Mehmet Ali Aydınlar: Bu tünelde ışık görünmüyor, ucu karanlık
Türkiye Futbol Federasyonu'nun eski başkanı Mehmet Ali Aydınlar, Türk futbol için, "Bu tünelde ışık görünmüyor, ucu karanlık." dedi.
Kanal D'nin 32. Gün programında Kanal D Haber Grup Başkanı Mehmet Ali Birand'ın soruların
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-02-09 19:11:54
Kanal D'nin 32. Gün programında Kanal D Haber Grup Başkanı Mehmet Ali Birand'ın sorularını yanıtlayan Aydınlar, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı yaptığı için pişman olmadığını belirterek, "Bunun da yaşanması gerekiyormuş. İşin doğrusu beni birçok kulüp istedi. Ben de bu istekleri kırmayarak kabul ettim. Günün 17 - 18 saatini çalışarak geçiren bir insanım. Çalışmayı çok seven bir insanım. Başbakan'ın talebi üzerine başkan oldum dersem yalan olur." dedi.
Aydınlar, Türkiye Futbol Federasyonu'nun özerk olduğunu vurgulayarak, "Sayın Başbakan'ın bu işlere gireceğini sanmıyorum. Türkiye'de futbol özerk. Futbol Federasyonu diğer federasyonlardan farklıdır. UEFA ve FIFA'ya bağlıdır. Fikirlerini beyan edebilirler, ama bir rol oynayacağını sanmıyorum." diye konuştu.
Mehmet Ali Aydınlar, 3 Temmuz'da başlayan şike operasyonuyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Pazar sabahı teknemdeydim. Telefonumu kapadım, sabah uyanınca telefonu açtım ve mesajlar gelmeye başladı. Televizyonlara bakınca olayı öğrenmiş oldum. Çok şaşırdım. Ertesi gün beni İstanbul Emniyeti'nden aradılar. Savcılığın benimle görüşmek istediğini ifade ettiler. Soruşturmayı yürüten savcı ile görüşme yaptım. Kulüplerle konuştum, durum vahim dedim. Durum hala da vahim. Bu kadar vahim olmasa bu kadar insan tutuklu olur mu? 70 klasör tape var. Bunları ben yazmadım.
Soruşturma, iddianame var. Mahkemenin bunu kabul etmesi var. Tüm Türkiye bu endişeyi taşıdı. Hiçbir şey olmamış diyemedim. Sadece Fenerbahçe değil, ismi geçen 8 kulüp var. Bu sayı daha da artabilir. Bugüne kadar getirebilmemiz bile büyük başarı. Ceza hukuku ile ilgili bir soruşturma var. Yunanistan'da henüz ceza soruşturması devam ederken Yunanistan Futbol Federasyonu bir karar verdi. Takım küme düşürüldü, Avrupa kupalarından men edildi. Bir an önce karar vermek gerekir, ama masumiyet karinesini de düşünmek gerekir.
UEFA da bir an önce karar verilmesini istedi. Türkiye'de bu olayı ortaya çıkaran emniyet güçleri, Futbol Federasyonu değil. 6222 sayılı yasa nedeniyle ortaya çıktı. Dolayısıyla bu süreç başladığında önünüzü göremiyorsunuz. UEFA'nın medya takipçisi var. Çıkan tüm haberler UEFA'ya gidiyor. Dolayısıyla burada ne oluyorsa haberleri var. Benim bu konuşmalarım bile yarın gidecek. UEFA bana 'Sizin yanınızdayız. Size güveniyoruz, en doğruyu yapacağınıza inanıyoruz' dedi.
Temmuz ayında herkesin şaşkınlığı vardı. İsmi geçen kulüplerin yöneticileriyle görüştük, herkeste panik havası vardı. Avrupa maçları da başlamıştı. Ön eleme oynayan takımlar başlamıştı. İsmi geçen takımlar var. 29 Mayıs 2011'de lig sonuçlarını tescil ettik. Eğer suçları çıkarsa o zaman cezalarını veririz. Çünkü bu kulüplerin hepsinin temiz beyanları var. 15 Ağustos tarihinde ben Swissotel'de yaptığım toplantıda 'Şüphesi olanlar gitmesin' dedim. 15 Ağustos tarihi de Etik Kurulu raporu ile ilgili basın toplantısı yaptığımız gündür. Saat 14.00'te İcra Kurulu'nu topladım. Raporun genel içeriğinden bilgi verdim. Bugün söylediğmizin yarın tersini yapmadık. Aldığımız her kararda o gün için en doğru kararı aldık. Bu süreci de ilk defa yaşıyoruz. Bu süreç iyi yönetilemedi deniliyor. Bu süreç gayet başarılı bir şekilde yönetilmiştir."
Hemen karar almanın doğru olmayacağını belirten Aydınlar, "Mesela ilk olarak İstanbul Büşükşehir Belediyespor'un ismi geçmiyordu. İddianame mahkemeye gönderildi ve kabul edildi. Daha sonra biz ulaşabildik. Bize 20 Temmuz itibariyle savcılıktan belge geldi. Bize gelen 27 klasör 70 klasöre çıktı. Sorumluluk taşıdığımız için hemen karar veremedik. 15 Ağustos'ta açıkladığımız Etik Kurulu raporunda İstdanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ismi geçmiyordu, ama 9 Aralık'ta gelen belgede ismi var.
Sayın Nihat Özdemir ile Ali Koç Türkiye Futbol Federasyonu'na geldi. Ben onlara, 'Etik Kurulu raporunu ben inceledim. Fenerbahçe'nin bu sene Şampiyonlar Ligi'ne gitmemesi menfaatine. Giderseniz çünkü Fenerbahçe çok daha büyük cezalarla muhattap olabilir' dedim. Kendileri de teşekkür etti. Şu anda iki kulübümüz Avrupa'da oynuyor. Ama büyük risk taşıyorlar. Eğer bir suç ortaya çıkarsa, 8 yıl Avrupa kupalarından men edilebilir." şeklinde konuştu.
"UEFA'ya karşı niye dik durmuyorsunuz" şeklindeki soruya ise Mehmet Ali Aydınlar, şu yanıtı verdi:
"UEFA yetkilileri bize hep örnekler gösterdi. Sıfır tolerans diyorlar. Bir şüphe dahi yeter deniliyor. Şike bir numuralı suç, ikincisi doping, üç numuralı suç da ırkçılıktır. Biz medyada çıkan haberleri görünce şaşırıyoruz diyorlar. Medyada bu kadar haber çıkıyor, tüm bunların olduğu yerde sıfırdan daha fazla risk yok mudur? Biz bu organizasyona en ufak bir şüphe dahi olsa bu takımı alamayız.
Şayet bize yazdıkları yazıda Fenerbahçe kendisi çekilsin, eğer çekilmezse siz göndermeyin, yoksa soruşturma başlatırız diyor. Şimdi herkes bize şunu söylüyor; UEFA blöf yapıyor. İsviçre'nin Sion takımına, transfer talimatına aykırı işlem nedeniyle soruşturma başlatıldı. İsviçre Futbol Federasyonu dik durdu. Daha sonra FIFA İsviçre Federasyonu'na yazı gönderdi, 13 Ocak'a kadar süre verdi. Yüzde bir bile risk olsa Türkiye'yi riske atamam. Ben hiç kimsenin bu riski alacağına inanmıyorum. UEFA iç işlerine karışmaz. Karışmıyor, ama vereceğiniz kararlar UEFA'nın normlarına uygun olmassa karışmıyor."
Beşiktaş ve Trabzonspor'un Avrupa maçlarına alınmasıyla ilgili ise Aydınlar, "Fenerbahçe'nin yerine Trabzonspor alındı. Şenes Bey bana bilgi verdi. Trabzon'u nasıl alırsınız dedim. O da şüpheli dedim. Bu yazı gelince hemen tercüme de ettirdim. Ali Koç ve Nihat Özdemir ile görüştüm. Bu yazıyı okudular. Nihat Özdemir şunu dedi; 'Şimdi yönetim kurulunu topluyoruz ve Şampiyonlar Ligi'ne katılmama kararı alıyoruz.' Ertesi gün Sayın Ali Koç, Avukat Emin Özkurt ile bana gelmiştir. 'Zamanın darlığı nedeniyle karar alamayız. Kararı siz verin' dediler. Aramızda hiçbir problem yoktu. UEFA'nın Trabzonspor'u almasıyla problem çıktı. Katılmayan takımın yerine bir sonraki takım alınır kuralı vardı. Biz UEFA'ya, Trabzonspor da şüpheli takımlar arasında diye bildirdik. Ancak UEFA yine de Trabzonspor'u aldı. Tüm Fenerbahçeliler bunu iyi dinlesin: O dönemde Türkiye Futbol Fedarasyonu çok eleştirildi. Rıdvan ile bir görüşme yapmıştım. Yalan söylemeyi beceremem, hemen anlarsınız. O konuşmada aynen şunları söylemiştir, 'Başkanım Siz Fenerbahçeyi Şampiyonlar Ligi'ne göndermediğinizde çok eleştirmiştim, siz haklıymışsınız. Özür dilerim.' Ben de ona, 'Rıdvan sen benden daha çok özür dileyeceksin' dedim." şeklinde konuştu.
"Bize ne dediler de 'Biraz daha zamana yayalım' dediniz" sorusuna TFF'nin eski başkanı şu yanıtı verdi:
"Biz doğru olanı yapıyoruz. Biz önce Savcı Bey ve Emniyet Müdürü ile görüştük. Durumun vahim olduğunu söyledik. Hala da vahimdir. Belgeler 20 Temmuz'da geldi. Ben Fenerbahçeli olduğum için UEFA'ya inanılmaz şikayetler geliyordu. UEFA Genel Sekreteri Gianni Infantin'ya 65 bin yazı gelmiş. 'Savunma almak istiyoruz. Savunma almadan nasıl karar vereceğiz. Gizlilik kalktıktan sonra karar vereceğiz' dedik. Çünkü o zaman karar alabilecektik. 9 Aralık'tan sonra ısrarla gizliliğin kaldırılmasını istediler. Savcılık ise bunun mümkün olmayacağını söyledi.
UEFA bizim gerçekten işi savsaklamadığımızı anladı. Bize dosyalar 70 klasör olarak geldi. Etik Kurulu düzenleme yapıyor, süreç savsaklanmadı. Bu karar Mart ayı içerisinde rahatlıkla verilebilecek durumda. 34. hafta bitiminde bu kararı verip, 15 Nisan'da Play-Off'lar başlamadan önce Tahkim Kurulu nihai kararı verebilir. Bu işin çok boyutu var. Sportif, ekonomik, toplumsal boyutu var. Türk futbolunun değeri 1 milyar Euro olarak görülüyor. Fenerbahçe'nin düşmesi bunu ciddi şekilde etkileyecek. Çok ciddi ödemeler var."
Beşiktaş Kulübü Başkanı ve Kulüpler Birliği Başkanı Yıldırım Demirören ile sık sık bir araya geldiklerini belirten Mehmet Ali Aydınlar, "Başta hemen karar verelim dedi, sonra kararı birden değişip UEFA ile kavga edelim, genel af çıkaralım dedi. Bu işin içinde birçok kulüp var. Galatasaray'ın da 2006'dan dolayı bir dosyası var deniliyor. 58. maddeye göre ne yaparsanız yapın herkes küme düşürelecek. Biz bunu değiştirmek için hazırlıkları yaptık. Bizim bütün talimatlarımız oradan geçer. Biz bunu UEFA'ya götürdük. UEFA ise bu soruşturma bitmeden bunu değiştiremezsiniz dedi. Soruşturma bitsin ondan sonra değiştirin dedi. Ben de çıkıp ben burada başkanken bu değişmeyecek dedim ve değişmedi.
KÜÇÜK HESAPLAR İÇİNDE OLAN VE SÜRECİ SABOTE EDEN KULÜPLER VAR
UEFA'ya biz kulüpleri küme düşürmek istemiyoruz dedik. Infantino ile toplantı yaptık. Verilmesi uygun görülen cezaları söyledi. İyi bir çözüm dedim. Genel Kurulu toplantıya çağırdık. O karar aslında ben istesem geçerdi. Ama ben orada şöyle bir ortamla karşılaştım. Bu kaosun devam edeceği, çözülmeyeceğini düşündüm. Bir kavram kargaşası vardı. İki farklı görüş vardı. Beni en çok rahatsız eden budur. Biz burayla geldik ve spor tarihinin en büyük problemiyle karşılaştık. Bu problemi biz yaratmadık, çözmeye çalışıyoruz. Bu problemi el birliği ile çözmemiz gerekirken, bir kısım kulüpler küçük çıkarları için sürekli sabote etmeye çalıştı. İyi niyetli değiller. Beni esas üzen burasıdır." dedi.
Aydınlar, TFF Genel Kurulu'nda Fenerbahçe'nin 4 konuşmacısının da hedefinin kendisi olduğunu vurgulayarak, "Ben yardımcı olmaya çalıştım her zaman. Polis suçlu, savcı suçlu, siyasiler suçlu, bir grup suçlu, Lutfi Arıboğan, İlhan Helvacı suçlu, ben suçluyum. Nereye koşuyoruz, ne yapmaya çalışıyoruz? Nihat Özdemir'in yerinde olsam samimi ve dürüst olurdum. Fenerbahçe değil başka takım da olsa aynı şekilde davranırdım.' diyerek şöyle devam etti:
'Belirli mevkilere gelmiş insanların elbette camialarını koruma hakkı var, ama bu işin bütünlüğünü de gözetmeleri şart. Sırf taraflara sevimli gözükmek için ateşe atamazsınız. Ben bütün samimiyetimle yardımcı olmaya çalıştım. Bu arkadaşların karar verme yetkileri yok. Ben onlara bir şey diyorum. Belirli bir zaman geçtikten sonra karar verebiliyorlar. Fenerbahçe'ye ve Türk futboluna zarar veriyorlar. İnşallah ben haksız çıkarım ama Fenerbahçe'nin bugünkü yöneticileri kulübü uçuruma götürüyor. Fenerbahçe, tedavisi mümkün olmayacak büyük kayıplarla karşı karşıya kalabilir.
Bu yönetim kurulunu ben de oyladım, ama iyi yönetsinler diye oyladım. Bu tavır bu tutum Fenerbahçe'ye zarar veriyor. Bu yanlış yoldan bir an önüce dönmeleri gerekir. Bu iş kavgayla olmaz. Herkesle kavgalılar. Sürekli taktik değiştiriyorlar. CAS'ta davaları var. Davayı kaybederlerse ne olacak? Fenerbahçe'yi Disiplin Kurulu'na verecekler. Fenerbahçe belki 3-4 sene ceza alacak. Bunun sorumlusu yönetim olur. Ben uygulamalarımla şayet Fenerbahçe'ye bir zarar verdiysem, bu zararı şahsen tazmin etmeye hazırım. Bedeli ne olursa olsun. Ama bugün Fenerbahçe'yi yöneten yöneticilere şunu söylüyorum. Bu davranışlarından dolayı Fenerbahçe zarar görürse ben de onlardan bu zararı tazmin edeceğim Fenerbahçe adına. Fenerbahçe bu işlere bulaştırıldıysa, Fenerbahçe yöneticileri bu zararı karşılamaya hazır olsun. Fenerbahçe'de sessiz bir çoğunluk var. Sessiz çoğunluk da yarın ayağa kalkacaktır."
Mehmet Ali Aydınlar, en büyük idealinin Fenerbahçe Başkanlığı olduğunu belirtirken, şöyle devam etti:
"Ancak şu aşamada istemem. Ama yarın neyi getirir bilemem. Fenerbahçe'nin müzesindeki en büyük kupayı ben getirdim. Fenerbahçe'yi düşüren başkan olarak anılmam. Benim Fenerbahçeliliğimi tartışacak insanlar, benim kadar hizmet etmedi."
İstifa etmemesi için Fenerbahçe Kulübü harici 17 kulüpten ısrarlı baskı geldiğini söyleyen Aydınlar, "Ben aday olurken de istemediler. Başkasına söz vermişlerdi. Göksel Gümüşdağ'a söz vermişlerdi. Recep Mamur pazartesi geldi, Hasan Akıncıoğlu da geldi, Sadri Şener de geldi. Bana ısrar ettiler. Bu koşulda bu işin yapılması çok zor. Bu tünelde ışık görünmüyor. Bu tünelin ucu karanlık dedim. Türk futbolu için söylüyorum bunu. Bu tünelin ucu karanlık. Ben bu kadar ısrarlı olunca yönetimle konuştum. Gazetelerde bir takım haberler çıktı. Senin yanındayız dediler. İşin sonuna gelinmiş devam edelim dedim. Akşam eve gittim, TV'yi açtım. Kısmet Erkiner dedi ki, TFF istese Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne gönderirdi. Ben bunu gündüz tercüme ettim yanlışlık olmasın diye. Sinirlerim yıpranmış, Lutfi Arıboğan'ı aradım, 'Bu doğru mu' dedim, 'Ben bilmiyorum' dedi. Federasyon hukuk bölümünü aradım. Doğru olduğunu söylediler. Yıkıldım o zaman, demek ki bu benden saklanıyor. Ben Fenerbahçe'yi nasıl savundum. CAS'ta kendimizi şöyle savunduk. Gazetelerle savunma yapmayalım dedim. Fenerbahçe'yi göndermemenin tek sebebi 23 Ağustos'taki yazısıdır. Türkiye'yi riske etmemek için Fenerbahçe'yi göndermedik savunması yaptık. Hayatım boyunca yan yollara sapmadım. Helvacı'ya sormadım, yardımcısına sordum. 'Sabah ben bu yazıyı istiyorum' dedim. Hakarete varan söylemler TV'lerde. Aile baskısı da vardı. Ev ve işi ihmal ediyorsunuz. Sadece maillerle takip ediyordum kendi işimi. Göksel Gümüşdağ sabah beni aradı. Konuşmuştuk daha önce, kongreden sonra istifa ediyorduk. Bana 'İstifa ediyorum' dedi, 'Bekle' dedim. '12.30'da yanıma gel' dedim. Yazıyı istiyorum diye baskı yapmaya başladım federasyona. Helvacı'nın teli kapalı, üniversitede dersteydi. 3'te icra kurulunu çağırdım. Dedim ki çocuklar çekiniyorlar ve oturdum istifa mektubunu kaleme aldım. Lutfi Arıboğan da siz yoksanız ben de yokum dedi. Hüsnü'ye vekaleten sen devam et dedik.
Yazı yayınlandıktan sonra Helvacı'dan bana mail geldi. Daha sonra gerçeği öğrendik. Maalesef Kısmet'in dedikleri doğru değil. Yorum yapıyor çünkü. İlhan Helvacı düzgün, dürüst bilim adamı. TFF için de son derece faydalı biri. Biz bu insanları tuttukları takımlara göre değerlendirmeyelim. Helvacı'ya yüklenmeyelim. Ben sanırım o dönem üzdüm onu. Hak etmiyor, ondan da özür diliyorum. TFF yeni başkanı kim olacaksa onunla çalışmasına katkı sağlayacağını düşünüyorum. 2 lisanı var İngilizce ve Fransızca biliyor. Arkadaşlarımın hepsi iyi yönetici, dürüstler. Bu insanları karalayarak taraftarın önüne atarak ayıp ediliyor. Eşleri, çocukları var. Yarın bunların başına bir şey gelirse vicdan azabı çekerler. Bunlar kolay yetişmiyor, sahip çıkalım. Toplumları tahrik ederek kötü hale götürmeyelim." dedi.
Tünelin ucunun karanlık olduğunu vurgulayan Mehmet Ali Aydınlar, "Türk futbolu bu zihniyetle devam ederse, taraftarların tamamı işbirliği yapmazsa ağır darbe görecektir Türk futbolu. En ağırını da Fenerbahçe görecektir. Bu da Fenerbahçeli yöneticilerin tavrı yüzündendir. Aklıselim olmaya davet ediyorum." dedi.
Galatasaray'ın bu süreçte yanlış yaptığını ifade eden TFF Eski Başkanı Aydınlar, "Bana göre Galatasaray'ın yanlışı şu; söylemler hep medya üzerinden. Benimle konuşmayıp siteye koyuyorsunuz. Olmadık yerlerde sürece zarar veren çıkışlar yaptı. Ateş üfleyerek sönmez gibi. Siz söylüyorsunuz Fenerbahçeli taraftarlar ayağa kalkıyor. Aslında 3 ay susalım, bunu elbirliği ile çözelim. Taraftarlara sağlıklı mesajlar verelim." ifadesini kullandı.
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ı hastanede ziyaret ettiğini belirten Aydınlar, "Hastenede olduğu sırada ziyaret ettim. Nikahtaydım aslında. Başkanımız yoğun bakımdaymış denildiğinde, telaşlanıp ziyaretine gittim. Yarım saat göreşmemiz oldu. Aziz Bey dışarıda olsa süreç böyle gelişmezdi. Çünkü zeki bir insan ve oturup anlaşabilirsiniz. Bizim bir gün bile sürtüşmemiz olmadı ama aynı fikirleri paylaşmıyorduk. Tutuklu olmasaydı Fenerbahçe de bu kadar zarar görmezdi. Doğru bilgilendirilirseniz doğru yanıtları alırsınız. Önümüzdeki hafta duruşmalar başlıyor, umarım özgürlüklerine kavuşurlar." şeklinde konuştu.
ŞENES ERZİK'E TEŞEKKÜR EDİYORUM ÇÜNKÜ SÜREKLİ YARDIMCI OLDU
TFF'nin bir an önce karar vermesi gerektiğini de belirten Mehmet Ali Aydınlar, şöyle konuştu:
"Tarih gerçekleri yazacak ve gerçekleri herkes görecek. TFF bir an önce karar vermeli. Play-off'tan önce kararını verecektir. Etik kurulu ve Disiplin Kurulu ayrı ayrı çalışıyor. Savunmaları alıyor. Yetişmeyebilir, ama kulüpler ile ilgili disiplin kurulu karar verecek. UEFA gözlemci ama FIFA da devreye giriyor. Bir şeyi atlamayalım. Şenes Bey'e (Erzik) teşekkür ediyorum. Sürekli yardımcı oldu. Çok saygın bir isim UEFA'da. Büyük saygı gösteriliyor. Diplomatik tavırları çok iyi. Platini'ye teşekkür ediyorum, çözüm için yanımızda olmaya çalıştılar. Medyaya da teşekkür ediyorum. Olumlu eleştirilerle bizi yönlendirmeye çalışanlara teşekkür ediyorum. Tüm çalışma arkadaşlarıma gösterdikleri özverinden dolayı teşekkür ediyorum."
"TFF Başkanlığı için Demirören yararlı olur mu" sorusuna ise Aydınlar şu yanıtı verdi:
"Hayırlısı olsun diyelim. Bundan sonra süreci doğru yönetenleni göreceğiz."
SON VİDEO HABER
Haber Ara