Cameron: İskoçya ile kalp-ruh birlikteliğimiz var

İngiltere Başbakanı David Cameron, bağımsızlık referandumuna gitmeye hazırlanan İskoçya'yı ziyaret etti. Cameron, İskoçya'nın bağımsızlık konusunun siyasi hesaplarla ilgili olmadığını; bunun "kalp,ruh ve akıl birlikteliğiyle" ilgili bir durum olduğunu söyledi.

İskoçya Birinci Bakanı Alex Salmond ile yapacağı görüşme öncesi konuşan Cameron, Birleşik Krallığı bir arada tutmak için her şeyini ortaya koyacağından hiç kimsenin şüphe etmemesi gerektiğini söyledi. Cameron, "İskoçya'nın bağımsızlığı konusu siyasi ve stratejik hesaplamalarla ilgili değil. Bu; akıl, kalp ve ruh ile ilgili bir durum. Ortak yaşadığımız hanemiz tehdit altında ve bu durum kimi ilgilendiriyorsa elini taşın altına koyması gerekir." şeklinde konuştu.

İskoçya ile birlikte dünyada "çok daha güçlü" bir devlet olduklarını vurgulayan Cameron, "BM Güvenlik Konseyi daimi üyesiyiz. NATO ve AB'nin etkili bir gücü ve güçlü müttefikleriyle dünyanın en etkili ülkelerinden biriyiz." diyerek İskoçya'nın bağımsızlığı tercih etmesi durumunda bunlardan mahrum kalacağına dikkat çekti.

Cameron ikinci olarak, İskoçya'nın Birleşik Krallık altında çok "daha güvende" olduğunu vurgulayarak, "Düşmanların korktuğu, dostların imrendiği dünyanın en büyük dördüncü ordusu bizde. Ayrıca birçok ülkedeki askeri üslerin yanı sıra uluslararası terör tehdidine yönelik dünyanın en etkili özel birliklerinden birine sahibiz." diye konuştu.

İngiliz lider, son olarak ise İskoçya'nın Birleşik Krallığın içinde kalarak "daha zengin" bir ülke olduğunu savunarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Birlikte daha zenginiz çünkü Britanya dünyanın en büyük yedinci ekonomisi konumunda bulunuyor ve dünyanın en büyük ticaret merkezlerinden birini teşkil ediyor." Önceki tartışmalarda İngiliz hükümet yetkilileri İskoçya'nın bağımsızlığını istemesi durumunda Sterlin para birimini kullanamayacağı ve kriz içinde bulunan Euro'yu tercih etmek zorunda kalacağı tehdidinde bulunmuştu.

İskoçya lideri Alex Salmond ise geçtiğimiz ay yaptığı basın toplantısında referanduma ilişkin ayrıntıları kamuoyuyla paylaşmıştı. Referandumun 2014 sonbaharında yapılacağını vurgulayan Salmond, referandumda 4 milyon İskoçyalıya, "İskoçya'nın bağımsız bir ülke olmasını istiyor musunuz?" şeklinde çok 'açık ve basit' bir soru sorulacağını belirtmişti. Öte yandan Salmond, sivil toplum kuruluşlarından iş adamlarına kadar ülkedeki herkese referandumda "yetkilerin bir kısmını devretmeyi" içeren ikinci bir soru olup olmaması gerektiğini soracaklarını da sözlerine eklemişti.Söz konusu ikinci referandum sorusu, seçmene, İskoçya'ya daha fazla ekonomik özgürlük vermeyi ancak Birleşik Krallığa bağlı kalınmasını öneriyor.

"İskoçya Birinci Bakanı" unvanına sahip Salmond, referandumun "tarihi ve şartları" konusunda Londra hükümetinin kendilerine baskı yapamayacağını ifade etmiş ve referandumu İskoçya tarihinde İngilizlere karşı kazanılmış en ünlü savaş olan Bannockburn'un 700. yıldönümüne denk geldiği için 2014 sonbaharında yaparak, bunun oluşturacağı milliyetçi havadan faydalanmayı amaçladıklarını ifade etmişti.

Başbakanı David Cameron ise tarih konusunda kendilerinin yetkili olduğunu ve referandum için 2013 yılına onay verdiklerini hatırlatarak, İngiltere hükümetinin onayı olmadan meselenin yıllarca mahkemelere takılacağı uyarısında bulunmuştu.

Bağımsızlık taraftarı İskoçlar, ülkelerinin paha biçilmez yer altı zenginliklerine sahip olduğunu ve bağımsız bir İskoçya'nın daha refah içinde olacağını savunuyor.