Tavşan ve tilkilerin korkulu rüyası avcı kartalların yetiştirilmesi (Özel)

Tarihi 6 bin yıl öncesine dayandığı söylenen kartal ile avlanma geleneği, Orta Asya'da hala revaçta. Başta Kazakistan olmak üzere, Orta Asya cumhuriyetlerinde büyük ilgi gören avcı kartalların yetiştirilmesi büyük maharet istiyor. Sovyet döneminde ihmal edilen ve kaybolmaya yüz tutan kartalla avcılık, bölgede son yıllarda tekrar canlanmaya başladı.

Kazakistan'da bu işi meslek edinen genç avcı Ruslan Abil, meşakkatli olan avcı kartalların yetiştirilmesiyle ilgili kameramıza şunları anlatıyor," Kartalın yakalanması, evcilleştirilmesi, eğitilmesi, bakımı ve avlanmaya hazır hale gelene kadar büyük bir emek istiyor. Halkımız son dönemlerde avcı kartallara yoğun ilgi gösteriyor. Bu, işi severek yapmak lazım. Herkes avcı kartılı eğitemez." diyor.

Kartal avcılığının uluslararası düzeyde ilgi görmesini sağlamak için Kazakistan'da Kartal Federasyonu'nun kurulduğunu hatırlatan Abil," Yaklaşık 15 senedir kartallarla iç içe yaşıyorum. Bizde kartalı yakalayıp eğiten ve onu ava hazırlayanlara Kusbegi deniliyor. Avcı olarak yetiştirilecek kartalların daha yavru iken yuvadan alınması gerekiyor. Kartallar genellikle dağlık arazilerde, sarp kayalıkların girintilerine yuva yaparlar. Bir kartal yavrusunu bu kayalıklardan almak son derece tehlikeli, başınıza her türlü kaza gelebilir." ifadesini kullandı.

Genç kartal eğitmeni Abil'e göre, kartalların tavşan, tilki ve kurt avcılığı için farklı farklı eğitilmesi gerekiyor.
Tavşanın koşarken ani hareket ettiğinden dolayı kartal için en zor avlanan hayvan olarak bilindiğini dile getiren Kuşbegi Ruslan Abil, Kazaklar asında kartalla avcılık geleneğinin günümüze kadar kesintisiz olarak Moğolistan Kazakları tarafından yapıldığını söyledi.
Kazakistan'da Kartal Federasyonu'na bağlı 200 kadar Kuşbeyi olduğuna da dikkat çeken Abil, bu geleneğin en eski şekliyle devam ettirilmesinin, Türk halkları ortak kültürü için büyük bir kazanç olacağını ifade etti.