Kılıçdaroğlu'na 'Afganistan' eleştirisi
Başbakan Yardımcısı Bozdağ: 'Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki 'ne işimiz var Afganistan'da' O zaman İş Bankası ile münasebetini CHP'nin bir görüşmesi lazım'
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-03-22 15:40:19
-''Eğer Sayın Kılıçdaroğlu gibi, Sayın Bahçeli gibi dar ufuklu insanlar olsaydı ellerini ceplerine uzatmazlardı, belki dua da etmezlerdi''
-''O paralardan İş Bankası da kurulmuş ve Atatürk'ün vasiyeti çerçevesinde İş Bankası'nın bir kısım hisseleri CHP tarafından yönetilmektedir''
-''Kesintisiz 8 yıllık eğitim, Sincan'dan yürüyen tankların gürültüsünden korkan siyasetçilerin cesur davranmaması ve tanklara teslim olmasıyla hayata geçmiş bir düzenlemedir''
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'ne işimiz var Afganistan'da' dediğini belirterek, ''O zaman İş Bankası ile münasebetini CHP'nin bir görüşmesi lazım. Afganistanlılar Türkiye Kurtuluş Savaşı'nı verirken Atatürk ve arkadaşlarına, eşlerinin, ailelerinin ellerindeki bilezikleri, altınları, ceplerindeki son kuruşları koyup Türkiye'ye gönderdiler. O zaman Afganistanlı, Pakistanlı 'Türkiye'den bize ne' demedi'' ifadesini kullandı.
Bozdağ, TV8'de ''Erkan Tan ile Başkent''ten programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Cudi Dağı'nda 5 polisin şehit olduğu operasyonla ilgili düşüncelerini paylaşan Bozdağ, şehitlere Allah'tan rahmet ailelerine de başsağlığı diledi. Bozdağ, bundan sonra yeni şehitler olmamasını temenni etti.
Muhalefet partilerinin ''açılım politikaları yüzünden terörün bitmediği ve arttığı'' eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Bozdağ, ''Böyle bir durum yok, böyle bir hadise yok. Biz geldiğimizde Türkiye'de terör var ve bu terörle alakalı bugüne kadar bakış açılarına baktığınızda sadece güvenlik boyutuyla bir mücadele yürütülmüş. Çözüm endeksli, sorunu ortadan kaldırmaya dönük adımlar konusunda, hükümetler maalesef cesur davranamamış'' diye konuştu.
Terörün istismar ettiği zeminleri ortadan kaldırmak için Türkiye'de ilk defa konuyu çözüm endeksli gündeme getirip tartışan iktidar olduklarını belirten Bozdağ, şunları söyledi:
''Biz kardeş kanı dursun, terör bitsin, artık şehitlerimiz olmasın dediğimiz zaman muhalefet partileri bizi ihanetle, iş birliğiyle, taşeronlukla, çok kötü sıfatlarla itham ettiler. Bu ülkede 'terörü bitirin' diyen bir hükümet var, 'her türlü faturayı ben üzerime alıyorum, alacağım' diyen bir iktidar var ve 'gelin bu noktada, gelin ey muhalefet sizinle de konuşalım, müzakere edelim' diyen bir yaklaşım var ama Türkiye'nin ana muhalefeti ve diğer muhalefeti, onlarca yıldır devam eden bu terör belasından ülkeyi kurtarmak için görüşmeye, müzakere etmeye yanaşmadılar.''
Bozdağ, terörün sadece AK Parti'nin değil, MHP'nin, CHP'nin, bütün siyaset kurumunun meselesi olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:
''Terör konusunda bizim daha başarılı olabilmemiz için iktidar muhalefet yek vücut olmalı ve iktidarın alacağı tedbirler karşısında, muhalefet yanlışlar varsa onu elbet söylemeli, önerileri varsa onu da söylemeli. Bu konu siyasal rekabetin, iktidar rekabetinin alanı değildir. Olmaması da lazım. Bu konu bu memleketin, 75 milyon insanın ortak derdidir.''
İş Bankası'nın sermayesinde Afganistanlılar'ın parası var
''Türk askerinin Afganistan'da ne işi var?'' diye sorulduğunun anımsatılması üzerine Bozdağ, ''Sayın Başbakanımız da söyledi, Türkiye'yi Ankara'dan ibaret görürseniz, dünyaya gözünüzü kapatırsanız, 'biz bize yeteriz, sadece' derseniz ve böyle küçük düşünürseniz, o zaman 'Türkiye'nin Afganistan'da, Bosna'da, Kosova'da, Somali'de ne işi var' dersiniz'' ifadesini kullandı.
Çanakkale'de Lübnan'dan, Yemen'den, Makedonya'dan, Kosova'dan, Selanik'ten şehitler yattığını belirten Bozdağ, Kurtuluş Savaşı devam ederken hangi ülkelerin nasıl yardımlar gönderdiğinden herkesin haberi olduğunu söyledi.
Afganistan ve Pakistan'dan para yardımı geldiğini kaydeden Bozdağ, Atatürk'ün bu paranın bir kısmını İş Bankası'na sermaye olarak koyduğunu ve bunu CHP'ye bıraktığını dile getirdi.
Bozdağ, şöyle konuştu:
''Sayın Kılıçdaroğlu bir yandan diyor ki 'ne işimiz var Afganistan'da' O zaman İş Bankası'yla münasebetini CHP'nin bir görüşmesi lazım. Çünkü Afganistanlılar Türkiye Kurtuluş Savaşı'nı verirken Atatürk ve arkadaşlarına, eşlerinin, ailelerinin ellerindeki bilezikleri, altınları, ceplerindeki son kuruşları koyup Türkiye'ye gönderdiler. O zaman Afganistanlı, Pakistanlı 'Türkiye'den bize ne' demedi. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu gibi, Sayın Bahçeli gibi dar ufuklu insanlar olsaydı ellerini ceplerine uzatmazlardı, belki dua da etmezlerdi.
Halbuki onlar paralarını toplamışlar o zor şartlar altında, bugünkü ulaşım imkanları yok, onları o kadar uzak bir mesafeden Türkiye'ye, Atatürk'e göndermişler ve o paralar Türkiye'nin Kurtuluş Savaşında kullanıldığı gibi o paralardan İş Bankası da kurulmuş ve Atatürk'ün vasiyeti çerçevesinde İş Bankası'nın bir kısım hisseleri CHP tarafından yönetilmektedir. CHP onun için davalar açıyor, takipler yapıyor. O paralar Afganistanlılar'ın parasıdır.''
''Hükümet'in hassasiyetini herkesin iyi anlaması lazım''
Nevruz kutlamalarıyla ilgili soruya da cevap veren Bozdağ, Nevruz'un birçok ülkede kutlandığını, ortak bir bayram olduğunu dile getirdi.
Bozdağ, bu bayramı hukuk içinde kutlama imkanının her zaman bulunduğunu belirterek, insanların güvenlik ortamı içinde bayramı kutlamalarını temin etmenin, hükümetin, devletin öncelikli görevi arasında yer aldığını söyledi.
Nevruz kutlamalarında terör örgütünün eylemlerinin olacağına dair istihbaratlar üzerine buna yönelik tedbirler alınmasının normal olduğunu ve bu sene de buna ilişkin bir tedbir alındığını kaydeden Bozdağ, şöyle konuştu:
''Bu tedbir alınırken bütün düşünce milletimizin huzuru, barışıdır ve kardeşlik hukukunun güçlenmesidir. Tedbir alınmazsa, birtakım olaylar olsa, pek çok arzu edilmedik hadiseler cereyan etmiş olsa bugün bu tedbiri almayı eleştirenler, bu sefer 'hükümet uyuyor muydu, bu kadar istihbarat geldi bunun gereğini niye yapmadı' diye eleştiri yapacaklardı ama buna rağmen olaylar var. Bir polisimiz şehit edildi. Yaralılarımız var. Onun için bu noktada hükümetin hassasiyetini herkesin iyi anlaması, iyi görmesi lazım. Demokrasi ve hukuk içinde hükümet bir tedbir alıyor. Bu tedbir de toplumun huzuru ve barışı için gerekli olan bir tedbirdir.''
''CHP, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini arzu etmiyor''
Cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgili yasayı CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğünün anımsatılarak, ''CHP sizce haklı mı'' sorusuna karşılık Bozdağ, ''Benim kanaatim şu; CHP, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini, işin doğrusu, arzu etmiyor. Buna karşı'' dedi.
CHP'nin halktan korktuğunu ifade eden Bozdağ, bunun için cumhurbaşkanını halkın seçmesini istemediğini belirtti. Bozdağ, ''CHP şunu çok iyi biliyor; cumhurbaşkanını halk seçerse o zaman Sezer gibi birini bu halkın cumhurbaşkanı seçme ihtimali hiç yok. CHP'nin ideolojik duruşunda olan, milletin değerleriyle kavgalı olan birinin halk tarafından cumhurbaşkanı seçilme hadisesi hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir hadisedir'' dedi.
Bozdağ, 2014'e daha çok vakit olduğunu da söyledi.
CHP'nin Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nun bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurmasına ilişkin ise Bozdağ, ''Bu müracaatın hukuki bir gereklilikle değil siyasi bir takım başka mülahazalarla yapıldığını düşünüyorum'' dedi.
Yapılan değişiklikle cumhurbaşkanının görev süresinin belirlenmediğine dikkati çeken Bozdağ, şunları söyledi:
''Cumhurbaşkanı eski hukuka göre seçildi, görev süresi orada belli; 7 yıl. Bizim yaptığımız, görev süresiyle ilgili bu 7 yıl olan süreyi geçiş hükmü olarak yasaya taşımaktır. Eğer biz 'cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıldır' diye bir düzenlemeyi yasayla yapmış olsaydık o zaman görev süresini yasayla kısaltmış olurduk ki o zaman anayasaya aykırı bir durum olurdu. Çünkü eski hukuka göre seçilmiş bir cumhurbaşkanının görev süresini siz yasayla kısaltamazsınız, kaldı ki anayasayla da kısaltamazsınız. Çünkü eğer siz anayasayla cumhurbaşkanı görev süresini 7'den 5'e çekmeyi kabul ederseniz, yarın beğenmediğiniz bir cumhurbaşkanı oldu ve siz de anayasayı değiştirecek bir çoğunluğunuz oldu. Parlamentoya gelip değiştirirsiniz anayasayı, iki yıla indirirsiniz. Cumhurbaşkanı iki sene sonra iner gider. O zaman parlamentoları, çoğunluk ellerinde varsa cumhurbaşkanılarını görevden alma yetkisiyle donatmış olursunuz. Cumhurbaşkanı sürekli görev başında parlamentonun tehdidi altında olur ve görevini bağımsızlık ve tarafsızlık içinde icra etme imkanı ortadan kalkar.''
''Çocuklarımızın geleceği tankların paletlerinin altında ezilmiştir''
Bozdağ, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran eleştirilerin hatırlatılması üzerine ise ''4 4 4 sistemi Türkiye'nin gerçeklerine, eğitim gerçeklerine, pedagojinin gerçeklerine, dünyanın uygulamalarına uygun bir düzenlemedir'' dedi.
Bekir Bozdağ, şunları kaydetti:
''Kesintisiz 8 yıllık eğitim 28 Şubat sürecinin olağanüstü şartlarıyla, Sincan'dan yürüyen tankların gürültüsünden korkan siyasetçilerin cesur davranmaması ve tanklara teslim olmasıyla hayata geçmiş bir düzenleme. O gün çocuklarımızın geleceği tankların paletlerinin altında ezilmiştir, o gün buna karşı durması gerekenler ve çocukların gelişimini olumsuz etkileyen ve sadece imam hatiplerin değil Anadolu insanının önünü kesen, 8 yıllık kesintisiz eğitim köyde, beldede ve kırsalda yaşayan çocuklarımızın üniversiteye geçişlerine büyük darbeler indirmiştir.''
Kesintisiz 8 yıllık eğitimin meslek liselerini olumsuz etkilediğini anlatan Bozdağ, yeni sistemin esnek bir yapı getireceğini, öğrencilerin yeteneklerini ve velilerin taleplerini ortaya çıkaracağını söyledi.
Yeni düzenlemeye ilişkin de bilgi veren Bozdağ, ''8 yıllık kesintisiz eğitim öğrenciyi ve veliyi de dikkate almayan devletin dayatmasını esas alan bir anlayış ama yeni sistem, her aşamada öğrenciyi, veliyi merkeze alıyor. Öğrenci ve veli esaslı bir sistem getiriyor'' dedi.
''Türkiye'nin yaptıkları son 20 yılda Somali'nin başına gelen en büyük olay''
Bozdağ, ''Sayın Başbakan size 'Bir hafta Yozgat'a, bir hafta Somali'ye gideceksin' demiş, doğru mu'' sorusunu yanıtlarken, Başbakan Erdoğan'ın Somali'de yaşanan insanlık dramına dünyanın dikkatini çekmek ve Türk halkının yardım elini oraya ulaştırmak için Somali'ye yaptığı ziyarete katıldığını anlattı. Ziyaretin ardından Başbakan Erdoğan'ın kendisine bir talimatı olduğunu dile getiren Bozdağ, ''Oradaki dramı gördükten sonra, 'İki ayda bir Somali'ye gideceksin, orada yapılanları, oradaki gelişmeleri yerinde görüp, takip edeceksin' diye bir talimatı oldu'' dedi.
Somali'de çok büyük bir dram yaşandığına işaret eden Bozdağ, Somali'ye uzatılan yardım elinin doğru yerlere ulaşması ve o acıyı kısa sürede dindirmesi için takibe, kontrole ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Başbakan Erdoğan'ın ziyaretinin ardından Somali'nin güvenli bir bölge olduğuna dair bir imaj oluştuğunu belirten Bozdağ, Somali Cumhurbaşkanı ve Başbakanı'nın, Türkiye'nin yaptıklarının son yirmi senede Somali'nin başına gelen en büyük olay ve en büyük iyilik olduğunu söylediğini anlattı.
Sağlık Bakanlığı'nın Somali'de 2 sahra hastanesi kurduğunu, ambulans, ilaç gönderdiğini ifade eden Bozdağ, ''Bugün artık ilaç, doktor yok diye, tedavisizlikten basit müdahaleler yapılamadığı için hayatını kaybeden, hastalandığında doktor yerine azrail bekleyen çocuklar, kadınlar, yaşlılar, insanlar kalmadı'' diye konuştu.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara