Kadınlar da horluyor
Uzmanlar, toplumda yaygın bir kanaat haline gelen 'erkekler horlar' anlayışını yıkarak kadınların da yüzde 24'ünün horladığını açıkladı. Erkeklerde ise bu oran yüzde 44. Yaşlandıkça horlamanın arttığını kaydeden uzmanlar, horlama oranının 60 yaşın üz
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-01-25 10:07:34
Memorial Ataşehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü'nden Doç. Dr. Yezdan Fırat, horlama ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Fırat, özellikle yetişkinlerde görülen horlamanın toplumda pek fazla önemsenmediğini, ancak mutlaka tedavi edilmesi gereken bir uyku bozukluğu olduğunun altını çizdi. "Horluyorsanız uyudum demeyin" diyen Fırat, "Sabahları yorgun uyanıyor, kendinizi hala uykulu hissediyorsunuz. Uyandığınızda odada kimsenin olmadığını fark ediyor, aile bireylerinizi onları uyutmadığınızdan şikayet ederken buluyorsunuz. Ama tüm bunlara rağmen halen horladığınızı kabul etmiyorsunuz. Bilmelisiniz ki; horlama aslında bir kusur ya da utanılacak bir durum değildir." ifadelerini kullandı.
KADINLARIN YÜZDE 24'Ü, ERKEKLERİN YÜZDE 44'Ü HORLUYOR
Yaşın ilerlemesi ile birlikte horlamanın da görülme sıklığının arttığını kaydeden Doç. Dr. Yezdan Fırat, "Bu oran 60 yaşın üzerindeki kadınlarda yüzde 73, erkeklerde yüzde 84'e kadar ulaşmaktadır. Uykuda solunum sıkıntısı ve horlama şeklinde kendini gösteren, uykuda solunum durmalarına neden olan klinik tabloya 'tıkayıcı uyku apnesi hastalığı' adı verilmektedir. Uyku laboratuvarında yapılan 'olisomnografi' denilen testle horlamanın tanısı konulmaktadır. Basit horlama, hastanın çevresindekilere rahatsızlık veren bir problem olmasına karşın, "uykuda solunum bozuklukları" denilen hastalık grubunda, hastalarda ciddi sağlık problemlerine, kalp ve akciğer hastalıklarına ve hatta ani ölüme neden olabilecek bir tablo ile karşı karşıyayız demektir. Bu nedenle horlamanın sıklığı, süresi ve hastanın uykudaki genel durumu mutlaka takip edilmelidir." bilgisini verdi.
HORLAMA HİKAYENİZİ BİR ÇEVRENİZDEKİLERDEN DİNLEYİN
"Horlama hikayeniz bir de çevrenizdekilerden dinlenilmeli" diyen Fırat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Horlama yakınması olan hastadan yatak arkadaşı veya aile fertleri ile beraber ayrıntılı hikaye alınmalıdır. Yatma ve uyanma zamanı, uyku sırasında vücudun pozisyonu, horlamanın geçtiği bir pozisyon olup olmadığı, uykuda nefes kesilmesi veya apne varlığı ile abartılı horlama varlığı sorgulanmalıdır.
Uyku bozukluğu tanısında kullanılan belirleyici yöntemlerden biri olan 'Epworth uykululuk skalası'na göre; hastaya okurken, televizyon izlerken, topluma açık yerlerde otururken, arabada yolculuk yaparken, biri ile sohbet anında, öğle yemeği sonrası sakince otururken ve kırmızı ışıkta beklerken uyuklama veya uykuya dalma ihtimaliniz nedir?' soruları sorularak cevapları alınır. Hastalık öyküsünde apne tespit edilenler, yukarıdaki bulgulardan bir veya birkaçını içerenler için kesin tanı yöntemi uyku testi; yani 'Polisomnografi'dir."
Bazı ilaçlarla horlamanın tedavisinin denenebileceğini kaydeden Fırat, bazı problemlerin varlığının araştırılması ve çözümünün planlaması gerektiğini ifade etti. Fırat, bu problemleri şöyle sıraladı: "Şişman, kısa boyun ve kas tonusu gevşekliği olması. Burunda tıkayıcı olabilecek burun eti büyümesi, burun orta bölmesinin eğriliği veya polip varlığı. Sarkmış yumuşak damak, uzun küçük dil. Büyük bademcik veya büyümüş bademcik çevresi doku varlığı. Büyük dil olması. Alt çenenin kemik yapısındaki değişiklikler. Dil kökü büyüklüğü."
Hafif ve orta düzeyde uyku apnesi olup, bölgesel darlık saptanan hastalarda esas tedaviyi tıkayıcı organın cerrahi tedavisinin oluşturduğunu söyleyen Fırat, "Bölgesel tıkanıklığın saptandığı patolojiye göre; bademcik ameliyatı, burun orta bölmesinin düzeltilmesi, burun etlerinin küçültülmesi, yumuşak damağın gerginleştirilmesi, küçük dilin küçültülmesi, dil kökünün küçültülmesi gibi cerrahi işlemler yapılır. İleri düzeyde uyku apnesi olup üst hava yolunda bölgesel darlığı olmayan hastalarda esas tedaviyi CPAP (Continue positive airway pressure) denilen, temelde hastaya pozitif basınçlı hava solumasını sağlayan cihazlar oluşturur. Bu cihazı hastanın maske ile her uyku sırasında burun yoluyla tatbik edip kullanması gerekir." .ilgisini verdi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara