Erdoğan: Bizim işimizi kolaylaştırın
Yerel Yönetimler ve Aile Sempozyumunda konuşan Başbakan Erdoğan, Kentsel Dönüşüm Projesi'nden bahsederek, 'Milletimize sesleniyorum, bizim işimizi kolaylaştırın' dedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-04-02 12:25:10
Bugün Türkiye'nin büyüme rakamları açıklandı, son çeyrekte 2011'in Türkiye, yüzde 5.8 olarak büyüdü. Toplamda yüzde 8,5 büyüyerek Çin'den sonra büyüme kaydeden ikinci ülke olduk. Cumhuriyet tarihimizin yeni rekorlarını elde etmiş olduk, görüldüğü gibi laf değil, netice.
Siyaset iş yapma sanatıdır, laf üretme sanatı değildir. 2002 yılında hükümeti devraldığımızda gayrı safi yurtiçi hasıla 230 milyar dolardı, şuanda bu rakamı 2002 yılına göre 3 kattan fazla arttırmış olduk. Yine kişi başına milli gelirimiz 2002'de 3 bin 492 dolardı, buda bugün 10 bin 444 dolara ulaşmış oldu.
Bunun da şöyle güzel bir özelliği var, birileri nüfuslarını düşürerek benim kişibaşına milli gelirim arttı der, bizim azalmadı hem arttı hem de artışına oranla aynı şekilde kişi başına milli gelirimiz de görüldüğü gibi arttı, başarı işte bu. Bizde nüfus da arttı, kişi başına milli gelir de arttı. Bundan dolayı ayrıca mutluyuz, şu anda 75 milyona ulaştı nüfusumuz, inşallah daha da artacak ne diyoruz? En az 3 çocuk sahibi olacağız, bütün çocuklarımıza bunu hep tavsiye edeceğiz, bunu başarmamız lazım kim ne derse desin her doğacak olan, her doğan rızkıyla beraber geliyor.
Diğerleri sadece muhasebat tutanaklarında kendilerini aldatırlar, bazıları çok oynadı onların üzerinde ama yine kendilerini kurtaramadı. İşte Avrupa'da bunun örneklerini görüyoruz. Özellikle Avrupa'da sıkıntıların arttığı bir dönemde Türkiye ekonomisinin artması son derece önemli bir gelişmedir. Bu oranların ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum, bu sonuçta katkısı olan herkesi, 75 milyonun tamamını yürekten kutluyor, teşekkür ediyorum.
Eski çağlarda, bazı savaşçı kavimlerin şehirlerden korktuğu ve şehirlere girmediği söylenir. Bu kavimler şehirlerin bir ruhu olduğuna, şehirlerin içinde yaşayan insanların şekillendiğine inanıyor fethettikleri her şehiri de yıkıyor, yakıyor, haritadan siliyorlardı. Şehire düşman olan bu kavimler, şehire ait olan izleri yani medeniyeti de ortadan kaldırıyor geçmişe dair izleri tek tek yakıyorlardı. Bu elbette üzerinde düşünülmesi gereken bir yanlıştı, nitekim bizim miras olarak devraldığımız medeniyet insanın şehri şekillendirdiği bir medeniyettir.
Elbette ki şehir içinde ki yaşayanları şehirleştirmiş, medeniyetleştirmiş. Bizim inşaa ettiğimiz tarihteki şehirlerimize baktığınızda hep önce insanı görürsünüz, tarihi Konya'da, Bursa'da, İstanbul'da hatta Üsküp'te, Kudüs'te, Mekke ve Medine'de insanı yutan değil, insanı yücelten bir mimari tarzla karşılaşırsınız. Bunu eski Kiev'de de görürsünüz, oradada yine insanı yutmaz tarihi Kiev, insanı yüceltir.
Artık insan için değil, arabalar için, çocuklar için değil, ticaret için kentler inşaa edilirken, şehirler bozulmuş ve korunması gereken pek çok hassasiyet kaybedilmiştir. Tarihte İstanbul'da öyle sokaklar vardı ki çiçeklerin rengi bile bir anlam ifade ediyor, mesaj veriyordu. Evinde hasta olan aile örneğin cumbasına sarı çiçek koyuyor, sokaktan geçenlerin gürültü yapmamasını bu yolla rica ediyordu. Bugün ise her sokağa araçlar giriyor, motor gürültüsünün üzerine hastayı, çocuğu düşünmeden günün ve gecenin her saatinde kornaya basılıyor. İşte eğer şehirleri araçlara, otomobillere göre dizayn ederseniz o zaman siz şehirlere değil, şehir size hükmeder.
Elbette geriye dönüş mümkün değildir, o tarihi şehirleri inşaa etmek mümkün değildir ancak oradaki yaklaşımı devam ettirmek, orada ki tasavvuru bugüne taşımak elbetteki mümkündür. Biz tıpkı kendi medeniyetimizde olduğu gibi insan merkezli şehirler inşaa etmek zorundayız, en azından AK Parti'li belediyeler bunu başarmak durumundadır.
Açık açık ifade etmek zorundayım, modern şehirler insanı ötelediği gibi maalesef aileyi de öteleyen hatta doğrudan hedef alan bir anlayış içeriyorlar. Şehirler aile mahremiyetine, birlikteliğine ve kutsiyetine aykırı şekilde gelişiyorlar. Yani insan şehire değil şehirler insanlara hükmediyor, işte biz bunu tersine çevirmek, en azından bunu tersine çevirecek ve gelecek nesillere tecelli edecek bir anlayışı hakim kılmak mecburiyetindeyiz. Aile toplumunda, geleceğin de çekirdeğidir ailenin olmadığı bir toplumun istikbale umutla bakması asla ve asla söz konusu değildir. İnsana saygının kaynağı ailedir, dürüstlüğün, vatanseverliğin kaynağı ailedir aynı şekilde demokrasinin de kaynağı ailedir.
Aile toplumu da, ülkeyi de ayakta tutan en önemli ve sağlam tuğladır. O tuğla çekildiğinde, çürütüldüğünde kaçınılmaz olarak ülke çökecektir, aile AK Parti'nin siyasi anlayışının merkezinde yer alan bir kurumdur. Eğitim aile için vardır, sağlık, adalet, emniyet aile için vardır, ekonomi, enerji, tarım aile içindir. Bizim yerel yönetim anlayışımızda da aile vardır, AK Parti'li belediyeleri diğerlerinden ayıran en önemli özellik budur.
Esasen sosyal belediyecilikte toplumun en küçük birimi olan aileyi önemseyen belediyeciliktir, biz belediyeleri sadece park, yol, altyapı inşaa eden kurumlar olarak görmedik ve görmüyoruz. Belediyeler bunları tabii yapacak, o onun asli görevi ama belediyeler önce insan diyecek, önce aile diyecek ve onların imdadına yetişecek. Belediyeler eğitimi, sanatı, sporu destekleyecek.
Benim belediye başkanım özellikle AK Parti'li belediye başkanları için söylüyorum, gidecek kapı kapı gezecek, soracak, soruşturacak durum nedir? Diye, bunu yapmak zorundayız çünkü sizler bizim elimiz ayağımızsınız ve elini uzatacak ve sosyal kurumumuzsunuz aynı zamanda. Belediyeler yaşlıları, kadınları her icraatında ön planda tutacak, belediyeler ne yapıyorsa önce çocukları öne alacak ve ona göre çocuklarımıza göre iş yapacak. Biz çocuklarımıza gelecek tasavvurlarını şekillendirecek mahalleler, şehirler emanet etmek zorundayız. Bizler böyle şehirler emanet almadık, onun için işte ustalık dönemine girerken çok önemli bir adım attık nedir?
İşte, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nı sadece bunun için kurduk. Şimdi gideceğiz gerekirse evleri yıkacağız, bunun yetkisini aldık mı, aldık? Kentsel dönüşümü yaptık, yapacağız. Bizim içimizi bunun için kolaylaştırın biz sizi sokakta bırakmayız, biz sizin yavruılarınızın ayaklarının toprağa, çime deyeceği parklar yapabilelim. Yoksa dairenin içine kapatmışsın başka birşey yok bu yavrularımız için bir yaşam değil, biz yeri geldi baştan aşşağı çamur olduk. İnşallah çocuklarımıza biz o beton yığınları içine mahkum olmuş şehirler içine değil parklar ve yeşiller içinde olan şehirler emanet edeceğiz.
SON VİDEO HABER
Haber Ara