Skandal büyüyor!
İsveç’teki silah skandali giderek artan boyut alıyor. Savunma bakanı istifa etti. Bakan bu kararı medya organlarının etkisi altında aldığını duyurdu. Bilindiği gibi medya organları Sten Tolgfors’u Suudi Arabistan’daki diktatora rejimi ile işbirliği yapmakla suçladı. Gazeteciler gizli sözleşmeler hususunda yeni yeni detaylar yayınladıkça birkaç yüksek görevli memur daha görevinden alındı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-04-08 11:46:26
İsveç’ten Suudi Arabistan’a silah sevki yapılması, resmen yasaklanmış değildir. Fakat solcu muhalefet şu hususa ağırlık veriyor: Er-Driyad ile bağlanan tüm sözleşmeler gizli tutuluyordu. “Arap baharı” olaylarından sonra da solcu muhalefet böyle sözleşmeler bağlanmasını hiç te desteklemiyor.
Bildirildiğine göre milyarlarca İsveç Kronu bedelindeki projeden amaç, Suudi Arabistan’ın patlayıcı madde ve tanksavar füze üretecek ilk fabrikayı inşa etmesine yardım etmekti. Fakat böyle fabrikanın yapımına başlanmadı. Derken planlanan sözleşmenin detayları belli oldu.
Öğrenildiğine göre daha 2005-te İsveç ve Suudi Arabistan hükümetleri arasında İşbirliği Antlaşması imzalandı. 2007-de de İsveç savunma araştırmaları Ajansı ile Suudi Arabistan arasında gizli bir anlaşma bağlandı. İsveç’te yeni hükümet kurulduğu zaman “Arap baharı” başladı. İsveç’te “Arap polisi” olarak adlandırılan Suudi Arabistan rejimine yapılan silah sevki, İsveç’te iktidarda bulunan koalisyonun otoritesini olumsuz etkiliyordu. Fakat Suudi Arabistan şu uyarıda bulundu: İsveç Suudi Arabistan’da silah fabrikasını inşa etmekten vazgeçtiği takdirde Er-Riyad Stokholm’dan 7 milyar dolar bedelindeki radar istasyonları satın almıyacak. Eninde sonunda Stokholm bu sözleşmeyi maskelemeye karar verdi. İsveç Savunma Bakanlığı fabrikanın kurulmasına ilişkin anlaşmayı bağlıyarak görüşmelerin tüm izlerini ortadan kaldırdı. Böyle olmakla beraber muhalefet ve gazeteciler oldukça çok kanıtlar elde etmeyi başardılar.
Böyle olmakla beraber skandalin boyutu ile ilgili bazı sorular ortaya çıkıyor. Silah ticareti, İsveç için geleneksel gelir kaynağıdır. Ülkenin yasalarında Er-Riyad ile işbirliği yapılması yasaklanmış değildir. Öte yandan İsveç, tarafsızlık politikası ile ün salan ülkedir. Kuzey Avrupa araştırmalar Merkezinden profesör Lev Voronkov, şimdiki muhafazakar İsveç hükümetinin karşıtlarının asıl bu kozu kullanmaya karar verdikleri fikrini belirterek şunları söyledi:
“Mesele şu ki hükümetin eylemleri, İsveç kamuoyu tarafından geleneksel tarafsızlık politikasından ayrılma olarak değerlendirildi. Doğaldır ki solcu partiler ve muhalif partiler bunu kınıyarak meydana gelen durumdan geleceğin parlamento seçimlerinde oylar kazanmak için yararlanmaya çabalıyorlar.”
Avrupalı toplum adamları Suudi Arabistan rejimini dünyada en gaddar diktatora rejimlerinden biri olarak sayıyorlar. Fakat resmen her hangi itirazlar öne sürülmüyor. Öte yandan Batı ülkeleri daha az “günahlar işleyen” Muammer Kaddafi’yi cezalandırdılar ve şimdi Beşşar Esad’ı cezalandırmaya hazırdırlar. Demokrasi problemleri araştırma Fonu başkanı Maksim Grigoryev bunda şaşılacak bir şey olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Suudi Arabistan, enerji taşıyıcıları ihracatında önde gelen ülkelerden biridir. ABD politik ve ekonomik elitine dahil oldukça büyük sayıda insanlar, Suudi Arabistan ile yapılan değişik tür kooperasyondan gelir alıyorlar. Doğaldır ki Suudi Arabistan’ı insan haklarını ihlal etmekten vazgeçmeye zorlama yeltenişleri,söz konusu bile değildir.”
Stokholm’da ise başlıca kilit bakanlar görevinden alınıyorlar. Hükümet başkanının da istifa etmesi beklenebilir. Solcuların iktidara gelmeleri de olanak dışında değildir. Solcular “Orta Doğu jandarması”na silah temin etmekten vaz geçecekler mi? Ekspelerin çoğunun kanısınca böyle bir şey beklenemez. Sloganlar yalnız iktidar uğrundaki mücadelede yararlı olabilir. Zafer kazanıldıktan sonra da silah satışından elde edilen büyük gelirlerden vaz geçmek zor oluyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara