Fransa'ya Bitlis'ten tepki: Ermeni ibadethanelerini bile koruyoruz

Asılsız Soykırımla Mücadele Derneği (ASİM-DER) Başkanı Mehmet Törehan Serdar, Bitlis'te açılan toplu mezarda 16 Bitlisli Müslüman'ın yakılarak ve vurularak öldürüldüğü toplu mezarı göstererek, "Fransa utanmıyorsa gelsin burada yatanların yanmış cesetlerine baksın, utanmıyorsa gelsin kafataslarındaki kurşunlara baksın. Bütün bunlara rağmen biz ibadethaneleri bile koruyoruz." dedi.

    ASİMDER Başkanı Serdar, Fransa parlamentosu tarafından alınan kararı kınadıklarını ifade ederek, bu kararı alanları, Bitlis'e gelerek buradaki zulmün fotoğraflarını görmeye davet etti.

    Serdar, Bitlis'in Saray Mahallesi'nde ve değişik alanlarında bulunan toplu mezarlarda yatan müslümanların bir çoğunun yakılarak ve silahla vurularak öldürüldüğünü ifade ederek, "Fransa utanmıyorsa gelsin burada yatanların yanmış cesetlerine baksın. Utanmıyorsa gelsin kafataslarındaki kurşunlara baksın. Bütün bunlara rağmen biz ibadethaneleri bile koruyoruz. Hiçbir Ermeni değerine zarar vermedik. Asıl katledilenler bizleriz. Ama yine diyoruz ki büyüklük bizde kalsın. Bitlis'in çeşitli yerlerinde yaptığımız inceleme ve kazılarda Ermeniler tarafından katledilen birçok insanımız var. Bitlis'in Mutki ilçesi Karçin başında 300, Adilcevaz'da 250, Kavakbaşı'nda binlercesi ve bunun gibi bir çok yerde Ermeniler tarafından katledilmiş toplu mezarlarımız var. Utan Fransa, utan tabi. Utanacak yüzün varsa? Akdamar'daki Akdamar Kilisesi'ne bak. Bitlis'teki Ayasofya Kilisesi'ne bak. Düzköy'deki kiliseye bak ve utan aldığın karardan dolayı." diyerek tepkisini dile getirdi.

    Serdar, dost ve müttefik bilinen bazı ülkelerin, son zamanlarda mesnetsiz hareketlerin içine girdiklerini, dünya kamuoyu önünde Türkiye ve insanlarının rencide edilmeye çalışıldığını hatırlattı. Serdar, açıklamasına şöyle devam etti:

    "Bu ülkelerden birisi de ne yazık ki dost bildiğimiz, bizim gibi bir NATO ülkesi olan Fransa'dır. Yıllardan beri Fransa, ülkemize karşı hasmane tutumunu sürdürmekte, bu da halkımızda büyük infial uyandırmaktadır. Millet olarak, Fransa'nın bu tutumuna bir anlam veremediğimiz gibi, büyük bir nefretle karşılamaktayız. 2001 yılında parlamentosunda asılsız Ermeni soykırımını kabul eden Fransa, 23 Ocak 2012 tarihinde yine parlamentosunda, "Soykırımı İnkâr Edenlere Hapis Cezası" verilmesi tasarısını görüşerek kabul etmiştir. Her fırsatta insan haklarından, demokrasiden, düşünce özgürlüğünden bahseden Fransa, bu tasarıyla insan haklarına, demokrasiye, düşünce özgürlüğüne kelepçe vurmuş, hür iradesiyle fikrini söyleyenleri cezalandırmak istemektedir. Bu tutum, dünyanın hiçbir yerinde görülmediği gibi, demokrasi havarisi kesilen Fransa parlamentosuna da yakışmamaktadır. Bu mesnetsiz tutum, Fransa için bir yüzkarasıdır.

    Fransa, başka ülkeleri mesnetsiz, asılsız soykırım iddialarıyla karalamadan önce kendi tarihine bakmalıdır. Fransa'nın, Ruanda ve Cezayir'de yaptıkları hafızalardan silinmemiştir. 1963 yılında sona eren Cezayir İstiklalinde, Fransız asker ve subayları tarafından bir milyondan fazla Cezayirlinin hunharca katledildiği Fransız generalleri tarafından itiraf edilmektedir. Yine yakın bir tarihte Ruanda'da katledilen 800 bin insan hala hafızalardadır. Bu katliamlar insanlığın yüzkarası, Fransa devleti ve Fransızlar için bir utançtır. Kendi tarihlerindeki bu kara sayfayı, alınlarındaki bu utancı görmeden başkalarını suçlamak, Fransa'nın acizliğini, önyargılı davranışını ve onların ikiyüzlülüğünü gösterir. Fransa'nın kendi tarihiyle yüzleşmeden, sadece Fransa'da yaşayan Ermeni'nin oyunu alabilmek için, hiçbir geçerli belgeye dayanmadan asılsız soykırımı kabul etmesini ve bunun aksini dile getirenlerin hapis cezası ile cezalandırmak istemesini bütün Bitlisliler adına, dernek olarak nefretle, şiddetle kınıyor, Fransa'yı aklı selim ile hareket etmeye davet ediyoruz."