Avrupa Parlamentosu laikliği rapordan çıkardı
Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nda Türkiye raporu büyük oy çoğunluğuyla onaylanırken, kabul edilen değişiklik önergeleriyle ordunun laik yapısına vurgudan vazgeçildi. Avrupa Parlamentosu raporunda , BDP’ye ”terör örgütü PKK’yla bağınızı kesin” denildi
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-03-29 19:00:02
AP Türkiye Raportörü Hollandalı Hristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Türkiye raporunun oylamasında terör örgütü PKK'nın Zaman gazetesinin Avrupa'daki bürolarına yönelik saldırıları da şiddetle kınanarak, Avrupa ülkelerine eşgüdümlü soruşturma çağrısı yapıldı.
Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, dün Genel Kurul'da yaptığı konuşmada, Türkiye rapor taslağında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin “laik bütünlüğüne” vurgu yapan paragrafın yanlış anlamalara izin vermemek için değiştirilmesini istemişti.
Bugünkü oylamayla laiklik vurgusundan vazgeçilen söz konusu paragrafta, ordu üzerindeki sivil denetimi güçlendirme çabaları memnuniyetle karşılanarak askeri harcamaların bütünüyle yargı denetimine açılması, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sivil yargıya tabi olması ve jandarmanın ombudsmanın görev alanına dahil edilmesi çağrısı yapıldı.
'YENİ ANAYASA' VURGUSU
Bağlayıcı niteliği olmayan AP raporunda, yeni anayasa çağrısı güçlendirilirken Türkiye'den bu süreçte tüm etnik grupları tanıması ve anadil haklarını güvence altına alması talep edildi.
Raporda Türkiye'ye “gerçek anayasal reform için yakalanan bu emsalsiz fırsatı kaçırmaması” çağrısı yapılarak yeni anayasanın demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, temel hak ve özgürlükleri, çoğulculuğu, kapsayıcılığı, iyi yönetimi, şeffaflığı ve Türk toplumunun birliğini güçlendirecek şekilde kaleme alınması ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle tam uyumlu olması istendi.
Raporda, bütün siyasi partiler ve ilgili aktörlere yeni anayasa müzakerelerinde müspet ve yapıcı tutum takınmaları çağrısı yapıldı.
AP raporunda yeni anayasanın Türkiye'deki tüm fert ve grupların haklarını teminat altına alması, güçler ayrılığına ve yargının bağımsızlık ve tarafsızlığına güvence getirmesi, ordu üzerinde tam sivil kontrolü garanti altına alması ve kapsayıcı Türk vatandaşlığını teşvik etmesi gereği vurgulandı.
AP'DEN BDP'YE: PKK'YLA ARANIZDAKİ BAĞI KOPARIN
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü
Ria Oomen-Ruijten, BDP’ye ”terör örgütü PKK’yla bağınızı kesin” çağrısında
bulundu.
Kaleme aldığı Türkiye raporunun AP genel kurulunda kabul edilmesinin
ardından basın toplantısı düzenleyen Oomen-Ruijten, AB terör örgütleri listesinde
bulunan PKK’nın saldırılarını şiddetle kınadı.
Oomen-Ruijten, ”BDP üyelerine iyi bir tavsiyede bulunmama izin verilirse
’terör örgütü PKK’yla aranızdaki bağı kesin’ diyeceğim. Keserseniz çok memnun
olurum” ifadesini kullandı.
-Laiklik vurgusunun çıkarılması-
Hollandalı Hristiyan Demokrat AP Üyesi Oomen-Ruijten, rapordan Türk
Silahlı Kuvvetleri’nin ”laik bütünlüğüne” vurgunun çıkarılmasını
değerlendirirken, ”AP Dış İlişkiler Komitesi’ndeki oylamada rapora ’ordunun laik
bütünlüğünün güvence altına alınması’ şeklinde bir ifade girmişti. Tekrar
okuduğumda bunun ne anlama geldiğini sordum. Türkiye’de tüm kurumlar laik, çünkü
devlet laik. Yani orduya alınan bir askerin bir dini olamaz mı demek istiyoruz?
Bunu açıklamak çok zordu, o nedenle bu ifadenin çıkarılması için verilen
değişiklik önergesini destekledik” dedi.
Oomen-Ruijten, Türkiye’nin AB katılım müzakerelerinde yargı ve temel
haklarla adalet, özgürlük ve güvenlik fasıllarının açılması çağrısında da
bulundu.
Raportör Oomen-Ruijten, ”Eğer Türkiye’ye temel hak ve özgürlüklerle
ilgili eleştiriler yöneltiyorsak (fasılları açarak) bu dosyaları inceleyecek
cesaretimiz de olmalıdır” ifadesini kullandı.
”Türkiye, AB için kilit bir ülke. Güvenliğimiz ve refahımız için
birbirimize ihtiyacımız var” diyen Oomen-Ruijten, ”AB güçlü Türk ekonomisine
olumlu yatırım yaptı ve AB ekonomisine önemli geri dönüşler ve olumlu beklentiler
kazandırdı. Fakat Türkiye ve AB dış politika, enerji güvenliği ve terörle
mücadele gibi alanlarda işbirliğini yoğunlaştırarak kazançlı çıkabilir. Türkiye
ve AB arasındaki karşılıklı bağımlılık sadece karşılıklı taahhütle olumlu
sonuçlar doğurabilir” diye konuştu.
-KPK Eşbaşkanı Flautre-
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre, raporla
ilgili açıklamasında, ”Türk makamlarına, siyasi aktörlere ve sivil topluma
hukukun üstünlüğünün derinleştirilmesi yolunda açık bir sinyal gönderildi”
dedi.
Flautre, raporda AB’ye Türkiye’nin katılım müzakerelerinde yargı ve temel
haklarla adalet, özgürlük ve güvenlik fasıllarının açılması ve Türk
vatandaşlarına vize serbestisi için yol haritası çağrısı yapıldığını
hatırlattı.
AP Sosyalist Grup’tan yapılan açıklamada da ”Türkiye ve AB arasındaki
diyaloğu yoğunlaştırmamız gerekiyor. Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin pürüzsüz
ilerlemesi elzemdir ve süreci yeniden başlatma zamanı gelmiştir” denildi.
Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda, Türkiye’de insan hakları ve basın
özgürlüğü konusunda ciddi endişeler taşıdıklarını belirterek, bu konuları
ilgilendiren 23’üncü ve 24’üncü fasıllarla enerji faslının müzakerelere açılması
çağrısında bulundu.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI ’AP 2011 TÜRKİYE RAPORU’NU DEĞERLENDİRDİ
DIŞİŞLERİ Bakanlığı, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) kabul edilen 2011 Türkiye Raporu’nun değerlendirildiğini, iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesine dair iyi niyetli çabaların, ancak karşılık bulması halinde sorunların çözümünün sağlayacağını bildirdi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, AP 2011 Türkiye Raporu’nun bugün Brüksel’de yapılan AP Genel Kurulu toplantısı sırasında oylanarak kabul edildiği hatırlatıldı. AP Türkiye Raporları’nın Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin ilerletilmesi bakımından bir araç olduğu ve bu aracın iyi şekilde kullanılması her zaman arzu edildiği belirtildi. Açıklamada şöyle denildi:
"Bu bakımdan, geçmiş yıllarda olduğu gibi 2011 Türkiye Raporu da tarafımızdan dikkatle incelenmiştir. Raportör Hollandalı Hıristiyan-Demokrat Ria Oomen-Ruijten’in kaleme aldığı raporda ’karşılıklı bağımlılık ve bağlılık’, ’Kopenhag kriterlerinin yerine getirilmesi’, ’İyi komşuluk ilişkileri geliştirilmesi’ ve ’Türkiye-AB arasındaki işbirliğinin ilerletilmesi’ başlıkları altında Türkiye’nin son bir yıl içinde AB’ne katılım sürecinde sağladığı ilerleme ve bu süreçte Türkiye tarafından atılması gerektiği düşünülen ilave adımlar AP’nin bakış açısından ortaya konulmuştur. Türkiye-AB ilişkilerinin yaklaşık yarım yüzyıllık bir geçmişi bulunmaktadır. ’Karşılıklı bağımlılık ve bağlılık’ bunun doğal sonucudur. Ancak bu ilişkinin sağlamakta olduğu faydanın muhafazası karşılıklı gayret gerektirir. Kopenhag kriterlerinin yerine getirilmesiyle yakından bağlantılı 2’3-Yargı ve Temel Haklar’ ve ’24-Adalet, Özgürlük, Güvenlik’ fasıllarında müzakerelerin diğer birçok müzakere faslıyla birlikte siyasi gerekçelerle bloke edilmiş olması bu bakımdan AB tarafından değerlendirilmelidir. Öte yandan, ’Yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesi temelinde ’Komşularla sıfır sorun politikası’nı benimsemiş ülkemizin ’İyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi’ne atfettiği önem açıktır. Ülkemizin, uluslararası toplum tarafından da yakinen izlenen ve takdirle karşılanan bu konudaki iyi niyetli çabalarının, ancak karşılık bulması halinde sorunların çözümünü sağlayacağı da unutulmamalıdır. Türkiye-AB arasındaki işbirliğinin ilerletilmesi, Türkiye ve AB’nin bundan sağlayacağı yararların ötesinde çok geniş bir coğrafya için önemli kazanımlar anlamına gelmektedir. Türkiye bu bilinç ve sorumlulukla hareket etmektedir. AB de bu yaklaşımı benimsediği ölçüde işbirliğimiz daha ileri noktalara taşınabilecektir. Türkiye-AB ilişkilerinin temelini oluşturan ülkemizin AB’ye üyelik hedefi stratejik bir tercihimizdir. Bu yöndeki gayretlerimiz, reform sürecimizle birlikte, kararlılıkla sürdürülecektir."
SON VİDEO HABER
Haber Ara