İslami araştırmalardaki çarpıtma Alman bakanların geleneği oldu (Analiz)
Almanya'da son yıllarda özellikle Müslüman gençlere yönelik tehlikeli bir kışkırtıcılık ve aşağılama söz konusu. Hem de bunları yapanlar sıradan siyasiler değil, bizzat devletin bakanları. Önce Aile Bakanı Kristina Schröder sonrasında ise İçişleri Ba
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-03-07 14:42:50
Tüm bunların neden yapıldığını ise en son İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan araştırmanın sahiplerinden Peter Holtz net bir şekilde anlatıyor.
Gerçekten radikal olan Müslümanları, dindar Müslümanların bile ancak medyadan tanıdığını hatırlatan araştırmacı, psikolog Peter Holtz, "4 milyonluk bir kitle içerisinde tabii ki suçlular, işsizler, iş ve eğitim alanında problemler var. Tıpkı diğer toplumlardaki gibi. Sorulması gereken soru: 'Neden bu kadar çok insan kendini 'gerçek Alman' olarak hissedemiyor? Neden bu kadar çok sayıda genç Türk 'kendi vatanlarına' geri dönmeyi düşünüyor? Biz bu 4 milyonluk topluma araştırmayla bir ses vermek istedik. Ben katılanlara yanlış bir ümit mi verdim? Öyle görünüyor. Tabii benim ne yazdığımla artık kimse ilgilenmiyor. Özellikle de bulvar medyasında. Sonunda, 'Şu kadar, şu kadar radikal var, uyum sağlamak istemiyorlar' manası çıkarılıyor." diyerek verilen tüm mesajların özetini yapıyor.
Almanya'da siyasilerin son dönemde Müslümanlarla ilgili yapılan araştırmalarla ilgili mesajları hem Müslümanların hem de araştırmayı yapan bilimdamlarının tepkisini çekti.
MÜSLÜMANLIK EŞİTTİR ŞİDDET
27.11.2010 tarihinde Almanya Aile Bakanlığı tarafından hazırlatılan iki raporda da Müslümanlık ile şiddet arasında doğrudan bağlantı olmadığı ortaya konurken, Aile Bakanı Kristina Schröder'in aksi yöndeki açıklamaları tepki topladı. Müslüman gençler ve şiddet konulu raporlar, Berlin'de düzenlenen bir basın toplantısı ile tanıtıldı. Bakan Kristina Schröder, Müslümanlık ile şiddet arasındaki bağlantıya bakıldığında, "Müslümanlar arasında dindarlık arttıkça şiddeti meşrulaştıran erkeklik normlarının daha fazla benimsenmesi arasında bir bağlantı olduğu görülüyor. Aynı zamanda şiddeti meşrulaştırılan erkeklik normlarının kabul edilmesiyle şiddete başvurulmasına yol açıyor." değerlendirmesini yaptı. Aile Bakanı Schröder'in, bu raporlar kamuoyuna tanıtılmadan önce bir gazeteye genç Müslüman erkeklerin şiddet eğilimlerinde artış gözlendiğini söylediği hatırlatıldı. Raporları hazırlayan uzmanlar Sonja Haug ve Ahmet Toprak, şiddet ve din arasında doğrudan bağlantı kurulamayacağını vurguladı.
Alman medyası 'Bakan Schröder, Müslüman erkekler arasında şiddetin arttığı sonucuna nasıl vardı' sorusuna cevap ararken, Regensburg Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Haug şu cevabı verdi:
"Araştırmamda Brettfeld ve Wetzels tarafından hazırlanan bir tabloya yer verdim. Bu tabloda öğrenciler arasında yapılan bir ankete göre Müslüman gençler arasında şiddet eğiliminin yüzde 24, Müslüman olmayan göçmenler ile Almanlar arasında ise şiddet eğiliminin daha az olduğunu gösteriyor."
Almanya'da göçmen gençler üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Dortmund Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Ahmet Toprak da Müslüman gençler arasında şiddetin farklı nedenleri olduğunu söyledi.
ZORLA EVLİLİK YALANI
1 Aralık 2011 tarihinde Almanya'da Federal Aile Bakanlığı için araştırma yapan akademisyenler Heiner Bielefeldt, Yıldız Demirer, Nivedita Prasad und Monika Schröttle Bakan Kristina Schröder'in "Almanya'da zorla evlilikler" konusunda yaptıkları araştırmayı "İslam dini aleyhine çarpıttığını" belirtip Bakan'ın bilimsel yeterliliğini bir kez daha tartışmaya açtı. Almanya'da Federal Aile Bakanlığı için "Zorunlu evlilikler konusunda' bir araştırma yapan akademisyenler, kasım başında açıklanan araştırma sonuçlarından bir gün önce Bakan'ı Frankfurter Allgemeine Zeitung'a (FAZ) yazdığı makalede araştırmayı çarpıtarak "İslam dini aleyhine hava oluşturmakla" suçladı. FAZ'daki makalesinde genç bakan, "Almanya'da 3 bin 443 zorla evlilik vakası olduğunu" öne sürmüş ve bu vakaların yüzde 83,4'ünde ise Müslüman ebeveynlerin çocuklarına zorla evlilik konusunda baskı yaptığını iddia etmişti. Ancak bakanlık adına araştırmayı yapan akademisyenlerden Heiner Bielefeldt, Yıldız Demirer, Nivedita Prasad ve Monika Schröttle, konuyla ilgili bir açıklama yaparak, Bakanın araştırmayı çarpıttığını duyurdu.
Süddetsche Zeitung'un haberine göre, akademisyenler araştırmalarında "zorla evlilik ve İslam" konusuna doğrudan bir atıfta bulunmadı. Ayrıca bakanın açıkladığı rakamların gerçeği yansıtmadığına dikkat çeken akademisyenler, şunları söyledi: "Bu rakamlar içindeki kişiler birden fazla danışma merkezlerine başvurdu, o nedenle elimizde net bir rakam yok." Akademisyenler, bakanın İslam ile zorla evlilik konusunda doğrudan bir bağ bulunmadığını bildiği halde özellikle bu yöndeki sözlere yer verdiğine dikkat çekti. Aynı şekilde zorla evlilik için çocuklarına baskı yapanların yüzde 83,4'ünün Müslüman aileler olduğu yönündeki Schröder'in açıklamalarını 'fantezi ürünü' olarak değerlendirdi. Bakanın "gelenek ve zorla evlilik" arasında bağ kurmasına da karşı çıktılar. Zorla evliliklerin gelenek veya dinle ilgisi bulunmadığına dikkat çeken araştırma konseyi üyeleri, konuya araştırmalarında sosyolojik açıdan yaklaştıklarını, "din, gelenek ve zorla evlilik" arasında bağ kurmadıklarını vurguladı.
RADİKALLER VE UYUMA KARŞILAR
Federal İçişleri Bakanlığı tarafından yaptırılan ve Almanya'daki Müslüman gençlerin dörtte birini radikal, şiddete meyilli ve uyuma karşı koyan kitle olarak gösteren, 'Almanya'daki Müslüman Gençlerin Dünyaları' (Lebenswelten junger Muslime in Deutschland) adlı araştırmanın kamuoyuna yanlış yansıtıldığı ortaya çıktı. Alman medyasının da, Müslüman gençleri suçlar şekilde geniş yer verdiği araştırma konusunda Der Spiegel dergisinde bir değerlendirme yazısı yazan ve açıklamalarda bulunan araştırmacılar Peter Holtz ve Klaus Boehnke, araştırmanın tamamen yanlış aktarıldığını belirterek İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich'i suçladı.
Araştırmacı Holtz ve Boehnke, Bakan Friedrich'in araştırmayı hiç okumadığını ve yanlış alıntılar yaparak sonuçları yanlış yansıttığını belirtti. Bakan Friedrich şimdi, bakanlığı tarafından finanse edilen araştırmadan "arzu ettiği sonuçları okumaya çalışmakla" suçlanıyor.
Bakan Friedrich araştırmayla ilgili geçen perşembe günü yaptığı açılamada Müslüman gençleri suçlayarak, "Biz böylesi ithal bir otoriterliği, anti demokratikliği ve dini fanatizmle şekillenmiş bir görüşü kabul etmiyoruz." demişti.
Araştırmacılardan Bremenli sosyal bilimci Klaus Boehnke, "araştırmanın sonuçlarının tamamen tahrif edildiği" suçlamasını yaparak CSU'lu Bakan tarafından bunalıma sokulduklarını ve uykusuz geceler geçirdiklerini aktardı. Araştırmanın sonuçlarına göre Müslümanların çoğunluğunun Alman toplumuna katılmak ve uyum sağlamak istediğini bildiren Boehnke, "Belli ki açıklama yapanların hiç biri araştırmaya göz atmamış. Müslümanların entegrasyonu iyi bir yolda." dedi.
Araştırmanın üzerinde yoğun tartışmaların yapıldığını hatırlatan diğer bir araştırmacı, psikolog Peter Holtz ise araştırmanın tamamen yanlış anlaşıldığını kaydetti. 700 sayfalık bir araştırmanın belli kişilerin açıklamalarına indirgendiğini belirten Holtz, "Ama biz sonuçta araştırmayı belli bir formda yayınladık ve umduk ki; araştırma bizim mantığımızla anlaşılsın. Araştırmanın gerisi de okunsun. En azından basın açıklaması okunsun" dedi. Ancak sürecin hiç de böyle olmadığını hatırlatan Holtz, "Ve bir gün, tam da araştırmanın yayınlanmasından bir gün önce bir e-mail geldi, 'Biz çoktan Bild Gazetesi'ndeyiz' diye. Bu engellenebilirdi diye düşünüyorsunuz, olmuyor. Reaksiyon göstermek istiyorsunuz, ama nasıl? Daha sonra bütün diğer medya kurumları makaleden alıntı yapıyor ve politikacılar açıklamalar yapıyor." dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara