Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Nükleer silahlar ve enerjiyi yeniden düşünmek zorundayız

Şu anda tüm dünyada yaklaşık bin 600 ton zenginleştirilmiş uranyum ve 485 ton ayrılmış plütonyumun var olduğu düşünülüyor.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-03-26 14:59:31

Nükleer silahlar ve enerjiyi yeniden düşünmek zorundayız
Sangkyu Lee*

25 kg miktarında saf uranyum-235 veya yaklaşık 10 kg plütonyum-239 kullanılarak 1 adet nükleer bomba üretilebildiği, bundan çok daha az miktar ile de sözde kirli bomba (dirty bomb) gibi yeterince yıkıcı silahların yapılabildiği, bu gibi nükleer maddeler ile ilgili her yıl ortalama 200 adet çalıntı, kaybolma veya kaçakçılık vakası yaşandığı biliniyor.

Bu gibi nükleer maddelerin yasadışı ticaret yoluyla terör örgütlerinin eline geçtiğini bir hayal edin. Biz hepimiz geçtiğimiz 2001 yılında tarihte hiç benzeri görülmemiş 11 Eylül terör saldırıları vesilesiyle, bir teröristin kendi amacına ulaşabilmek için kimin ve kaç kişinin kurban edildiğini hiç umursamaksızın, hiçbir yöntem veya araçtan çekinmediğini öğrendik. Nükleer silahın veya nükleer maddelerin uluslararası düzeni sabotaj edenin veya bir terör örgütünün eline geçtiği takdirde tehdit veya terör amacıyla kullanılması aşikârdır ve bu tip bir silahın bir kez olsun kullanılması durumunda dünya ekonomik, toplumsal, kültürel ve çevresel açıdan geri alınamaz zararlar görecek.

Dolayısıyla sonraki nesiller için nükleer terör tehdidini ne pahasına olursa olsun önleme görevi bizlere düşmektedir. Ayrıca bizler 11 Mart 2011 tarihinde Japonya'da gerçekleşen Fukuşima olayı vesilesiyle bir nükleer tesisin güvenliğinin de nükleer güvenliğin kendisi kadar önemli olduğunu öğrendik. 26-27 Mart 2012'de Seul'de düzenlenecek İkinci Nükleer Güvenlik Zirvesi, "nükleer silahların yayılmasının önlenmesi" ve "nükleer enerjinin barışçıl kullanımı" gibi temel prensiplere dayanarak daha barışçıl ve güvenli bir dünyanın, en sonunda "nükleer silahsız bir dünya"nın oluşturulması için uygulanabilir yöntemleri tartışmak amacıyla gerçekleştirilen bir zirvedir.

Kore'nin Cumhurbaşkanı Lee Myung-bak'ın başkanlığında gerçekleştirilecek İkinci Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne, Türkiye Başbakanı Erdoğan, Nükleer Güvenlik Zirvesi'ni başlatan Amerika Başkanı Obama ve Çin'in Devlet Başkanı Hu Jintao gibi nükleer silaha sahip başlıca ülkeler dâhil olmak üzere dünyanın 50 ülke liderleriyle birlikte BM, UAEA, INTERPOL gibi çok sayıda uluslararası örgütlerin başkanları da katılımda bulunacak. Zirvede; (1) nükleer terörün engellenmesi için uluslararası toplum arasındaki işbirliği, (2) nükleer maddelerin ve tesislerin güvenli bir şekilde korunması ve (3) nükleer maddelerin yasadışı ticaretinin durdurulması gibi gündem maddeleri ele alınarak, bugünkü kuşağın karşı karşıya olduğu uluslararası güvenliğin önemli konularından biri olan nükleer güvenlik sorunu tartışılacak.

Nükleer Güvenlik Zirvesi'nin detaylı hedefleri arasında; (1) nükleer maddelerin ve radyoaktivitenin güvenli bir şekilde idare edilmesi, (2) nükleer enerji tesislerinin korunması, (3) nükleer ve radyoaktivite madde kaçakçılığın önlenmesi, (4) nükleer tespiti ve nükleer hakkında hassas bilgilerin korunması, (5) nükleer güvenlik hakkında uluslararası anlaşmaların uygulama kapsamının dünya çapında genişletilmesi ve (6) uluslararası örgütler ve çok partili işbirliği organı, yani uluslararası nükleer güvenlik sisteminin faaliyetlerinin güçlendirilmesi için uygulamalı yöntemler aranacak.

Nükleer terör ve nükleer güvenlik, sadece Amerika ile sınırlı bir konu değildir. İkinci Nükleer Güvenlik Zirvesi'nin başkanlığını yürüten Kore, Kuzey Kore nükleer sorununa barışçıl bir çözüm yolu bularak Kore yarımadasını nükleer silahlardan arındırma gibi önemli bir görevi üstleniyor. Avrupa'da en hızlı büyümekte olan ülke olarak her geçen gün artan enerji açığını karşılamak için nükleer tesis inşaatı projesini ilerletmekte olan Türkiye'nin, teröre karşı etkili tedbirleri hazırlaması gerekir. Terörün yöntemini ve zamanını hiç tahmin edemediğimiz bugün, her ülke nükleer silahların yayılmasını önlemek için çaba sarf etmekle birlikte kendi ülke içerisindeki nükleer maddelerin ve nükleer tesislerinin terör örgütlerinin eline geçmemesi için ülke bazında koruma yöntemlerini güçlendirmenin yanı sıra, uluslararası platformda olabildiğince işbirliği sağlaması gerekmektedir.

'Nükleer silahsız bir dünya'nın gerçekleştirilmesinde Türkiye'nin rolü büyüktür. Türkiye hem bugün hem yarın için ve hem bölge güvenliğinin hem de uluslararası güvenliğin sağlanması için anahtar ülke konumundadır. Türkiye, özellikle Avrupa'nın güvenliği için kilit bir konumdadır ve Batı ülkelerinin, Doğu Akdeniz, Ege, Balkan yarımadası, Hazar Denizi, Güney Kafkasya, Orta Asya ve Ortadoğu ile derin tarih bağları olan Türkiye'nin işbirliği ve desteğine ihtiyacı vardır. Uzmanlara göre 21. yüzyılda Avrupa güvenliğinin önemli bir kısmı, Türkiye dâhil olmak üzere Güneydoğu Avrupa ülkeleri tarafından sağlanacaktır.

Türkiye aynı zamanda 21. yüzyılda uluslararası güvenlik için de önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye, G20 üyesi olarak aktif ve gerçekçi bir dış politika yürütüyor ve Türkiye'nin demokrasisi, otoriter düzeni yıkıp yeni bir siyasi düzen inşa etmekte olan komşu Arap ülkelerinin geleceğine ışık tutuyor. Türkiye, geçmişte üstlendiği Doğu ve Batı'yı bağlayan köprü rolünden bir adım ileri giderek, artık gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkeler arasında iletişimi sağlayan dinamik bir dış politika sergilemektedir. Çok sayıda ülke arasında insanlığın ortak sorunlarının görüşüldüğü Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde de Türkiye'nin bu köprü rolüne ihtiyaç vardır.

Türkiye, 60 yıl önce Kore Savaşı'na katılarak Kore'nin özgürlüğü ve demokrasisini koruma adına çok sayıda hayat feda etti. Türkiye ve Kore böyle bir kan-kardeşlik ilişkisine dayanarak, geçtiğimiz şubat ayında Kore Cumhurbaşkanı Lee Myung-bak'ın Türkiye ziyareti vesilesiyle "Stratejik Ortaklık İlişkileri"ni kurmuştur. Dünya barışının ilerlemesi ve nükleer silahsız bir dünyanın oluşturulması gibi ortak bir hedefi başarmak amacıyla, güvenlik alanında en yüksek düzeyde bir uluslararası forum olan Nükleer Güvenlik Zirvesi'nin başarılı bir şekilde düzenlenmesi için, Türkiye Başbakanı Erdoğan ile Kore Cumhurbaşkanı Lee Myung-bak arasında yakın diyalog yoluyla sıkı bir işbirliğinin yürütülmesini ümit ediyorum.

*Kore Cumhuriyeti'nin Türkiye Büyükelçisi olan Sangkyu Lee bu yazıyı, 26-27 Mart 2012'de Seul'de düzenlenecek ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı Nükleer Güvenlik Zirvesi vesilesiyle Zaman için kaleme aldı.

Zaman

Haber Ara