Bosna-Hersek’te bölünme tartışmaları
İzzetbegoviç, geçen hafta “Bosna-Hersek’in parçalanmaya gittiğini ve tek devlet olarak kalamayacağı” yönünde beyanat veren Dodik’in yıllardır bu tür açıklamalarda bulunduğunu, ancak son açıklamasının bardağı taşırdığını ifade etti.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-01-07 14:38:59
İzzetbegoviç, geçen hafta “Bosna-Hersek’in parçalanmaya gittiğini ve tek devlet olarak kalamayacağı” yönünde beyanat veren Dodik’in yıllardır bu tür açıklamalarda bulunduğunu, ancak son açıklamasının bardağı taşırdığını ifade etti.
İzzetbegoviç, Bosna-Hersek’te kendilerinin kavga çıkartarak onun tezlerini doğrulamak istemedikleri için bugüne kadar tartışmalardan uzak kalmaya çalıştıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Bosna-Hersek, ‘Büyük Sırbistan’ın parçası olmayacak, böyle devam ederse onlar için ‘büyük bela’ olacak ve bunu isteyenler ‘büyük bela’ kazanacak. Fakat bu belanın sorumlusunun da kim olduğunu bileceğiz. Boşnaklar, 1992′de topraklarını vermedi, bundan 20 yıl sonra da vermez. Kendisi ve onun gibi düşünenler, bu ülkeden sadece ayakkabılarına yapıştığı kadar toprak çıkartabilir, bir metrekare bile çıkartamazlar. Biz bu ülkeyi yine savunuruz, bunu denememeleri daha iyidir. Bizden 100 kat daha güçlüyken bile başaramadılar, şimdi bunu hiç başaramazlar.
Bizim de sert mesaj verme hakkımız var, ancak biz 20 yıl önce dediklerimizi sadece mesajlarımızla değil eylemlerimizle de ortaya koyduk. Biz tehdit etmeyi ve kavga etmeyi sevmiyoruz, fakat Bosna-Hersek’te bir problem olunca Boşnakların neler yapabildiğini 20 yıl önce herkes gördü.”
Mostar’daki sorun
Bakir İzzetbegoviç, Mostar Müftüsü Seyid Smaykiç’in geçen hafta kaleme aldığı ve kamuoyuna açıkladığı, “Kentteki Boşnak halkın zorla göç ettirilmesi ve bu göçün Endülüs halkının İspanya’dan sürülmesine benzeyeceği” şeklindeki endişelerini taşıyan mektubuyla ilgili, ülkenin Hersek bölgesindeki Boşnakların savaş zamanında zor günler yaşadıklarını anımsattı.
Sırpların Srebrenitsa ve Bosna-Hersek genelinde yaptığı gibi, Bosnalı Hırvatların ordusu Hırvat Savunma Konseyi’nin de (HVO) Hersek bölgesinde benzer katliamlar gerçekleştirdiğine işaret eden İzzetbegoviç, HVO milislerinin bu saldırılarında camileri yıktığını, toplama kampları kurduğunu, Mostar Köprüsü’nü ve kentin yarısını yıkıp yaktıklarını kaydetti.
Savaş sonrasında ise Hırvatların, Mostar kentindeki şehre hakim tepeye haç diktiklerine işaret eden İzzetbegoviç, şöyle konuştu:
“HVO’nun savaş zamanında yıktığı bazı camileri son günlerde yeniden yapmamızı yasaklamaya çalışıyorlar. Aynı zamanda Müslümanlara karşı provokasyonlar yapılıyor, camideki imamlara saldırılıyor ve bunun da dozunu kaçırıyorlar. Müftü Smaykiç yazdığı mektupta haklıdır. Bosna-Hersek’teki radikal Hırvatlara da böyle şeyler yapmamaları ve durmaları gerektiği yönünde mesajlar göndermemiz gerekecek.”
Reis-ul Ulema Ceriç: “Dodik istenmeyen kişi ilan edilmeli”
Bosna-Hersek Reis-ul Uleması Dr. Mustafa Ceriç de konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Milorad Dodik’in ülkedeki Boşnakları millet olarak adlandırmadığı ve bu milleti “Bosnalı Müslümanlar” olarak nitelendirerek, bir milletin milli kimliğini inkâr ettiğini kaydetti.
Dodik’in açıklamalarında, Bosna-Hersek devletine, Boşnaklara yönelik ‘küstahça’ söylemlerde bulunduğunu ifade eden Dr. Ceriç şöyle konuştu:
“Milorad Dodik, sürekli olarak İslam’ı ve müslümanları hedef alıyor. Kendisi şovenist, ırkçı, nefreti teşvik edici ve gerçeği inkâr eden açıklamalarda bulunuyor. Dodik, İslam’ı yorumlayabilecek biri değildir, fakat kendisi sürekli bu dini bir ‘sorunlu faktör’ ve ‘kötü bir etiket’ olarak kullanmakta, Boşnak siyasi liderlere bu ‘etiketi’ yapıştırmakta, kendilerinin İslam’dan kaçınmaları, hatta İslam’a karşı mücadele etmelerini önererek, evrensel bir dine karşı nefreti teşvik etmektedir.”
Dodik’in açıklamalarında, “Müslümanlara güvenmediğini ve bu dinin mensuplarının mahkemelerde yargıç yapılmamasını” dile getirdiğini vurgulayan Dr. Ceriç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bosna-Hersek’teki İslam ülkelerinin büyükelçiliklerinden Dodik’e misafirperverlikte bulunmamalarını talep edeceğiz. Kendisini ve kendisini destekleyen Belgradlı politikacıların da İslam ülkelerinin büyükelçiliklerinden ‘istenmeyen kişi’ ilan edilmesini isteyeceğiz. Dodik’in açıklamaları İslamofobiyi yaymaktadır, böyle bir şey yapanların ve destekleyenlerin dünya barışı ve insanlık adına kınanmış ve izole edilmiş olmaları gerekir.”
“Bosna-Hersek için kötümser olmamak lazım”
Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçisi Ahmet Yıldız da son zamanlarda ülkedeki tartışmalarla ilgili olarak, Bosna-Hersek’in özel bir durumu olduğunu, bu ülkeyi hiçbir yerle karşılaştırmamak gerektiğini söyledi. Bosna-Hersek’te kötümser olunmaması gerektiğini de vurgulayan Büyükelçi Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burada aynı merhum Aliya İzzetbegoviç gibi iyimser ve kararlı olmak lazım. Bana sorarsanız son durum şu; Bosna-Hersek’in NATO ve AB üyelik süreci başlamıştır. Bazıları bu sürecin kendilerine, kendi emellerine zarar vereceğini düşünmektedir. Dolayısıyla bu yolu tıkamaya çalışmaktadırlar, ama bunun dönüşü yoktur. Yani NATO ve AB üyeliği bir şekilde olacak. Dolayısıyla herkesin kendisini buna göre ayarlayıp, buradan kendi bölücü emellerine bir pay çıkarma gayreti içinde olmaması lazım, savaşla ve soykırımla dahi bu olmadı.”
Ayrılıkçı söylemleriyle sık sık gündeme gelen Bosna Sırp Cumhuriyeti Başkanı Milorad Dodik, geçtiğimiz Cuma günü Banya Luka kentinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Bosna-Hersek’in iç uzlaşmayı başaramadığını ve uluslararası topluluğun ‘serumuyla’ yaşadığını ileri sürerek, uluslararası topluluğun bu ülkeden desteğini çekmesi halinde Bosna-Hersek’in bölüneceğini iddia etmişti.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara