Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

20 sivil toplum örgütü: 28 Şubat'ın brifingli mahkeme kararları iptal edilsin

Ankara'da bir araya gelen 20 sivil toplum örgütü temsilcisi, 28 Şubat sürecinde alınan brifingli yargı kararlarının iptal edilerek, yeniden muhakeme yolunun açılmasını istedi. Sivil toplum örgütü temsilcileri, yargı kararlarının iptali için imza kamp

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-04-02 11:08:01

20 sivil toplum örgütü: 28 Şubat'ın brifingli mahkeme kararları iptal edilsin
Ankara'da bir araya gelen 20 sivil toplum örgütü temsilcisi, 28 Şubat sürecinde alınan brifingli yargı kararlarının iptal edilerek, yeniden muhakeme yolunun açılmasını istedi. Sivil toplum örgütü temsilcileri, yargı kararlarının iptali için imza kampanyası başlattı.

        28 Şubat mağdurları ile Metropol Otel'de bir araya sivil toplum temsilcileri adına konuşan Mazlumder Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, brifingli yargı kararlarının iptal edilerek, yeniden muhakeme yolunun açılmasını istedi. "28 Şubat 1997 tarihinde gerçekleşen Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan ve ilan edilen kararlar ile ve sonrasında hukuk dışı yapılanmalar eliyle kurumlara ve sivil siyasete müdahale edilmiştir" diyen Ünsal, sözlerine şöyle devam etti: "İdari işlemlerin usul ve esas yönünden geri alınamaz bir işlem hüviyetine bürünmesi, brifing almış hakimlerin önünde adil yargılanmanın ihlal edilmesi, mağduriyetlere yönelik yargılamaların hukuksuz bir yapı tarafından karara bağlanması sebebiyle, 28 Şubat sürecindeki tüm yargılamalar hukuka aykırı olarak yürütülmüştür. 28 Şubat sürecinde, Kuvvet Komutanlıklarından, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde, 'Batı Çalışma Grubu' adı altında illegal bir yapılanma kurulmuştur. İdarenin bütünlüğü ilkesine göre, idare kuruluşu ve teşkilatları ile bir bütündür ve idari teşkilatların oluşumu kanunlarla düzenlenir. 'Batı Çalışma Grubu', kuruluşu ve işleyişi bakımından tümüyle hukuk dışı bir yapılanma olup, idarenin bütünlüğü ilkesine aykırıdır."

        Batı Çalışma Grubu'nun aldığı hukuksuz kararlar ve fişlemeler sonucu birçok kişinin görevinden alındığını, öğrencilerin eğitim haklarından yoksun bırakıldığını, disiplin cezaları ile üniversitelerden ilişiklerinin kesildiğini ve farklı görüş ve ideoloji sahiplerinin hürriyeti bağlayıcı cezalarla tecziye edildiğini vurgulayan Ünsal, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Hukuksuzluk uygulamalarına karşı dönemin hukuk yargılamaları da çare olmamış, ideolojik kararlarla insanların hayatları karartılmıştır. Bu sebeple, binlerce insanın hayatını karartmış olan 28 Şubat süreci siyasi yargı kararlarının iptal edilerek yeniden muhakeme yolunun açılması gerekmektedir. STK'lar olarak, konuyla ilgili yasa çalışmasının yapılması talebiyle imza kampanyası başlatmış olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz."

        14 YAŞINDA CEZAEVİNE KONULAN KÖSE: BENİ YENİDEN YARGILAYIN

        28 Şubat sürecinde daha 14 yaşında iken Çeçenistan'a destek gösterisine katıldığı için idamla yargılanan ve 10 yıl hapis yatan Yakup Köse ise toplantıda, post modern darbe sürecinde verilen kararların yargısız infaz niteliğinde olduğunu kaydetti. 14 yaşında iken tüm hukuki haklarının elinden çalındığını ifade eden Köse, "Henüz 14 yaşındaydım. Çeçenistan halkına destek eylemine katıldım ve baba evime baskın yapıldı. Annemin gözleri önünde yere yatırıldım. Ellerimden kelepçelendim. Gözlerimi kapattılar. TEM şubede 7 gün tutuldum. Mahkemem 3,5 dakika sürdü ve tutuklandım. Hücrelere kapatıldım. İşkence gördüm. Halen suçumu bilmiyorum. Ama bugün daha sivilleşen bir Türkiye var. Yeni Türkiye'de yeniden yargılanmak istiyorum. 28 Şubat süreci ile hesaplaşılmasını ve ellerimizden çalınan hakların iade edilmesini istiyorum." diye konuştu.

        İKNA ODASI MAĞDURU GÖKDEMİR: HESAP VERSİNLER

        İkna odası (başörtüsü) mağduru Hanife Gökdemir de, karanlık odalarda yaşadıklarını anlatarak, şunları söyledi: "Şimdi haklarımızı gasp edenlerden hesap sorulmasını bekliyoruz. İkna Odaları, başörtüsü kullanan üniversiteli bayan öğrencilerin başörtüyle eğitim almalarını engellemek için yasal dayanaktan yoksun fiili bir uygulamadır ve sayısızca mağdur yaratmıştır. İkna odaları, gençlerin psikolojik ve manevi olarak çökertildiği, tehdit edilerek başörtülerinden taviz verilmesinin istendiği, kişisel hak ve özgürlüklerin yok sayıldığı bir işkence odası mahiyetindedir."

        Destek veren sivil toplum kuruluşları şöyle: Ahde Vefa Platformu, Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu, Ankara Gençlik Eğitim Merkezi Derneği, Araştırma Kültür Vakfı, ASDER, Bab-ı Ali Ehlibeyt Vakfı, Hür Beyan Hareketi, Hak-İş Sendikası, İLKDER, İNFAK, Memur-Sen, Özgür Eğitim Sen, Vahdet Vakfı, Toç Bir Sen, Başkent Kadın Platformu, Anadolu Gençlik Derneği, Milli Türk Talebe Birliği, Birlik Vakfı, Salih Mirzabeyoğlu İçin Hukuk Platformu.

Haber Ara