Avrupa Konseyi: Yargı problemlerinin kaynağı, 1982 anayasası
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, bugün açıkladığı raporda, Türk adalet sistemindeki işleyiş problemlerinden 1982'de yapılan askeri anayasanın sorumlu olduğunu vurguladı.
Ekim ayında Türkiye'ye yaptığı ziyaret sonrası
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-01-10 08:47:11
Ekim ayında Türkiye'ye yaptığı ziyaret sonrası Türk adalet sistemi üzerine kapsamlı bir rapor kaleme alan Hammarberg, "Hâkim ve savcıların bireye karşı devleti korumaya yönelik reflekslerinin arkasında 1980 darbesi sonrası askerlerce yapılan anayasanın metni ve ruhu bulunmaktadır" şeklinde konuştu. "Bu anayasanın varlığı, son dönemde gerekleştirilen anayasal, yasal ve kurumsal reformların, tam anlamıyla arzu edilen potansiyele erişmesinin önünde de büyük bir engel oluşturmaktadır" diyen Hammarberg, Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde verilen bir sürü kararın arkasında da bu var." dedi.
REFERANDUM DEĞİŞİKLİKLERİNİ TAKDİRLE İZLİYORUZ
Son dönemde Türk toplumu ve siyasi yelpazesinde bu anayasanın değiştirilmesi konusunda oluşan mutabakattan büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Avrupa Konseyi üst düzey yetkilisi, Meclis'te dört partini katılımıyla kurulan 'Uzlaşı Komisyonu'nun önemli olduğunu kaydetti. "Türk sivil toplum kuruluşları ve halkın, anayasanın hazırlanma sürecine katkı verecek olmasını önemli bulduğunu vurgulayan Hammarberg, "Şeffaf sürdürülecek bir süreç sonrası daha demokratik bir anayasa hazırlanmasıyla, insan haklarına saygı, Türk hukuk sisteminin merkezine yerleşmiş olacaktır" dedi.
Türkiye'de son zamanda yapılan reformları ve özellikle referandumda kabul edilen anayasa değişikliklerini takdirle izlediklerini kaydeden Avrupa Konseyi yetkilisi, yargıda devam eden sorunlarla ilgili Türk hükümet yetkililerinin ve yargı mensuplarının çözüm için samimi gayret sarf ettiklerini söyledi. "Türk yetkililer yargı sisteminde yapısal sorunların olduğunu biliyor ve çözüm üretmeye çalışıyor" diyen Hammarberg, bunlara örnek olarak, "uzun yargılama ve tutukluluk hallerini" verdi.
TERÖRLE MÜCADELEDE ETKİLİ MEKANİZMALAR KULLANILMALI
"Türk yetkililer davaların hızlanmasını sağlamalı ve tutukluluk hali dışındaki yatırımları daha fazla kullanmalı" diyen Avrupa Konseyi yetkilisi, Ergenekon, Balyoz ve KCK davalarına da atıfta bulunarak, "Terörün Türkiye'de ne kadar ciddi bir tehlike arz ettiğinin farkında olduklarına" vurgu yaptı. "Türk devleti terörle mücadelede etkili mekanizmaları kullanma sorumluluğundadır" diyen Hammarberg, "terör ve terör örgütlerinin Türk halkına ne kadar ciddi bir tehlike oluşturduğunu gayet iyi bildiğini" söyledi. Ancak bu mücadelede insan hakları ve demokrasi konusuna saygı gösterilmesini isteyen Hammarberg, "asalet duygusu rencide edilirse bu esasen teröre hizmet eder" diye uyarıda bulundu.
Türkiye'de anti-terör yasasının uygulamasında yaşanan problemlere de dikkat çeken Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, "Şiddet ya da şiddet tehdidi içeren tüm unsurlar terör kapsamındadır" dedi; ancak bunun ifade hürriyeti, düşünce özgürlüğü ve toplanma hakkı gibi temel insan hakları konularından ayrılması gerektiğine vurgu yaptı
HSYK'NIN YENİ YAPISI OLUMLU
Hammarberg referandum ile yapısı değiştirilen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yeni yapısını da olumlu bulduklarını belirtti. Raporda "Yeni HSYK, sadece hukuki anlamda değil gerçekte de güçlü ve otonom yapısı ve kendi sekretaryası ile ortaya çıkmıştır. Teftiş yetkisi dahil birçok yetki Adalet Bakanlığı'ndan, HSYK'ya devredilmiştir" dendi.
Haber Ara