Baransu'yu izleyen MİT'çilere suçüstü
MİT, sahte isimli mahkeme kararlarıyla Taraf yöneticilerini dinletti.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-02-09 09:36:29
Terörist faaliyet şüphesiyle
İstanbul 11. ve 14. Ağır Ceza Mahkemeleri'nce farklı tarihlerde verilen kararlarda, MİT İstanbul Bölge Başkanlığı'nın "iletişimin dinlenmesi, tesbiti, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ve kayda alınması" talebi doğrultusunda söz konusu gazetecilerin kimlikleri gizlenerek ve "hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği" bölümü çeşitli yabancı kod isimlerle doldurularak teknik takip yapılmasına izin verildi.
Üç aylık sürelerle dinleme tedbirinin yinelendiğini kanıtlayan mahkeme kararlarında, teknik takibin amacı aynen şöyle açıklandı: "MİT İstanbul Bölge Başkanlığı'nın 30/10/2008 tarih ve 2008/246 sayılı yazısında ülkemize yönelik tevcih edilen terör ve uluslararası terör unsurlarıyla irtibatı bulunan ve devletin bölünmez bütünlüğünün, kamu düzeninin korunması, halkın can ve mal güvenliğine, terörist faaliyetlere yönelik eylemlerin hazırlık aşamasında deşifre edilebilmesi ve bu tür eylemlerin önlenebilmesi amacıyla üzerine yönelik başka bir kontrol unsuru bulunmayan istihbari mahiyette devam eden çalışmalar doğrultusunda yasadışı eylemleri ve hakkında aşağıda bilgi bulunan şahısla ilgili bilgi toplamak..."
Sahte isim ve kod adlarıyla
Adıyla, sanıyla, açık kimliğiyle, açık mecralarda gazetecilik yapıp yazı yazan kişiler hakkındaki bu tuhaf "şüphe" beyanı ardından "hakkında aşağıda bilgi bulunan şahıs" diye tarif edilen Taraf yazar ve yöneticileri ile diğer gazeteciler ise aynen şöyle sıralanıyor:
"Elizabeth, Çaşıt, Vahan, Demi, Pastör..."
Daha sonra 04.11. 2009 tarihli mahkeme kararında ise bu kaz farklı gazeteciler sıralanmış. O listeyi de aynen aktarıyoruz:
"Arashi Quarzad, Hossain Seyfullah, Quaramaddin Fatimi."
Haliyle, hiçbir gazeteciye ait olmayan MİT icadı bu kod adların ve sahte yabancı isimlerin kimlere verildiğini ise, kullandıkları telefon numaralarından çözünce ortaya çıkan döküm şöyle: "Elizabeth ve Arashi Quarzad: Yasemin Çongar, Çaşıt ve Hossain Seyfullah: Ahmet Altan, Pastör ve Quaramaddin Fatimi: Mehmet Altan, Vahan ve (yine) Hossain Seyfullah: Markar Esayan, Demi ve (yine) Quaramaddin Fatimi: Amberin Zaman."
Mahkeme kayıtları, bu kod adlı ve sahte isimli dinlemelere onay veren yargı makamının, teknik takibe alınan kişilerin açık kimliklerini hiçbir şekilde karara yansıtmadıklarını da ortaya koyuyor.
BARANSU'YU İZLEYEN MİT'ÇİLERE SUÇÜSTÜ
Taraf yazarı Mehmet Baransu'yu izleyen iki MİT görevlisi yakalandı.
Taraf yazarı Mehmet Baransu'yu takip eden iki MİT mensubu, polis tarafından gözaltına alındı. Olay, dün öğle saatlerinde Bahçelievler'de gerçekleşti. Baransu'yu gün boyu gittiği birçok yerde takip eden şahıslardan ikisi Baransu'nun polise ihbarı üzerine gözaltına alındı. Bahçelievler Kocasinan Karakolu'nda sorgulanan Ç. Ç adlı kadın ile M.U.G isimli MİT'çilerin üzerinde kayıt cihazı bulundu. Karakola gelen MİT yetkilileri olayla ilgili bilgi aldı. Baransu ise MİT yetkililerinin görüşme talebini kabul etmedi. MİT'çiler daha sonra çıkarıldıkları Bakırköy Adliyesi'nde serbest bırakıldı. Baransu, olayı şöyle anlattı:
Gün boyu takip ettiler
"Saat 13.00'da Ömür Plaza'da vereceğim bir konferansın tarihini netleştirmek için yapacağım bir görüşmem vardı. Saat 12.45'te buluşma yerine gittim. Korumamla birlikte kahve alırken iki kişi dikkatimizi çekti. Birinin kulağında kulaklık vardı. Korumamla bana baktılar. Arabamın arka tarafında hiç cam olmayan bir Doblo araç vardı, ondan da şüphelendim. Sonra başka bir araç daha geldi. 4-5 kişi indi ve başka bir arabaya bindi. Birinin kulağındaki kulaklık çok tedirgin etti, bana baktılar daha sonra oradan ayrıldılar. Konferansın detaylarını konuşmak için buluştuğumuzda aramızda bir masa kalacak şekilde oturdular. Aynı adamı bugün (dün) Ömür Plaza'ya gelirken yol üzerinde gördüm. Tophane Çınaraltı Nargile Cafe ve Yeşilköy civarında başka bir kafede de başka bir kadınla birlikte gördüm. Aynı adamı üçdört kez görünce tedirgin oldum ve adama odaklandım. Sonra adam da rahatsız oldu. Araçlarını değiştiren o dört-beş kişi de restorana girdi.
Kadın elini kulağına götürdü
Karşılıklı bakıştık. Sonra diğerleri çıkıp gittiler. Bunun üzerine ben tamamen orada olan adama odaklandım. Yanındaki kadın da elini kulağına götürdü. Üç-dört kere bastırdı. Dinlenip dinlenmediğimi düşünürken adam bakışımı fark edip kadına bir şeyler söyledi. Kadın elini çekti. Daha önce şüphelendiğim birkaç olay daha olmuştu. Korumama bunları söylemiştim. O da bunları güvenlik şubeye rapor halinde sunmuştu. Sonra korumanın telefonunu aldım ve 155'i aradım. Takip edildiğimi düşündüğümü, can güvenliğimden endişe ettiğimi söyledim. Ben de, korumam da sürekli telefonla konuşunca şahıslar tedirgin oldu. O sırada birkaç polis de gelmişti zaten. Sonra Asayiş Müdürü içeri gelirken iki şahıs masadan ayrılmaya kalktılar. Ben de polis müdürüne 'Bu iki şahıstı diğerleri ise gitti' dedim. Gösterdiğim iki şahıs gözaltına alındı. Karakola gidince bu iki şahsın MİT'çi olduğunu öğrendim. Neden takip ediyorlar bilmiyorum. Daha önce de jandarma takip ediyordu.
Üzerlerinden kayıt cihazı çıktı
M.U.G'nin sağ ayakkabısının içinden araba anahtarlığına benzeyen üzerinde dört düğmesi olan görüntü ve ses kaydı yapabilen bir cihaz çıktı. İfadelerinde başka bir olayla ilgili orada olduklarını söylemişler. Ama mekânda korumam, ben ve iki kişiden başka kimse yoktu. Karakola MİT'ten birileri gelmiş. Daire Başkanı S.T adlı birinin geldiğini öğrendim. Emniyet Müdürü'ne benimle görüşmek istediklerini söylemişler ama ben görüşmeyi kabul etmedim."
MİT: Başka amaçla oradalardı
Konuyla ilgili görüştüğümüz MİT yetkilileri, gözaltına alınan kişilerin MİT mensubu olduklarını kabul ederken, Baransu'nun takip iddiası için "Arkadaşlarımız başka bir konu için oradalardı" dediler.
SON VİDEO HABER
Haber Ara