'Anayasa'da 12 gerilim hattı var, Türkiye fonksiyonel il yönetimine geçmeli'
Uludağ Üniversitesi'nden Prof. Dr. Bekir Parlak, anayasada güvenlik-özgürlük, birey-özgürlük, sivil-asker, yasama-yürütme, yargı-kamusal alan-özel alan, ulus-etni site başta olmak üzere toplam 12 gerilim hattı bulunduğunu söyledi. Parlak, Türkiye içi
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-03-10 10:05:42
26. Abant Toplantısı, "Yeni Anayasa'nın Çerçevesi" konusuyla Abant Palas Oteli'nde devam ediyor. Toplantının ikinci gününde, 'Üniter Devlet-Özerklik Dengesinde Yerel Yönetimler' oturumunu Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan yönetiyor. Oturumun konuşmacıları ise Uludağ Üniversitesi'nden Prof. Dr. Bekir Parlak, Sabancı Üniversitesi'nden Prof. Dr. Fuat Keyman, Bahçeşehir Üniversitesi'nden Cengiz Aktar ve Radikal Gazetesi yazarı Tarhan Erdem.
Uludağ Üniversitesi'nden Prof. Dr. Bekir Parlak, yerel yönetimlerde esas sorunun demokratik ve katılım sorunu olduğunu vurguladı. Tabanda farklılıklar olduğunu belirten Parlak, yasal sorunların anayasal sorunlar olduğunu ve bunların bağlayıcı olduğunu ifade etti. Konunun Anayasa'nın en önemli konusu olduğunun altını çizen Parlak, yerel yönetimlerin merkezden değil yerelden güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Vatandaşlara ulusal ve yerel yönetimlere doğrudan katılımını sağlayacak imkanların sağlanması gerektiğini dile getiren Parlak, yerel yönetimlerin idari ve mali özerkliğinin anayasal güvenceye alınması gerektiğini kaydetti. Devlet-vatandaşlık bütünlüğü sağlanmadan idarenin bütünlüğünün sağlanmasının mümkün olmadığını vurgulayan Parlak, anayasada güvenlik-özgürlük, birey-özgürlük, sivil-asker, yasama-yürütme, yargı-kamusal alan-özel alan, ulus-etni site başta olmak üzere toplam 12 gerilim hattı bulunduğunu ifade etti. Parlak, Türkiye için İtalya'da uygulanan 'fonksiyonel il yönetimi'ni önerdi.
"DEMOKRATİK ÖZERLİK; KÜRT SORUNU VE BÖLGENİN DEMOKRATİKLEŞMESİNE KATKI SAĞLAMAZ"
Sabancı Üniversitesi'nden Prof. Dr. Fuat Keyman ise şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda ciddi sorunlar bulunduğunu ifade etti. Mevcutta yönetilemeyen bir Türkiye'nin olduğunu dile getiren Keyman, AK Parti'nin ustalık döneminde merkezileşen bir yönetim olduğunu savundu. Bunun vesayet olmadığını dile getiren Keyman, Türkiye'nin 'Kanun Hükmünde Kararnameler'le yönetilmemesi gerektiğini ifade etti.
Kürt sorununu çözemeyen bir anayasanın demokratik olamayacağını ileri süren Keyman, anadilde eğitim ve özerklik konusunun temel sorunlar olduğunu kaydetti. Odaklaşmanın anadilde eğitim üzerine yapılmaması gerektiğini anlatan Keyman, odaklanmanın konusunun yerel yönetimler olması gerektiğini söyledi. Demokratik özerkliğin Kürt sorununun çözümü ve bölgenin demokratikleşmesine bir katkısı olmayacağını savunan Keyman, kurumsal reformlara ihtiyaç olduğunu belirtti. Keyman, ilk üç maddenin içine "Türkiye'nin üretimi yerindedir" ifadesinin konulması gerektiğini dile getirdi.
KÜRT MESELESİ KORKULARDAN ARINARAK ÇÖZÜLEBİLİR
Radikal Gazetesi yazarı Tarhan Erdem de yerinden yönetimin tanımlanmadığı bir devlete federal veya üniter devlet demenin mümkün olmadığını söyledi. Yerinden yönetimin tanımlanması halinde merkezi yönetimin de tanımlanacağını dile getiren Erdem, yerel yönetimleri Kürt meselesindeki korkuların belirlediğini ve belirlemeye devam ettiğini savundu. Kürt meselesinin korkulardan arınarak çözülebileceğine dikkat çeken Erdem, bunun da Kürtlerin varlığını kabul etmekle başlanacağını ifade etti.
1982 Anayasası üzerinden Kürt meselesinin çözülemeyeceğini belirten Erdem, yeni anayasada bunun konuşulmaması gerektiğini ifade etti. Cumhuriyet tarihinde yerel yönetimler konusunda en büyük adımı AK Parti'nin attığını dile getiren Erdem, ancak 2004 yılından sonra merkezileşmeye doğru gidildiğini ifade etti. Erdem, Kanun Hükmündeki Kararnameler ile kabul edilemeyecek bir merkezi idarenin kurulduğuna dikkat çekti. Konuşmaların ardından müzakerelere geçildi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara