ASSAM: Yeni anayasada milli irade vesayetlerden kurtarılmalı
Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASSAM), yeni anayasa çalışmalarına katkı için hazırladığı taslağı kamuoyuna açıkladı. 1982 Anayasası'nda milli iradenin devletin çeşitli kurumlarına dağıtıldığı belirtilen çalışmada, temel hak ve özg
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-01-12 12:00:36
ASSAM tarafından hazırlanan anayasa taslağı düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. ASSAM'ın Genel Merkezi'ndeki toplantıya ASSAM Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi ve çok sayıda yetkili katıldı. Toplantıda Tanrıverdi, anayasa taslak çalışması hakkında basın mensuplarına bilgi verdi.
Çalışmaya başlarken 'Neden yeni Anayasa hazırlanmalı' sorusunu cevabını aradıklarını belirten Adnan Tanrıverdi, "Esas sorun milli iradenin ülkenin bütün kurumlarına, otoritesini tesis edememesidir. 1982 Anayasası'nın siyasi otoritenin dışındaki kurumlara yetkileri dağıtmasıdır." diye konuştu.
Yeni anayasanın siyasi ve milli iradenin devletin bütün kurumlarına hakim olacağı şekilde hazırlanması gerektiğini aktaran Tanrıverdi, "Bütün meselelerde çözümsüzlük hali aldığı zaman, TBMM onu çözebilmelidir. En son çözüm yeri TBMM olmalı. Ülke çaresizlik içinde olmamalı." ifadesini kullandı.
1982 Anayasası'nın getirdiği vesayet sisteminin 3 önemli ayağı olduğunu belirten Tanrıverdi, anayasa ve yasalarda darbelere gerekçe olarak kullanılan hükümler ve mevzuatların ilk dayanak olduğunu aktardı. İkinci dayanak noktasının ise silahlı kuvvetler, yargı ve yüksek öğretimdeki ideolojik kadrolaşma olduğuna dikkat çeken Tanrıverdi, üçüncü dayanağın ise siyasi istikrarsızlık olduğunu belirtti. Tanrıverdi, bu üç dayanağın kaldırılarak milli iradenin devletin bütün kurumlarına hakim olması ve temel hak özgürlüklerin üzerine konan anayasal kısıtlamaların kaldırılması için yeni bir anayasa yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.
ASSAM tarafından hazırlanan 16 sayfalık taslak metni Meclis Başkanlığı'na gönderildi. Darbelerin anayasal dayanakları ve Cumhuriyet tarihinde meydana gelen darbeler hakkında kronolojik bilgi verilen taslakta, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) ve Yüksek Yargı organları vasıtasıyla demokrasiye yapılan müdahalelerden örnekler de yer aldı.
LAİKLİK VE RESMİ İDEOLOJİ ANAYASADAN ÇIKARILMALI
Taslakta, yeni anayasanın temel insan hak ve özgürlüklerini koruyacak, iç barışı sağlayacak, adaleti temin ve hukukun üstünlüğü ilkesini tesis edecek, milli iradeyi hakim kılacak ve istikrarı muhafaza edecek, çağdaş ve ileri bir yönetim sistemi oluşturacak, dış dünya ile yakın ve devamlı iletişim kurma imkanı verecek şekilde hazırlanması gerektiği vurgulandı.
Anayasanın sadece devletle toplum arasında değil, aynı zamanda toplumun birlikte yaşamasın sağlayan kedi aralarında yaptığı bir sözleşme olması gerektiği belirtilen çalışmada, 'Laiklik' ve 'Resmi İdeoloji' kavramlarının yeni anayasada yer almaması gerektiği ifade edildi.
Temel insan hak ve özgürlüklerin anayasanın vazgeçilmezleri arasında yer aldığı belirtilen taslak çalışmada, Türkiye'nin son dönemlerde çokça tartışılan konularına da değinildi. Resmi dilin Türkçe olması gerektiği belirtilen çalışmada, Ana dilde eğitime müsaade edilmesi gerektiği belirtildi.
BAŞKANLIK SİSTEMİ VE İDARİ ÖZERKLİK
Merkezi yönetimlerin küresel politikalar ve problemlere çözüm üretmesi gerektiği belirtilen taslakta, merkezi bir kısım yetkilerinin mahalli idarelere terk edilmesi gerektiği belirtildi. 'Bölgeli Üniter Devlet' ilkesine uygun idari yapının oluşturulması gerektiği savunulan çalışmada, yasama ve yargı yetkisinin merkezi yönetimde, yürütme yetkisinin bir kısmının ise bölge idarelerine devredilmesi tavsiye edildi. Çalışmada bölge idarelerinin de kendi yürütme yetkilerinin bir kısmını alt kademedeki mahalli idarelere aktarması önerildi. Çalışmada Türkiye'nin parlamenter sistem yerine 'Başkanlık' sistemine geçmesi de tavsiye edildi.
"MİLLİ GÜVENLİK KURULU KALDIRILMALI"
Çalışmada, siyasi irade üzerindeki yargı vesayetinin engellenmesi için Anayasa Mahkemesi'nin, Cumhurbaşkanı dahil yürütme ve yasama organları ile siyasi partilere ait, kararlarının ve Yargıtay Başsavcısının Parti kapatma ile ilgili iddianamelerinin onayı ve Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay Başkanları ile Yargıtay Başsavcısının seçimi de TBMM tarafından yapılması gerektiği bildirildi.
Milli iradenin önünde 'askeri vesayet' engeli bulunduğuna dikkat çekilen çalışmada, bunun engellenmesi için yapılması gereken çalışmalar da sıralandı. Çalışmada, "Milli Güvenlik Kurulu'nun kaldırılması, Genelkurmay Başkanlığının ve Kuvvet Komutanlıklarının ayrı ayrı MSB 'lığına bağlanması, TSK 'nın yeniden yapılandırılması, Türk Silahlı Kuvvetlerinin vazifesi yeniden ifade edilmesi, İç güvenliğin İçişleri Bakanlığına, dışa karşı savunmanın da MSB 'lığına verilmesi, Jandarma Genel Komutanlığının Genelkurmay Başkanlığı ile organik bağlarının koparılması, Milli Güvenlik Siyaset Belgesinden (MGSB) iç tehdit değerlendirmelerinin kaldırılması, Yüksek Askeri Şuranın yapısının değiştirilmeli ve bütün kararlarının yargıya açık olması, Askeri Yüksek Yargının kaldırılması ve askeri hakimlerin üniformasız olması gerekir." ifadeleri yer aldı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara