Dolar

34,8783

Euro

36,7749

Altın

3.045,23

Bist

10.144,62

İspanya'nın 'Ergenekon'unu ve KCK'sını nasıl bitirdi?

Türkiye'de KCK'ya yönelik hukuki süreçte yargının yetkileri tartışılırken, İspanya’da ETA'ya karşı birçok karar veren İspanyol hakim tecrübesini Türk yargı mensuplarıyla paylaştı.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-03-14 10:12:01

İspanya'nın 'Ergenekon'unu ve KCK'sını nasıl bitirdi?

İspanyol hakim Eloy Velasco, demokrasilerde dokunulmazlık olamayacağını söyledi.

Velasco, “İspanya’da tek dokunulmazlık algısı kral içindir. Ama biz kralın damadını yolsuzluktan ve karanlık işlerden yargıladım. Bir meslektaşım, suç örgütüyle telefon dinlemelerinde ismi geçtiği için mesleğinden oldu” dedi.

Terör örgütü ETA davasında görev alan İspanyol hakim Eloy Velasco, Türkiye’nin gündeminden düşmeyen örgütlü suçlar ve darbe davalarıyla ilgili önemli tespitlerde bulundu. İspanyol hakim, “Demokrasilerde dokunulmazlık olamaz, idealim aynı kanunlarla herkesi yargılamak” dedi. Velasco, “Terör ve anayasal düzene karşı işlenen suçlarda herkesi yargılayabiliyor musunuz” sorusuna şu karşılığı verdi:

"Terör ve örgüt şüphesi varsa evet. Ama hiçbir suçta dokunulmazlık olmaz ki. Ne bu suçta ne başka bir suçta dokunulmazlık olmaz. Demokraside böyledir. Aynı kanunlarla herkesi yargılayabilmelisiniz. İspanya’da tek dokunulmazlık algısı kral içindir. Ama biz kralın damadını yolsuzluktan ve karanlık işlerden dolayı yargıladım. Yine benim bir meslektaşım suç örgütüyle telefon dinlemelerinde ismi geçtiği için soruşturuldu ve gerçekte de bağlantısı çıktığı için mesleğinden oldu. Generale dokunulamaz diye bir şey olamaz.”

Türkiye Adalet Akademisi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun özel yetkili hâkim ve savcılara yönelik mesleki eğitim sempozyumu için ülkemize gelen ETA davası hâkimi Velasco, terörle mücadele sürecini değerlendirdi. Terör örgütüne sızan istihbaratçıların ‘yeni bir suçun oluşumunu teşvik ve provoke etmemesi’ gerektiğini vurgulayan Velasco, İspanya’da yargının kontrolünde muhbir yetiştirildiğini anlattı.

Velasco, Türkiye’deki özel yetkili savcılara göre daha geniş yetkilerinin bulunduğunu açıkladı. Velasco, terör örgütleriyle istihbarat birimleri arasındaki ilişkiyi “Terör örgütüne nüfuz eden polis veya istihbaratçı daima provoke etmemeye çalışır. Yani filtre (sızan) eleman asla yeni bir suçun oluşumunu teşvik etmemelidir. Ama bunun bilgisini edinmeli ve sağlamalıdır” şeklinde tarif etti.

SIZMA YARGININ KONTROLÜNDE OLMALI

Terör örgütü ve istihbarat ilişkisinin çok girift bir konu olduğunu bildiren Velasco, bu durumun suistimale uğramaması için İspanya’da yargının kontrolünde muhbir yetiştirildiğinin altını çizdi. İstihbarat ve polisin terör örgütlerine sızmasına ilişkin bu birimlerin hâkim ya da savcıya her ay bir rapor hazırlamak zorunda olduğunu kaydeden Velasco, “Yargı bu nüfuz etmeyi bu şekilde kontrol altında tutmaktadır ki, provoke edilmesinin önüne geçilsin” ifadesini kullandı.

MUHBİR SAVCIYA BİLGİ VERİR

“Türkiye’deki bir istihbarat kuruluşunun terör örgütüne sızarken suç işlediği iddiası var. İspanya’da istihbarat örgütleriyle terörist unsurların iç içe geçtiği durum oldu mu? Bu nasıl aşıldı?” sorusu üzerine Velasco, İspanya uygulamasını anlattı: “İspanya’da milli güvenlik istihbaratı ya da polis, terör örgütü veya suç şebekesine infilitrasyon (sızma) yapacağı vakit, hâkime ya da savcıya bilgi vermek zorundadır. Bilgi veren birim kime karşı ne yapmak istediğine ve kimde ne bulmak istediğine ilişkin amaçları hazırlamak durumundadır. Hakim de bunu onaylamak durumundadır. Mesela bir uyuşturucu kaçakçısı bir grup olduğunu varsayalım. Polisin oraya uyuşturucu götürmesi için hakimin onayı gereklidir. Silahlanacaksa hakim, polise bir silah götürmesi için onay vermek zorundadır.”

BİZDEKİ YETKİLER DAAH GENİŞ

Velasco, Türkiye’deki özel yetkili mahkemelerin yetkileri konusunda, ilginç bir çıkışta bulundu. “İspanya’da daha geniş yetkilerimiz var”diyen Velasco, “Yetki alanımız bütün ülke. Buradaki gibi 8 bölge değil. Tek bir yargı mahkemesinin olmasının en büyük amacı uzmanlaşma. Örneğin ben deneyimimden dolayı, teröristlerin geçmiş bağlantılarını biliyorum. Yeni isimlerle bağlantılarını görmem adına büyük kolaylık sağlıyor. Bizdekileri özel mahkemeler olarak değil ’ihtisas’ mahkemeleri olarak algılayın” değerlendirmesinde bulundu.

Örgütlü davalar uzun sürer

Ülkesinde terör suçlarına bakan mahkemede 5 yıldır görev yapan Velasco, çok sanıklı örgüt davalarıyla ilgili tecrübelerini paylaştı. Terör ve çok sanıklı örgüt davalarının İspanya’da da çok uzun sürdüğünü vurgulayan Velasco, “Bizde de bu toplu davalarda aynı şey olur. Bir kişiye karşı açılan davalar hızlı ve kolay işliyor ancak toplu davalar çok uzun sürüyor, zamana yayılıyor. Ayrıca örgüt davaları bireyselleştirildiğinde yani ‘bu bireyin rolü örgütte nedir’ sorusu geldiğinde yargı zor durumda kalıyor”şeklinde konuştu.

Yalnızız, politikacı yardım etmeli

Türkiye’deki darbe ve darbe girişimlerini yargılayan hakim ve savcıların yalnız kaldığının hatırlatılması üzerine Velasco, “Zor bir soru. Bizler, sadece insan hayatlarını ya da mal varlıklarını korumak değil bazen demokrasiyi korumak zorunda kalıyoruz. Gerçek hakim ve savcılar yalnızdır bu alanda. Politikacılar sorunu üzerinden atıp hakim ve savcıları yönlendirmek için kolaycılığa kaçıyorlar. Politikacılar bize yardımcı olmak durumundadırlar” şeklinde konuştu.

Saldırı emri veren gazeteciyi mahkûm ettim


Velasco, “Türkiye’de Ergenekon davası kapsamında gazetecilerin tutuklanması eleştirildi. İfade özgürlüğü ve terör ilişkisi konularında yargı nasıl davranmalı”sorusuna şu karşılığı verdi: “İfade özgürlüğü temel. Sağlam kanıt ve bağlantılarla gazetecilerin tutuklanması gerekir. Çok açık ve net terörist organizasyonlara açık bağlantısı olmalıdır. Bizim bir davamız oldu. Bir gazeteci köşesinde bazı belli başlı insan gruplarına saldırılmasının iyi olacağını yazıyordu ve bu gerçekleşiyordu. Sonra bir telefon dinlemesi esnasında kanıta ulaşıldı. Bu kanıtları elde etmek zor. Polis gözlemleri ve sızmalar çok önemli. O gazeteciyi mahkûm ettim.”

Ergenekon savcısı Kansız:

BİR AYDA 200 KİŞİYE TAKİPSİZLİK VERDİM

Ergenekon savcısı Cihan Kansız, Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmadığı gerekçesiyle son bir ay içinde 200 kişi hakkında takipsizlik kararı verdiğini açıkladı. Savcı Kansız, özel hayatın ihlal edilmemesi için son derece dikkatli olduklarını söyledi. ‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararları Işığında Koruma Tedbirleri ve İfade Özgürlüğü’ sempozyumunda konuşan Kansız, özel hayata ilişkin telefon dinlemelerini suç unsuru olanlardan ayırarak depoya kaldırdıklarını kaydetti.

EMANETTEKİ TAPELERİ GÖRSEYDİ...


Programa katılan gazeteci Sedat Ergin’in, “Balyoz davası dosyasında, iki astsubay eşinden birinin diğerine hasta olan çocuğuna ’rezene çayı’ içmesini öneren konuşmasının da yer aldığını” hatırlatması üzerine Kansız’la Ergin arasında ilginç diyaloglar yaşandı. Telefon dinlemelerinin ayıklama yapılmadan dosyaya konulduğunu ifade eden Ergin’e, Kansız “Sedat Bey bizim emanete aldırdığımız delilleri görse eminim böyle konuşmazdı. Yani o kadar özel hayata ilişkin tapeler var ki, emin olun onları öyle ayıklamaya çalışıyoruz ki. Tapenin üst tarafından ‘canımlı cicimli’ bir konuşma ama alt tarafında direkt suça ilişkin görüşmeler. Üst tarafı kapatıp tapesini emanete alıyoruz, suça ilişkin olan bölümü dosyaya ekliyoruz. Biz neticede insanız” karşılığını verdi.

Bugün

Haber Ara