ÖNDER:'Eğitim ideolojik tartışma olmaktan çıkarılmalıdır'
ÖNDER – İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği Genel Başkanı Dr. Hüseyin Korkut yaptığı açıklamada ', İmam-Hatiplerin orta kısmının açılmasını, Kur’an-ı Kerim’in ve Siyer-i Nebi’nin seçmeli ders olarak ilköğretim ve ortaöğretim müfredatına konmasını büyük bir memnuniyetle karşılamaktadır' dedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-03-30 17:28:41
Son günlerde Türkiye kamuoyunu meşgul eden “İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” aziz milletimizin öteden beri seslendirdiği demokratik ve özgür eğitim sistemi taleplerini karşılamaya yönelik olarak atılmış önemli bir yasama hamlesidir. Anılan teklif, 28 Şubat sürecinde bilimsellikten uzak olarak hazırlanan ve tamamen dayatmacı bir şekilde uygulamaya konan kesintisiz sekiz yıllık zorunlu eğitimin nesillerimiz üzerindeki derin hasar ve tahribatını telafi etmeye dönük gecikmiş bir adımdır.
Teklifin TBMM’de görüşülmesi sırasında gelinen noktada ÖNDER, İmam-Hatiplerin orta kısmının açılmasını, Kur’an-ı Kerim’in ve Siyer-i Nebi’nin seçmeli ders olarak ilköğretim ve ortaöğretim müfredatına konmasını büyük bir memnuniyetle karşılamaktadır. Türkiye’de yaşayan vatandaşların %99’unun dini olan Yüce İslam dininin temel iki kaynağı olan Kur’an ve Sünnet bilgisinin örgün eğitim sistemimizde bilimsel ve objektif bir şekilde eğitim formasyonuna sahip eğitimciler tarafından öğrenilmesi milletimizin anasının sütü kadar helal olan temel demokratik bir hakkıdır. Mahrum bırakıldığı bu hakkın geç de olsa milletimize teslim edilmesi Türkiye’nin son yıllarda yakaladığı normalleşme ivmesinin, millet-devlet kaynaşmasının da somut bir göstergesidir.
Tersini düşünecek olursak bireyin inancının temel bilgisini öğrenme fırsat ve imkanının bazı yersiz kaygılarla engellenmesi, daraltılması veya ötelenmesi temel bir insan hak ve özgürlüğü ihlalidir. Haddi zatında bu hak ve özgürlük 1982 Anayasası tarafından din ve vicdan hürriyeti altında güvence altına alınmış olmasına rağmen yapılan haksız baskı ve uygulamalar nedeniyle çok cüzi bir oranda tanınmıştır. Dayatmacı uygulamalar yüzünden vatandaşın din eğitim hakkı Anayasanın açık hükmü olmasına rağmen eğitim sitemimiz içerisinde bilinçli bir şekilde göz ardı edilmiş, öğrencilerin mensup oldukları dinin eğitimini almaları engellenmek suretiyle Anayasa aleni bir şekilde çiğnenmiştir.
ÖNDER; Türkiye’deki kesintili-kesintisiz eğitim tartışmalarında gündeme gelen din eğitimi olgusunun sağlıklı bir zeminde tartışılması ve ele alınması gerektiğini düşünmektedir. Din eğitimi konusu demokratik bir şekilde toplumun talep ve beklentilerine uygun olarak düzenlenmeli, ideolojik tartışma konusu olmaktan çıkarılmalıdır. Bunun için din eğitimi velilerin kanuni izni veya öğrencilerin taleplerine göre seçimli bir şekilde eğitimin her kademesinde verilebilmelidir. Din eğitimi meselesi sadece İmam Hatip Liseleri veya Kuran-ı Kerim Kursları meselesi değildir; bu bir insani gelişim ihtiyacıdır ve toplumun ciddi bir talebidir.
Kaldı ki; fıtri, sosyal ve evrensel bir fenomen olarak din olgusunun, inanç, ibadet ve ahlak boyutlarıyla bütüncül olarak ele alınması aslında sosyal barışa, toplumsal istikrara da büyük katkı sağlar. Sağlıklı bilgiye dayalı bir din eğitimi kişiliğin gelişiminde önemli bir yer sağlamakta ve kamusal hayata katılmada bireye destekçi olmaktadır. Bahusus İslam dininin tabilerine öğrettiği evrensel değerler ve insani idealler toplumsal hayatımızın ahenk ve uyum içerisinde sürdürülebilmesi için sosyolojik bakımdan elzem ve kaçınılmazdır.
Bütün bunlarla birlikte ÖNDER demokratik ve pedagojik bir eğitim sistemi için aşağıdaki hususların milletin temsilcileri tarafından göz önüne alınması gerektiğini düşünmektedir:
1- Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki kanun teklifinin esnek ve çeşitlendirmeci ruhuna uygun olarak ilköğretimin ikinci kısmının öğrencinin ve velinin isteğine bağlı olarak farklı açık öğretim yöntemleriyle tamamlama imkânı verilmelidir. Aksi takdirde zorunlu örgün uygulama öteden beri yaşanan bazı sıkıntıları yeniden ortaya çıkarma ve eğitimin demokratik niteliğini zedeleme riskini taşımaktadır.
2- Din ve inanca dayalı kılık ve kıyafet her bakımından bir hak olarak tanınmalı, eğitimin her aşamasında serbest bırakılmalıdır.
3- Dini vecibelerini yerine getirmek isteyen öğrencilere her türlü kolaylık gösterilmeli; okul alanlarında ibadet alanları tahsis edilmelidir.
4- İsteğe bağlı olarak ailelerin çocuğuna özel okulda ya da evde eğitim verebilmesi olanağı tanınmalı; inançlar doğrultusunda çocuklarına dini eğitim sağlayabileceği özel okulların açılmasına olanak tanınmalıdır.
5- Karma eğitim bir eğitim zorunluluğu olmaktan çıkarılmalı; isteğe bağlı olarak kız-erkek öğrencilere ayrı eğitim veren okullara gitme hakkı tanınmalıdır.
SON VİDEO HABER
Haber Ara