12 Eylül cuntacılarına müebbet istendi
12 Eylül cuntasını yargı önüne çıkaracak tarihi iddianame mahkemede. Darbe döneminde birçok kişinin idam edilmesine neden olan 146. madde, Evren ve Şahinkaya için işletilecek. Cuntanın hayatta kalan iki üyesi için ağırlaştırılmış müebbet istedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-01-04 10:07:07
İddianamenin tamamlandığını Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Hüseyin Görüşen açıkladı. Gazetecileri makamında kabul eden Görüşen böylece “basın sözcüsü” olarak da ilk açıklamasını yapmış oldu. Görüşen, 80 sayfalık iddianamenin (dün) sabah saatlerinde kendisine sunulduğunu belirterek Evren ve Şahinkaya hakkında suç tarihinde yürürlükte olan eski TCK’nın 146. ve 80. maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiğini belirtti. Görüşen, Evren ve Şahinkaya’nın işledikleri suçun tanımını yaparken eski TCK’nın “hükümeti zorla devirmeye teşebbüs” suçunun düzenlendiği 147. maddeyi de düşündüklerini, ancak Anayasa’yı zorla değiştirmenin hükümeti değiştirmeyi de kapsamasından ötürü 146. maddeden iddianame düzenlendiğini söyledi.
Görüşen, hayatta olmayan dönemin MGK üyeleri Jandarma Genel Komutanı Osman Sedat Celasun, Kara Kuvvetleri Komutanı Nurettin Ersin, Deniz Kuvvetleri Komutanı Nejat Tümer hakkında “kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar verildiğini belirtti.
Sürekli suç
Görüşen, Evren ve Şahinkaya’nın işledikleri suçun 2 Ocak 1980 ile 6 Aralık 1983 arasında “temadi (devam) eden, müteselsil suç” olduğu için eski TCK’nın cezaların 6’da 1 oranında artırılmasını düzenleyen 80. maddesinin de işletilmesini istediklerini belirtti. Görüşen eski ve yeni ceza kanunları arasında yapılan karşılaştırma sonunda, sanık lehine olan eski kanunun uygulanmasını istediklerini belirtti.
Zaman aşımı durdu
Zaman aşımının dolmadığı görüşünde olduklarını belirten Başsavcı Vekili, suç tarihi olarak uyarı mektubunun verildiği 2 Ocak 1980 ile yönetimin sivil iradeye geçtiği 6 Aralık 1983’e kadar olan süreyi esas aldıklarını söyledi. Görüşen, zamanaşımı süresinin, 12 Eylül 1980 Anayasası’nın yürürlüğe girdiği 9 Kasım 1982 ile Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırıldığı referandum sonuçlarının Resmi Gazete’de yayınlandığı 23 Aralık 2010 tarihi arasında işlemediğini belirtti. Savcılığın bu görüşünün mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde Evren ve Şahinkaya’nın işledikleri iddia edilen suçla ilgili zamanaşımı süresi 29 yıl sonra dolacak. Ancak mahkeme, bu görüşü kabul etmediği takdirde dava zaman aşımından düşecek.
146. maddenin muadili
Mahkemenin iddianameye kabul etmesi halinde Evren ve Şahinkaya, eski Türk Ceza Kanunu’nun ‘Devlet kuvvetleri aleyhinde cürümler’ başlıklı bölümünde yer alan 146. maddesinden yargılanacaklar. Madde “Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanununun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan men’e cebren teşebbüs edenler, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına mahkûm olur” ifadesini taşıyor. Maddede öngörülen ceza 2004 yılına kadar idam olarak düzenleniyordu. 12 Eylül darbesi döneminde bu maddenin işletilmesi sonucu çok sayıda kişi idam edilmişti.
Adli kontrol talebi
Görüşen, Evren ve Şahinkaya hakkında ayrıca CMK 109. maddesi uyarınca yurtdışına çıkış yasağını içeren adli kontrol talep edildiğini söyledi. Bu talebi, iddianameyi kabul etmesi halinde Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirecek. Mahkeme, yurt dışı yasağının yanı sıra, belli günlerde karakola imza vermek gibi tedbirlere hükmedebilecek.
Başbuğ’a tebligat gitti
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” davası kapsamında özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine gönderdiği yazı uyarınca başlatılan ve Cumhuriyet savcısı Cihan Kansız tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, emekli Orgeneral Başbuğ’a “şüpheli” sıfatıyla ifadesine başvurulmak üzere tebligat yapıldı. Tebligatta, Başbuğ’un ifadesinin alınması için 5 Ocak Perşembe günü Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde bulunmasının istendiği öğrenildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” davasının, 30 Aralık 2011 tarihli duruşmasında, sanıkların savunmalarıyla ilgili beyanlarda ve belgelerde adı geçen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında gereğinin takdir ve ifası için özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine yazı yazılmasına karar vermişti. (Damla GÜLER / İSTİHBARAT)
Darbeye zemin için hazırlanan olaylar
İddianamede, darbenin gerçekleştirildiği tarihten önce meydana gelen bazı katliamların da “darbeye zemin hazırladığı” belirtilerek bu durumdan Evren ve Şahinkaya’nın da aralarında olduğu dönemin ülke yönetimini üstlenen Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin sorumlu olduğu belirtildi. İddianamede, darbeye zemin hazırlamak için gerçekleştirildiği iddia edilen olaylar şöyle sıralandı:
- Malatya olayları: 17 Nisan 1978 gün Malatya Belediye Başkanı Adalet Partili Hamit Fendoğlu’nun pastayla gelen bombalı paketi açıp ölmesi sonucu başladı. Bu olay üzerine başlayan olaylar sonucu 3 liseli Alevi genç öldürüldü.
- Maraş Katliamı: 19-20 Aralık 1978 tarihinde Maraş’ta çıkan olaylarda 100’ün üzerinde Alevi ve solcu öldürüldü.
- Çorum katliamı: 27 Mayıs 1980’de MHP’li Bakan Gün Sazak öldürüldü. Olayın ertesi günü Çorum’da ülkücüler 57 Alevi ve solcu vatandaş öldürüldü.
- 1 Mayıs katliamı: 1 Mayıs 1977’de İstanbul Taksim Meydanı’nda “İşçi Bayramını” kutlayan yaklaşık 500 bin eylemcinin üzerine ateş açıldı. Olaylar sonucunda 34 kişi öldü.
- Abdi İpekçi suikasti: 1 Şubat 1979 günü Milliyet gazetesi başyazarı Abdi İpekçi, İstanbul Cağaloğlu’ndaki gazete binasından çıkıp evine giderken, ülkücü Mehmet Ali Ağca tarafından öldürüldü.
Darbe döneminde işkence başta olmak üzere insan hakları ihlalleri niteliğindeki olaylara ilişkin açılan soruşturma ise sürüyor. Bu soruşturmada da dönemin mülki amirleri ve güvenlik bürokrasisi yetkilileri soruşturuluyor.
Vatan
Haber Ara