Dolar

34,8783

Euro

36,7749

Altın

3.045,23

Bist

10.144,62

Irak’ta hapishane skandalı

İsveç Merkezli uluslararası bir organizasyon olan Wikileaks yayınladığı son belgede Irak’taki gizli hapishanede esirlere yapılan işkenceleri ortaya koydu. Belgede henüz ergenlik yaşında olan ve kanunsuzca tutuklanan erkek çocuklara tecavüz edildiği vurgulanıyor.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-04-03 12:34:33

Irak’ta hapishane skandalı
Ahmet Yılmaz / TIMETURK

Amerikan Büyükelçiliği’nin üzerinde ‘gizli’ yazan ve Wikileaks tarafından yayınlanan telgrafı, Irak İçişleri Bakanlığı Kompleksi’nde yer alan 4 No’lu binada gerçekleşen tutuklamaların ayrıntılarını ortaya koyuyor. Belgeye göre daha ergenlik çağında olan tutuklu esirler Iraklı sorgu müfettişleri tarafından cinsel istismara maruz kalıyordu. Daha doğru bir ifade ile söylemek gerekirse itirafta bulunmaları için tecavüze uğruyordu.

Telgrafı yazan diplomata göre Irak’ta 2005 yılında El Jadiriya’da gizli hapishanenin keşfedildiğinden bu yana bu olay en felaket olanı. 2005 yılında, Bağdat’ın El Jadiriya bölgesinde gizli bir hapishane bulunduğu, hapishanedeki 173 tutuklunun çeşitli işkencelere ve kötü muameleye maruz kaldıkları keşfedilmişti. Bu hapishane olayı gerek ülke içinde gerek dışında büyük yankı uyandırdı ve o dönemin başbakanı İbrahim Caferi’nin büyük tepki almasına neden oldu.

The Dissenter sitesinin ifadesine göre 2006 yılında gözaltı merkezlerini incelemek üzere Amerikalı ve Iraklılardan oluşan ortak bir teftiş ekibi kuruldu.

37 çocuğun çoğu cinsel istismara maruz kaldı

Telgrafa göre ekip o sene bir bina buldu. Bağdat’ın ortasında yer alan bu binada 1400 esir tutuluyordu. Bu esirler, hiç de Irak İçişlerine bağlı gözaltı binalarına benzemeyen binada korkunç koşullarda yaşıyordu. Müfettişler 41 esirle görüştü. Vücutlarında dayak izleri ve yaralar vardı. Bu izler çok şiddetli bedensel işkenceye maruz kaldıklarını gösteriyordu. Binada ayrıca kanunsuzca tutuklanmış ergenlik çağında 37 çocuk bulundu. İçlerinden çoğu cinsel istismara maruz kaldığını söyledi.

10 Haziran 2006 tarihinde gönderilen telgrafta şöyle dendi: ‘Genç esirlerden, büyük çoğunluğu daha ergenlik çağında olan bazıları, içişleri bakanlığı mensupları elinde cinsel saldırıya maruz kaldığını, itirafta bulunmaları için müfettişler tarafından tecavüzle tehdit edildiklerini ve müfettişlerin tenasül uzuvlarını ağızlarına almaya zorlandıklarını söyledi.

Yaşça daha büyük bazı esirler de ergenlik çağındaki esirlerin müfettişlerle tekli görüşmeleri sırasında tecavüze uğradıklarını bildiklerini ifade etti. Telgrafta ayrıca 4 No’lu binanın çok kalabalık olduğuna dikkat çekilerek bu durumun içişlerine bağlı tutukevlerinin genel özelliği olduğu belirtiliyor. Ardından zindanların çoğunda, esirlerin yatıp uzanacakları genişlikte bir mesafe bulunmadığı aksine dizleri birbirlerine geçmiş şekilde oturabildikleri, kullanılabilir durumdaki birkaç tuvaletin de taştığı, kanalizasyon sularının binanın zeminine ve katlarına sızdığı ifade ediliyor. Kendilerine dar vakit aralıklarında açık hava alma fırsatı verilen ya da hiç verilmeyen esirlerin birçoğu uyuz, bitlenme ve enfeksiyonlardan muzdarip durumda. Gıda yeterli oranda tedarik ediliyor. Musluklardan akan su ise ancak akşam vakti bir ya da iki saatliğine veriliyor.

Tavana asılıyorlardı

Hücrelerin kalabalıklığına ve çocukların tecavüze uğramasına ek olarak teftiş ekibi yaptığı görüşmeler aracılığıyla hapishanede uygulanan bazı işkence çeşitlerini de ortaya koydu. 30 Mayıs’ta kendileriyle görüşülen, vücutlarında çürükler ve dayak izleri, kırıklar bulunan 41 mahkum tavana asılı bir kancadan sarkıtılan bir ipe asıldığını, ayak tabanlarına ve kalçalarına darp edildiğini söyledi. Müfettişler binada boş bir odada tavana asılı bir kanca tespit etti. Odada, genelde araçları kaldırmak için kullanılan türden demir zincirler de bulunuyordu. Kancanın hizasında zeminde de kan izi vardı.’

Telgraf, 4 No’lu binada çalışanların, kötü muamele ve işkence izlerini ortadan kaldırmaya çalıştığına, başlangıçta teftiş ekibine giriş için izin vermek istemediğine, bir gardiyanın Haziran’ın birinde, gözetleme kulesinde işkenceye maruz kalmış dört esiri saklamaya çalışırken yakalandığına dikkat çekti. Esirler gardiyanlardan tehdit edilmiş ve kendilerine Amerikalılara kesinlikle konuşmamaları emredilmişti.

Telgrafta babasının ismi ya da lakabına işaret edilmeyen; 4 No’lu binanın Amiri Albay Ali ile Irak Ulusal Polis Güçleri Amiri Adnan Sabit, tutuklulara kötü muameleden sadece 3 kişinin sorumlu olduğunu söylediler. Telgrafta ayrıca şu ifadelere yer verildi: ‘Hapishanede tutuklulara kötü muamele yapıldığını içişleri bakanlığının üst düzey yetkililerinin ve 4 No’lu binadan sorumlu Ulusal Polis Güçleri yetkililerinin bilmiyor olması olanaksız olmasa da çok zor. Zira 4 No’lu binada tutuklu, ciddi fiziksel rahatsızlıklar çeken esirlerin birçoğu bu yetkililerin bilgisi olduğuna işaret etti. Ayrıca hapiste kanunsuzca tutuklanmış 37 çocuk, işkence yapılan odada bakan herkesin görebileceği; mahkumları asmak için kullanılan kanca ve zincirler bulunuyor.’

Açıklamalar iddiaları doğruluyor

ABD’nin Irak Büyükelçisi Zalmay Halilzad, 4 No’lu binanın teftişi hakkında şöyle demişti: ‘4 No’lu binanın gardiyanlarının ve müfettişlerinin yasadışı ve açık şiddet olaylarına karıştıkları ve hiçbir cezaya çarptırılmadıkları görülüyor. Tutukluların fiziksel işkenceyi hak ettikleri fikrinin içişleri bakanlığı mensupları tarafından açıkça kabul edilmesi ve bu işkenceleri saklamaya çalışmaları, kendileriyle görüştüğümüz Iraklıların söylediklerini desteklemektedir. Irak Polisi bugün kabul edilebilir standartlara uygun tutuklamalardan aciz değil aksine bunu istememektedir.’

Telgrafta yer alan ifadelere göre 4 No’lu binada tutuklu çocuklar Haziran ayında geçici olarak içişleri bakanlığına ve uluslararası polis güçlerine bağlı olan El Müsenna Havaalanındaki binaya nakledildi. Tutuklulara kötü muameleden sorumlu subaylardan ancak çok azı tevkif edildi. Aralarında Albay Ali de yer alıyor. Ancak tevkifleri mahkum sıfatıyla değil gözaltına alınmış sıfatıyla gerçekleştirildi.
Müsenna Havalimanı’nda, görev süresi dolmuş başbakan Nuri Maliki’ye tabi gizli bir hapishane bulunduğu, hapishanedeki esirlerin sayısının 400 olduğu ve çoğunluğunu Musulluların oluşturduğu 2010 yılında Uluslararası Af Örgütü tarafından hazırlanan raporda ortaya konmuştu.

Raporda, Irak hapishanelerinde tutuklu, bazıları uzun yıllar boyunca mahkemeye dahi çıkarılmayan esirlerin durumlarının giderek kötüleştiği, bazılarının akrabalarıyla görüştürülmediği, bazılarınınsa yasal yardım almasının engellendiği uyarısında bulunuldu. Rapor, kollardan asılma, kablo ve borularla dayak, tırnakların kerpetenlerle sökülmesi, elektrikli matkaplarla vücutta delikler açılması gibi esirlerin maruz kaldığı çeşitli işkence yöntemlerini saydı. Ayrıca Kuzey Irak’taki hapishaneden başkente iki otobüsle nakilleri esnasında toplam yüz esirden dokuzunun öldürüldüğünü vurguladı.

Haber Ara