Besader, Balkanlı öğrencileri buluşturdu
Balkan Müslümanlarıyla Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (BESADER) tarafından her yıl düzenlenmekte olan ‘Balkanlı Öğrenciler Kampı’nın beşincisi, Sakarya-Kuzuluk Kaplıcaları’nda yapıldı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-03-16 16:36:18
Beşinci Balkanlı Öğrenciler Kampı’na, Balkanlar ve Türkiye’de faaliyet gösteren birçok sivil toplum kuruluşunun temsilcileri ile İstanbul, Bursa, Edirne Ankara ve Kayseri başta olmak üzere Türkiye’nin değişik illerinde eğitim-öğretim gören 400 Balkanlı misafir öğrenci katıldı. Öğrenciler, kamp süresince; konferansları izlemenin yanında birçok kültürel ve sportif etkinlikler yapma imkânı da buldular.
Her şey bir öğrenciyle başladı
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan Beşinci Balkanlı Öğrenciler Kampı’nın açılış konuşmasını BESADER Başkanı Yunus Torpil yaptı. Katılımcı öğrenci ve misafirlere teşekkür ederek konuşmasına başlayan Yunus Torpil, Balkanlı öğrencilerle ilgili ilk çalışmasının bir Balkanlı kız öğrenciyle ve tiren vagonlarında yatarak okumaya çalışan bir Balkanlı erkek öğrenciyle tanışmasından sonra başladığını söyledi. BESADER’in bu gün itibariyle 400 Balkanlı öğrenciyi bir araya getiren bir kuruluş olduğunu belirten Yunus Torpil, çalışmalarına destek olan herkese teşekkür etti.
İki gün boyunca devam eden Beşinci Balkanlı Öğrenciler Kampı’nda Priştina Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretim görevlisi Ajni Sinani, Bosna Savaşı komutanlarından olan ve Saraybosna’da Başimamlık yapan Nezim Haliloviç, İşkodra eski Müftüsü Başkim Bayraktari ve İstanbul Üniversitesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Saffet Tüzgen, katılımcılara birer konferans verdiler. Ayrıca Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları uzmanları, öğrencileri yeni düzenlemeler konusunda bilgilendirdiler ve öğrencilerden gelen soruları cevapladılar.
Derin bir iman ve ahlâk
Beşinci Balkanlı Öğrenciler Kampı’nın ilk konferansını veren Priştina Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretim görevlisi olan Ajni Sinani; “İslam’ın Balkanlara gelişi, Osmanlı’nın bölgeye gelmesinden öncedir. Fakat kitlesel Müslümanlaşma, Osmanlılar’ın bölgemizdeki yabancıların egemenliklerine son vermesinden sonra gerçekleşmiştir.” dedi. Ajni Sinani, konuşması esnasında, Osmanlı’nın Balkanlar’dan çekilmesinden sonra; Balkan Müslümanlarının, özellilikle Yunan ve Sırpların baskı ve zulümlerine maruz kaldığını da belitti. Hıristiyan Batı’nın kültürel ve misyonerlik saldırısına maruz kaldıklarını söyleyen Sinani, buna karşı durmanın tek yolunun, atalarımız gibi derin bir imana sahip olmaktan ve ahlaki unsurlarla ruhumuzu yüceltmekten geçtiğini ifade etti.
Ahlâklı ve yetenekli gençlere ihtiyaç var
Beşinci Balkanlı Öğrenciler Kampı’nın ikinci konferansını İşkodra eski Müftüsü Başkim Bayraktari gerçekleştirdi. Konuşmasına “İnsan için inanmak yolun yarısıdır. Diğer yarısı da büyük bir gayretle çalışmak ve şaşmadan hedefe doğru azimle yürümektir” şeklindeki sözleriyle başlayan Başkim Bayraktari, öğrencilere şöyle seslendi: “İstanbul gibi medeniyetimizin asırlarca başkentliğini yapmış bir kentte okumak büyük bir nimettir. Şunu asla unutmayın; günümüz dünyasında savaşlar kültür, ilim, sanat ve teknoloji ile sürdürülüyor. İşte bu yüzden, kendi alanınızda inanarak ve gayret sarf ederek en iyisini başarmalısınız. Emin olunuz ki; doğup büyüdüğünüz toprakların, anavatanınızın sizin gibi eğitimli, ahlaklı ve yetenekli gençlere çok ihtiyacı var.”
Asıl motivasyon Alah’ın rızasıdır
Beşinci Balkanlı Öğrenciler Kampı’nın ikinci günündeki ilk konuşmacısı ise, İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Saffet Tüzgen idi. Konuşmasına, kendinsin Kosova kökenli bir ailede dünyaya geldiğini ifade ederek başlayan Saffet Tüzgen, katılımcılara moral ve motivasyon üzerine bir konferans verdi. Motivasyonu, İç ve Dış motivasyon olarak ikiye ayıran Tüzgen, inacın en büyük motivasyon kaynağı olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü. “Bazı Psikologlar, insanın bedensel ihtiyaçlarının karşılanması sayesinde motive olacağını söylüyorlar. Evet, bunlar bir motivasyon sebebi olabilir ama bunlar hayvanları da motive eden şeylerdir. Peygamberleri ve onların yolundan giden birçok insanı göz önünde bulundurduğumuzda, onları asıl motive eden şeyin ‘Alah’ın rızası’ olduğunu görmekteyiz. Bu yüzden aç, susuz günlerce yol alıyorlar ve canlarını dahi feda edebiliyorlardı.” Tüzgen, kampa katılan öğrencilere, motivasyonlarını artırma yönünde bazı tavsiyelerde bulunarak konuşmasını tamamladı.
Dayton, zorla imzalatıldı
Kampın son konuşmacısı ise, Bosna Savaşı komutanlarından “Müderris” lakaplı Nezim Haliloviç idi. Halen, Bosna-Hersek’te Başimam olarak görev yapmakta olan Haliloviç, Bosna Savaşı’na Müslüman Boşnakların hazırlıksız yakalandığını ve bunun bedelini çok ağır ödediklerini söyleyerek başladı. Batı’nın Sırpların yaptığı katliama uzun süre seyirci kaldığını belirten Haliloviç, konuşmasını şöyle devam ettirdi: “250 bin Boşnak’ın şehid edilmesi, 30 bin Boşnak kadına tecavüz edilmesi Batılıları hiç rahatsız etmedi. Ne müdahale ne de barış için devreye girmek akıllarına bile gelmedi. Çünkü onlar, Avrupalı Müslüman bir devlet istemiyorlardı. Bosna’da Müslüman nüfus yüzde 50’nin üzerinde olursa, onların hesabı tutmayacaktı. Onun için, yüz binlerce Müslüman öldürülmeli ve Boşnak Müslümanların oranı yüzde 50’nin altına indirilmeliydi. İşte bu katliamla ve Sırpların eliyle bunu gerçekleştirdiler.
Bosna-Hersek Ordusu kurulup, zafere doğru yol alınmaya başladığında birileri devreye girdi. Dayton Antlaşması rahmetli Aliya İzzetbegoviç’e zorla imzalattırıldı. Değerlerimizden uzaklaştırılıp zayıf düşürüldüğümüz de bile bizleri yok edemeyenler, Allah’ın izniyle, bizi hiçbir zaman yok edemeyecekler. Bosna’da Müslümanlar kıyamete kadar var olmaya devam edeceklerdir.”
Gürkan BİÇEN
[email protected]
SON VİDEO HABER
Haber Ara