Betül Akyüz / TIMETURK
Suriyeli vatandaşlar ve insan hakları savunucuları, son birkaç ay içinde Suriye’deki yolsuzluk olaylarının oranının iyice arttığını açıkladılar. Ayrıca resmi kurumlar ve personeli tarafından şantaj yapılmaya başlandığına dikkat çektiler.
Suriye’de esirler işkence görmemek ya da serbest bırakılmak için yüksek meblağlar ödemek zorunda kalıyor. Bu da Esad rejiminin soygun yöntemi!
Esirlerden birinin babası olan Ebu Saad, bir emniyet görevlisinin kendisine sağlık durumu kötü olan oğlunun para karşılığında serbest bırakılacağını vaat ettiğini, bu nedenle kendisine iki yüz bin Suriye lirası ödediğini ancak neticede oğlunun salınmadığını söyledi. Baba Ebu Saad, daha sonra oğlunun salınması için tekrar girişimlerde bulunduğunu, bu sefer de kendisinden önceki meblağın beş katını talep ettiklerini, kendisinin bu kadar parası olmadığını, oğlu için çok endişelendiğini ancak elinden bir şey gelmediğini belirtti.
Bir bayan ise hava istihbaratı güçlerinin eşini henüz taksitlerini bitirmediği özel arabasıyla tutukladığını, kendisinin aylardır tüm maaşını arabanın taksitlerine yatırmak zorunda kaldığını ifade etti. Ayrıca Ebu Saad gibi kendisinin de eşinin serbest bırakılması vaadi üzerine 250 bin Suriye lirası ödediğini ancak eşi serbest bırakılmadığı gibi ödediği paranın tümünü de geri alamadığını sadece eşinin hala hayatta olduğunu öğrenebildiğini dile getirdi.
Serbest bırakılacaklarını zaten biliyorlar
Aktivistler, bazı emniyet görevlilerinin, tutuklu yakınlarından para aldıklarını, aslında serbest bırakılmaları yolunda para aldıkları esirlerin salınma tarihinin yaklaştığını çok iyi bildiklerini, salınmalarında hiçbir rollerinin olmadığını sadece para sızdırmak için fırsatı kullandıklarını vurguladı.
Diğer yandan insan hakları savunucusu Rezzan Zeytune bazı eylemcilerin para karşılığında serbest bırakıldığını ancak emniyet şubesi tarafından iki gün sonra tekrar tutuklandıklarını söyledi. Tutuklu göstericilerin avukatlarından biri, tutuklanan şahsın emniyet şubesine gönderilmesinden önce basit bir meblağ ödeyerek salınmasının kolay olduğunu ancak işin içine emniyet girince meblağın otomatikman arttığını açıkladı.
Avukatın ifadesine göre tutuklananlardan parası olmayan bazıları da emniyet şubelerine götürülmeden kurtulabilmek için güvenlik elemanlarına cep telefonlarını verdi. Ayrıca ödenen meblağın oranı gerginliğin az olduğu ve uzak bölgelerde başkent ve gerginliğin çok olduğu bölgelere nazaran çok az oluyor.
Avukat Enver El-Beni bu bağlamda şöyle konuştu: ‘Siyasi tutukluların aileleri bundan önce evlatlarının yerini öğrenebilmek ya da ihtiyacı olan bazı eşyaları gönderebilmek için maddi şantaja maruz kalıyordu. Şimdi ise durum farklı bir şekil aldı. Öyle ki emniyet, sebepsiz gelişigüzel tutuklamalara kalkışıyor, sonra da serbest bırakılmaları için para istiyor.’
Bireysel değil
Avukat El-Beni bu meselenin bireysel bir mesele olmadığına, aksine basılan evlerin soyulup yağmalanması gibi sistematik olduğuna inancını dile getirerek şöyle ekledi: ‘Bu durum emniyet elemanlarına güç ve üstünlük hissi verdiği gibi aynı zamanda devletten hak ettiklerini alamadıkları için kendi kendilerini finanse etme fırsatı veriyor. Zira devlet kendilerine istedikleri yoldan para kazanma imkanı vermiş durumda.’
Beşşar Esad Ocak 2012’de ‘isyan için bir araya gelme’nin 200 bin lira para ve hapis cezası ile cezalandırılması yönünde bir kararname yayınladı. Gözlemciler bu kararnameden amacın gösterilere daha fazla sınırlama getirmenin yanı sıra ekonomik olarak göçmek üzere olan devlete gelir kaynağı elde etmek olduğuna işaret ediyor.
Gözlemcilere ve insan hakları savunucularına göre bundan daha kötüsü; emniyet birimleri kararnamede bahsi geçen meblağdan daha yüksek rüşvet istiyor.