Üstün: Yabancı şirketlerdeki Türk yöneticiler, kraldan çok kralcı kesiliyor
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Goodyear'da genç bir mühendisin alkol kullanmaması sebebiyle dindar olduğu düşüncesiyle işe alınmamasının büyük bir ayrımcılık ve insan hakkı ihlali olduğ
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-12-28 12:25:22
Üstün, bazı uluslar arası yabancı büyük sermayeli şirketlerin Türkiye'deki fabrikalarında, iş görüşmelerinde, ya da çalışan işçilere ayrımcılık yapılmasıyla ilgili kendilerine de sözlü şikâyetler geldiğini belirtti. Bu fabrikalardaki Türk yöneticilerin kraldan çok kralcı kesildiklerini vurgulayan Üstün, "Belki firma sahipleri bu tür ayrımcılık yapıldığını duysa üzülecektir. İş görüşmelerinde kişinin mesleki tecrübelerinden başka dini hayatı veya özel konularda soru sorulması suçtur" dedi.
Bu tür ayrımcılığa uğrayanların, kendilerine müracaat edilmesi halinde ayrımcılık yapan işyerleriyle ilgili inceleme dosyası açabileceklerini ifade eden Üstün, ayrımcılığın 2005 yılında Türk Ceza Kanunu'ndaki değiştikten sonra suç sayıldığını ve ağır cezalar getirildiğini hatırlattı.
Söz konusu düzenlemeden yeterince faydalanılmadığının altını çizen Üstün, şöyle konuştu: "Ya vatandaşlarımızın haberi yok, ya da başlarına böyle bir hal geldiğinde savcılıklara ya da ilgili kurumlara müracaatlarını yapmıyorlar, çekiniyorlar. Bir şekilde girip çalışanlar bile baskı altında çalışıyorlar, işlerini kaybetmekten çekinip çok basit haklarından bile vazgeçiyorlar. Baskı altında kalmaları sebebiyle de verimleri düşüyor. Biz bu konuda çok hassasız. Komisyonumuza müracaat edilmesi halinde inceleme başlatırız."
"YÖNETİCİLER İDEOLOJİK DÜŞÜNCELERİNİ ÇALIŞANLARA EMPOZE EDİYOR"
Seçimden önce Sakarya'da çok büyük yabancı sermayeli bir şirketin, benzer insan hakları ihlalleri yaptığına dair şikâyetler aldıklarını vurgulayan Üstün, "Ben firma sahiplerinin böyle bir şeyi arzu etmeyeceklerini, duysalar bundan üzüleceklerini tahmin ediyorum. Bu insanlar kendi ülkelerinde diğer kültürlerden gelen insanlara ne kadar saygılı olduklarını ifade ediyorlar. Bu uygulamaları bilseler üzüleceklerini tahmin ediyorum. Ama bizim Türk yöneticilerimiz, CEO'larımız, alt idarecilerimiz ne yazık ki kraldan çok kralcı davranıyorlar. Kendi ideolojik düşüncelerini çalışanlar üzerine empoze ettiklerini görüyoruz. Bu çok yanlış ve maalesef bizim insanımız bunu yapıyor." diye konuştu.
"İSPAT ETMEK YARGININ GÖREVİ"
Mağdurların ayrımcılığa uğramaları rağmen ispat edememe korkusuyla haklarını yasal yollardan aramaya çekinebileceğine dikkat çeken Üstün, şu çağrıda bulundu:
"İspat etmek yargının görevi. Vatandaşın işi değil. Ayrımcılığa uğrayanlar mutlaka yasal yollara başvursunlar. En azından bu konun günde gelmesi, yargıya taşınması, incelenmesi, ayrımcılığın önüne geçmede katkılar sağlayacaktır. Firmalara da ayrımcılık yapıp yapmadıklarını sorulacaktır. Yapıyorlarsa bir daha belki yapmayacaklar, yapıyorlar da yapmıyoruz derlerse yalancı duruma düşeceklerdir. İnsanların dini inançlarına, yaşam tarzlarına müdahale, bu konuda ayrımcılık yapmak suçtur. İçki içmeyi teşvik edilmesi durumuna da söyleyecek söz bulamıyorum. Sağlık ve iş güvenliği açısından içki içilmesini teşvik etmek, iş hayatında faciaya sebep olur."
ABD'de 'bayan ya da bay işçi arıyorum' diye ilan bile verilemediğine dikkat çeken Üstün, "Bu işi yapmaya kim kabiliyetliyse, şartları uygunsa zenci de olsa Çinli de olsa kadın ya da erkekte olsa başka hiçbir şeye bakılmadan iş verilir. 1948 İnsan Hakları Beyannamesi'nde insanların hiçbir şekilde din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımına tabi tutulamayacağı belirtiliyor. Böyle ayrımcılık yapılmasına ve bu konularda konuşulmasına üzülüyoruz doğrusu." şeklinde konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara