Tuğçe'nin babası: Ciğerparemiz 17 yıl sonra bizim ciğerimizle nefes alıyor(Özel)
Doğuştan akciğer hastası olan ve annesiyle babasından nakledilen akciğerlerle hayata tutunan Tuğçe Kübra Başar'ın babası Tarzan Başar, 17 yıl sonra yaşadıkları bu güzelliğe inanmakta zorluk çektiklerini ifade ederek şükür hisleriyle dolu olduklarını
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-04-15 13:52:26
Tuğçe Kübra Başar, doğuştan akciğer kistik fibroz hastasıydı. 17 yıldır temiz ve rahat bir nefes alamayan Tuğçe'ye son bir yıldır Kimse Yok Mu Derneği sahip çıkıyor. Derneğin almış olduğu cihazlarla zorlukla da olsa ayakta kalan Tuğçe için son umut akciğer nakliydi. Doktorunun ifadesiyle artık bir ayı kalmış olan Tuğçe, babası Tarzan Başar'ın yoğun çabalarıyla geçtiğimiz ay Viyana AKH hastanesindeki Prof. Dr. Walter Klepetko tarafından kabul edildi. Tuğçe'nin ameliyatı için ihtiyaç duyulan yüklü para Kimse Yok Mu Derneği tarafından düzenlenen kampanya ile yardımseverler tarafından toplandı. Aynı zamanda fanatik bir Beşiktaşlı olan Tuğçe Kübra Başar'a Beşiktaş taraftarı da Kimse Yok Mu Derneği vasıtasıyla ciddi yardımlar toplamıştı.
Geçtiğimiz ay Avusturya'ya gelen Tuğçe için Prof. Klepetko ve ekibi önce uygun akciğer aradı ama vakit daralarınca heyet sıra dışı bir hamleyle anne ve babadan akciğer almaya karar verdi. Gerekli tetkiklerden sonra baba Tarzan, anne Ergül ve kızları Tuğçe Başar aynı anda ameliyat masasına yatırılarak baba Tarzan Başar'ın sağ, anne Ergül Başar'ın da sol akciğeri Tuğçe'ye nakledildi. Üç hafta önce gerçekleşen nakil operasyonu başarıyla sonuçlandı ve Tuğçe'nin yıllardır sabırla direnen bedeni annesiyle babasının akciğerlerini kabul etti. Baba Tarzan Başar, operasyondan sonra yavaş yavaş toparlanan aile adına duygu ve düşüncelerini Cihan Haber Ajansı ile paylaştı.
"EN GÜZEL DESTEK BOL BOL DUA ETMELERİ"
Yaşadıkları onca zorluktan sonra şimdi Tuğçe'nin rahat bir nefes aldığına inanamadıklarını söyleyen Tarzan Başar, "Her şeyden önce iliklerimize kadar şükür hisleriyle doluyuz. Allah... Allah işte... O istedi mi her şey oluyor bak. O'na karşı sonsuz şükrediyoruz. Kimse Yok Mu Derneği başta olmak üzere Türkiye'deki bütün resmi kurumlara, Avusturya Büyükelçiliğimize, Zaman Avusturya'ya, destek çıkan, dua eden, ziyaret etmek isteyen herkese ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun, birçok kişi ziyaret etmek istiyor ama doktorlarımız Tuğçe'nin bir enfeksiyon kapmaması için çok hassas olmamız ve elden geldiği kadar az insanla görüşmemiz gerektiğini söylüyorlar. İnsanlarımızın bize sunacakları en güzel destek bol bol dua etmeleridir." dedi.
Tarzan Başar, tek isteğinin artık çocuğunun yürümesini görmek olduğunu söyleyerek, "İnsanın sağlığından öte nesi var ki bu dünyada. Ne isteyebilirsin ki şu hayatta. Yıllardır bir bebek gibi bakıyoruz yavrumuza. Kesinlikle hiçbir zaman şikayetçi olmadık ama insanın gönlü artık yavrusunun şöyle bir yürüdüğünü görmek istiyor. İşte mesela canı bir ayakkabı istediğinde şöyle özgürce yürüsün, mağazasından bir ayakkabısını denesin ve beğendiğini alıp neşeyle dışarı çıksın o kadar. Bundan ötesi yoktur. Rabbime hamdolsun ciğerparemiz ciğerimizi kabul etti. Şükürler olsun ki ciğerparemiz on yedi yıl sonra bizim ciğerimizle nefes alıyor. Muazzam bir şeydir bu yaşadığımız. Doktorumuz da hakikaten hayret etti. Düşünün, artık kilosu da otuza düşmüştü ama evladımız yaşamak istiyordu. Allah'ım nazardan muhafaza buyursun muazzam bir direnç gösterdi ve doktorunu da hayrete düşürecek şekilde müthiş bir psikolojik performans ortaya koydu." şeklinde konuştu.
Operasyon dünya çapında ilk
Operasyonun dünya çapında bir ilk olduğunu hatırlatan Tarzan Başar, "Maşallah bu hocanın elinde çok önemli sırlar var. Herhalde birçok şeyi de Tuğçe üzerinde ilk olarak uyguladı. Zaten operasyon Portekiz'den, Brezilya'ya kadar dünyanın birçok ülkesinde haber kanallarında konuşuluyor. Tabii bizim Türkiye'mizde de bu dertle muzdarip birçok insanımız var. Dertle, ızdırapla arayan ve bir medet uman nice aileler oluyor. Bizi bekleyen süreç henüz bitmiş değil. İnşallah tamamen taburcu olalım, yaşadığımız süreci ve bu işin yolun yordamını elden geldiği kadarıyla anlatmaya gayret edeceğim." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Avrupa Birliği ile organ paylaşmadığını söyleyen Tarzan Başar, "Bildiğim kadarıyla Türkiye, Avrupa Birliği ile organ paylaşımını kesmiş durumda. Doktorumuz Klepetko da haklı olarak artık Türkiye'den hasta kabul edemiyor. 2012 Ocak ayı itibariyle Türkiye'den akciğer nakli için Avusturya'ya artık herhangi bir hasta gelemeyecek. Zannedersem biz son hasta idik. Biz de Allah nasip etti işte. Operasyonumuzu yapan heyetteki önemli bir doktor, kongre vesilesiyle Türkiye'ye gelmişti, o arada hastaneye gelerek Tuğçe'yi muayene etmişti ve zannedersem o andan sonra nakil için Avusturya'ya gelmemize karar verildi. Zorlu bir süreç yaşadık ve Allah razı olsun Kimse Yok Mu Derneği'nin yetkilileri her adımda yanı başımızdaydılar. İnşallah Türkiye'ye döndükten sonra bütün bu yaşadıklarımızı ve tecrübelerimizi insanlarımızla paylaşacağız. Umudumuz ve duamız artık Türkiye'de de çift taraflı akciğer nakillerinin gerçekleştirilebilecek olmasıdır" ifadelerini kullandı.
ANNE BABANIN SAĞLIĞI CİDDİ ETKİLENMEYECEK
Öte yandan operasyonu gerçekleştiren heyetin başkanı Prof Dr. Dr. Walter Klepetko Avusturya'nın resmi televizyon kanalı ORF'de bu ender nakille alakalı çeşitli açıklamalarda bulundu. Canlı yayında bu operasyonun anne Ergül Başar ve baba Tarzan Başar'ın hayatını ne kadar etkileyeceğini değerlendiren Dr. Klepetko, "Bu nakil anne ve babanın nefes alma kalitesini en fazla yüzde yirmi etkiler ki bu oran sigara içen bir kişiyle kıyaslandığında çok ciddi bir oran anlamına gelmez. Yaptığımız nakil anne ve babanın hayat kalitelerini ciddi anlamda etkilemez, sadece çok ciddi güç gerektiren yüksek sporları yapamazlar o kadar. Öbür türlü spor dahil hayattaki her şeyi rahatlıkla yapabilirler." dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara