Yargı süreci hızlandı, tutuklu oranı yüzde 28'e düştü
Yargıyı hızlandırmaya yönelik düzenlemeler işe yaradı. Cezaevlerindeki hükümlü-tutuklu arasındaki oran normal seviyelere indi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-12-29 11:23:14
Hükümlü-tutuklu oranında büyük bir değişim yaşandı. Tutuklu sayısı eskiye göre önemli ölçüde azaldı. Geçtiğimiz yıla kadar cezaevlerindeki tutukluların sayısı hükümlülerin neredeyse iki katına yaklaşırken, 2011'de tablo tersine döndü. Cezaevlerinde şu anda toplam 127 bin 831 kişi var. Bunların 36 bin 460'ını (yüzde 28,4) tutuklular, 73 bin 419'unu (yüzde 57,5) hükümlüler, geriye kalan kısmını, temyiz sonucunu bekleyenler (hükmen tutuklular) oluşturuyor.
Yargıdaki olumlu gelişmeyi doğuran etkenlerin başında ise Yar-gıtay'ın üye ve daire sayısının artırılması sonrası yığılan dosyaların hızla karara bağlanması geliyor. Hakim ve savcı sayısının artırılması da sürece katkı sağlıyor. Yargıtay kaynakları, son üç aydır, ceza dairelerinin tutukluların dosyalarına öncelik verdiğini belirtiyor.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün son verilerine göre, suç sayısındaki artış yargılamalara yansıdı. Cezaevlerindeki hükümlü ve tutukluların sayısı bir önceki yıla oranla yüzde 7 (yaklaşık 7 bin kişi) arttı. Bu artışa rağmen 2011'de tutuklu olarak yargılananların sayısı 39 binden 36 bine geriledi. Tutukluların toplam içindeki oranı yüzde 28,4'e (36 bin 460) indi. Cezaevlerindeki hükümlülerin sayısı ise 63 binden 73 bin 419'a yükseldi. Kalan kısmı, yerel mahkemenin mahkûmiyet kararını verdiği ancak temyiz sonucu çıkmamış hükmen tutuklular oluşturuyor. Hükmen tutukluların sayısı 17 bin 950, oranı ise yüzde 14. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına göre yerel mahkemenin kararı ile temyiz aşamasında geçen süre tutukluluğa dahil edilmiyor. Hükümlülükten sayılıyor. AİHM kararına göre yerel mahkemelerin mahkûmiyet kararı verdiği kişilerle birlikte hükümlülerin oranı yüzde 72'ye yükseliyor. Veriler, yargıdaki uzun tutukluluk sorununun sürelerin kısaltılmasından değil, yargının hızlandırılması ve dosyaların azaltılmasından geçtiğini ortaya koydu.
12 Eylül 2010 tarihinde halkoylamasına sunulan ve kabul edilen anayasa değişikliği ile yargıyı hızlandırmak için Yargıtay'ın üye ve daire sayıları artırılmıştı. Ayrıca hakim ve savcı sayıları da artırılmıştı. Bu sayede mahkemelerde ve Yargıtay'da yığılan dosyalar daha hızlı şekilde sonuçlandırılmaya başlandı. Daha önce hükmen tutuklu dosyalar, iş yükünden dolayı uzun süre karara bağlanmayı bekliyordu. Yargıtay kaynakları, artık her ay, kuruma yeni gelen dosya sayısından daha fazlasının karara bağlanmaya başlandığını, bu sayede de rafta bekleyen dosyaların erimeye başladığını aktardı.
Yargıtay'dan bir yetkili, "Üye sayısının artmasının ardından yeni dairelerimiz eylülden itibaren tam kapasite çalışmaya başladı. Son üç aydır, çok sayıda dosya karara bağlandı. Ceza daireleri tutuklu dosyalarına öncelik veriyor. Temyiz aşamasında sanığın beraatine karar veriliyorsa hemen tahliye ediliyor. Cezası kesinleşenler de dosyanın onanmasıyla hükümlü konumuna geçiyor. Ayrıca tutuklulardan şartlı tahliye süresi dolanlar da temyiz aşamasında bırakılıyor." değerlendirmesini yaptı.
2004 yılından bu yana tutuklu sayısının hükümlülerden fazla olduğu cezaevlerindeki durum 2011'de tersine döndü. Tutuklu sayısı azaldı. Hükümlü, yani cezası kesinleşenlerin sayısı tutukluları geçti. Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre cezaevlerinde 73 bin 419 hükümlü, 36 bin 460 tutuklu, 17 bin 950 hükmen tutuklu (yerel mahkeme tarafından mahkum edilen) bulunuyor. 2009 ve 2010 yıllarında fazla olan tutuklu sayılarındaki azalma dikkat çekici. 2010'da cezaevlerinde 39 bin 138'i tutuklu, 20 bin 69'u hükmen tutuklu, 59 bin 905'i hükümlü olmak üzere toplam 119 bin 112 kişi bulunuyordu. Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in açıklamalarına göre, cezaevlerindeki 36 bin 430 tutuklunun 27 bin 111'inin tutukluluk süresi 1 yıl, 5 bin 493'ünün 1-2 yıl, 2 bin 357'sinin de 2-3 yıl arasında.
Adliyelerde 'basın sözcülüğü' dönemi
Bilgi kirliliğinin önlenmesi amacıyla yeni yıldan itibaren adliyelerde 'basın sözcülüğü' birimleri kurulacak. Böylelikle yargı-medya ilişkilerinin daha sağlıklı zemine oturtulması ve kamuoyunu yakından ilgilendiren soruşturma ve davalarda halkın doğru bilgilendirilmesi amaçlanıyor. Bundan sonra davalarla ilgili açıklamaları basına, cumhuriyet başsavcısının bilgilendirilmesi şartıyla HSYK'nın 'basın sözcüsü' olarak görevlendireceği cumhuriyet savcıları yapacak. Bu kapsamda, savcılara 'basınla ilişkiler ve kamuoyunun bilgilendirilmesi' konularında eğitim verildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nda da, özel yetkili başsavcı vekilliğinin sorumluluk alanına giren konularda Hüseyin Görüşen, diğer konularda ise Nuri Yiğit görevlendirildi. Pilot olarak seçilen 16 adliyede başlatılan 'basın sözcülüğü' biriminin aşamalı olarak diğer illerdeki adliyelerde de uygulanacağı bildirildi.
Zaman
SON VİDEO HABER
Haber Ara