Bahçeli'den 'fezleke' tepkisi
MHP lideri Devlet Bahçeli Kemal Kılıçdaroğlu hakkında açılan soruşturmaya sert tepki gösterdi. Bahçeli, 'Bu konuda bizim oy vermemiz söz konusu değil' dedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-01-10 13:55:33
MHP lideri Bahçeli partisini grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Haziran 2007 yılından bu yana Türkiye’nin Ergenekon, Sarıkız, İnternet Andıcı gibi isimlerle anılan darbe iddialarıyla meşgul olduğunu ancak bir sonuca gidemediğini söyledi. AKP zihniyetinin kendisi için tehlike gördüğü kim varsa statükocu ve vesayetçi olarak yaftaladığını ileri süren Bahçeli, “Asıl anlamından saptırılmış demokrasi ve özgürlük mefhumları, millet ve devlet varlığına kast etmek için sıra zaman gözleyen mihraklara aradıkları uygun ortamı sağlamış ve dünün mağdurları bugünün zalimleri haline dönüştürülmüştür” dedi.
İleri demokrasi kılıfıyla eziyet, baskı, zulüm, hukuksuzluk ve iftiranın meşrulaştırıldığını savunan Bahçeli, dört yıldır sonuçlanmayan yargı süreçleri, TSK’yı hedefine alan taciz ve kuşatmaların bugün itibariyle kritik yeni bir aşamaya geldiğini söyledi. MHP’nin demokrasi dışı arayışların karşısında olduğunu, millet iradesinin silahların gölgesine sokulmasına asla tahammül edemeyeceklerini kaydeden Bahçeli, darbe iddialarından her dönem AKP’nin istifade ettiğini ve yarar sağladığını ileri sürdü. 28 Şubat ve 27 Nisan süreçlerinden AKP’nin güçlenerek çıktığını savunan Bahçeli, “AKP bu gelişmeleri siyasi çıkar ve menfaat kaynağı haline dönüştürmüş, darbe iddialarının asla neticelenmesini istememiştir” dedi.
“TOPTAN DARBECİ İDDİASI DENSİZLİK”
AKP’nin müdahalelerden faydalanırken ülkücülerin can verdiğini, kan verdiğini, bedel ödediğini anlatan Bahçeli, darbecilerle ilgili bütün işlemlerin yapılarak TSK’dan ayıklanması gerektiğini söyledi. Bireysel anlamdaki suç ve suça hazırlık aşamalarını topyekuncu bir bakışla ele alınması gerektiğini Türk ordusunu tümüyle darbeci göstermenin insafsızlık ve densizlik olacağını belirten Bahçeli, darbe soruşturmalarının sonuçlandırılmamasını eleştirdi. AKP’nin özel yetkili mahkemeleri sindirme ve tedip etme aracı olarak kullanıp hedef olarak tayin ettiklerini Silivri’ye gönderdiğini savunan Bahçeli, “Tecrübelerimiz, tehdidin yalnızca demokratik alan dışından değil, yanlış siyaset, taraflı adalet ve yaralı demokrasi tercihinin de en az darbeci zihniyetler kadar tahribat vereceğini göstermektedir” dedi.
“BİR MALTA SÜRGÜNÜ EKSİK”
Bir an önce hukuki sürecin tamamlanarak iddiaların sonuca ulaştırılmasını isteyen Bahçeli, “74 milyon vatandaşımızın huzuru, Türk ordusunun akıbeti birkaç savcıya ve hakimin kararına terk edilemeyecek kadar önemli ve vazgeçilmezdir” dedi. Hukuka saygılı olduklarını, ancak bunun “tarafsız ve herkese eşit uzaklıkta bir hukuka” yönelik olduğunu belirten Bahçeli, AKP borazanını çalan, siyasetin dar mahzenlerinde terazisinin kefelerini yitiren hukuk anlayışıyla Türkiye’nin gerçek anlamda sorunlarının üstesinden gelebilmesi mümkün değildir” dedi. 12 Eylül referandumunda verilen her “evet” oyunun bugünkü sıkıntılarda payı olduğunu ileri süren Bahçeli, referandumda yargının siyasallaşmasının önünün açıldığını savundu. Bahçeli şunları söyledi:
“Bugün geldiğimiz aşamada, Silivri’nin mütareke yıllarındaki Bekir Ağa Bölüğünden, hukuku iğfal eden yüzsüzlerin de Binbaşı Bekir’den hiçbir farkı kalmamıştır. Bundan sonra tek eksik vardır, o da yeni bir Malta sürgünü için kolların sıvanmasıdır. Nasıl olsa AKP zihniyeti, tıpkı aynı anlayıştan türediği bedbahtlar gibi yabancı emellere teslim olmuştur. Ve istediği yerde, istediği gibi sürgün şartlarını oluşturabilecektir.”
“BAŞBUĞ TERÖRİST İSE ÖCALAN NE?”
Milli Güvenlik Kurulu’nda yer almış, TSK’nın en üst mevkisine tırmanmış, kahraman Türk askerine komuta etmiş Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un “terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçlamasıyla tutuklanmasını eleştiren Bahçeli, “Bu küstah iddia aklın ve mantığın iflas ettiğinin göstergesidir. Sapla samanın karıştığının, doğruyla yanlışın yer değiştirdiğinin açık delilidir” dedi. Bahçeli, “biraz utanmaları varsa” diyerek şu sorulara yanıt verilmesini istedi:
“Şayet Genelkurmay Başkanı terör örgütü kurup yönettiyse bu örgüt ve militan kadrosu nerededir? Yoksa gizli gündemlerde, kanlı terör örgütü PKK’yla kahraman Mehmetçiğin yer değiştirilmesi mi vardır? Bu terör örgütünün yatağı, yuvası ve konuşlandığı yer neresidir? Mehmetçik terörist olmuştur da bizim ve aziz milletimizin mi haberi yoktur?
Eğer Genel Kurmay eski Başkanı İlker Başbuğ terörist ise İmralı’da yatan cani kimdir ve hangi suçtan dolayı oradadır? Kandil fitnesinin faillerine bundan sonra nasıl hitap edilmeli ve ne denmelidir? Geçtiğimiz 30 Ağustos kutlamalarında, Başkomutan sıfatıyla tebrikat kabul eden Cumhurbaşkanı Sayın Gül, acaba önünden geçen ve ellerini sıktığı teröristleri fark edememiş midir? Bu durum karşısında bebek katilinin Silivri’ye nakli ya da İlker Başbuğ’un İmralı’ya götürülmesi düşünülmekte midir?”
“CUMHURBAŞKANI DA TERÖRİST FALİYETLERE GÖZ YUMDU”
TSK’nın terörist imal ve üretim merkezi gibi gösterilmesi için muazzam bir ısrar ve gayret söz konusu olduğunu savunan Bahçeli, Başbuğ ile ilgili suçlamanın başka şekilde izah edilemeyeceğini söyledi. Bahçeli, “Bu durum göstermektedir ki, hem Başbakan, hem de sözü edilen şahsiyetin Genelkurmay Başkanlığına atanması için onay veren Cumhurbaşkanı terörist faaliyetleri bilinen bir komutana göz yummuş ve bir suç varsa iştirak etmişler veya azmettirmişlerdir” dedi. Peygamber Ocağı’nın şerefli mensuplarını, terörist olarak göstermeye çalışmanın ancak harama el uzatan, boğazından geçiren ve şirretin hesabına çalışan kifayetsizlerin işi olacağını savunan Bahçeli, Türk milletinin bunu asla affetmeyeceğini söyledi.
“BAŞBUĞ’UN YARGILANACAĞI YER YÜCE DİVAN”
Bahçeli, Başbuğ’un nerede yargılanacağıyla ilgili tartışmaları da değerlendirdi. Son anayasa değişikliğini hatırlatan Bahçeli, “Genelkurmay Başkanlığı yapan bir kişinin eğer hükümeti devirmek maksadıyla darbe niyeti taşıdığı ve planı yaptığı iddia ediliyorsa, bunun görev dışı yorumlanması hukuken tutarlı ve inandırıcı olmayacaktır. Genelkurmay Başkanlığı yapan bir kişinin, Anayasa’nın amir hükmünü ihlal edercesine Yüce Divan dışında yargılamaya tabi tutulması üzeri örtülemeyecek bir yanlış ve kastı aşan bir hatadır” dedi.
“ERBAKAN’I MAHKUM EDENLER GÜL’E NEDEN DOKUNAMADI?”
Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün “Hukuk düzeni içinde bir yargılama sürecine şahit oluyoruz. Herkesin hukuk sistemi içinde sorumluluğu vardır. Dolayısıyla herkes hukuk karşısında eşittir" sözlerini hatırlatan Bahçeli, AKP iktidarında eşitlik prensibinin tek taraflı işletildiğini belirterek, “Sayın Gül, herkesin hukuk önünde eşit olduğunu düşünüyor idiyse, sorarım sizlere, rahmetle andığımız muhterem Erbakan Hoca’yı mahkûm eden hukuk kaideleri aynı iddialarla suçlanan Sayın Gül’e neden dokunamamıştır? Dönemin Refah Partisi’nin birçok yöneticisinin mahkûm olup cezaevine girdiği bir yargı süreci neden kendisini teğet geçmiştir? Bunu yalnızca dokunulmazlıkla izah etmek bizim açımızdan doğru, meşru ve erdemli bir tavır olmayacaktır” eleştirisi getirdi.
“HİZBULLAH SANIKLARI BIRAKIRLIRKEN…”
Hizbullah sanıklarının serbest kalmasını, Deniz Feneri zanlılarının tahliye edilmesini hatırlatan Bahçeli, “Kaçma, saklanma ve delilleri yok etme ihtimalleri göz önüne alınmadan böylesi kritik ve önemli bir makamda bulunmuş kişinin istisna olması gereken tutuklanma işlemine tabi tutulması asla kabul edemeyeceğimiz bir durumdur” dedi.
Bu sürecin normalleşme, hesap sorulma, sivilleşme ve demokratikleşme olarak nitelendirilmesine de tepki gösteren Bahçeli, “Biz bu ar damarı çatlamış kalem ve niyet sahiplerinin kimlere, hangi çevrelere hizmet ettiğini biz gayet iyi biliyoruz. Hayatlarında bir kez olsun şehitlerimizi ağızlarına almayan, Fatihalarla anmayan, milli konularda bir tek hayırlı düşünceye sahip olmayan küfrün, ihanetin ve fitnenin piyonları; sıra milletimizi bölecek ve vatanımızı parçalayacak fikirlere geldiğinde ziyadesiyle iştahları kabarmaktadır. Ama biz karanlık yüzlere fırsat vermeyeceğiz ve bedeli ne olursa olsun bu şaibeli sicillerin maskelerini düşüreceğiz” dedi.
ANKA
SON VİDEO HABER
Haber Ara