Dolar

34,8978

Euro

36,5740

Altın

3.008,31

Bist

10.058,63

Köprünün yıkılacağı belliydi

Zonguldak’ta yıkılan 61 yıllık köprü için belediye başkanı “Çökeceği aklıma gelmişti”, Çaycuma halkı ise “Aşırı sallanıyordu, dua ederek geçiyorduk” dedi. Yerel bir gazete ise günler öncesinden 'yıkılacak' uyarısında bulunmuş!

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-04-08 10:20:12

Köprünün yıkılacağı belliydi
Zonguldak önceki gün son yılların en büyük felaketlerinden birini yaşadı. 1951’de yaptırılan 255 metre uzunluğundaki Çaycuma Köprüsü’nün 48 metrelik bölümü, saat 15.30 sıralarında çöktü. O sırada köprüden geçen Suat Özcan yönetimindeki otomobil ile İsmail Örenbaş yönetimindeki yolcu minibüsü ve yürüyen 5 kişi, alttan geçen Filyos Çayı’na düştü.
 
Çayda sürüklenen otomobildeki iki kişi, kendi imkanlarıyla araçtan çıkıp kıyıya yüzerek kurtuldu. Sulara kapılan 15 kişiye ise tüm çabalara rağmen maalesef ulaşılamadı. Bu korkunç felaket de Türkiye’deki birçok kaza gibi göz göre göre geldi. Köprünün yıkılacağını neredeyse tüm yetkililerin ve Çaycuma halkının tahmin ettiği, ancak hiçbir önlem alınmadığı ortaya çıktı.

YEREL GAZETE UYARMIŞ

Özellikle Çaycuma’da yayın yapan ‘Çaycuma Sanat’ adlı sanal gazetesinin 20 Mart’ta yaptığı bir haber, köprünün yıkılacağını resmen haber vermiş. Sitenin editörü emekli öğretmen Mevlüt Kırnapçı’nın kaleme aldığı “Irmak, köprü setini yıktı” başlıklı haberde, köprüyü bekleyen tehlikeye dikkat çekiliyor ve şöyle deniyor: “Filyos Irmağı’nın bu aylarda artan debisi beraberinde toprak başta olmak üzere yatak içindeki birikintileri de sürüklemektedir. Köprünün ayaklarını da aşındıran suyun zarar vermesini engellemek için geçen yıl yapılan taş set ancak birkaç ay dayanabildi. Dün (19 Mart 2012) herhangi bir sorun yokken, bugün köprüden geçenlerin gördüğü, setin tam orta yerinden yıkıldığıydı. Doğal olarak bu yıkılma köprünün üst yanında biriken suyun büyük bir hızla boşalmasını da getirdi.”



AYAKLAR OYULMUŞ 

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe ise köprünün ayağının çökmesiyle oluştuğunu söyledi: “Köprünün çöktüğü yere baktığımızda, köprüyü ayakta tutan köprü pabuçlarından birinin oyulması ve çökmesi sonucu olduğunu görüyoruz. Köprüyü ayakta tutan bu pabuçların altındaki kum, çakıl suyun debisiyle sürüklenir. Zemin boşalır ve köprünün kendi ağırlığı basınç yaratarak ayağın çökmesine neden olur. Bu yüzden karların eridiği dönemde bu tür kazaların olabileceği düşünerek pabuçlar kontrol edilmesi gerekirdi.”

”Valimizle görüştüm. Köprünün olduğu bölgedeydi. Jandarma, itfaiye ve afet müdürlüğü ekipleri tüm araç gereçleriyle kaza mahallindeler. Helikopter destekli olarak ekipler ve dalgıçlar arama çalışmaları devam ediyor. Ancak Filyos Çayı’nın tabii debisi çok yüksek. Görüş de maalesef yok. Kayıplara temenni ederiz ki en kısa zamanda inşallah ulaşılır. Acaba altında kalan var mı diye bu çalışmalar da devam ediyor. Kayıplarımızın tüm aile yakınlarına sabır, metanet diliyorum.”

ESKİ KÖPRÜ 1951’DE YAPILDI - YENİ KÖPRÜ 2008’DE YAPILDI

Yıllarca gidiş geliş birer şeritli kullanılan Çaycuma Köprüsü yıprandığı için bitişiğine birkaç yıl önce yenisi yapıldı. Yeni köprü hizmete girince eski köprünün de devre dışı bırakılmayıp güçlendirme yapılmadan kullanılmasına devam edildi. Yeni köprüden çift şerit Çaycuma’ya gidiş, eski köprüdeki çift şerit Çaycuma’dan çıkış olarak kullanılmaya devam etti. Geçen yıl yeni yapılan köprünün bakımı Çaycuma Belediyesi’ne devredildi. Bir başka ifadeyle yan yana iki köprü bulunuyor, yenisinden belediye, eskisinden ise Karayolları Genel Müdürlüğü sorumlu.

Yerel gazete yıkılan bendi yarattığı tehlikeye dikkat çekiyor. İTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nadir Yayla da köprünün ayaklarını yıkılan bendin aşındırdığını düşünüyor: “Bentler suyun köprünün altında birikerek debisinin düşmesini sağlıyor. Debi düşünce de ayaklar suyun hızından yıpranmıyor. Bent yıkılınca debi artmış, hızlı akan su bu sürede ayaklarda oyulmalara yol açmış ve yıkım da bundan dolayı gerçekleşmiş olabilir.”

KURTULANLAR DEHŞETİ ANLATTI

Bir çatırtı duyduk, gaza bastık ama çaya uçtuk!

Faciadan mucize eseri kurtulan iki kişiden biri Çaycuma Nehir Oteli restoran işletmecisi Seyfi Baysal’dı. Bir arkadaşıyla birlikte köprüden geçtikleri sırada bir şeyler olduğunu anladığını söyleyen Baysal, korkunç anları şu sözlerle anlattı: “Çok dehşet verici bir andı. Köprüden çatırtı sesleri geldi. Artık geri dönecek bir zamanımız kalmamıştı. Hızla karşıya geçmeye çalıştık ama ulaşamadan köprü çöktü. Araçta iki kişiydik. Aracımız suda sürüklenirken camları açtık. Yanımdaki arkadaşımın kolu çıkmıştı. Yaklaşık 15 dakika suda mücadele verdik, 50 metre sürüklendikten sonra birbirimize yardım ederek su kenarına çıkmayı başardık. Bizim yaşamamız bir mucize. Bence yıkılan köprüyle birlikte gitti minibüs. Önümüzde bir otomobil vardı o köprü çökmeden karaya çıkmayı başardı.”

KORKU FİLMİ GİBİYDİ

Aynı araçtan çıkan Suat Özcan da yaşadıklarını korku filmine benzetti. Belediyede işçi olarak çalışan Suat Özcan, olay anında aracı kendisinin kullandığını söyledi: “Her şey birkaç saniye içinde olup bitti. Aniden sesler gelmeye ve köprünün bir tarafı yan yatmaya başladı. Ben tam gaza yüklendim ama çıkışa ulaşamadan köprü önce yan yattı, ardından da çöktü. Ayağımdan engelli olduğum için aracın içerisinden çıkamıyordum. Aracın su almasıyla beraber su beni yukarı kaldırdı, açık olan camdan çıktım. Sonra da yanımda bulunan arkadaşım beni kıyıya çekti. Arkadaşım benden önce kıyıya çıkmıştı zaten. Beni su götürürken bir taşa tutundum. Ayağım ve kolumda sorun olduğu için yüzemiyordum. Arkadaşım Seyfi tekrar suya atladı, beni kurtardı. Artık benim üçüncü kardeşim oldu.”

‘Boğaz Köprüsü yıkılır mı derken bizim köprü çöktü’

Köprü yıkılınca suya uçan minibüste babası ve yeğeni de olan Belediye Başkanı Mithat Gülşen’in felaketin ardından söylediği sözler, facianın beklendiğini gözler önüne serdi: “Birkaç gün önce arkadaşlara, ’Köprüyü boyayalım’ demiştim. Çizgileri yapılacaktı. Siparişleri verildi. Ama her an her dakika “Burası göçebilir’ diye aklıma da geldi. Çünkü çayda sel vardı. İstanbul’da Boğaz Köprüsü’nden geçerken, burası göçse ne olur diye düşünürdük.”

“Ama burası çöktü. Düşüncemiz gerçek oldu. Olan babama oldu, bize oldu. Takdiri ilahi.” Önceki gün haberi öğrenince fenalaşarak Çaycuma Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Belediye Başkanı Mithat Gülşen’i Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ziyaret etti. Öğleden sonra taburcu edilen Gülşen, baba evine giderek yakınlarıyla acısını paylaştı.

Kadın Saraç (49) ve oğlu Serdar Saraç (33) minibüsle birlikte suya uçan yolcular arasındaydı. Zonguldak’ta bir hastanede tedavi gören Kadın Saraç’la minibüse köye dönmek için binmişti.

DALGIÇLAR DALAMADI

Çaya düşen minibüste bulunan 10 kişi ile o sırada yaya olarak köprüden geçen 5 kişiyi arama çalışmaları gün boyunca sürdü. İl Emniyet Müdürlüğü Deniz Polisi ile İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü dalış ekibi, su seviyesinin yüksek, akıntının da yoğun olması nedeniyle dalış yapamadı. Bu nedenle minibüsün yeri belirlenemedi. Kayıp yakınları, helikopterin havadan destek verdiği arama çalışmalarını, olay yerinde gözyaşları içinde izledi...

Kaybolan yayalardan Hayriye Gürer’in (33) annesi Habibe Gürer (56), “Kızım yürüyerek köprünün karşısına geçiyormuş, yalnızdı, saat 15.20’de telefonla mesaj atmış kendi kızına ‘Ben geliyorum’ diye. Cuma köprüsünden geçerken mesaj atmış. Sonra bir daha haber alamadık” diyerek gözyaşlarına boğuldu.

KAYIPLARIN KİMLİKLERİ

Minibüs sürücüsü: İsmail Örenbaş

Yolcular: Mehmet Başören, Meryem Başören, Tahir Özkafa, Kadın Saraç, Serdar Saraç, Aziz Gülşen, Kemal Gülşen, Sezgin Gülşen, Alim Başören

Yayalar: Hayriye Güner, Nazife Kabuk, Veli Kaya, Necati Azaklıoğlu, Ali Rıza Kaya.
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara