Diyarbakır'dan çarpıcı rapor: Nerede uyuşturucu varsa olaylar orada çıkıyor
Diyarbakır'da 'Uyuşturucu Madde ile Mücadele Komisyonu'nun hazırladığı raporda, uyuşturucu kullanılan bölgelerde daha çok olay çıktığı ifade edildi. Aralarında akademisyen, avukat, doktor, psikolog ve halkla ilişkiler uzmanının bulunduğu komisyon tar
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-02-14 07:50:59
Başkanlığını AK Parti Diyarbakır İl Yönetim Kurulu üyesi Avukat Cevdet Nasıranlı'nın yaptığı ve Prof. Dr. Nilay Çabukkaya ile Doç. Dr. Mehmet Çakıcı'nın katkı sağladığı 'Uyuşturucu Madde ile Mücadele Komisyonu', 2 aylık çalışmanın ardından raporunu tamamladı. Diyarbakır Valiliği, emniyet müdürlüğü ve sosyal hizmetlerin de aralarında bulunduğu 17 kurumun verilerini inceleyen komisyon, uyuşturucu bağımlısı 400 gencin ailesiyle de birebir görüşme yaptı. Ardından kapsamlı bir rapor hazırladı.
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, bakanlıklar ve ilgili kurumlara gönderilen raporda, gençlerin uyuşturucu kullanma nedeni olarak sadece 'göç'ün gösterilmesinin yanlış olduğu belirtildi. Uyuşturucu kullanımı ve satımında birinci derecede etkili olan faktörün 'yoksulluk ve terör örgütünün faaliyetleri' olduğunu vurgulayan komisyon, Diyarbakır'ın son 20 yılda yaşadığı hızlı değişime dikkat çekti. Terörün halk üzerindeki etkisinden dolayı diğer kentlere göre Diyarbakır'ın geride kaldığını savunan komisyon, "Belediyelerin duyarsızlığı sebebiyle Diyarbakır üzerinde yeni bir varoş kültürü oluşmuştur." dedi.
SON İKİ YILDA 3 BİN 153 KİŞİ HAKKINDA İŞLEM YAPILDI
Komisyonun hazırladığı raporda, eğitim seviyesi düşük olan ailelerde, gençlerin başta uyuşturucu olmak üzere hırsızlık, gasp, kapkaç, haneye tecavüz, adam yaralama, terör örgütü faaliyetleri içerisinde yer alma gibi birçok suça eğilim gösterdikleri kaydedildi. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlar Büro Amirliği'nin son iki yıl içerisinde uyuşturucu madde ekimi ve satışı ile ilgili toplam 594 operasyon yaptığı belirtilen raporda, "Bu olaylarla ilgili yakalanan, firar eden, tevkif edilen şeklinde 3 bin 153 kişi kayıtlara geçmiştir. Yine son iki yıl içerisinde 49 kilogram eroin, 17 ton 42 kilogram esrar, bin 818 adet Extacy hap, 5 milyon 849 bin 557 hint keneviri kökü ele geçirildiği incelemiş olduğumuz evraklarda gözlenmektedir." denildi. Raporda, her sokak başında, parkta, okul önünde uyuşturucu satıldığını anlatan ailelerin, çocuklarının buna bulaşma riskini kabul etmediklerine dikkat çekildi.
BAĞIMLI GENÇLERİN TEDAVİLERİ TAKİP EDİLEMİYOR
Raporda Diyarbakır Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü'nün verilerine de yer verildi. Buna göre, son üç yılda 342'si çocuk, 2 bin 170'i yetişkin olmak üzere toplam 2bin 512 kişi madde bağımlılığı sebebiyle denetimli serbestliğe tabi tutularak kayıt altına alındı. Raporda, Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde madde bağımlıları için bir tedavi merkezi bulunduğu, fakat bu merkezin nitelikli eleman yetersizliği ve hasta yatak sayısının az olmasından dolayı uyuşturucu bağımlılarının tedavilerine yeteri derecede cevap veremediği belirtildi. Raporda şöyle denildi: "Bağımlılar tedavi ihtiyaçlarının giderilmesi için Elazığ'a sevk ediliyor. Tedavi sürecinde sağlıklı bir yolun izlenmediği ortaya çıkmaktadır. Çocukların rehabilitasyon döneminin hastaneden ayrıldıktan sonra sonlanması çocukların tam tedavi edilememesine yol açmaktadır. Uyuşturucu madde bağımlılarının tedavilerinin bir sonuca ulaşamaması ve topluma geri kazandırılamaması Diyarbakır'ın kanayan yarasıdır."
11- 12 YAŞINDAKİ ÇOCUKLAR BAĞIMLI OLDU
Komisyon, madde bağımlısı gençlerin aileleriyle de görüşerek rapora ekledi. Bağlar ilçesinde yaşanan iki olay, uyuşturucu kullanımının vahametini gözler önüne seriyor: "İlköğretim okulunda okuyan 11 yaşındaki bir kız çocuğunun, okul önündeki uyuşturucu madde satışı yapanlardan edindiği uyuşturucuyla bağımlı hale geldiği belirlenmiştir. Zaman geçtikçe uyuşturucu maddeye ulaşamayan kız çocuğu evden kaçıp satıcılarının yoğun olarak bulunduğu Diyarbakır Surları çevresine gitmiş ve 3 gün sonra aşırı derecede uyuşturucu kullanımı sebebiyle baygın olarak bulunmuştur. Mardinkapı semtinde ise 12 yaşındaki bir kız çocuğunun madde bağımlısı olduğu, çocuklarının defalarca evden kaçması durumuyla baş edemeyen ana-babanın son çare olarak çocuğu bir odaya zincirleyerek bağladığı tespit edildi."
Rapor son bölümünde çeşitli önerilerde bulunuldu. Komisyonun önerileri özetle şöyle:
AİLELERE EĞİTİM DESTEĞİ VERİLMELİ
Uyuşturucu kullanan kişilerde meydana gelen değişiklikler, tedavi ve rehabilitasyon konusunda ailelere eğitim verilmeli. Çocukların günlük hayatta ne tür sorunlarla karşılaştığı tespit edilmeli ve karşılaştığı engellerin kaldırılması için ebeveyn ile ortak bir çalışma yapılmalıdır.
ÇOCUKLAR VE GENÇLER EĞİTİLMELİ
Çocuklar, uyuşturucu ile sosyal ortamda tanışıyor ve ilk kez kendi akranları ile birlikte deniyor. Okul çıkışından eve gidene kadar geçen zamanda güçlenen arkadaşlık grupları, çocukların alışkanlıklarında ve tutumlarında etkilidir. Bu boş zamanın çok iyi bir şekilde doldurulması gerekir. Gençler, 'hayır' deme becerisi, kendini tanıma, karar verme, iletişim ve risk analizleri konularında eğitilmeli. Öğrencilere spor, kurs ve diğer sosyal faaliyetler sunulmalıdır.
İŞ GRUPLARI BİLİNÇLENDİRİLMELİ
Gümrük memurları, avukatlar, hemşireler, doktorlar, öğretmenler, eczacılar, polisler ve sağlık çalışanları uyuşturucu konusunda bilinçlendirilmelidir. Bu grupların uyuşturucu kullanımı ile ilgili bilinçli olması konulara daha aktif ve bilimsel açıdan yaklaşılmasını sağlayacaktır.
UYUŞTURUCU TİCARETİ İLE AKTİF MÜCADELE
Uyuşturucudan beslenen suç örgütlerinin belirlenmesi ve bunlara karşı ciddi önlemlerin alınması gerekir. Polisin ve jandarmanın daha etkin ve koordineli çalışması sağlanmalıdır. Kırsalda daha etkin bir çalışma yürütülerek zehirin kaynağının kurutulması gerekir. Sokaklara dağılan uyuşturucuyu yakalamak, bataklığı kurutmaktan daha zordur.
SON VİDEO HABER
Haber Ara