Van'dan Suriye Halkına destek eylemi
Van'da Sanat Sokağı'nda toplanan VAHÖP üyeleri Suriye İntifadasına destek için bir eylem yaptı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-03-17 23:00:09
Sanat Sokağı’nda Suriye direnişine destek amaçlı gerçekleştirilen eylemde Van Hak Ve Özgürlükler Platformu (VAHÖP) adına basın açıklamasını Cafer Acar yaparken Bahadır Kurbanoğlu ise Suriye’de Katil Baas rejiminin tam bir yıldır Müslüman Suriye halkının haklı karşı çıkışını katliamlarla bastırmaya çalıştığını ifade ettiği eylemde “Katil Esad Hesap Verecek, Baas Despotizmine’de, Emperyalist Müdahaleye de Hayır, Katil Rusya Ortadoğu’dan Defol ve Kerbelayı Tarihte Arama Zamanın Kerbelası Hama” sloganlarını yükselttiler.
Kurbanoğlu ise konuşmasını Halepçe katliamının yıldönümü konusuna değinerek sürdürdü: “Halepçe katliamı tarihin gördüğü en dramatik, en vahşi olaylardan biridir. Halepçe’yi unutmamalıyız, unutturmamalıyız. Öte yandan Suriye’de yaşananların Halepçe’den bir farkı olmadığını, yeni Halepçelerin Suriye’de gerçekleştiğini de görmemiz gerekir. Suriye’de, İsrail’in kurulduğu günden bu yana ortaya koyduğu zulümleri fersah fersah aşmış bir rejim ve onun uygulamalarından söz ediyoruz. Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, çoluğu-çocuğuyla bir halk adeta yok edilmeye çalışılmakta. İsrail Gazze’yi vurduğunda tüm İslam dünyasının canı yanıyor değil mi? Peki aynı hissiyatı neden Humus için, Hama için taşıyamıyoruz? Gazze’nin Humus’tan, Gazzeli’nin Humus’ludan farkı nedir? Vahiy ateşin düştüğü yeri gösterir. “Esad’dan sonra acaba ne olacak, bunun için endişeleniyoruz, ya Batı gelirse” diyenlerin bu görüşlerinin İslami olduğu söylenebilir mi? 1 yıl sonrası, 10 yıl sonrası için endişelenenlerin bugüne dair kaygılarını hangi Kur’an ayetiyle açıklayabiliriz? Esad’ın yaptıkları gün gibi ortada iken, gelecekte olabilecek “muhayyel zulümler” için endişelenmeyi vahyin hangi ayeti onaylayabilir?
İki gün önce İsrailli Amos Gilad “Esad düşerse İsrail biter” mealinde bir açıklama yapmıştı hatırlarsanız. Tam olarak şöyle demişti: “Esat giderse sınırımızda bir İslam imparatorluğu kurulur ve bu İsrail'in sonu olur” Bu açıklamalar Suriye gerçeği ile ilgili bize çok şey anlatıyor. Bizler vahye iman eden Müslümanlarız. Devletler gibi düşünmek ve davranmayı bırakıp, stratejik derinlik içerdiği söylenen tahlillerle akidelerimizin kirletilmesine son verip, insan merkezli, vahiy merkezli, “haksız yere kıyılan bir can, bütün insanlığın katli gibidir” merkezinden olayları değerlendirmeliyiz. Komplocu endişelerimiz, adil ve hikmetli duruşumuz ve amellerimizin önüne geçmemeli.
İşte Adem ve Hamit kardeşlerimiz de bu endişeleri bertaraf etmek için Suriye’ye gizlice girmişlerdi. Amaçları somut, belgelenmiş bilgilerle geri dönüp bazı kesimlerin vicdanlarını harekete geçirebilmekti. Gelen haberler umut verici. Şunun da altını çizmek isterim ki sadece gazetecilik yapmak amacıyla ve mezkur sebeplerden ötürü Suriye’ye giden bu kardeşlerimiz bizlerin onurudur. Ortak hissiyatlarımızın tercümanı olmuşlardır. İnşallah en kısa zamanda onların da aramıza döneceklerinin niyazındayız.
Bu vesileyle Suriye’de direnen kardeşlerimizi bir kez daha selamlıyor ve Rabbimizin onların yanında olduğu bilincini taşıdığımızı, buna yürekten iman ettiğimizi ilan ediyoruz.
Haksöz
SON VİDEO HABER
Haber Ara