır.
Türkiye'nin mazlumun yanında, dostça kardeşçe tavır almış olmasını asla unutmayacağız. Özellikle ağabeyim olarak gördüğüm Recep Tayyip Erdoğan'ın bu hak gözetir tutumunu unutmayacağım. Erdoğan'ın Maliki'yle görüşmesinin ayrıntılarına vakıf oldum, gerçekten hiçbir başkanın bir başka başkanla konuşamayacağı netlikte hak gözetir bir biçimde konuştu. Dualarımda Erdoğan için uzun ömür ve başarı diliyorum. Türkiye ve bölgedeki ülkeler için bu gerçekten gereklidir.
Soru: Geçen günlerde Katar'ı ve Suudi Arabistan'ı ziyaret ettiniz. Şimdi de Türkiye'yi ziyaret ettiniz. Bu ziyaretlerin sebebi neydi?
Haşimi: Katar ve Suudi Arabistan'a bir yıl önce davet edilmiştim. Türkiye'ye geliş nedenim ise kardeş ülke Türkiye'yle Irak ve bölgede yaşanan siyasi gelişmeler hakkında bilgi alışverişinde bulunmaktır. Katar, Suudi Arabistan ve haliç ülkeleri, Türkiye'nin politikalarına yakın durmak istiyor. Ben bu istekleri sözlü olarak sevgili kardeşim Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu'na ilettim. Bu taleplerin samimi olduğunu vurguladım. Yakın bir tarihte Erdoğan'ın Katar'ı ziyaret etmesini ümit ediyorum.
"Tüm Iraklılara eşit mesafede muamele gösteren medeni bir devlet yapısı hedefliyorum"
Soru: Kürt halkının size olan ilgi ve yakınlığının nedeni nedir?
Haşimi: Kürtler bana zulmedildiğinin farkındalar. Onlar bu suçlamalarla bir ilişkimin olmadığını biliyorlar. Kürt halkı 'biz bu işte yokuz' diyor. 'Biz daha önce zulme uğradık. Zulme uğramanın ne olduğunun iyi biliriz. Biz Haşimi'nin yanında yer alıyoruz. Bu durum Haşimi hakkını alana dek sürecek'. İşte Kürt halkının bana destek vermesinin asıl nedeni budur. Tabii ki benim Kürt halkının misafiri olmamın siyasi nedenleri de var. Şahsım adına olmadık komplolar düzenleniyor. Bunların başarıya ulaşacağı yönünde kanaatleri olanlar var.
Ben Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısıyım. 2004'ten beri aktif siyasetin içerisindeyim. Kürt, Türk, Arap, Şii ve Sünni ayırmadan tüm Iraklılara eşit mesafede muamele gösteren medeni bir devlet yapısı hedefliyorum. Böyle biri nasıl olur da terör olaylarına karışır. Bu boş iddialar Kuzey Irak'ta tutmadığı gibi Türkiye halkı nezdinde de tutmadı. Bugün Kürt yetkilileri 'eğer Haşimi görevine devam ederse biz de varız' diyorlar. Ben 2006-2012 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeliği yaptım. Bugün Cumhurbaşkanı Yardımcısıyım. Yaptığım görevler ortada, ben suç işlemiş olsam bile 93. madde bana bazı haklar veriyor. Ancak benden statü olarak düşük olan Maliki, Anayasa Mahkemesine baskı yaparak, haklarımın verilmesini engelledi. 93. madde "bakanlardan Cumhurbaşkanına kadar görev yapan bürokratlara bir suç isnat edildiğinde, bu Anayasa mahkemesine götürülür" der. Ancak Maliki benim ve yakınlarımın davasını doğrudan ceza mahkemelerine götürdü. Anayasa mahkemesi haklarımın verilmesi için girişimlerde bulundu. Ancak şu ana kadar somut bir adım atamadı.
Soru: Barzani Türkiye'yi ziyaret edecek. Nerede görüşeceksiniz ve hangi meseleleri konuşacaksınız?
Haşimi: Barzani Çarşamba günü burada olacak. Kürtlerin meselelerini konuşmak için geliyor. Ben de onunla görüşeceğim. Barzani önceden Kürtlerin meselelerini konuşmak için Amerika'ya gitmişti. Bu sefer Irak'ın meselelerini konuşmak için gitti. Sizin de bildiğiniz gibi ben Irak'ta belirli bir halk kesimini temsil ediyorum. Kürt yetkililerle yakın ittifakımız var. Barzani Beyaz Saray'a sahte bir demokrasi yerine gerçek demokratik bir devlet kurmak istediğimizi iletti. Biz Sayın Barzani'yle gelecekteki ortak hedeflerimiz üzerine konuşacağız. Barzani Erbil'de bir toplantı düzenlemeyi planlıyor. Maliki bu toplantıya katılmayabilir. Bu ve benzeri meseleleri konuşacağız.
"Maliki yaptığı zulümlere devam ederse halk başka alternatifler arama yoluna gidecektir"
Soru: Tüm bunlar neticesinde Kürtlerle Sünniler arasında bir ittifakın oluşması mümkün mü?
Haşimi: Irak halkı vatansever bir halktır. Din, dil, mezhep ayrımı gözetmeksizin bir arada yaşayabilir. Saddam rejiminin düşmesinden önce Irak halkı Kürtlerin, Şiilerin, Sünnilerin, Türkmenlerin zulme uğradığından bahsediyordu. Kürtler ve Şiiler uluslararası kamuoyunu askeri müdahaleyle rejimin düşeceğine ikna etti. Tüm bunlar Kürtlere ve Şiilere uygulanan zulüm politikaları nedeniyle oluştu. Bugün Sünni Araplar ve Türkmenler zulme uğruyor. Bugün iktidar Şii Davet partisinin eline geçti.
Basın da onların elinde ve bunun masrafları devlet bütçesinden karşılanıyor. Peki bu iktidarda Sünni Arapların ve Türkmenlerin yeri nerede?
Bugün Sünni Arap ya da Türkmen vatandaş, bir gün dahi hayatından emin olamıyor. Bugün emniyet teşkilatı Maliki'nin elinde. İstediği kişiyi hesapsızca tutuklayabiliyor. Sünni Araplar ve Türkmenler ailelerini geçindirmekten mahrumlar. Zulmün devam etmesi ve emniyetin olmaması Sünnilerin yaşadığı bölgeleri yaşanmaz hale getirdi. Böylece Kürtlerle yakınlaşma oldu. Eğer Maliki zulmetmeye devam eder, eşitliklerin olduğu adil ve medeni bir yönetime müsaade etmezse, vatandaşların başka alternatifler aramaları en doğal haklarıdır. Sünniler başarılı Kürt halkına bakıyor ve onlarla yakınlaşmak istiyor. Bu gelecekte daha iyi şartlarda yaşama isteklerinden kaynaklanıyor. Bir daha tekrarlıyorum. Eğer Maliki yaptığı zulümlere devam ederse halk başka alternatifler arama yoluna gidecektir. Hükümet adil olmalıdır. Eğer bu durum devam ederse Irak halkı kendileri ve ailelerinin geleceği için başka başka yollara başvuracaktır.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara