Dolar

34,8660

Euro

36,7937

Altın

3.049,56

Bist

10.118,10

Soykırım iddialarına cevap Bitlis'ten geldi

Bitlis'te dinlerin kardeşliğini anlatan iki önemli yapı görünleri duygulandırıyor. Tarihi cami ve kiliseyi herkesin görmesini isteyen köylüler, soykırımdan bahseden Fransa gibi ülkelerin Bitlis'e gelmesini önerdi.

    Yol

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-01-23 13:25:09

Soykırım iddialarına cevap Bitlis'ten geldi
Bitlis'te dinlerin kardeşliğini anlatan iki önemli yapı görünleri duygulandırıyor. Tarihi cami ve kiliseyi herkesin görmesini isteyen köylüler, soykırımdan bahseden Fransa gibi ülkelerin Bitlis'e gelmesini önerdi.

    Yolalan Beldesi Düz Köyü'nde, aynı duvar üzerinde bulunan cami ve kilise, bölgenin hoşgörüsünü gözler önüne seriyor. Tatvan ilçesine bağlı Çekmece Köyü'nde de yıpranmaması için orijinal hali korunan bir kilise camiye çevrilmiş durumda. Bu yapıları en güzel şekliyle korumaya çalışan Bitlisliler, dinlerin kardeşliğine vurgu yapıyor.

    Bitlis'in Yolalan Beldesi Düz Köyü'ndeki tarihi cami ve kilise, müslümanlar ile Ermenilerin yıllarca kardeş gibi yaşadıklarının en büyük kanıtı olarak hala ayakta duruyor.

    Tek duvar üzerine yapılan cami ile kilisenin, Müslümanların diğer dinlere ne kadar saygılı olduğunun kanıtı olduğunu söyleyen köylülerden Aslan Arslanoğlu, "Camimizde ibadetimizi yaparken, kiliseyi de her türlü tehlikeden koruyoruz. Ben 62 yaşındayım. Babam ve dedem hep anlatırlardı. Ermeniler'le kardeş gibi yaşardık. Yıllarca aynı köyde yaşamamıza rağmen aramızda bir sıkıntı olmamıştı. Hem evlerimiz yan yana hem de ibadethanelerimiz. Hiçbir zaman Müslümanlar onlara kötü davranmamıştır." dedi. Tarihi cami ve kiliseyi herkesin görmesini istediklerini belirten Arslanoğlu, soykırımdan bahseden Fransa gibi ülkelerin Bitlis'e gelmesini önerdi.

    Bitlis'in Tatvan ilçesine bağlı Çekmece Köyü'ndeki 1511 yıllık Ayasofya Kilisesi de köylüler tarafından onarılarak bugüne kadar korunmuş. Bu durum, Ermenilerden geriye kalan yapılara ne denli saygı gösterildiğini ortaya koyuyor. Orijinal hali bozulmadan onarılarak camiye çevrilen Ayasofya Kilisesi'nde köylüler, her gün namaz kılıp dua ediyor. Hıristiyan inancına göre yeni doğan çocukların vaftiz edildiği 'vaftizhanesi' de tahrip edilmeyen kilisenin dört bir yanında haç işaretleri bulunuyor.

    Tarihi yapıdaki Ermenice yazıların da kapatılmadığını söyleyen köylüler, "Biz inancımız ve saygımız gereği hiç kimsenin ibadet ettiği bir yere zarar vermeyiz. Her gün burada 5 vakit namazımızı kılıyoruz. Kiliseyi merak eden Ermeniler varsa, yanımızda saf tutmaya davet ediyoruz. Gelsinler kendi gözleriyle onların değerlerine göstermiş olduğumuz saygıyı görsünler." yorumunu yaptı.

    Köylülerden Nasır Akhan da duvarlarda bulunan haç işaretleri ve Hıristiyanlığa ait çeşitli simgelerden rahatsızlık duymadıklarını belirterek, "Cami de olsa, kilise de olsa sonuçta Yüce Allah'ın evi. Hıristiyan da olsa Müslüman da olsa sonuçta burada Allah'a kulluk görevleri yerine getirilmiş. Geçmişte Allah'a ibadet edilen bir yerde biz Müslümanlar neden ibadet etmeyelim? Yapı, Ermeniler tarafından yapılmış. Biz de bu yapının, aslına ve mimarisine herhangi bir zarar vermeden günümüze kadar gelmesini sağladık. Görmek isteyen her Ermeni gelebilir." diye konuştu.

    Akhan, kiliseyi camiye çevirmelerinin gerekçelerinden birinin de bin 508 yıllık kiliseyi korumak olduğunu söyledi. Tarihi kilisenin İstanbul'daki Ayasofya Kilisesi'nin bir minyatürü olduğunun rivayet edildiğini anlatan Akhan, şunları söyledi: "Cami olarak ibadet ettiğimiz kiliseyi her yıl yüzlerce yabancı turist ziyaret ediyor. Burayı ziyaret eden Hıristiyanlar ilk olarak camiye çevrilmesini kabullenmekte zorlanıyor, ancak kiliseyi definecilerden ve yıkılmaktan koruduğumuzu anlayınca bize anlayışlı davranıyorlar."

    Ermeni Çetelerin Mezalimine Uğramış Mağdurlar Derneği Başkanı Törehan Serdar ise Müslümanların, kimin yapısı olursa olsun ayrım yapmaksızın ibadethaneleri koruduğunu vurguladı.

    Serdar, "Vatandaşlarımız, içerisinde haç olmasına rağmen, vaftiz yeri olmasına rağmen, kilise mihrabı olmasına rağmen bu yapılara hiçbir şekilde zarar vermemiş; aksine korumuş, kollamış ve onarımını yaparak sağlıklı bir şekilde günümüze kadar gelmesini sağlamışlardır." ifadelerini kullandı.





Haber Ara