Haber merkezi /TİMETÜRK
Şubat ayı şehadet ayıdır. Şubat ayı Müslümanların yolunun aydınlatıcıları olan tarihi kanları ile yazan şehidlerin mübarek hatıralarını yâd etme ayıdır. 25 Şubat Cumartesi günü Bursa Elif-Der’de şehadet ayında şehid olan mübarek bir şehidimiz Metin Yüksel anıldı. “Mücadele Arkadaşının Dilinden Metin Yüksel” gecesine katılanlar Metin Yüksel’in en yakın mücadele arkadaşlarından olan Fatih Akıncılar Derneği onursal başkanı Mehmet Şahin’in dilinden Metin Yüksel’i dinlediler.
Program, Adnan Aydın hocanın Metin Yüksel ezgisini seslendirmesiyle başladı. Ardından Fatih Akıncılar Derneği’nin hazırladığı Şehadet ve Şehitlikle ilgili bir video-belgesel gösterimi yapıldı. Bu gösterimin ardından Metin Yüksel’le omuz omuza mücadele içinde olmuş dava arkadaşı Mehmet Şahin, Metin Yüksel’i anılarıyla anlatmak üzere kürsüye geldi.
Mehmet Şahin hoca, Metin Yüksel’i anlatmaya onun mücadelesinin yaşandığı 70’li yılların ikinci yarısındaki Türkiye ve Türkiye’deki müslümanların durumu ile başladı. Bu dönemin Türkiye açısından kanlı bir tezgah olduğunu ifade eden Şahin, bu yıllarda İslami duyarlılığa sahip olan kitlenin hem sağ kesim tarafından hem sol kesim tarafından hem de sistem tarafından ezildiğini ifade etti. Özellikle Metin Yüksel’in mücadelesiyle özdeşleşen Fatih semtinin pek çok açıdan İslami duyarlılığı taşıyan insanlar açısından yaşanmaz bir yer olduğunu vurguladı. İslami kesimin bu yalnızlığının önce MTTB’nin mücadelesiyle aşılmaya çalışıldığını ifade eden Şahin, MTTB’nin daha çok öğrenci kesime hitap ettiğini ifade etti. Erbakan Hoca’nın isteği ile kurulan Akıncılar Derneği’nin ise MTTB’nin öğrencilerle başlattığı bu mücadeleyi öğrenciler dışındaki gençlik kitlesine de taşıdığını belirtti. Metin Yüksel’in bu dönemde Fatih Akıncılar Derneği’ni kurarak İslami mücadelede aktif bir konuma geldiği vurgulandı.
Fatih Akıncılar Derneği onursal başkanı olan Mehmet Şahin, konuşmasına şöyle devam etti;
Önce Fatih’i Temizledi
Metin Yüksel’in öncelikle Fatih’te değerleriyle alay edilen, hakarete ve şiddete maruz kalan Müslüman halkın derdine çare bulabilmek için, Fatih bölgesinde İslami kesime taarruzda bulunan sağ ve sol kesimlerin saldırılarını engellediğini, mafya ile savaştığı vurguladı.
İslami Çalışmalarla Halkı Bilinçlendirmeye Çalışırdı
Fatih bölgesini Müslümanlar için yaşanabilir bir yer haline getirdikten sonra Metin’in hedefi gençliği dini değerler konusunda bilinçlendirmekti. Bunun için yaptığı sohbetlerde hem kendisinden yaşça küçük çocuklarla ve gençlerle hem de büyük yaştaki kişilerle sohbetler yapardı. Bu sohbetlerinde Metin, islamın temel şiarlarını anlatır, bu şiarların korunmasının öneminden bahsederdi. “İslamı anlatma derdi öylesine güçlüydü ki, eline aldığı dönemin İslami dergilerini caddelerde meydanlarda bağıra bağıra anlatır ve dağıtırdı. Sokaktan geçerken aniden durup bir kahveye girer, bir sandalye üzerine çıkıp kahvedekilere islamı anlatırdı” dedi.
Her Zaman Mustazafların Yanındaydı
Metin Yüksel’in Müslüman halka karşı çok merhametli ve şefkatli yönüne vurgu yapan Şahin, onun yoksul halkın sağlık sorunlarına yardımcı olmak için dernek çatısı altında bir sağlık kabini oluşturup, haftanın belli günlerini onların bakımına ve sağlık hizmetlerine ayırdığını ifade etti. Ayrıca gariban ailelerin iaşelerini karşılamak için durumu iyi olan kişilerle görüşüp ihtiyaçlarının karşılanmasını sağladığını da belirtti. Bu sosyal çalışmaların ekonomik yönden güçsüz bir ilçe olan Fatih’in en yoksul mahallesi olan Haydar mahallesinde kurulan Fatih Akıncılar Derneği’ni halkın gözdesi haline getirdiğini vurguladı.
En Büyük Fikirsel Mirası Ümmetçiliktir
“Metin Yüksel, bu coğrafyada yaşayan Müslümanlara ümmetçiliğin ne demek olduğunu hayatıyla öğretmiştir “ diyen Şahin, onun ümmetçiliği ile ilgili bazı örnekler de verdi. İletişim kaynaklarının neredeyse hiç olmadığı bir dönemde Metin’in tüm İslam coğrafyasından bilgi aldığını ve bu bilgiler doğrultusunda sanki mücadelenin bizzat içindeymiş gibi destek verdiğini anlattı. Bir gün Metin’in derneğe gelip, Filipinlerdeki İslami direnişten bahsettiğini ve bu direnişe destek olmak gerektiğini ifade eden Şahin, o dönemlerde Türkiye’deki müslümanların ismini bile duymadıkları Moro için eylem destek eylemi yaptıklarını anlattı. İran İslam Devrimi gerçekleşmeden çok önceleri sol kesim İran’da işçi ayaklanması, işçi devrimi haberleri yaparken Şehid Metin’in kendilerine gelip İran’da İslami bir devrim olacağının haberlerini verdiğini vurguladı. Ondaki bu ümmetçi duyarlılığın bütün haber kaynağı yoksunluğuna rağmen, Türkiye’deki İslam coğrafyalarına duyarsızlığa rağmen hep en üst boyutta devam ettiğinin altını çizen Şahin, “Metin’in Türkiye’deki İslami düşünceye en büyük katkısı, onu milliyetçi, mukaddesatçı bir çizgiden alıp ümmetçi bir çizgiye taşımasıdır” dedi.
Müslüman Halka Karşı Yumuşak ve Şefkatli, Zalimlere Karşı Sert ve Tavizsizdi
Metin Yüksel’in mücadelesinin zalim otoriterle olduğunu vurgulayan Şahin, sıradan bir vatandaşın bazen kendisine yaptığı bir haksız harekete Metin sesini çıkarmaz, yanındaki kişilerin tepki vermesine de asla müsaade etmezdi. Bu tür durumlarda Metin sessiz kalır ve gülümser geçerdi.
Gördüğüm En Cesur İnsandı
Çeşitli vesilelerle İslam dünyasının çeşitli bölgelerinde pek çok İslam kahramanı ile tanışma fırsatı bulduğunu ifade eden Şahin, Metin Yüksel’in tanıdığı en cesur insan olduğunu ifade etti. Onun zalim güçler karşısında tavizsiz ve cesur duruşuyla ilgili pek çok örnek aktaran Şahin, “Metin Yüksel, polisinden, mafyasına, sağ ve sol çetelere kadar pek çok güçle tek başına mücadele etti. Haklı olduğu davasında kesinlikle geri adım atmaz, karşısındakinin gücünü ve otoritesini önemsemezdi” dedi.
Kendine Yapılanlara Karşı Affediciydi
Metin Yüksel’in sol çetelerden biri tarafından vurulduğunu anlatan Şahin, “Bir gün Metin’e saldıran grubu yakaladık. Okul duvarının önünde sıraya dizdik. Hiçbirinin Metin’in yüzüne bakacak cesareti yoktu. Metin bunları karşısına aldı. Onlara nasihat edip, bizim birbirimizle bir davamızın olmadığını, nasıl kullanıldıklarını anlattı. Daha sonra onları bağışlayıp, gönderdi. Metin’i pusuya düşürüp, vuran çete buna şaşırmıştı. Çünkü onun Müslümanların izzet ve onurunu savunmaktan başka bir yerde şiddet kullandığı da görülmemişti” dedi.
Mehmet Şahin hoca, Metin Yüksel’in şehadetinden hemen öncesinde şehadetle ilgili özlemini ve sanki akibetini biliyormuşçasına kendilerine yaptığı vasiyetlerini anlattı. Şehadetine giden süreci anlatırken salonda gözyaşları hakimdi. Şehadetinin ardından Metin Yüksel’in babası ve bu toprakların yetiştirdiği en önemli alimlerden Molla Sadreddin’in “Allah’ım bu sana olan kurbanımızdır. Kabul et” duasını aktaran Şahin, Metin’in en önemli vasiyetlerinden olan “cenazemi hemen kaldırmayın üç gün bekletin. Böylece cenazemi kaldırmaya gelen Müslümanlarla birlikte, Müslümanların gücü görülsün, düşmanımızın kalbine korku salınsın” vasiyetinin nasıl doğal bir süreçte gerçekleştiğini, Metin Yüksel’in cenazesinin Fatih’in gördüğü en büyük kalabalığa sahne olduğunu aktardı.
Metin Yüksel’i anma programı yine Fatih Akıncılar Derneği’nin hazırlamış olduğu Metin Yüksel belgeselinin gösterimi, Adnan Aydın hocanın Şehit Marşı’nı seslendirmesi ve dualarla son buldu.