Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Erdoğan: Gitsinler Taksim'de anırsınlar

Erdoğan: Ne 12 Eylül, ne 28 Şubat, ne de diğer müdahaleler, intikam duygusuyla değil, milli irade adına, millet adına sorgulanıyor. Bu sorgulamalar AK Parti için değil, millet için, Türkiye için, Türkiye'nin geleceği için, CHP'nin, MHP'nin de iyiliği düşünülerek yapılıyor.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-04-15 17:53:28

Erdoğan: Gitsinler Taksim'de anırsınlar
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ne 12 Eylül, ne 28 Şubat, ne de diğer müdahaleler, intikam duygusuyla değil, milli irade adına, millet adına sorgulanıyor. Bu sorgulamalar AK Parti için değil, millet için, Türkiye için, Türkiye'nin geleceği için, CHP'nin, MHP'nin de iyiliği düşünülerek yapılıyor. Şimdi biz bütün darbelerle ilgili Meclis'te araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili başkanlığa teklifimizi verdik. Biz bu konularda kararlıyız. Türkiye'de bir daha bunların yaşanmasını istemiyoruz. Türkiye'nin istikbali bir daha karartılmasın diye bu yargılamalar yapılıyor'' dedi.


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bazıları bu ülkede, millet iradesini tanımadı. Bazıları bu ülkede, TBMM'nin iradesini tanımadı. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyen Gazi Mustafa Kemal'i tanımadı. Parlamentoda 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' yazıyor. Altında Gazinin imzası var tanımadılar. Ne dediler- 'Egemenlik bizimdir' dediler ve tankları yürüttüler'' dedi.

Erdoğan, partisinin Atatürk Spor Salonu'nda gerçekleştirilen Tekirdağ 4. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, belediyelerde hizmet anlayışını vatandaşların AK Parti'den gördüğünü ifade etti.

''Artık Tekirdağ büyükşehir oluyor. 2014 seçimlerine Tekirdağ büyükşehir olarak giriyor'' diyen Erdoğan, Tekirdağ'ın büyükşehir olmanın onurunu ve gururunu çok daha farklı şekilde yaşayacağını dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, konuşmasında, Türkiye'de 1950 yılından bu yana 2002 yılına kadar 16 ayda bir seçim yapıldığını belirterek, bunun bir felaket olduğunu söyledi.

AK Parti iktidarının güven ve istikrarı sağladığını kaydeden Erdoğan, iktidara gelirken ''yolsuzluk'', ''yasaklar'' ve ''yoksullukla'' mücadele edeceklerini söylediklerini anımsattı.

Erdoğan, bu mücadeleyi büyük ölçüde başardıklarını da ifade etti.

''Siyasetin üzerindeki kara bulutlar''


Bu ülkede, siyasetin on yıllar boyunca vesayet altında olduğunu belirten Erdoğan, siyasetin üzerinde her zaman kara bulutların dolaştığını, siyaset dışı güçlerin, siyaset dışı odakların, millet iradesinin değil, kendi iradelerinin egemen olması için, siyasetin üzerinde her zaman gölge ettiğini söyledi.

Erdoğan, şöyle devam etti:


''Bazıları bu ülkede millet iradesini tanımadı. Bazıları bu ülkede TBMM'nin iradesini tanımadı. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyen Gazi Mustafa Kemal'i tanımadı. Parlamentoda 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' yazıyor. Altında Gazinin imzası var tanımadılar. Ne dediler- 'Egemenlik bizimdir' dediler ve tankları yürüttüler. Bazıları, hükümetlerin, seçimle gelmiş, millet iradesiyle teşekkül etmiş hükümetlerin iradesini tanımadı. Bunlar, milleti her zaman küçümsediler.

Bunlar, millet iradesini, milletin tercihlerini her zaman küçümsediler. Milletin seçimlerle işbaşına getirdiği ve silah zoruyla, baskıyla, komployla, provokasyonla görevden uzaklaştırdılar. İşte bu anamuhalefetin zihniyeti CHP, son seçimlerden önce çağrısı neydi- 'Ordu göreve' diyordu. 'Ordu göreve' diyenlerin içinde bugün demokrasi kahramanı kesilenlerin bir çoğu var. Ne demokrasisi. Sizin demokrasi ile ne alakanız var. Şu anda bizi birçok şeyle eleştirenler önce Anıtkabir'e yürüyüp, 'ordu göreve' diyenler, kendinizi bir hesaba çekin bakalım. Biz hiçbir zaman bir intikamın, bir hesaplaşmanın peşinde olmadık. Dedik ki; hak tecelli edecektir. Yargı şu anda görevini yapıyor.

27 Mayıs 1960'da, milletin iradesiyle işbaşına gelmiş hükümet devrildi, Başbakan ve 2 arkadaşı idam edildi. Ne oldu- Ama onlar milletin nezdinde asla ölmediler.''

Menderes'i, Fatin Rüştü Zorlu'yu ve Hasan Polatkan'ı kimsenin unutmadığını dile getiren Erdoğan, ama onların idamına hükmedenleri bu milletin hiç hatırlamadığını söyledi.

Erdoğan, ''Niye- Çünkü onlar siliktiler'' dedi.

12 Mart 1971'de, aynı şekilde milletin yetki verdiği hükümete müdahale edildiğini belirten Erdoğan, ''12 Eylül 1980'de, bu kez yine demokrasi askıya alındı, yine millet iradesi tankların altında çiğnendi'' şeklinde konuştu.

"Ne 12 Eylül, ne 28 Şubat..."

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ne 12 Eylül, ne 28 Şubat, ne de diğer müdahaleler, intikam duygusuyla değil, milli irade adına, millet adına sorgulanıyor. Bu sorgulamalar, AK Parti için değil, millet için, Türkiye için, Türkiye'nin geleceği için, CHP'nin, MHP'nin de iyiliği düşünülerek yapılıyor'' dedi.

Erdoğan, partisinin Tekirdağ'daki Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilen Tekirdağ 4. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, ne 12 Eylül'ün, ne 28 Şubat'ın, ne de diğer müdahalelerin, intikam duygusuyla değil, milli irade adına, millet adına sorgulandığını belirterek, şunları kaydetti:

''Bu sorgulamalar AK Parti için değil, millet için, Türkiye için, Türkiye'nin geleceği için, CHP'nin, MHP'nin de iyiliği düşünülerek yapılıyor. Şimdi biz, bütün darbelerle ilgili Meclis'te araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili başkanlığa teklifimizi verdik. Biz bu konularda kararlıyız. Türkiye'de bir daha bunların yaşanmasını istemiyoruz. Türkiye'nin istikbali bir daha karartılmasın diye bu yargılamalar yapılıyor.''

Biz ne dedik, 6 sıfırı kaldıracağız dedik; Ne dediler? Yapamazsınız..

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz ne dedik- 6 sıfırı kaldıracağız dedik. Ne dediler- 'yapamazsınız'. Hatta 'Taksim Meydanı'na çıkar eşek gibi anırırım' diyenler oldu. Hatta köşe yazarlarından bu şekilde diyenler oldu. Şu anda utanmadan, sıkılmadın hala bu iktidara saldırıyor. Önce sen çık Taksim Meydanı'nda bir anır bakalım, görelim'' dedi.

Başbakan Erdoğan, partisinin Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilen Tekirdağ 4. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada Tekirdağ ile AK Parti arasında her geçen gün daha da güçlenen bir ilişki olduğunu belirterek, partisinin her seçimde oylarını artırdığını söyledi.

Programı el verdiğince il kongrelerine katıldığını dile getiren Erdoğan, ''Tekirdağ, bizim adeta göz bebeğimiz. Biz Tekirdağ'a sevdalıyız. Tekirdağ'ın İstanbul'un gölgesinde kalmaması için 9.5 yıldır yatırımlar yaptık'' dedi.

Erdoğan, Tekirdağ'ın 6 milletvekilinden 2'sini AK Parti'ye verdiğini ifade ederek, ''AK Parti'nin hizmet anlayışında partizanlık yoktur. AK Parti'nin hizmet anlayışında, Türkiye haritasını farklı renklere bölmek, boyamak yoktur'' dedi.

İstanbul'a hangi hizmet veriliyorsa Tekirdağ'a da o hizmeti götürdüklerini belirten Erdoğan, ''Biz, Türkiye'yi topyekün sevdik. 81 vilayetiyle, 75 milyon insanımızı yola çıkarken 'her şey insan için' dedik, 'her şey Türkiye için' dedik. Öyle sevdik'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, 9,5 yıldır iktidarda olduklarını dile getirerek, ''3 Kasım 2002'de milletimiz bize hükümet etme görevini verdi. Ardından gelen 2 genel seçimde, milletimiz, oylarımızı artırarak, bize 'durmak yok yola devam' dedi. 18 Kasım 2002'de biz görevi devraldık'' dedi.

Başbakan Erdoğan, kendisine yönelik ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganları üzerine, şöyle devam etti:

''Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Sizlerle beraber çıktık bu yola, inşallah devam edeceğiz sona. Hiç endişeniz olmasın. 18 Kasım 2002'den beri de heyecanla, coşkuyla, sevdayla ülkemize hizmet ediyoruz. Yalnız, burada çok önemli bir nokta var. Bakın, biz 18 Kasım 2002'de görevi devraldığımızda daha çocuk olan, 7 yaşında, 8 yaşında, 10 yaşında olan yavrular, kardeşlerimiz, bugün 16, 17, 18, 19 yaşlarına ulaştılar. Yani bugün, 20 yaşın altında olan genç kardeşlerimiz, Türkiye'nin nereden nereye geldiğini, yaşayarak tecrübe edemediler.

Aynı şekilde, 1990'lı yıllarda doğmuş, 1990'lı yıllarda daha çocuk olan, bugün artık 20'li, 30'lu yaşlarına ulaşmış kardeşlerimiz de, Türkiye'nin yakın tarihte yaşadığı olayları, yakın tarihinde yaşadığı badireleri tecrübe edemediler, etmediler.

Ben bugün Tekirdağ'da, özellikle bu genç kardeşlerimize, 15-30 yaş arasındaki gençlerimize Türkiye'nin nereden nereye geldiğini anlatmak, onlarla birlikte, genç yaşlı tüm kardeşlerimize geçmişi şöyle bir hatırlatmak istiyorum.

Bakın değerli kardeşlerim, hafıza-i beşer nisyan ile malüldür. İnsanoğlu hep unutur. Hatırlatmamız gerekiyor. Hatırlatalım ki 12 Eylül 1980'de ne olmuş, bunu herkes bilsin, hatırlatalım ki 28 Şubat 1997'de ne olmuş, bunu herkes bilsin. Çünkü sivil siyaset nerede, ne tür darbelere ne tür tokatlamalara muhatap olmuş bunu görsün.''

2002 öncesi ekonomi

Başbakan Erdoğan, 2002 öncesinde, yani AK Parti'den önce, Türkiye ekonomisi, son derece kırılgan ve istikrarsız bir süreç yaşadığını belirterek, Türkiye'nin çok uzun yıllar boyunca, enflasyon adında çok büyük bir problemle karşı karşıya kaldığını kaydetti.

1994 yılında, Türkiye'de yıllık enflasyonun yüzde 125, 1997 yılında yüzde 99, 2001 yılında yani DSP-MHP-ANAP koalisyon iktidarında enflasyonun yüzde 68 olduğunu hatırlatan Erdoğan, 2002'de göreve geldiklerinde ise enflasyonun yüzde 30 olduğunu anlattı.

Erdoğan, o dönemde alım gücünün bir ayda değiştiğini kaydederek, ''Cebinize koyduğunuz maaş, 1 ay içinde eriyip gidiyor, alım gücünü yitiriyor, cüzdanınızda duran paranız değerini kaybediyor. Hırsızlar bugünkü gibi değil, o dönem modern hırsızlar vardı, farkında olmadan cebinize giriyor, cebinizden parayı alıp götürüyor'' dedi.

6 ayda bir, senede bir, Türk Lirası'na bir sıfır eklendiğini de hatırlatan Erdoğan, o dönemde tuvalete 1 milyon liraya gider hale gelindiğini söyledi.

Erdoğan, yine o dönemde Darphanenin kesintisiz çalıştığını ve durmadan para bastığını da ifade ederek, karşılığı olmayan bir paranın basılmasının halka ihanet olduğunu belirtti.

Paradan 6 sıfır atılması

AK Parti iktidarının, on yıllar boyunca Türkiye'ye, Türkiye ekonomisine, sosyal hayata musallat olan kronik enflasyonu ortadan kaldırdığını ifade eden Erdoğan, ''Biz ne dedik- 6 sıfırı kaldıracağız dedik. Ne dediler- yapamazsınız. Hatta 'Taksim Meydanı'na çıkar eşek gibi anırırım' diyenler oldu. Hatta köşe yazarlarından bu şekilde diyenler oldu. Şu anda utanmadan, sıkılmadan hala bu iktidara saldırıyor. Önce sen çık Taksim Meydanı'nda bir anır bakalım, görelim. 6 sıfır gitti enflasyon patladı mı- Tam aksine çatladı. Tam aksine düştü ve tek haneli rakama düştü. Paramız kişilik kazandı'' dedi.
''Ne 12 Eylül, ne 28 Şubat, ne de diğer müdahaleler, intikam duygusuyla değil, milli irade adına, millet adına sorgulanıyor. Bu sorgulamalar AK Parti için değil, millet için, Türkiye için, Türkiye'nin geleceği için, CHP'nin, MHP'nin de iyiliği düşünülerek yapılıyor''

''Şimdi biz bütün darbelerle ilgili Meclis'te araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili başkanlığa teklifimizi verdik. Biz bu konularda kararlıyız. Türkiye'de bir daha bunların yaşanmasını istemiyoruz. Türkiye'nin istikbali bir daha karartılmasın diye bu yargılamalar

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ne 12 Eylül, ne 28 Şubat, ne de diğer müdahaleler, intikam duygusuyla değil, milli irade adına, millet adına sorgulanıyor. Bu sorgulamalar, AK Parti için değil, millet için, Türkiye için, Türkiye'nin geleceği için, CHP'nin, MHP'nin de iyiliği düşünülerek yapılıyor'' dedi.

Erdoğan, partisinin Tekirdağ'daki Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilen Tekirdağ 4. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, ne 12 Eylül'ün, ne 28 Şubat'ın, ne de diğer müdahalelerin, intikam duygusuyla değil, milli irade adına, millet adına sorgulandığını belirterek, şunları kaydetti:

''Bu sorgulamalar AK Parti için değil, millet için, Türkiye için, Türkiye'nin geleceği için, CHP'nin, MHP'nin de iyiliği düşünülerek yapılıyor. Şimdi biz, bütün darbelerle ilgili Meclis'te araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili başkanlığa teklifimizi verdik. Biz bu konularda kararlıyız. Türkiye'de bir daha bunların yaşanmasını istemiyoruz. Türkiye'nin istikbali bir daha karartılmasın diye bu yargılamalar yapılıyor.''

''Biz ne dedik? 6 sıfırı kaldıracağız dedik. Ne dediler? 'yapamazsınız'. Hatta 'Taksim Meydanı'na çıkar eşek gibi anırırım' diyenler oldu''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz ne dedik? 6 sıfırı kaldıracağız dedik. Ne dediler? 'yapamazsınız'. Hatta 'Taksim Meydanı'na çıkar eşek gibi anırırım' diyenler oldu. Hatta köşe yazarlarından bu şekilde diyenler oldu. Şu anda utanmadan, sıkılmadın hala bu iktidara saldırıyor. Önce sen çık Taksim Meydanı'nda bir anır bakalım, görelim'' dedi.

Başbakan Erdoğan, partisinin Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilen Tekirdağ 4. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada Tekirdağ ile AK Parti arasında her geçen gün daha da güçlenen bir ilişki olduğunu belirterek, partisinin her seçimde oylarını artırdığını söyledi.

Programı el verdiğince il kongrelerine katıldığını dile getiren Erdoğan, ''Tekirdağ, bizim adeta göz bebeğimiz. Biz Tekirdağ'a sevdalıyız. Tekirdağ'ın İstanbul'un gölgesinde kalmaması için 9.5 yıldır yatırımlar yaptık'' dedi.

Erdoğan, Tekirdağ'ın 6 milletvekilinden 2'sini AK Parti'ye verdiğini ifade ederek, ''AK Parti'nin hizmet anlayışında partizanlık yoktur. AK Parti'nin hizmet anlayışında, Türkiye haritasını farklı renklere bölmek, boyamak yoktur'' dedi.

İstanbul'a hangi hizmet veriliyorsa Tekirdağ'a da o hizmeti götürdüklerini belirten Erdoğan, ''Biz, Türkiye'yi topyekün sevdik. 81 vilayetiyle, 75 milyon insanımızı yola çıkarken 'her şey insan için' dedik, 'her şey Türkiye için' dedik. Öyle sevdik'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, 9,5 yıldır iktidarda olduklarını dile getirerek, ''3 Kasım 2002'de milletimiz bize hükümet etme görevini verdi. Ardından gelen 2 genel seçimde, milletimiz, oylarımızı artırarak, bize 'durmak yok yola devam' dedi. 18 Kasım 2002'de biz görevi devraldık'' dedi.

Başbakan Erdoğan, kendisine yönelik ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganları üzerine, şöyle devam etti:

''Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Sizlerle beraber çıktık bu yola, inşallah devam edeceğiz sona. Hiç endişeniz olmasın. 18 Kasım 2002'den beri de heyecanla, coşkuyla, sevdayla ülkemize hizmet ediyoruz. Yalnız, burada çok önemli bir nokta var. Bakın, biz 18 Kasım 2002'de görevi devraldığımızda daha çocuk olan, 7 yaşında, 8 yaşında, 10 yaşında olan yavrular, kardeşlerimiz, bugün 16, 17, 18, 19 yaşlarına ulaştılar. Yani bugün, 20 yaşın altında olan genç kardeşlerimiz, Türkiye'nin nereden nereye geldiğini, yaşayarak tecrübe edemediler.

Aynı şekilde, 1990'lı yıllarda doğmuş, 1990'lı yıllarda daha çocuk olan, bugün artık 20'li, 30'lu yaşlarına ulaşmış kardeşlerimiz de, Türkiye'nin yakın tarihte yaşadığı olayları, yakın tarihinde yaşadığı badireleri tecrübe edemediler, etmediler.

Ben bugün Tekirdağ'da, özellikle bu genç kardeşlerimize, 15-30 yaş arasındaki gençlerimize Türkiye'nin nereden nereye geldiğini anlatmak, onlarla birlikte, genç yaşlı tüm kardeşlerimize geçmişi şöyle bir hatırlatmak istiyorum.

Bakın değerli kardeşlerim, hafıza-i beşer nisyan ile malüldür. İnsanoğlu hep unutur. Hatırlatmamız gerekiyor. Hatırlatalım ki 12 Eylül 1980'de ne olmuş, bunu herkes bilsin, hatırlatalım ki 28 Şubat 1997'de ne olmuş, bunu herkes bilsin. Çünkü sivil siyaset nerede, ne tür darbelere ne tür tokatlamalara muhatap olmuş bunu görsün.''


Erdoğan, Türkiye'nin büyümede Çin'den sonra ikinci sırada olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

''Şöyle son 40 yılın, 50 yılın, hatta cumhuriyet tarihimizin ekonomik göstergelerini önünüze koyun, inceleyin. AK Parti iktidarı döneminde elde edilen tarihi seviyeleri, rekorları gayet net bir şekilde göreceksiniz. Sadece ekonomide değil. 4 4 4 meselesi gündemdeyken gündeme bir şey getirdiler. 'Bu 20 milyar dolarlık bir yolsuzluk' diyor. Bunlarla, aslında muhatap alıp bir şey konuşmayacaksın. Çünkü bunlar maaşını almış, oturduğu yerde masada çalışmış. SSK'yı batırdı. Ondan sonra da sayın Baykal'ın başına bir olay gelmiş. Hasbelkader genel başkan oluverdi. Şimdi devamlı saldırıyor. Saldırarak bir şey elde etmeye çalışıyor. 20 milyar dolar Fatih Projesi'nde yolsuzluk varmış. Eğer bu iktidar yolsuzlukların iktidarı olmuş olsaydı biz göreve geldiğimizde derslik sayısı 334 bin adetti. Biz buna, 9,5 yılda, tüm cumhuriyet tarihimiz boyunca yapılmış derslik sayısının yarısından fazlasını, yani 170 bin yeni derslik ekledik. Böyle yolsuzluk olsa bunlar yapılabilir mi?''

Başbakan Erdoğan, 1 milyona yakın bilgisayarın okullara yerleştirildiğini ifade ederek, iktidara geldiklerinde Türkiye'de toplam 76 üniversite olduğunu, şimdi ise 165 üniversiteye ulaşıldığını kaydetti.

Tekirdağ'a üniversiteyi kendilerinin yaptırdığını dile getiren Erdoğan, CHP'nin bunu yapmamış olmasını da eleştirdi.

''Biz de ayrım, partizanlık yok'' diyen Erdoğan, 75 milyon vatan evladının tümünü kucakladıklarını söyledi.

Erdoğan, cumhuriyet tarihi boyunca, Türkiye genelinde 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldığını hatırlatarak, ''Biz, 9,5 yıl 15 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Yolsuzlukların iktidarında bunu yapılabilir misiniz?'' dedi.

''Bizim icraatımızın ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz'' diyen Erdoğan, Tekirdağ'a yapılan yatırımları anlattı.

''28 Şubat ile ilgili soruşturma, asla ve asla bir intikam duygusuyla yürütülmüyor. Bu soruşturma, demokratik bir ülkede, hukukun üstünlüğünün esas olduğu bir sistemde olması gerektiği şekilde başladı ve o şekilde devam ediyor''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat ile ilgili soruşturmanın, asla ve asla bir intikam duygusuyla yürütülmediğini, soruşturmanın, demokratik bir ülkede, hukukun üstünlüğünün esas olduğu bir sistemde olması gerektiği şekilde başladığını ve o şekilde devam ettiğini belirterek, ''12 Eylül davasına müdahil olanların, 12 Eylül'ün hesabını sormak için sıraya girenlerin, 28 Şubat konusunda, 'intikam' kelimesini telaffuz etmeleri münasebetsizliktir, talihsizliktir ve iki yüzlülüktür'' dedi.

Erdoğan, partisinin Tekirdağ'daki Atatürk Spor Salonu'nda gerçekleştirilen Tekirdağ 4. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, ekonomide çok büyük başarılara imza attıklarını, siyasete seviye kazandırdıklarını, yol, konut, derslik, üniversite, baraj inşa ettiklerini belirterek, şöyle konuştu:

''Ama AK Parti, en çok da demokrasiyi yeniden inşa etti, demokrasiye güç kazandırdı, milli iradeye itibarını iade etti. Bizim, bu ülkenin artık geriye gitmesine, geriye götürülmesine tahammülümüz yok. Hiç kimse, bu ülkeye yeniden ağır faturalar yükleyemez, yeniden ağır bedeller ödetemez. Herkes bilsin ki milli iradeyi ayaklar altına alan, milletin kararına saygısızlık yapanlar bunun hesabını verir ve verecektir. Aradan 15 yıl da geçse, 30 yıl da geçse milli iradeyi çiğneyenler, er ya da geç mahkeme önüne çıkar ve hukuk önünde yaptıklarının hesabını verirler. Hiç kimsenin ama hiç kimsenin bu ülkenin geleceğini karartmaya hakkı da yoktur, hukuku da yoktur. Hiç kimse, hukuk önünde imtiyazlı değildir, dokunulmaz değildir.

Bu ülkeye ağır bedeller ödetenler, bu ülkenin evlatlarına zulmedenler, gün gelir, bunun hesabını hukuk önünde verirler. Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını artık herkes görmeli, herkes bunu anlamalıdır. Türkiye, artık sabah erken kalkanın darbe yapabileceği bir ülke asla ve asla değildir. AK Parti olarak biz, daha kurulurken bir şey söyledik: 'Yeter söz de karar da milletindir' dedik. 9,5 yıl boyunca bu ilkeden hiç taviz vermedik. 9,5 yıl boyunca, millet iradesini güçlendirmek için cesaretle, kararlılıkla reformlar yaptık. Çünkü biz, ödediğimiz bedelleri, gençlerin, çocukların ödemesini istemiyoruz. Biz, bizim yaşadıklarımızı, gençlerimizin yaşamasını istemiyoruz. Biz malul bir demokrasi devraldık ama gençlere, çocuklara, çok güçlü, en ileri standartlara ulaşmış bir demokrasi emanet etmek istiyoruz. Biz Türkiye'yi her alanda safralarından, her alanda prangalarından, her alanda ağırlıklarından kurtarmak istiyoruz. Türkiye'nin geçmişinde hiçbir karanlık nokta kalmasın istiyoruz. Vicdanlar yaralı kalmasın, yapanın yaptığı yanına kar kalmasın istiyoruz.''

-''CHP, müdahil olacağını açıklasın''-

Başbakan Erdoğan, 28 Şubat soruşturmasına da değinerek, şöyle konuştu:

''28 Şubat ile ilgili soruşturma, asla ve asla bir intikam duygusuyla yürütülmüyor. Bu soruşturma, demokratik bir ülkede, hukukun üstünlüğünün esas olduğu bir sistemde olması gerektiği şekilde başladı ve o şekilde devam ediyor. 12 Eylül'de meydanlarda 'Güçlünün hukukunu değil, hukukun güçlü olduğu bir Türkiye getireceğiz' dedik ve 'Üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü ispatlayacağız' dedik. 12 Eylül davasına müdahil olanların, 12 Eylül'ün hesabını sormak için sıraya girenlerin, 28 Şubat konusunda, 'intikam' kelimesini telaffuz etmeleri münasebetsizliktir, talihsizliktir ve iki yüzlülüktür. 12 Eylül'de zarar gördüğün için 12 Eylül'le hesaplaşacaksın ama 27 Mayıs'ta, 28 Şubat'ta kazançlı çıktığın için, onlarla hukuk önünde hesaplaşılmasına intikam diyeceksin. Bu iki yüzlü siyasettir. Biz beklerdik ki, CHP de çıksın, 28 Şubat davasına müdahil olacağını açıklasın. Biz beklerdik ki, CHP de çıksın, bu soruşturmanın hayırlı olması temennisinde bulunsun, yargıya yardımcı olacaklarını açıklasın. Ama CHP bunu yapmaz, yapamaz.''

-''Bir gün içinde rüzgar gülü bile bu kadar dönmez''-

AK Parti ile ilgili kapatma davası açıldığında CHP liderinin ''Ankara'da yargıçlar varmış'' dediğini anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:

''İktidar partisi kapatılacak, düşünebiliyor musunuz, bununla ilgili bir yargı süreci var. Kalkıp diyor ki, 'Ankara'da yargı, yargıçlar varmış.' Bir lehte açıklama duymadım. İşte onların demokrasi anlayışı bu. Buradan Tekirdağ'dan söylüyorum. Hiçbir siyasi partinin kapatılmasına AK Parti olarak asla taraftar değiliz. Hangi siyasi parti olursa olsun. Bizim tezimiz şudur, gerçek kişi ile tüzel kişiyi ayıracaksın. Eğer ceza vereceksen, suçu işleyene ver, tüzel kişiliğe değil. Bir parti kapatırsın, iki parti kapatırsın, üç parti kapatırsın, devamı açılır. Artık artık bu işten, hukuk da kendini test etti.

Ben Tayyip Erdoğan olarak suç işlemişsem, cezayı bana ver. 21,5 milyon insanı cezalandırma. Çünkü partiyi kapattığın anda 21,5 milyonun partisini kapatıyorsun. Bütün bunlara, müdahaleye CHP zihniyeti çanak tuttu, ardından da müdahaleden çıkar sağlamaya çalıştı. Bunlar, millet iradesiyle, milletin tercihiyle değil, ancak ve ancak müdahaleyle iktidara gelirler. Onun için Anıtkabir'e geçerken 'ordu göreve' çağrısını yapmışlardır. Böyle siyaset olmaz, böyle siyaset yapılmaz. Genel Başkanlık başkadır, çarkçıbaşılık başkadır. Günde 5 vakit çark ediyorsun, günde 5 vakit yalan söylüyorsun. Günde 5 vakit kendisiyle çelişkiye düşen bir genel başkan, sadece Türk siyaseti için değil, Cumhuriyet Halk Partisi için de bir talihsizliktir, büyük bir kayıptır. Bakın dikkat edin. Sağına dönüyor, '27 Mayıs olmamalıydı' diyor, 'Menderes ve arkadaşlarına yazık edildi', 'Sebahattin Ali'yi CHP öldürttü' diyor. Sonra soluna dönüyor, 'geçmişimizle gurur duyuyoruz' diyor, 'geçmişimizde kara leke yok' diyor. Soluna dönüyor, 'Ben Dersimli'yim' diyor, sağına dönüyor, Dersim'in mimarlarını, Kel Ali'yi, dönemin İçişleri Bakanı Faik Öztrak'ı, diğerlerini milli kahraman ilan ediyor. Sağına dönüyor, 'CHP darbelere karşı' diyor, soluna dönüyor, Ergenekon'a sahip çıkıyor, 28 Şubat soruşturmasına 'intikam' diyor. İnanın, bir gün içinde rüzgar gülü bile bu kadar dönmez.''

''Şimdi çıkıyor BDP, 'Böyle böyle, AK Parti partimizin kapatılmasını istiyor' diyor. Böyle bir derdimiz, sıkıntımız yok''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Şimdi çıkıyor BDP, 'Böyle böyle, AK Parti partimizin kapatılmasını istiyor' diyor. Böyle bir derdimiz, sıkıntımız yok'' dedi.

Erdoğan, partisinin Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilen Tekirdağ 4. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, 28 Şubat 1997'de tehditle, baskıyla, provokasyonla, yine milli iradeyle teşekkül etmiş hükümetin görevden uzaklaştırıldığını belirterek, bu darbelerin, bu müdahalelerin, bu kesintilerin, Türkiye'ye çok ağır faturalar ödettiğini, Türkiye ekonomisinin, demokrasi ve demokratik standartların onlarca yıl geriye gittiğini anlattı.

Gençlerin, yaşları büyütülerek idam edildiğini, nice gençlerin hapislerde çürüdüğünü, umudunu, geleceğini zindanlarda yitirdiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Provokasyonlarda, sokak çatışmalarında, nice insanımız hayatını kaybetti. İnsanlar takip edildi, fişlendi, işlerinden edildi. Çok geriye gitmeye gerek yok. Başbakanlığım döneminde, enteresan bir şey söyleyeyim, bir yere genel müdür atıyorum, atadığım genel müdürün evine gidip, nasıl birisi, yaşamı nasıl? Buna bakıyorlar. Evine gelen gidene bakıyorlar. Bunları yapıyorlar. Daha 9,5 yıllık süreç içinde, ancak hamdolsun son 2-3 yıl içinde artık bunlardan da kurtulduk. Gencecik yavruların istikbali karartıldı. Öğrenciler okullarından atıldı, başörtülü oldukları gerekçesiyle nice öğrenci üniversite kapılarından geri çevrildi, katsayı uygulamasıyla nice öğrenciye üniversite yolu kapatıldı. Şu salonun içinde bir sıkıntı var mı? Başörtülü de var başı açık da var. Duruyor mu? Duruyor. Bir sıkıntı var mı? İşte AK Parti bu. AK Parti'nin gücü buradan geliyor.''

-''3 kırmızı çizgi''-

Başbakan Erdoğan, yola çıkarken, Afyonkarahisar'da ''3 kırmızı çizgi''leri olduklarını söylediklerini hatırlatarak, şöyle devam etti:

''Etnik milliyetçilik yapmayacağız. İnsanları, Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abhaz ayırmayacağız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çatısı altında tüm insanımızı toplayacağız. Olaya böyle baktık, şu anda 75 milyona AK Parti böyle bakıyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ve yaratılanı yaratandan ötürü sevmek, olaya böyle bakıyoruz. Romanmış, Arapmış, şu bu, böyle bir şey yok. İkincisi, bölgesel milliyetçilik yapmayacağız. Burası Güneydoğu Anadolu, burası Doğu Anadolu, burası Karadeniz, İç Anadolu, Trakya, Marmara, böyle bir ayrım da olmayacak. Biz, 780 bin kilometrekarenin partisiyiz, biz yolumuzu böyle çizdik. İhmal edilen neresi varsa, bizim elimiz oraya uzanır ve oralara hizmeti götürürüz. İnanın götürdük ve götüreceğiz. Güneydoğuda eksik mi var biliyorum, doğuda mı var biliyorum. Niye? Çünkü her yer Türkiye. Bir yabancı buralara geldiği zaman İstanbul'u, Diyarbakır'ı farklı görmeyecek. Bir yabancı buralara geldiği zaman Edirne'yi farklı, Artvin'i farklı görmeyecek. Hepsi bizden. Eksikliklerimiz var ama daha yapacak çok işimiz var. Edirne'de yüzlerce eseri biz onardık. Bunların hepsi yıkılıyordu. 3. adım ne olacak. 3. adımda asla ve kat'a dini milliyetçilik yapmayacağız, dinsel milliyetçilik yok. Çünkü bizde sadece Müslüman'a hizmet yok. Bizim ülkemizde azınlıklar da var, onlara da hizmet edeceğiz. Şu anda ülkemizde vatandaş olarak 75 milyon içinde hangi dinin mensubu olursa olsun onların inancı bizlerin güvencesi altındadır. Bu anlayış bizim değerlerimizden geliyor. Bu, bugünün anlayışı değil. Biz öyle bir ecdadın torunuyuz ki biz Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'nin bakiyesi üzerine varız. Ecdadımız, 'bu Hristiyan'dır, Musevi'dir' demedi, hepsini güvence altına aldı. Aslında biz onlardan geriyiz, onlar bizden çok ileriydi.''

Azınlıklara vakıf mallarını teslim ettiklerini belirten Erdoğan, ''Niye? Bu millete yakışan budur. Biz yapalım, onlar Batı Trakya'da bize yapmasınlar, önemli değil ama biz yapalım. Çünkü biz küçük düşünmeyeceğiz, büyük düşüneceğiz ve büyük düşünmekle kaybetmeyiz, hep kazanırız'' diye konuştu.

'Böyle bir derdimiz yok''

Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin, 12 Eylül 2010 halk oylamasında, 12 Eylül müdahalesinin yargılanması için yolu açarken, CHP, MHP ve BDP'nin muhalefet ettiğini ifade ederek, ''Bunlar, blok halinde, ittifak halinde halk oylamasının karşısında durdular, 'hayır' dediler'' dedi.

Partilerin kapatılması ile alakalı konuda BDP dahil partilerin salonu terk ettiğini anlatan Erdoğan, ''Şimdi çıkıyor BDP 'Böyle böyle, AK Parti partimizin kapatılmasını istiyor' diyor. Böyle bir derdimiz, sıkıntımız yok. Ancak siz dürüst hareket etmediniz. Anayasa değişikliğinde partilerin kapatılmasını engelleyen maddeyi getirdiğimizde niçin salonu terk ettiniz, onu söyleyin. Ancak işte şimdi 12 Eylül müdahalesi yargılanıyor. Bunlar da muhalefet ettikleri bu sürece şimdi müdahil olmak için sıraya girmiş durumdalar'' şeklinde konuştu.

Erdoğan, Türkiye'nin nereden nereye geldiğini ifade etmek istediğini belirterek, ''Bugün ulaştıkları seviyelere gelene kadar, hangi badireleri, hangi engelleri aştığımızı çok iyi görmelerini, anlamalarını rica ediyorum. Hiç endişeniz olmasın Türkiye güçleniyor. Gittiğimiz her yerde artık Türkiye 'Bu konuda ne diyor' deniliyor. Türkiye gündemi belirlenen ülke olmaktan çıkmış, gündem belirleyen ülkeler arasına girmiştir'' ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, bugüne kadar çalışan ve seçilecek kadroları tebrik ederek, partililerden, el ele, omuz omuza vererek, Tekirdağ'ı çok daha iyi yere taşımayı, 2014 yerel seçimlerinde büyükşehir belediye başkanlığını elde etmeyi ve Tekirdağ'da birinci parti olmayı çıta olarak koymalarını istedi.

CHP ile arada çok büyük fark olmadığını ifade eden Erdoğan, ''İnanıyorum ki CHP'ye oy veren kardeşlerim de herhalde şu hesabı yaparlar, 'Biz CHP'ye oy verdik de bize ne getirdi, ne kazandırdı?' bu hesabı yapmalarını kendilerinden özellikle rica ediyorum. Çünkü oy hizmete verilir, hizmet vermeyecekse bu oy boşadır. Öyleyse bu konuda bütün kardeşlerimi, teşkilat mensuplarımızı, gönüllülerimizi kapı kapı dolaşmaya davet ediyorum. Çok çalışmamız lazım. Çok çalışacaksınız ona göre... Sizlerden de daha farklı çalışma, gayret bekliyoruz. Kim ne derse desin, hiç kulak asmayın. Biz işimize bakarız. Bu kervan hizmet kervanıdır, bunu böyle biliniz. Biz bu millete efendi olmaya değil, bu millete hizmetkar olmaya geldik. Yolcuğumuz bu, hizmet etme yolunda devam edeceğiz'' şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda partililerle seçim döneminde kullanılan ve içinde ''Aynı yoldan geçmişiz biz, aynı sudan içmişiz biz'' ifadelerinin de bulunduğu şarkı ile ''Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda' şarkısının sözlerini söyledi.

Tekirdağ 4. Olağan Kongresi'ne, Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem de katıldı.

AA




SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara