Türkiye'nin taşı toprağı sahabe!
Türkiye'de en fazla sahabe Diyarbakır'da bulunuyor. Kaynaklara göre İstanbul'da 27 tane 'sahabe kabri' diye yer bulunuyor. Ancak bunlardan sadece 2'si doğru.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-12-28 16:50:29
Siyer Araştırmaları Merkezi Kurucu Başkanı Muhammed Emin Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, projenin hazırlık sürecinin yaklaşık 1,5 yıl sürdüğünü, öncelikle sahabelerin 82 yer ile ilişkilerinin tespit edildiğini aktardı.
Proje kapsamında 3 yılda 82 yerde çeşitli etkinlikler düzenleneceğini bildiren Yıldırım, ''Türbeleri ve kabirleri olan yerlerde de bazı araştırmalar yapacağız. Her ilde, bir şekilde orayla bir bağı olan sahabeleri anlatacağız. Kimisi gidip orada yaşamış ve vefat etmiş, kimileri fetihlerine karışmış, kimisi orada yaşamamış ama oradaki halkın sevgisinden dolayı onlara ait bir makam oluşturulmuş. 82 ilde de böyle izler var. Biz bu projeyle bu izlerin ortaya çıkarılmasına katkı sağlamaya çalışacağız'' diye konuştu.
''Onların yaşadığı hayat Allah'ın razı ve memnun olduğu hayattır''
Sahabelerin Hz. Muhammed'in elinde yetişmiş ilk nesil olduğunu belirten Yıldırım, Kur'an-ı Kerim'in dinle ilgili teorik bilgileri verdiğini, sahabelerin hayatının, var olan o bilgilerin hayata nasıl aktarıldığının örnekleri olduğunu bildirdi.
İslam dinini en kamil halini yaşayan kişilerin sahabeler olduğunu ifade eden Yıldırım, şunları söyledi:
''Onlar bunu yaşarken Kur'an-ı Kerim hala inmeye devam ediyordu. Doğruları Kur'an-ı Kerim tarafından tasdiklendi, yanlışları da hemen düzeltildi. Sahabelerin yaşadığı hayat Allah'ın razı ve memnun olduğu hayattır. Onun için biz hangi sahabe efendimizin adını ansak, arkasından 'Allah onlardan razı olsun, Allah onlardan razı olmuştur' deriz. Bizlerde 1500 yıl sonrasında gelen Müslümanlar olarak, hedefimiz sahabenin yaşadığı şekliyle İslamı o güzellikte, o sadelikte yeniden yaşamak ve kulluk yolunda yürümektir. Bunu yapabilmemiz için de onların hayatlarını çok iyi öğrenmemiz lazım. Biz ne kadar onların hayatlarını öğrenirsek, ne kadar onların hayata bıraktıkları izleri anlayabilirsek o kadar onlardan istifade edebiliriz, o kadar da Rabbimizin bizden istediği kulluğu yerine getirebiliriz.''
''Türkiye'ye gidip gelen sahabe sayısının bine vardığını görüyoruz''
İslam tarihine ait kaynaklarına göre, isimleri bilinen 10 bine yakın sahabenin bulunduğunu kaydeden Yıldırım, şunları bildirdi:
''Bunlarda 5 binin hayatlarına dair bilgileri biliyoruz. Bu konuda İslam tarihinde ilk dönemden itibaren çok güzel kitaplar kaleme alınmış. Bizim sahabe ile tanışıklığımız Hz. Ömer dönemiyle başladı ve bu dönem erken bir başlangıçtır. Peygamber efendimiz o günkü adı Konstantiniyye olan İstanbul'u sahabeye hedef olarak gösteriyor. Oranın fethi için 3. halife Hz. Osman döneminden itibaren sahabe ordularının İstanbul'a geldiğini biliyoruz. Bu kadar erken dönemde bu topraklar sahabenin o mücadelesiyle tanışıyorlar. Dolayısıyla tam sayı veremesek bile, Türkiye'ye gidip gelen sahabe sayısının çok rahatlıkla bine vardığını görüyoruz. Çünkü o seferlerde askerlerin büyük bir kısmı da sahabelerden oluşuyor. Belki bizim insanımızın sahabeye olan muhabbeti de, bundan kaynaklanıyor. Biz onların eliyle imanla tanıştık.''
