Timetürk / Haber Merkezi
Gazeteci Yazar Avni Özgürel Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze darbelerin ülkemize yansımalarını anlattı.
Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Esenler Buluşmaları’nda konuşan Özgürel, ülkemizdeki darbelerin tarihini anlattı. Özgürel, darbeler sürecinin Osmanlı İmparatorluğu döneminden başladığını ve 28 Şubat’a kadar uzandığını anlattı. Osmanlı’da da isyanların 'Bazı grupların iktidara gelmek için' orduyu kullandıklarını ifade eden yazar Özgürel, darbecilerin bugün yaptıkları gibi o günlerde de (ülke elden gidiyor), (parçalanıyor) mantığıyla yönetime el koyduklarını ifade etti.
ABDÜZAZİZ İNTİHAR ETMEDİ ÖLDÜRÜLDÜ
Sultan Abdülaziz'in ölümünün bilinenin aksine intihar olmadığını söyleyen Özgürel, Mithat Paşa başta olmak üzere bazı yazar- çizer ve bir takım din adamlarının Osmanlı paşalarını ikna etmesiyle öldürülerek yerine V. Murat'ın geçirildiğini belirtti.
V. Murat'ın, Sultan Abdülaziz ile çıktığı Avrupa seyahatinde, Galler Prensi Edward’ın yakın dostluğunu kazanarak Mason olduğunu ve bir darbe ile padişah olmak istediğini de ifade eden yazar, İngiltere'nin siyasi tuzaklarla İstanbul’da Mason Locasını kurdurttuğunu, V. Murat’ın padişah, Mithad Paşa’nın da sadrazam olmasının sağlandığını kaydetti.
İTTİHAT VE TERAKKİ BİR ÇETEYDİ
Sultan Abdüzaziz'in ölümünü araştırmak üzere 2. Abdülhamid tarafından kurulan Yıldız Mahkemeleri’ni Ergenekon terör örgütünün yargılandığı Silivri Mahkemelerine benzeten Özgürel, Sultan Abdülhamid'in saltanatı sürecince benzer bir darbeci kadroyla karşı karşıya kaldığını söyleyerek, bu partinin de İttihat ve Terakki olduğunun altını çizdi.
Özgürel dünya siyasi tarihinde iktidara gelmiş ilk ve tek çetenin İttihat ve Terakki olduğunu, Sultan Abdülhamid'e yönelik ayaklanmaların ve darbe çağrılarının Cumhuriyet mitinglerine çok benzediğini belirtti.
Yazar Özgürel ayrıca, siyasi cinayetler ve darbe ile II. Abdülhamid'i tahttan indirip muhaliflerini ortadan kaldırarak iktidara gelen İttihad ve Terakki Cemiyeti zihniyetinin, gelecek yıllarda da darbe yaparak vatan kurtarmayı bir gelenek haline getirdiğini sözlerine ekledi.
27 MAYIS BİR TASFİYEYDİ
27 Mayıs 1960 darbesinin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik boyutlarına dikkat çeken Özgürel, darbeci subayların kurduğu Milli Birlik Komitesi tarafından belirlenen 275 general ve 7.000 subayın emekliye sevk edildiğini, Genel Kurmay Başkanın da tekme tokat dövülerek er rütbesine indirildiğini kaydetti.
Siyasilere ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik bu tasfiyenin, Cumhuriyet Halk Partisi'ne yaradığını, ordu ve yargı gibi iki önemli kurumun siyasetin üstüne getirildiğini ifade etti.
12 EYLÜL NATO ÜRÜNÜ
Özgürel 12 Eylül darbesinin, bir ABD ve NATO operasyonu olduğunu ima ederek, Yunanistan’ın NATO’ya dönüşünü sivil hükümetlerle sağlayamayacağını anlayan ABD'nin, Türkiye’de darbecilerle 12 Eylül’ü planlayıp uygulamaya koyduğunu ileri sürdü.
1982 Anayasası’nın, 1961 Anayasası’nın vesayetçi anlayışının devamı olduğunu belirten Özgürel, tek farkın darbeci zihniyetin, darbe mağdurlarının yeniden iktidara gelebileceğini düşünemediklerini söyledi.
28 ŞUBAT’IN PERDE ARKASI
Özgürel son olarak, 1997 yılında Refahyol hükümetinin istifasıyla son bulan dönemin perde arkası ile ilgili de açıklamalarda bulundu.
Darbe zihniyetine ait rejim, Cumhuriyet tarihi boyunca mücadele ettiği ideolojik görüşün sandıktan birinci parti çıkmasıyla şok yaşadığını ifade eden Özgürel, o dönemde Refah Partisi'ne karşı bütün siyasi partilerin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir oyunun içerisinde olduğu ileri sürdü.
Özal ile güçlenmeye başlayan Anadolu sermayesinin Erbakan döneminde ivme kazandığını kaydeden Özgürel, 28 Şubat'ta esas meselenin, hükümetten rahatsız olan büyük sermayenin bazı çevreleri tetiklemesiyle ortaya çıktığını belirtti.