Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

MİT operasyonunda Mossad'ın parmağı

Fehmi Hüveydi: MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a yüklenilmesinin asıl sebebi PKK ile görüşmesi değil, Türkiye'deki Mossad ağlarına karşı başlattığı temizlik operasyonları.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-02-24 17:02:57

MİT operasyonunda Mossad'ın parmağı
Geçen hafta Türk gazetelerinin manşetleri, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve beş yardımcısının, savcı Sadrettin Sarıkaya tarafından ifadeye çağrılmasından bahsediyordu. İfadeye çağrılma sebebi, savcı Sarıkaya’nın, bu isimleri PKK’daki siyasi liderlerle görüşmeleri konusunda şüpheli görmesiydi. İfade daveti sürpriz oldu. Fidan’a ilk kez böyle bir suçlamada bulunuluyor ve ilk kez ifadeye çağrılıyordu. Dahası Fidan, kendisini bu göreve getiren Başbakan Erdoğan’ın hesabına çalışıyordu.

Ehud Barak’ın eleştirisi

Fidan, ifade vermeyi reddederek savcının yetkilerini aştığını, devlet güvenliğinden sorumlu yetkililerden biri sayılan istihbarat başkanının soruşturulamayacağını ve yetkilerinin ülkenin güvenliğini tehdit eden örgütlere nüfuz etmesine izin verdiğini belirtti. Ancak savcı, tutumunda ısrar etti. Bu durum, hükümeti sıkıntıya soktu ve dosya, soruşturma hâkiminden alındı. Ancak bu da tartışmaları sona erdirmedi. Zira muhalefet partileri, kararı yürütme organının yargının işleyişine müdahalesi olarak gördü. Kopan gürültü gösterdi ki hedef, sadece istihbarat başkanı Fidan değil, Erdoğan’dı da aynı zamanda.

Olayın patlak vermesinde dış güçlerin rolüne işaret eden analist Semir Salha ise operasyondaki İsrail rolüne, Tel Aviv’in son yıllarda bölge politikası değişen Erdoğan hükümetinden nasıl intikam almak istediğine dikkat çekti. Salha, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın, Fidan’ın MİT müsteşarı seçilmesini, İran’a yakın olduğu ve Türkiye-İsrail istihbarat işbirliğine dair belgeleri İsrail’in güvenliğini tehdit edecek biçimde Tahran’a verebileceği iddiasıyla eleştirdiğini belirtti.

Salha’nın ortaya çıkardığı sürpriz, Fidan’a yüklenmenin asıl sebebinin PKK ile görüşmesi değil, Türkiye’deki Mossad ağlarına karşı başlattığı temizlik operasyonları olduğu. Bu operasyonlar, Mossad ajanlarının ülkedeki siyasi ve ticari sahadan istifade ederek, her uyruktan işbirlikçi ve ajanı avlamak için Türkiye’de hayata geçirdikleri birçok operasyonun önünü kesti. Ayrıca Fidan, Mossad’ın birçok Türk kuruluşundaki faaliyetlerini de dondurdu. Yanı sıra Fidan, İsrail’in, Türk toprakları üzerindeki en önemli keşif ve casusluk istasyonunu kapattı ve MİT’in operasyon çıtasını yükselterek Ankara ile Tel Aviv arasında çıkarların çatıştığı birçok bölge ülkesine ulaştı. Ertesi gün Salha, Mısır’ın Şuruk gazetesinde, Tunus’un El Musavvir dergisinin Tel Aviv’deki Yafa Araştırmalar ve İncelemeler Merkezi’nin çalışmasına dayandırdığı raporunu özetleyen bir makale yazdı: Mossad casuslarının 14 Ocak devrimi sonrası Tunus’ta faaliyet gösterdiğini belirtti. Başkent Tunus’taki şube, Cezayir’deki hedefleri izliyormuş. Başkentin güneyindeki Cerbe şubesi de Libya’daki hedefleri... Ve başkentin doğusundaki Susa şubesi de Tunus’un yerel sorunlarını.

Mossad’ın hedefindekiler

Rapor, Mossad’ın üç hedefe yoğunlaştığını ekliyor: Yıkım ve tahrik ağlarının inşası, Cezayir ve Libya’da yaşananların yanı sıra Tunus’taki Filistin faaliyetlerinin ve Selefi İslamcıların takibi. Dergi, Mossad’ın devrim öncesi ve sonrası İsrail ve ABD’nin, ‘koca evleri’ dışındaki çevrelerle stratejik ittifak kurulmasının önüne geçmek için huzursuzluk çıkardığını kaydediyor. Mossad’ın Türkiye ve Tunus’taki müdahalelerine dair okuduklarımdan sonra aklıma gelen ilk soru şu: Mossad’ın şimdi de Mısır’daki faaliyetlerine neden ışık tutulmuyor? Aklıma gelen ilk yanıtsa şu: Türkiye’dekiler bağımsız iradeye sahip. İsrail baskılarını reddeden devrimden sonra Tunus’ta da yaşanan buydu. Ancak Mısır, hâlâ tartışma konusu. Mısır’daki bağımsızlık düşüncesi, henüz ispatını bulmadı.

(Mısır gazetesi Şuruk, 18 Şubat 2012)

Kaynak: Radikal
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara