İlköğretimde tesettür zulmünün farkında mıyız?
Bu ülke de kimsenin (istisnalar hariç) değinmediği bir zulüm var. Bu zulmü çok az gazete ve internet sitesi dışında görmeniz imkansız. Bu zulüm karşısında insanlar özelliklede müslümanlar 3 maymunu oynamaktalar.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-02-17 14:21:27
Yasal olarak çözülmese de Akp tarafından atanan rektörler başörtüsüyle üniversiteye giren kızlara müdahale etmemekteler. İstisna üniversiteler dışında yasak ortadan kalktı. Arada yaşanan bir iki olay hemen ajanslara düşmekte. Bu da iktidar sahiplerinin işine gelse gerek. Çünkü Kemalist tehlikenin var olması onlara olan talebi arttırıyor, yaşanılan çarpıkların düşünülmesine engel oluyor.
Türkiye de ortalama akıl baliğ olma yaşı kızlarda 12-13, erkeklerde bundan bir fazla. Yaşadığımız coğrafyada mecburi eğitimi bitirme yaşı ise 14.
İşte konumuz da bu, zulme maruz kalanlar ilköğretimde aklı baliğ olmasına rağmen mecburi eğitime başları açık bir şekilde devam etmeye zorlanan kızlarımız.
Ben bu zulme ilk olarak Ecenur isminde yavrumuza uygulanan insanlık dışı davranışlar ve bu olay hakkında Hayrunnisa Gül'ün açıklamaları ve kocası Gül'ün hanımına sahip çıkmasıyla kulak kabartmaya başladım.
Biraz hafızalarımızı zorlayalım. Yaklaşık 13 ay önce Diyarbakır merkezde ilkokulda okuyan Ecenur isimli yavrumuz başını açmadan okuluna devam etmek istemiş, ikna olmadığı için başka bir okula sürgün edilmişti. Sürgün edildiği okulu teftişe gelen müfettiş Ecenur'un sınıfında tesetürlü görünce başını açmasını istemiş, başı örtülü bir şekilde okuma hakkı olduğunu söyleyen yavrunun üzerine yürüyüp "Ne hakkı ulan, ne hakkı… Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ben Piranlıyım, Piranlı!’ diyerek sınıftan kovmuştu. Olayla ilgili, Akp'li Zafer Üskül "Aileler mevzuata karşı koymakta direnirlerse, suç işliyorlar demektir. Bu iş daha ileriye giderse, o zaman çocuk aileden alınır" ifadelerini kulanmış, fist leydy'miz Hayrunisa Gül başörtüsüyle ilkokula gelmenin cehalet olduğunu söyleyip, bu cehaletle savaşacaklarını dillendirmişti. Kocası da hanımının sözlerine katıldığını söyleyerek düşüncelerini iletmişti.
O günlerde, bu olay Mustazaf camiasının bir kışkırtması gibi lanse edilmiş. Bu insanlara provakatör yakıştırması yapılmıştı. Müslüman olduğu iddiasında ki yazar-çizer takımı tarafından da bu yönde açıklamalar gelmişti.
Aradan geçen süre içerisinde Ecenur ve hemcinsi yüzlerce kızımız Adana’dan Diyarbakır’a, İstanbul’dan İzmir’e Türkiye’nin birçok yerinde ilköğretim seviyesinde bu zulme maruz bırakılmaktadır. İkna odalarında zihinleri çelmek istenmekte, emellerine ulaşamadıklarında bir okuldan diğerine sürgün edilmekte, aileleri tehditlerle yıldırılmaya çalışılmaktadır.
Niçin Türkiye’li Müslümanlar bu meselenin sahipliğini yapmıyorlar . Müslümanların ise imtihanı burada başlamaktadır. Cılız sesler hariç islami kesim medyasında konuyla ilgili olumlu veya olumsuz hiçbir haber yapılmamaktadır.
Oysa ki tesettür, her Müslüman kadının iffeti, her erkeğin namusu, olmazsa olmazıdır. Sistem tabiri caizse yılanın başını küçükken ezmeye çalışıyor. Biliyor ki haya dediğimiz o görünmeyen perdeyi yıkarlarsa sonrası çok daha kolay olacaktır. İnsanlar en zor ilk günahını işletirsiniz. Sonrası çorap söküğü gibi gelir.
Bu konuda Mustazaf camiasını tebrik etmek gerekli. İlköğretimde çıplaklığa, hayasızlığa, Müslüman kadının kimliğiyle oynanmasına karşı direniyorlar. Basın yoluyla bu zulmü dillendiriyorlar ve meydanlarda tepkilerini gösteriyorlar. Geçtiğimiz aylarda Diyarbakır’da yapılan tesettür mitingi bu camianın bu konuda ne kadar hassas olduğunun ıspatı olsa gerek. Bunun dışında bireysel olarak bu konuda hassasiyet gösterenleri de ayrıca tebrik etmek gerekir.
Ya geride kalanlar. Müslümanlar, kendini İslamcı olarak lanse edenler ve camiaları. Haftanın hemen her günü onlarca yerde konferanslar verilirken, her meselede onlarca kurum bir araya gelip platformlar kurup basın açıklamaları yaparken, başta Beyazıt meydanı olmak üzere bir çok coğrafya için insanlar toplanıp protestolar yaparken niçin kimse ilköğretimde yaşanan bu zulme tepki göstermez. 28 Şubat sürecinde hukuksuzluklara direnenlere ne oldu.
Ya 28 Şubat mağduru hanım efendiler. Bugün onlarca 28 Şubat mağduru kadın televizyonlarda, gazetelerde, internet medyasında kendilerine yer buldular. Bu zulme sessiz kalıp 3 maymunu oynayan bu hanımefendiler şöhretlerini bile mağdur edildikleri tesettüre borçluyken, hemcinsi ve kendileri gibi hakları gasp edilmiş, zulme uğrayan bu yavrulardan niçin sahiplenmezler.
Sizin tesettürde ki sınırlarınızı ne belirliyor! Allah’ım emrini yerine getirip tesettüre giren bu kızlara yapılan zulme asıl sessiz kalıyorsunuz. Müslüman kadının sembolü, iffetli kadının vazgeçilmesi, namuslu erkeğin eş ve çocukları üzerinde ki en büyük hak olan örtünme sizin için ne kadar değer ifade ediyor.
Türkiye de iktidarın el değiştirmesinden sonra birçok meselede hassasiyetini kaybeden ve iktidar sahiplerinin siyasetleri doğrusunda hareket eden Müslümanlar nasıl bir yanılgı ve hesabın içerisindedir, anlamlandıramıyorum. İnandığı gibi yaşamayanlar, yaşadığını hayatlara iman ederek yaşarlar ve sonunda kaybederler.
Kendisini iktidara teslim edenler, yarın ahiret yurdunda hesabını veremeyecekleri bir yola girmişlerdir. Cumhurbaşkanının hanımının cehalet dediği başörtüsü akılbaliğ olmuş her kadın için terk edilmemesi gereken bir farzdır. Kendi emrini cehalet olarak gören bir kadın ve O’nu bu konuda haklı gören koca hakkında Allah hesabını görecektir. Bu yavrularımız Allah’ın emrini yerine getirmekte ve tesettüre girmektedirler. Tesetürüne sahip çıkan bu kızların yanında yer almak her müslümanın boynuna bir borçtur. Zulme rıza zulüm, zulme susmak dilsiz şeytanlıktır. O zor günde Vallahi Allah bunun hesabını soracaktır.
Bugün 150-200 bin tekil tıklama alan web sayfaları var, onbinlerce abonesi olan gazeteler, yazdıklarıyla binlerce insana ulaşan yazarlar, toplumları yönlendiren kanaat önderleri ve varlıklarını mağdur edildikleri tesettüre borçlu olan kadınlar. Tekrar düşünün, silkelenin ve kendinize gelin.
Peşinden gittiğiniz, meselelerinizi çözsün diye oy verdiğiniz iktidar sahipleri, sizin Allah adına hiçbir meselenize sahip çıkmayacak ve çözüm getirmeyecektir. Liberal-demokratik ölçülerle sizin idealleriniz paralellik arz ederse müstesna.
Bu yazıyı okuyan kardeşlerim. Sizlerde zulme uğrayan kardeşlerinizin destekçisi olunuz. Bu meseleye sahip çıkınız ve çıkmayanlara tepkinizi gösteriniz. Rabbimizin izni ve sizin çabalarınızla bu mesele ülke gündemine, en azından Müslümanların gündemine girsin. Çalışma gayreti bizden takdir ve bereket Rabbimizdendir.
Not: hayder.org, dogruhaber.com.tr, tessep.org ve ilkha.com’da sıklıkla mağduriyet yaşayan yavrularımızla ilgili haberleri bulabilirsiniz.
www.atillaaksu.blogcu.com*
SON VİDEO HABER
Haber Ara