Görmez: Hiçbir ülke siyasi kudretle, ekonomik güçle abat olamaz

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, hiçbir ülkenin, hiçbir milletin sadece siyasi kudretle, maddi refahla ve ekonomik güçle abat olamayacağını söyledi. Görmez, "Bir ülkenin manevi hayatı çöküşe doğru giderse, aile hayatı bozulursa, ahlâki yozlaşma egemen olursa o toplum, o millet, o ülke ne kadar müreffeh olursa olsun abat olması mümkün değildir." dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Manisa Atatürk Spor Salonu'nda, ildeki din görevlileriyle biraraya geldi. Yaptığı konuşmada, bu görevi ifa eden her insanın sürekli teyakkuz halinde olması gerektiğini, Müslümanın her iki vakit namazı arasında kendi nefis muhasebesini yapmak gibi bir mecburiyeti olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Görmez, "Evimizde, köyümüzde, beldemizde, ilçemizde, mahallemizde, şehrimizde, bölgemizde, ülkemizde, bütün dünyada ve İslâm aleminde neler olup bittiğini takip ederek, kendimizi ve yaptığımız hizmetlerimizi yenilemek gibi bir mecburiyetimiz var." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin çok önemli süreçlerden geçtiğini belirten Mehmet Görmez, şunları söyledi: "10 yıl önce sahip olamadığımız pek çok nimete, hayal edemediklerimize sahip olduğumuzu görüyoruz. Daha önceki toplantılarda arkadaşlarımızb en çok özlük haklarından şikayet ediyordu ve birtakım eksiklikleri söylüyordu. Pek çok alanda önemli mesafeler katettik, ihtiyaçlarımızı karşıladık ve geride bıraktık. İçinde yaşadığımız toplumun bütün dinamiklerini görerek, kendi görev tanımlarımızı yenilemek gibi bir mecburiyetimiz var. Bir din görevlisinin, Kur'ân kursu hocasının, vaizin, bütün teşkilatın, başta Diyanet İşleri Başkanı olarak benim görev tanımım değişmiştir. Hiç kimse 20-30 yıl önce bize biçtiği gömleği giymemizi ve çizdiği çerçevede kalmamızı beklemesin. Türkiye, coğrafyamız, dünya ve bütün insanlık değişmiştir."
"Emr–i bil maruf ve nehy–i anil münker" tanımının da değiştiğini dile getiren Görmez, "Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki sadece yasakları, haramları, kötülükleri hatırlatmakla insanları doğru yola davet etmek mümkün değil. Şimdi gençliğimiz, insanlarımız sanal bir âlemle karşı karşıya. Öyle bir dünya ki tuşa bastığında bir anda binlerce insanla konuşuyor, binlerce insanla selamlaşıyor, binlerce insana sevinç, hak, adalet ve iyilik taşıyabiliyor ama aynı zamanda binlerce, yüz binlerce ve milyonlarca insana şer, kötülük, ahlâksızlık da taşıyabiliyor. 'Bunları yapma' demekle vazifemizi yerine getirmiş olmayız. Muktedir bilince sahip, özgün benliği oluşmuş, yüksek kişilikli gençlere, insanlara ihtiyacımız var." şeklinde konuştu.