Süvari Giyim Başkanı Coşkun: Gözünü hedeften ayıran sadece bahane görür
Süvari Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Coşkun, gözünü hedeften ayıran kişinin sadece bahane göreceğini söyledi.
Anamur Akdeniz Genç İşadamları ve Üreticileri Derneği (AGİAD) tarafından esnaf ve üreticilere yönelik düzenlenen program Alanya Ber
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-01-09 13:59:05
Anamur Akdeniz Genç İşadamları ve Üreticileri Derneği (AGİAD) tarafından esnaf ve üreticilere yönelik düzenlenen program Alanya Bera Otel'de yapıldı.
Programa konuşmacı olarak Süvari Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Coşkun, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi İbrahim Öztürk ve Süreyya Ballıdağ katıldı.
Programın açılış konuşması yapan Anamur Akdeniz Genç İşadamları ve Üreticileri Derneği Başkanı Şeref Emil, zamana ve gelişen teknolojiye ayak uydurmak için yoğun bir şekilde çalıştıklarını söyledi.
Süvari Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Coşkun ise firma olarak 1997 yılında yurt dışı faaliyetlerine başladıklarını belirterek, 10 yıl içerisinde dünyanın birçok ülkesinden tanınan ve bilinen bir marka olmayı hedeflendiklerini anlattı.
Coşkun, "Süvari marka olarak ilk önce yurt dışında sonra yurt içinde mağaza açan ender firmalardan biridir. Hedefimizde 300 mağazaya ulaşmak var. Bunlardan 180'ini yurt dışında 120'sini de yurt içinde açmayı planlıyoruz. Bu işi yaparken pazarı sadece kendi ülkemiz olarak görmüyoruz. Şu anda 7 ülkede kendi markalarımız var. 2012 içerisinde iki üç ülke daha hedefliyoruz. Diğer ülkelerde de mağaza sayımızı artırmayı planlıyoruz. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde inşallah dünyanın birçok ülkesinde olan ve bilinen bir marka haline gelmeyi hedefliyoruz. Biz bu anlamda elimizden geleni yapacağız." dedi.
Başarılı, lider ve marka olmak konularında da katılımcılara bilgiler veren Ahmet Coşkun her şeyden önce kim ne iş yaparsa yapsın mutlaka hedefinin olması gerektiğini vurguladı.
HEDEF İYİ PLANLANMALI
Coşkun, "Bir iş adamında olmaması gereken tek şey bahanelerdir. Şu bir gerçektir ki gözünüzü hedeften ayırdığınız zaman gördüğünüz her şey bahanedir. Bu sebeple de iyi planlanmış bir hedefe mutlak ulaşılır. Başarılı olmak beraberinde bazı sıkıntıları ve zorlukları da beraberin getirmektedir. Ticarette insanlar başarı elde edecekse mutlaka diğer insanlardan daha fazla koşturması gerekir. Daha fazla sosyal faaliyette bulunması gerekir. Bütün bunların yanında en önemlisi de değişime ayak uydurmak ve sürekli olarak yenilenmektir." diye konuştu.
Günümüzde birçok firmanın geriye gitmesi veya ilerlemesinin teknoloji ve değişimden kaynaklandığını ifade eden Coşkun, şunları söyledi: "Değişim zamanı geldiğinde mutlaka yapılmalıdır. Günümüzün iletişim çağında değişim eskiden çok daha hızlı olmaktadır. Eskinden iş yerlerinde 5–10 yılda bir değişim yapılırken şimdilerde yıl içerisinde birkaç kez değişim yaşanmaktadır. Bizler buna ayak uyduramazsak geride kalırız. Değişimin elbette bir sıkıntısı ve sancısı vardır. Fakat bunun sonunda da büyük bir faydası vardır. Ticari hayatımızda da her zaman olumlu yani pozitif düşüncede olmalıyız. Bunun çok büyük faydaları vardır."
TÜRKİYE KRİZDEN YÜKSELEREK ÇIKTI
Ekonomi Profesörü İbrahim Öztürk de 2009 yılının ilk çeyreği itibariyle Türkiye ekonomisinin yüzde 15 küçülmeyle eşine az rastlanır bir daralmanın meydana geldiğini söyledi.
Öztürk, "Dünyada böyle bir küçülme görülmedi. Türkiye'nin en karlı şirketleri bir gecede binlerce kişiyi işten çıkardı. Bunun sonucunda işsizlik yüzde 16'ya fırladı. Bunlar oynanan oyunun senaryolarıydı. Türkiye böyle bir küçülmeyi hak etmemişti. Ekonominin batacağına kesin gözüyle bakılarak, medya günlerce insanların bilinçaltına öz güvensizlik ve kaos pompaladı." şeklinde konuştu.
Ekonominin beklentilerden ibaret olduğunu, plan ve çalışmaların beklentilere göre oluşturulduğunu söyleyen Öztürk, umulanın aksine Avrupa'yı sarsan ekonomik krizden Türkiye'nin yükselerek çıktığını dile getirdi.
Türkiye'nin gideceği uzun bir yol bulunduğunu belirten Öztürk, "Türkiye'nin büyümesini istemeyenler, bu ülkenin ölçeklerini küçülttüler, hesapları küçük yaptılar. Her gelişme döneminde önümüze onlarca sorun çıktı. Algılar köreldi Türkiye kendi içinden dışarı açılamaz hale geldi. Ancak 1990'larda Ankara olmasa da biz bu ülkeyi ayağa kaldırırız diyen bir irade ortaya çıktı ve henüz Türkiye büyük elçiliklerinin olmadığı yerlere giden bu insanlar okullar açtı, nesil yetiştirdi. On yıl önce Türkiye'nin adını duymayan, nerede olduğunu bilmeyen o yerlerde şimdi Türkiye'den gidenler umutla karşılanıyor." ifadesini kullandı.
AVRUPA HASTA ADAM
Türkiye'nin TUSKON aracılığıyla yaptığı Afrika açılımının yüz yıllık bir öngörü neticesinde gerçekleştirildiğini belirten Öztürk, Afrika'nın genç ve dinamik yapısıyla gelecekte önemli bir konumda olacağını söyledi.
Türkiye'nin bu fırsatları iyi değerlendirmesi gerektiğini dile getiren Öztürk, önümüzdeki 50 yılın pazarının Türkiye'nin çevresinde bulunduğunu kaydetti.
Dünyayı bekleyen tehlikelere değinen Öztürk, yaşlılık ve işsizlik sendromunun büyük bir sorun olacağını kaydetti. Öztürk, özellikle Avrupa'da çalışan nüfusun giderek genç olma sınırından çıktığını ifade etti.
Avrupa'nın yüzde 10'luk büyük bir işsiz dalgasıyla karşı karşıya olduğunu söyleyen Öztürk, genç nüfus işsizlik oranının da yüzde 30 olduğunu kaydetti.
"2008-2009 kriziyle Avrupa'nın çöküş süreci başlamıştır. Avrupa için büyük resim Abbas yolcu." diyen Öztürk Avrupa'nın hasta adam olduğunu ve 2012 yılının Avrupa için çok zor geçeceğini belirtti.
Çöküş süreci ile ilgili 2050 yılını işaret eden Öztürk, 2050 yılında Çin'in süper güç olacağını, Amerika ve Avrupa'nın ise ekonomik buhranlarla savaşacağını belirtti.
Şu anda Avrupa'da insanların bankalardaki paralarını çekerek depolarda saklamaya başladığını belirten Öztürk, insanların her an her şey olabilir korkusuyla yaşadığını söyledi.
"Dananın kuyruğu 2012'nin ortalarında kopacak" diyen Öztürk, Avrupa'nın 2012 'de büyüme ihtimalinin olmadığını söyledi.
Önümüzdeki dönemde Avrupa'nın çöküşünün devam edeceğini belirten ünlü ekonomist, önemli olanın 500 yıllık bu kıtanın çöküşü esnasında yıkımın altında kalınmaması ve doğru stratejiler uygulamak olduğunu kaydetti.
Şu anda Türkiye ekonomisindeki gelişmelerin dikkatle takip edildiğini belirten Öztürk, "Japonya'dan en büyük şirketlerin ceoları Türkiye'ye geldi. Bu küresel krizde ayakta kalmayı ve yükselişi nasıl başardınız diye araştırma yaptılar. Türkiye dışarıdan kutup yıldızı gibi parlıyor. Türkiye bu performansla giderse yıl sonunda denk bütçeyi yakalayabilir. Böyle bir olay hiçbir yerde yoktur." dedi.
Ekonomik sektör ve faktörlerin dönemlere göre değiştiğini belirten Öztürk, önümüzdeki dönemde dünya standartlarında faaliyet gösteren gıda firmalarının önünün açık olduğunu söyledi. Uzun vadeli yatırımlar arasında da altın ve gayrimenkul malların daha karlı ve az risk taşıdığını belirten Öztürk, iş adamlarından sık sık yurt dışına iş gezileri düzenlemelerini ve tespitlerde bulunmalarını istedi.
Programa katılan Süreyya Ballıdağ da önemli açıklamalarda bulundu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara