Dolar

34,8957

Euro

36,7306

Altın

3.012,17

Bist

10.058,63

El emeğiyle Türkiye'nin ilk elektrikli otobüsünü yaptılar

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "bir babayiğidin" yerli otomobil imal etmesi için yaptığı çağrı üzerine büyük sanayiciler konuyu tartışırken Denizlili iki girişimci, el emeğiyle Türkiye'nin ilk elektrikli otobüsünü yaptı. İkisi engelli olmak üzere

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-04-05 06:38:01

El emeğiyle Türkiye'nin ilk elektrikli otobüsünü yaptılar
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "bir babayiğidin" yerli otomobil imal etmesi için yaptığı çağrı üzerine büyük sanayiciler konuyu tartışırken Denizlili iki girişimci, el emeğiyle Türkiye'nin ilk elektrikli otobüsünü yaptı. İkisi engelli olmak üzere 28 kişilik koltuğun olduğu, elektrikle çalışan ve şarj edilebilen otobüs, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan Denizli Belediyesi'ne devredilen Laodikya antik kentinde turistleri taşımak için deneme sürüşlerine başladı. Türkiye'de büyük patronların söz düellosu halinde devam ettirdiği yerli otomobil tartışması devam ededursun el yapımı yerli otobüsü yapmayı başaranlar, ahşap mobilya dekorasyon ustası ve teknik ressam Yalçın Taşbaş ile Denizli Jeneratör Sanayi (DEJESAN) sahibi Tahir Öztürk'ün sekiz kişilik kadrosu. Motoru hariç her şeyinin Türkiye'de üretilen malzemelerden yapıldığını belirten girişimciler, istendiği takdirde benzeri veya farklı özelliklerde araçlar yapabileceklerini söylüyor. Belediyenin isteği doğrultusunda turistlerin antik kente girerken çevreye bakabileceği şekilde kapısız yapılan ve yüklü ağırlığı 3,5 ton olan otobüs, 6 saatlik şarjla 50 kilometre yol katedebiliyor. Küçük bir işyerinde kısıtlı imkânlarla yapılarak, denenmesi için Laodikya antik kentine mehter marşlarıyla götürülen otobüs, yol boyunca büyük ilgi gördü. Otobüsün antik kentteki ilk turunun yolcuları ise Denizli Belediye Başkan yardımcıları Mustafa Ünal, Mustafa Gökoğlan, Nilgün Ök ve Aytaç Turgut, Laodikya Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek ve diğer yetkililer oldu.

Otobüsü yapan girişimcilerden DEJESAN sahibi Tahir Öztürk, Türkiye'de bunun benzeri ufak çaplı golf araçlarının olduğunu ancak onların kendilerinkine kıyasla oldukça küçük kaldığını söyledi. Öztürk, "Bu tür araçlar Türkiye'de üretilmiyor. İlk üreten biz olduk. Yurtdışında getirildiğinde, maliyetinin iki katı olacağını düşünüyoruz. Burada üretmekle paramız yurtiçinde kaldığı gibi teknolojik olarak da kendimizi geliştiriyoruz. Amacımız, yüzde 90 yerli mallar kullanarak ülke ekonomisine katkı sağlamaktı, bunu da gerçekleştirdik." dedi. Diğer girişimci Yalçın Taşbaş ise daha önce de alışveriş merkezinde çocukların binebileceği küçük akülü trenler ürettiğini, bunun denemesini gören Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan'ın, şimdi yaptıkları şekilde büyüğünü yapıp yapamayacaklarını sorması üzerine otobüsü yaptıklarını anlattı. Yalçın Taşbaş, büyük otomobil firmalarının milyonlarca dolar harcayarak yaptıkları aracın projesini iki günlük çalışmayla başarmış. Taşbaş, "Tamamen el emeği göz nuru bir araç ürettik. Projesini, yaklaşık iki günde oluşturdum. Yapım aşamasında kullanacaklarımız demir ve elektronik aksamı, yatlarda kullanılan marin kontraplak dediğimiz bir malzemedir. Üzeri laminat kaplıdır. Yağmur, kar, fırtınadan etkilenmez. Sekiz kişilik bir kadroyla ve üç aylık bir çalışmayla tamamen el emeğiyle seri bir şekilde ürettik. Koltuklarından tutun da motor bloklarına kadar misket ve giydirmeleri tamamen el emeğidir. Ortağım Tahir Bey mekanik ve elektrik ben proje, giydirme ve dekorasyon konusunda çalışma yaptım." diye konuştu.

Kendilerine destek verilmesi halinde Türkiye ve dünya çapında otobüs veya çeşitli araçlar yapabileceklerini dile getiren Taşbaş, "Seri üretim yapabilmek için devletten destek almamız lazım. Bu, ciddi anlamda teknik donanıma sahip bir araç. El emeği de bizi çok yoruyor. Destek olunursa bunu fabrikasyon bazda ve diğer arkadaşlarımızı istihdam adına üretebiliriz. Destek almak için ilgili birimlere başvurdum. Kendileri, 'Ar-ge konusunda destek verebiliriz.' diyor. Biz zaten ar-ge'yi tamamlamışız. Yüzlerce ören yeri var, memleketimizin üç tarafı deniz. Her tarafta bunlara ihtiyaç var. Ben traktörden bozma araçlarla mazot kokuları içinde turistler taşındığını görünce üzülüyorum. Bu, onlara göre on numara. Biz gelen siparişe ve yerin durumuna göre dizayn edip bunlardan üretebiliriz. Bunu Laodikya'ya göre dizayn ettik. Bir kuruş almadan, kendi imkânlarımızla gerçekleştirdik." şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Celal Şimşek de belediye tarafından antik kente yaptırılan aracın, sessiz ve doğaya zarar vermediğini ifade ederek, "Araçta, kapıdaki turnikeden itibaren buraya kadar kentle ilgili bilgilendirmeler yapılacak. Hem de etrafa bakarak izleyerek gelebilecek ziyaretçiler. Benim görüşüm, antik kentler için bu tür araçlar gerekli, çünkü biz Avrupa'ya gittiğimizde, İtalya'da bu tür araçları görüyoruz. İnsanların kafasında iyi bir yer ediniyor. Türkiye'de ilk kez böyle bir antik kentte denenmiş olması, bundan sonra faaliyete geçecek olması güzel. Bu araç faaliyete geçtiğinde, antik kente hiç otobüs girmeyecek. Dolayısıyla antik kentin dokusu hiç bozulmayacak, görüntü kirliliği bitmiş olacak. Diğer ören yerlerinde de bu araçların olmasını şiddetle tavsiye ediyorum." dedi.

Denizli Belediye Başkan Yardımcısı Ünal ise Laodikya'ya gelen turist sayısının her yıl ikiye katlandığını belirterek şunları kaydetti: "Yurdun çeşitli yerlerinde, buradaki turistleri nasıl taşırız diye araştırmalar yaptık. Bu araçtan iki tane alacağız, 100 bin lira civarında bir rakam. Gerçekten Denizlimiz'e yakışır, güzel bir araç oldu, hayırlı olsun."
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara