Berktay: Sol sürecek, Sosyalizm ise bitti...
Küresel ve Yerel Düşünce Derneği (KÜYEREL) 2012 yılının ilk konferansında Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Halil Berktay'ın“Marksizm ve Milliyetçilik” konusunda tezlerini anlattı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-01-16 16:46:25
Sunumunda, Taraf gazetesi yazarları arasında sürmekte olan sosyalizm tartışmalarına da değinen Berktay; "Ben doğru Marksizm’in ne olduğu sorusuna yanıt aramıyorum. Benim sorunum; 19. yüzyıl soluna damgasını vuran Marksist solcuğun nerede durduğu, nerede duracağı. Bana göre sol, eşitsizlik ve adaletsizliğin sürdüğü bütün zamanlarda var olacaktır. Siyasetin sağı olduğu sürece sol olacaktır. Ben solu tartışmıyorum. Teorik, felsefi, politik ve örgütsel olarak Marksizm’i ve sosyalizmi tartışıyorum. Bu nedenle konu başlığını “sol ve milliyetçilik” değil “Marksizm ve Milliyetçilik” olarak seçtim dedi.
Halil Berktay sunumunda şunları söyledi:
“Marks, Engels ve Lenin’in yapıtlarının yüzde doksanına bakınca liberalizmle hesaplaştıklarını görürüz ama, Alman milliyetçiliğinin 19. Yüzyıl, teorik temellerine derinlemesine eleştiri yapmadıklarını görürüz. '19. yüzyıl kapitalizmi ne?' diye sorulunca, liberalizm görülüyor, milliyetçilik ise, adeta kapitalizmin gayri meşru çocuğu olarak tanımlanıyor. Mark, Engels ve Lenin, daha sonra da komintern ve komintern partileri, milliyetçiliği siyasi müttefik olarak gördüler, tehlike ve düşman olarak asla görülmedi. Milliyetçiliklerin üstü Marksizm kılıfıyla örtüldü.
Sosyalizmin değişimi, önce batı sosyalist ülkelerinde başladı, sonra Sovyetlere ulaştı. Yıkılan sosyalist ülkelerin komünistleri milliyetçi oldular. Sosyalizm öncesindeki milliyetçilik geri döndü...”
"LENİN'İN 'EMPERYALİZM' TEORİSİ"
“ Lenin’in emperyalizm teorisiyle benim problemim var. Emperyalizm, adı üstünde eşittir, imparatorluk kurmaktır. Emperyalizm, siyasi, askeri, ekonomik olgu ve süreçler olarak agılandığında bu tanım kabul edilebilir.
Lenin, emperyalizmi, sanayi sermayesi ve banka sermayesinin birleşmesi olarak, kapitalizmin en yüksek aşaması, çürüyen kapitalizm olarak açıklıyor.
Emperyalizmi, istila, işgal, saldırganlık eylemleri gibi, askeri, politik mi, yoksa ekonomiye bakarak mı tespit edeceğiz?!
Lenin’de ve sonrasında emperyalizm, genel, soyut antikapitalizm olarak politikleştiriliyor. Sonuçta, dıştan olan, dıştan gelen her şey, emperyalizm olarak alınıyor. Buna karşı mücadele de anti-emperyalizm olarak algılanıyor. Kapitalizmin gelişmesine de çürüyen olarak bakılıyor. Bakılan her yerde emperyalizm görülüyor. Ve"milli" olana sahip çıkılıyor. Antikapitalist olan milliyetçilikler Marksizm olarak görülüyor.”
"MAOCU HAREKET ERGENEKONCULUĞUN İDEOLOJİK ÖNDERLİĞİNE SOYUNDU"
"Türkiye solunda benim de içinden geldiğim Maocu hareket, Ergenekonculuğun ideolojik önderliğine soyundu. Türkiye’de antiemperyalizm ve milliyetçilik üzerinden marksizme geçildi. Türk Milliyetçiliği’nden Bolşevikliğe geçildi.
Kemalist devrim ilk yıllarında TKP’yi desteklemiştir. Çünkü komintern var, Sovyetler Birliği Kemalist devrimi antiemperyalist ve ilerici olarak görüyor...
Bu nedenle Dersim Katliamı’na TKP, kominternin baktığı gibi bakarak, "İngiliz emperyalizminin kışkırttığı gerici ayaklanma" olarak değerlendirdi.
...Benim de içimde yer aldığım 1960’lardaki Marksist hareketin antiemperyalizm ve "milli demokratik devrim" tezi 1920’lerde kominternin teziydi. Bu nedenle TKP’nin kadrolarından Kemalizme gidiş gelişler olmuştur.
Kadro hareketini oluşturanlar milliyetçilikten marksizme geçmişlerdir. Daha sonra da, marksizmden Kemalizmin teorik tezlerini oluşturmaya geçmişerdir. Mesela, Kemalizm’i en iyi anlatan bir komünist olmuştur. Nazım Hikmet olmuştur. 'Kuvayi Milliye Destanı' Kemalizm’i en iyi anlatan şiirdir. Kısaca değinirsem, biz Nazım Hikmet’i komünist ve şiirinin doruğa ulaştığı döneminden tanıyoruz. Oysa, 1921 yılında yazmış olduğu şiirlerine bakıldığında Nazım ile Mehmet Akif arasında derin bir paralelliğin olduğunu görebiliriz. Nazım’ın Çanakkale savaşıyla ilgili yazdığı şiirler ile Mehmet Akif’in yazdığı şiirler arasındaki benzer örnekler şaşırtıcıdır.
"ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞI TERİMİ MARKSİSTLERİN KEMALİSTLERE ARMAĞANIDIR..."
"1919-20’de Anadolu’da savaş oldu. Dünyada bu savaş farklı alarla tarihte yerini adlı. “Ulusal Kurtuluş Savaşı"
Marksistler, pür-i pak bir 'antiemperyalizm' ve 'ulusal kurtuluş savaşı'nı maksist teoriden alıp Kemalizme yerleştirdiler. Oysa Türkiye sömürge değildi ve hiçbir zaman olmamıştı. Öyleyse bir ulusal kurtuluş savaşı da olmamıştı.
Konferansta, kendi kişisel yaşamından anılar da aktaranHalil Berktay, ne babası Erdoğan Berktay'dan ve ne de diğer eski kuşak komünistlerden, "Kürt sorunu", "Ermeni sorunu" gibi konuları duymadığını vurgulayarak, "milliyetçilik bağlamında tarihi belge niteliğinde çarpıcı bir anısını katılımcılarla paylaştı.
"MİHRİ BELLİ'DEN MATBAA OPERASYONU"
“1967’de 'Türk Solu' dergisi Yazı Kurulu toplanıyor. Mihri Belli’nin azınlıkta kaldığı yazı kurulunda Kıbrıs sorunubağlamında Türk ve Yunan işçi sınıfın enternasyonal dayanışmasını içeren bir baş yazıyı Erdoğan Berktay'ın yazması kararı alınıyor ve Berktay da kararlaştırıldığı gibi yazıyı yazıp matbaaya gönderiyor. Mihri Belli kimseye haber vermeden, dergi basımdayken matbaaya müdahale ediyor ve Erdoğan Berktay’ın yazısını dergiden çıkartıp, kendi yazdığı ‘Tarihi Fırsat’ içerikli milliyetçi yazısını dergiye koyuyor. Erdoğan Berktay da, bundan dolayı yazı kurulundan ayrılıyor...”
Halil Berktay, 28 Ocak 2012 Cumartesi günü gerçekleşecekKüyerel Konferansı'nda bu kez, ‘Düz Yazılarıyla Nazım Hikmet’ konusundaki tezlerini katılımcılarla paylaşacak.
SON VİDEO HABER
Haber Ara