Türkiye: Özgür ve demokratik Suriye'ye giden geçiş sürecinin önü açılmalı

Türkiye, Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda, özgür ve demokratik bir Suriye'ye giden geçiş sürecinin önünün açılması isteğini yineledi. Suriye yönetiminin şiddete derhal son vermesi, askeri kuvvetlerini tüm şehirlerden ve yerleşim yerlerinden çekmesini isteyen Türkiye, tüm siyasi tutukluları serbest bırakması, Arap Ligi gözlemcilerinin ve uluslararası basının ülkede serbestçe faaliyet göstermesine izin vermesinin şart olduğuna dikkat çekti. Bölgesel barış ve güvenliği de tehdit eden bir nitelik kazanan Suriye'deki durum karşısında ilgili tüm uluslararası aktörler tek sesle ve kararlılıkla hareket etmesini isteyen Türkiye, bu bakımdan, Arap Ligi Bakanlar Konseyi'nin BM Genel Sekreteri, diğer bölgesel devletler ve BM Güvenlik Konseyi üye devletleriyle temaslarını artırma kararını isabetli buluyor.

Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi Başkanlığı, Arap Ligi Dışişleri Bakanları Konseyi'nin Suriye konusunda aldığı kararla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, Suriye'de halkın meşru talepleri doğrultusunda gerçekleştirdiği gösterilerin şiddet ve kolektif cezalandırma yoluyla bastırılması sonucunda meydana gelen can kayıplarının ulaştığı boyutlar, ciddi kaygı ve tepki uyandırmaya devam ettiğine vurgu yapılarak, Türkiye'nin Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda, özgür ve demokratik bir Suriye'ye giden geçiş sürecinin önünün açılmasını istediği bildirildi.

Suriye'de yaşanmakta olan ve yalnız bu ülkenin değil, tüm bölgenin istikrarını tehdit eden kriz karşısında Arap Ligi'nin sergilediği duruş ve ortaya bir çözüm planı koymak için gösterdiği çabaya başından beri önem atfedildiği belirtilen açıklamada, "Arap Ligi Dışişleri Bakanları Konseyi'nin Suriye'deki durum hakkında 22 Ocak'ta Kahire'de aldığı son kararı da, Arap Ligi'nin Suriye krizine bölgesel sahiplenme yoluyla çözüm bulunması hususundaki kararlığının yeni bir göstergesi olarak görüyoruz. Suriye'de görev yapan Arap Ligi gözlem misyonunun raporundaki tespit ve tavsiyeler ışığında alınan sözkonusu karar, Suriye Yönetimi'nin yükümlülüklerini hayata geçirmekte iyi niyetli ve yapıcı hareket etmediğini göstermektedir. Bu bağlamda, Suriye yönetiminin şiddete derhal son vermesi, askeri kuvvetlerini tüm şehirlerden ve yerleşim yerlerinden çekmesi, tüm siyasi tutukluları serbest bırakması, Arap Ligi gözlemcilerinin ve uluslararası basının ülkede serbestçe faaliyet göstermesine izin vermesi şarttır. Karar, Arap Ligi girişiminin tüm unsurlarının Suriye Yönetimi tarafından tam olarak uygulanması yönünde kuvvetli bir son uyarı teşkil etmekte ve bu yükümlülüklerin layıkıyla yerine getirilip getirilmediğinin Arap Ligi gözlem misyonu tarafından daha etkin şekilde denetlenmesini teminen, gözlemci misyonunun sayı ve teknik kapasite yönünden güçlendirilmesi amacıyla gerekli adımların ivedilikle atılması çağrısında bulunmaktadır." denildi.

Kararın ayrıca, ortaya koyduğu yol haritası ile Suriye'deki durumun sürdürülemez olduğunu gözler önüne serdiği ve ülkede aşamalı bir siyasi geçiş süreci öngördüğü hatırlatılan açıklamada, bu yol haritasının uygulanabilirliğinin her şeyden önce Suriye halkı tarafından da benimsenmesine bağlı olduğu vurgulandı. Ulaştığı endişe verici boyutlar ışığında, bölgesel barış ve güvenliği de tehdit eden bir nitelik kazanan Suriye'deki durum karşısında ilgili tüm uluslararası aktörler tek sesle ve kararlılıkla hareket etmesi gerektiği ifade edilen açıklamada, "Bu bakımdan, Arap Ligi Bakanlar Konseyi'nin BM Genel Sekreteri, diğer bölgesel devletler ve BM Güvenlik Konseyi üye devletleriyle temaslarını artırma kararını isabetli buluyoruz. 22 Ocak'ta kabul edilen Arap Ligi kararında ortaya konan yol haritasının BM Güvenlik Konseyi tarafından desteklenmesi yönündeki çağrı yanıtsız bırakılmamalı ve uluslararası toplumun, Suriye'de vicdanları sızlatan tablo karşısında üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmekte kararlı olduğu vurgulanmalıdır. Suriye Rejimi'nin Arap Ligi kararını reddetmesi kaygılarımızı daha da artırmıştır. Uluslararası toplum, artık hiç vakit kaybetmeksizin, Suriye halkına maruz kaldığı şiddet ve baskı politikalarına karşı yalnız olmadığı mesajını vermelidir." denildi.