Şehir Hatları Boğaz’da turizmle parlayacak
Şehir Hatları Genel Müdürü Süleyman Genç, yakın gelecekte turizm alanında çalışmalarının yoğunluğunu artıracaklarını söylerken zaman zaman gündeme gelen sendika tartışmaları ile ilgili kesin konuştu: “Her şeyi yasalar içerisinde yapıyoruz”
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-04-16 14:55:16
Yurt içinde ve yurt dışında aldığı eğitimlerin ardından 1988 yılında Türkiye Gemi Sanayi Pendik Tersanesi’nde meslek hayatına başlayan ve en son 2010 yılında Şehir Hatları Genel Müdürlüğü görevini yürütmeye başlayan Süleyman Genç, Şehir Hatlarının geçirdiği değişimi ve gelecek çalışmalarını Aktüel Deniz’e anlattı.
Çok sayıda ulusal ve uluslararası projede görev alan Genç, Türkiye’nin ilk deniz otobüsünün yapımı projesini gerçekleştiren ekibin içerisinde yer almıştı.
Şehir Hatları’nın İDO’dan ayrıldığı günden bugüne geldiği noktayı ve değişim sürecini nasıl yorumluyorsunuz?
Bu sürecin kendine göre birtakım zorlukları elbette oldu. Ancak bizim en büyük sevdamız olan İstanbul halkı, bu geçişi hissetmedi bile. Bu bizim için çok önemliydi. Şehir Hatları bacasıyla, rengiyle, gemileriyle bir sevda, 161 yıllık gönüllerde taht kurmuş bir yapı. 2005 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) olarak devir almıştık. Ben de devir alınan kısmın içerisinde yönetici olarak yer alıyordum. Şehir Hatları’nın fiziki ve hizmet alt yapısı oldukça sıkıntılıydı. Devir gerçekleştikten sonra İDO bünyesinde gelişimini fazlasıyla sürdürdü. İskeleleri, vapurları 5-6 yıllık yenilenme sürecine girdi. Bu projelere yeni gemiler de katıldı. Şehir Hatları 34 gemi, 49 iskeleden oluşan bir hizmet topluluğu. Haliç Tersanesi de dâhil olmak üzere hizmetini sadece yolcu taşımacılığı modunda yapmaya devam etmekte. Süreç içerisinde herhangi bir hat eksiltmesi yapmadığımız gibi, deneme amaçlı paralel hatlar kazanmaya çalıştık. Aynı zamanda Haliç Tersanesinde bütün gemilerimizin bakım ve onarımını yaptık. Şu anda filomuz 2000’li yılların başındaki Şehir Hatları’nın bünyesindeki yapıdan çok çok iyi durumda. Ama bu nokta bizim için yeterli değil. Biz hizmetlerimizi ve kalitemizi daha da artırarak gelişmeyi amaçlıyoruz. Biz bu yönden bakarken diğer yandan deniz taşımacılığına ciddi rakip olabilecek çağın projeleri de yürütülmekte. Bu çalışmalar da gayet güzel, İstanbul’umuza yakışır, modern projeler. Marmaray projesi bunlardan bir tanesi.
Marmaray Projesi deniz ulaşımını nasıl etkiler?
Marmaray Projesi kent içi deniz ulaşımını büyük oranda etkileyecektir. Çünkü bu alan deniz taşımacılığında Şehir Hatları’nın ve özel taşımacılık şirketlerinin yüzde 80 oranında taşımacılık yaptığı bir bölge. Eminönü, Haydarpaşa, Kadıköy, Beşiktaş, Üsküdar, Karaköy şeklinde bir altıgen içerisinde kalan alanlar. Marmaray’ın bunu etkileyeceği mutlak. Bunun yanında bu projenin deniz karşıtı bir proje olmadığını da biliyoruz. Biz sadece bizim yolcu potansiyelimizi ciddi manada etkileyeceğini düşünüyoruz. Neticede yolcu taşıma potansiyeli deniz taşımacılığının 3 katından bile fazla. İBB, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın da desteğiyle toplu ulaşımı entegre eden bir yapıya sahip. Birçok farklı şirket ile daha iyi hizmet sağlama çalışması içerisinde olan İBB, farklı modlar ile hizmet ağını sağlamlaştırmanın çabası içerisinde. Bizde bu modlardan biriyiz. 6 tarafı su ile çevrili İstanbul için deniz taşımacılığı kaçınılmaz bir durum. Her ne kadar alternatif projeler olsa da deniz taşımacılığı belirli alanlarda daralmakla beraber faklı alanlarda gelişmeler yaşayacaktır.
Bu duruma karşı ne gibi önlemler alıyorsunuz?
Tabi Üsküdar-Eminönü gibi bir hat ciddi manada Marmaray projesinden etkilenecek. Bizim en yüksek taşımacılık yaptığımız hat. Seferlerimiz ona göre yeniden düzenlenecek. Anketler yapıyoruz. Ulaşım modlarının etkileri var ve pratik sonuçları gördükten sonra ona göre alternatifler üreteceğiz. Metrobüs projesi ilk zamanlar çok sayıda eleştiri almıştı. Şimdi, 1 milyona yakın yolcu taşıyan bir proje haline geldi. Deniz taşımacılığında da kendine yolcu çekmeyi başardı. Biz Marmaray projesinin diğer metro taşımacılıkları ile de entegrasyonu sağlanarak beklenenden daha başarılı olacağını öngörüyoruz. Tarifelerimizi duruma göre şekillendireceğiz. Şimdiden %50 gibi bir azalım öngörüyoruz, bununla ilgili çalışmalarımızı farklı mecralarda Bakanlık ile de paylaştık. Deniz taşımacılığına yeni projeler kazandırmak gerekiyor, bunu özel sektör ile de paylaşmalıyız. Deniz taşımacılığı, kara taşımacılığından daha geri durumda. Bu durumu ortadan kaldırmak için kendimizi geliştirmemiz, tipik projeler üretmemiz gerekiyor. Bu anlamda geçtiğimiz yıl yolcusunun giderek artacağını düşündüğümüz Üsküdar-Beşiktaş hattını açtık. Adalar tabii önemli hatlarımızdan. Özellikle Marmaray hattının dışındaki hatlar kent içi deniz ulaşımı için daha cazip hale gelecek.
Şehir Hatları, İstanbul için çok önemli bir marka. Bu durum size ne gibi sorumluluklar yüklüyor?
Bu bizim için çok büyük bir sorumluluk. İnsanımızın özelde de İstanbulluların önemsediği, kendilerinden bir şey buldukları yer Şehir Hatları. Her dönem filmlere konu olan vapurlarımız yeni jenerasyon içinde ilgi kaynağı. Hangi diziye baksanız muhakkak bir vapur görüntüsü bulursunuz. Şehrimizin ana temalarından biri. Fotoğrafta yer almayınca eksik bir şey var diyorsunuz. Kent kültürünün yaşatılması deniz kültürünün yaygınlaştırılması için çeşitli kültürel etkinlikler-aktiviteler yapıyoruz. Şehir Hatları markasının değerini olabildiğince İstanbullularla paylaşmaya çalışıyoruz. Marka vurgusunun üstünde çeşitli çalışmalar yürüteceğiz ve marka değerini canlı tutan çalışmalar yapacağız.
İstanbullular deniz ulaşımından ne kadar faydalanıyorlar?
Reel durum hayal ettiğimizden farklı istatistikler koyuyor ortaya. Bildiğimiz kadarıyla tüm akademik araştırmalar göstermiştir ki; teoride deniz taşımacılığı toplam taşımacılığın %9-10'u civarında. Teorinin gerçekleşme oranı %4 civarlarında. Ulaştırma sektöründe farklı kulvarlar var. Deniz taşımacılığının payını artıracak bir olgu henüz meydana gelmiş değil. Ayrıca İstanbul’da deniz ulaşımı iki yaka arasında transfer hattını oluşturuyor. Gönül ister ki; bu pay artsın. Ulaşım vasıtaları yoğun olarak işe gidiş ve dönüş saatlerinde kullanılıyor. İnsanlar daha hızlı olanı, daha çabuk ulaşabildiğini ve entegretif olanı tercih ediyor. Deniz ulaşımı İstanbul için nostaljik nokta da yine de vazgeçilmez olarak varlığını sürdürecektir.
Şehir Hatları, yakın zamanda filosuna yeni vapurlar katacak mı?
Filomuzdaki tüm gemilerimizin yenilemeleri yaptık, periyodik bakım-tutumlarımız her daim devam ediyor. Yenilemeler vapurlarımızın canlılığını ve işlevinin daha uzun yıllar sürmesini sağlıyor. Mevcut gemilerimizin tam manasıyla bakım ve onarımı yapıldı. Filomuza yeni kattığımız gemilerimizin yanı sıra özel sektörden kiralanmış gemilerimiz hizmet vermekte. . İstanbul'un turistik bir şehir olduğunu, ülkemizin bir ifade şehri olduğunu biliyoruz ve bu bağlamda turizm ile ilgili çalışmalar planlıyoruz.
Yakın gelecekte Şehir Hatları, turizm taşımacılığında etkisini artıracak diyebilir miyiz?
Biz sadece kendi açımızdan geleceği görme adına düşünmüyoruz. Kruvaziyer turizmi gelişiyor.Yakın gelecek İstanbul’da deniz ulaşımının daha çok turistik taşımacılığa evrileceği yönünde. Liman kapasiteleri kış mevsiminden doluyor. Bu potansiyel başka yerlerde bu kadar büyük değil. Var olan bu potansiyeli değerlendirmemek gibi bir şey söz konusu olamaz. Turistik taşımacılık ayrı bir mod ve burada özel sektöre daha çok görev düşüyor.
Farklı bir mod ancak, Boğaz’da turist taşıyan kimi teknelere baktığımızda gerek can güvenliği gerekse imaj açısından son derece çarpık bir düzen yok mu?
Gerçekten kötü bir görüntü. Denizde taşıma yapabilme yetkinliği ve otoritesi Liman Başkanlığı ve ilgili müdürlüklerde. Bunların yanında toplu taşımada olsun turizm taşımacılığında olsun İBB’nin de bir yetkinliği vardır. İstanbul için, son yaptığımız 5 adet vapurun turistik anlamda çok büyük katkısı var. Konforu, hizmeti, panoraması, çevreci olması yönüyle kondisyonu iyi gemiler kazandırdık. Çalışanlar içinde büyük kolaylıklar sağlıyor. Vapurlar ile seyahat esnasında sanal rehber kullanıyoruz. 70 farklı tarihi nokta 10 ayrı dilde dinlenebiliyor. Özellikle şehrimizi gezmeye, tanımaya gelen turistler için büyük kolaylık. Bu sanal rehber, seyir esnasında yanaştığımız kültürel değere sahip yapıları görsel içerikler ile anlatıyor. Bir anlamda kültür hamiliği yapıyoruz. Sizin belirttiğiniz gibi İstanbul’un tanıtımı ile uyuşmayan küçük tekneler, bizim gemilerimiz arasındaki farkı tercihler ortaya koymaktadır. Herkes hizmet yarışında, belki daha iyi gemiler, daha iyi uygulamalar ile çalışmalarını sürdürecekler. Özel sektörün bu yönde çalışmalar yaptığını biliyoruz. Böylelikle hizmet kalitesi yükselecek ve İstanbul’u tanıtmak anlamında bir adım daha ileriye gidilmiş olacak.
Şehir Hatlarının sendika ile yaşadığı iddia edilen sorunlar var. Yaşananları bizimle paylaşabilir misiniz?
Sektörün diğer modlarında çalışma şekilleri biraz farklı olabilir ama Şehir Hatları kurumsal, kanunlar çerçevesinde ilgili yönetmeliklerle sınırlarını çizerek işini yapan bir kuruluş. 161 yıllık bir geleneğe sahip. Hepimizin üstünde uygulamayla ilgili kanun ve kanunların altında emredici kurallar var. Bu çerçevede biz hizmetlerimizi düzenlemeliyiz. Şehir Hatları diye adlandırdığımız yapı yolcusunu düşündüğü kadar çalışanına da değer ver ve değerlerini ortaya koyan bir kuruluş. 161 yıllık bir geçmiş böyle oluşuyor. Biz denizde hizmet veren bir personelimizi bile kadromuz dışında bırakmadık. İlk toplu sözleşmemize de bunu yansıttık. Sendikamız bu konuda kanunlar çerçevesinde bir temele dayalı bir şeyler sunarak değil de farklı biçimlerde konuyu zorlayarak bir şeyler yapmaktan yana tercihini kullanıyor. Makul olmadığı kanaatindeyiz. Kanunlar açık ve ortadadır. Onlarla ilgili bir fikir ayrılığı varsa bu fikir ayrılıkları kanunlar çerçevesinde uzlaşılarak giderilebilir. Bu konuda, sendikanın çalışan hayatını iyi şekilde temsil ettiği görüşünde değilim. Aramızda bir maaş, avans ve diğer tüm uygulama alanları ile ilgili bir farklılık yok. Sadece eski düzenden süregelen fazla mesai ve çalışan hayatının tanzimi ile alakalı talepleri vardır.
Burada var olan bir kural ve bu kuralın sendika tarafından farklı yorumlanması durumu mu var?
Kanunlar dışında uygulamalar ile işi yaptırma dönemi çok gerilerde kaldı. Biz her türlü kanuni zeminle bu işlerin tanımlandığına, yapıldığına inanıyoruz ve uygulanmasına da devam edeceğiz. Kanuni olarak geçerliliği olmayan bir uygulamanın onayı bizim açımızdan mümkün değil. Çalışma hayatında, iş hayatının bize çalışanı koruma faslında tanımladığı “Gerektiği kadar dinlendirin” ifadesinin gerekliliğini yerine getiriyoruz. Bizim talimatımız budur. İstanbul gibi yoğun bir çalışma ortamında meydana gelebilecek kazaların önüne geçmeye çalışıyoruz. Sendikanın görevi sadece çalışanın cebine girecek paranın miktarı değildir, aynı zamanda çalışma şartları ve düzenini müdafaa etmekte sendikanın görevleri arasındadır. Çalışma hayatının güvenliği, İstanbul gibi uluslararası sularda ne derece ciddiyet arz ediyorsa o derece hassasiyet gösteriyoruz.
Siz bu değişikliği çalışanlarınız için mi yaptığını belirtiyorsunuz?
Çalışanlarımızın mutlu ve güvenli bir çalışma ortamına sahip olmasını arzu ediyoruz. Gerekli çalışmalar kanuni düzenlemeler çerçevesinde oluşturulmakta, bugüne kadar da bu hususta bir eksiklik yaşatmadık çalışanlarımıza. Her hareket kanunlar çerçevesinde olmalıdır. Aksi bir tutumla “vururum, kırarım” ile bir yere varılamaz. Sendikamız, üst konfederasyonları ve belediyemiz biraraya gelerek ortak bir zeminde buluşacaklardır diye düşünüyorum. Konuyla ilgili herkese bilgi verilmiştir. Aldığımız karar tek başına alınmış bir karar değildir. Buna rağmen biz görüşmelere devam edebiliriz diyoruz. Hali hazırda devam ediyor ama daha dar kapsamlı bir sürece indirgendi. Biz görüşmelere her zaman açığız. Çalışanlarımızın sağlıklı ve iyi şartlar altında hizmetlerini sürdürmeleri için gerekli olan hiçbir olgudan kaçınmayacağımızı açık yüreklilikle söyleyebiliriz.
GMO seçimlerinde TMMOB Onur Kurulu’na seçildiniz. Buradaki seçimlerle ve yeni dönemle ilgili neler söylemek istersiniz?
Bana kalırsa uzun zamandır yapılan seçimlerin en güzeliydi. Hizmet yarışı içerisinde taraflar oluşmuş, katılımı yüksek ve gayet demokratik bir seçim gerçekleştirildi. Eskiden taraflar olmaz, tek taraflı bir seçim yapılırdı. Hizmet yarışında tarafların oluşması güzel bir olgudur. 2 listede de seçkin arkadaşlar aday gösterildi. Biz hizmetleri ‘Bişey Yapmalı’ listesindeki arkadaşlarımızla daha etkin yapacağımız yönünde bir düşünce ön görerek üyelerimize bir açılım yaptık. Üyelerimiz teveccüh gösterdiler seçimlerde. Arkadaşlarımız geçmiş senelere oranla oy potansiyellerini daha da artırmışlar. Biz ‘Bişey Yapmalı’ gurubundaki arkadaşlarımız ile iyi bir çalışma yürüttük. Genç jenerasyona yetki devri konusunda, katılım konusunda imkan vermiş olduk. Kendini ifade edememiş bir genç kitle var, bunu zamanında, yerinde fark edip onlara kapıları açmak konusunda bir şeyler yapmak gerekiyordu. Biz bunu yaptık arkadaşlarımızla. Sonuçta bu bir hizmet yarışı, seçilen arkadaşlar yeni yönetimi oluşturacaktır. Biz tüm arkadaşlarımızın temsiliyetini en iyi şekilde ortaya koyarsak hizmetlerimiz gayesine ulaşmış olur. Benzer şekilde geçen yılki seçim döneminde bir yapı değişikliğinin Türk Loydu Vakfı’na giden arkadaşlarımız konusunda da olduğunu düşünüyorum. Orada da genç arkadaşlarımızın görev almasının önünü açmak anlamında çok çaba sarf ettik. Gelecek dönemler de bu sürecin gelişerek sürdürüleceği kanaatindeyim. Birde TMMOB çatısı altında bir şeyler yapılabilir mi diye giden arkadaşlarımız var. Çok zor olmakla beraber orada sektörümüzün kendini ifade edeceğine inanıyorum.
Röportaj : Yasin Özdemir - www.aktueldeniz.com
SON VİDEO HABER
Haber Ara