İstanbul'da 27 tane 'sahabe kabri' diye isimlendirilen yer bulunuyor'' Sadece 2'si doğru
Projenin hazırlık sürecinde sahabelerin var olan kabirlerin gerçek olup olmadığını da araştırdıklarını bildiren Yıldırım, şöyle konuştu:
''Mesela; Siirt'te Abdurrahman Bin Avf'ın kabrinin olduğu söyleniyor. Tarihi kaynaklarımız ise bunun tam aksini söylüyor. Orada böyle bir kabir yok. Medine'de yaşamış, Medine'de vefat etmiştir. Oradaki yerin, makam olarak bilinmesi gerekiyor. Makam ve kabir arasındaki fark şu; birinde gerçekten orada bedeni var, birinde de insanların sevgisinden dolayı orada bir hatıra olsun diye, onun adına bir türbe oluşturulmuş ya da soyundan gelen birisi, tarih içerisinde orada vefat etmiştir. İnsanlar onu sahabe zannediyor. Bunları da ortaya çıkarmak istiyoruz. İstanbul'da 27 tane 'sahabe kabri' diye isimlendirilen yer bulunuyor. Tarihi kaynaklarımıza göre, bunlardan sadece 2 tanesi doğrudur. 25 tanesi makamdır. İstanbul'da da kabri olan Ebu Eyyüb-el Ensari'yi anlatacağız.''
''Diyarbakır'da 541 sahabe bulunmuştur''
Sahabelerin, Anadolu topraklarına çok ciddi bir katkısı olduğunu, Hz. Ömer devrinden itibaren sahabe ordularının fetihler yaptığının bilindiğini kaydeden Yıldırım, şunları söyledi:
''Mesela o günlerde Urfa ve Diyarbakır'ın fethedildiğini biliyoruz. Dolayısıyla bu kadar erken bir zaman da Anadolu toprakları İslam'la tanışıyor. Mekke, Medine ve Şam dışında en fazla sahabenin olduğu yerlerden bir tanesi, Diyarbakır'dır. Diyarbakır'da 541 sahabe bulunmuştur. Bu kadar çok sahabenin varlığından habersiziz. Diyarbakır'ın çok zengin bir tarihi var. Bu projeyle bunları gündeme getirmek istiyoruz. Diyarbakır'da, Halit Bin Velid'i anlatacağız. Bu sahabemiz oranın fatihidir. Gelen İslam ordularının komutanıdır. Onu anlatırken, orada var olan diğer sahabeleri de söyleyeceğiz.''
Adıyaman'da Safvan Bin Muattal'ın kabrinin bulunduğunu ifade eden Yıldırım, ''Sahabenin gerçek kabridir. Muattal da, İslam tarihinde çok önemli bir isimdir. Kendi iffeti Peygamber Efendimiz tarafından tescillenmiş biridir, büyük bir İslam askeridir. Onun orada olmasının da çok farklı bir anlamı var. O yıllarda Adıyaman seferlerine geliyor. O seferler sırasında vefat ettiği için, orada defnediliyor'' dedi.
Kadın sahabeler
Trabzon'da anlatacakları Esma Bint-i Yezid'in Medine'de kadınların sözcüsü olarak seçilmiş bir sahabe olduğunu aktaran Yıldırım, şunları kaydetti:
''Peygamber Efendimiz o kadın sahabeyi bazen erkeklere de örnek gösterir. 'Şimdi Esma gelecek öyle bir soru soracak ki; siz 40 yıl erkek halinizle düşünceniz o soru aklınıza gelmez' diyerek, onun soru sorma kabiliyetini ortaya koymuştur. Gerçekten Esma sahabe, bize Peygamber Efendimiz'den 81 tane hadis rivayet ediyor. Her rivayet ettiği hadiste, dinin ve hayatın farklı bir boyutunda örneklik teşkil ediyor. Trabzon'da bunları gündeme getirerek, kadınların da aslında erkeklere model olabileceğini vurgulayacağız. Onlar kadındı belki ama hayatın her alanında öyle örneklikler ortaya koydular ki, bize bu manada çok farklı şeyler söyleyerek gittiler.''
Yıldırım, kadın sahabe Ümmü Haram'ın Kıbrıs'ın manevi fatihi olduğunu, 86 yaşında Kıbrıs seferine katıldığını ve şehit düştüğünü belirterek, şöyle konuştu:
''İstanbul'da Ebu Eyyüp-el Ensari neyse, Ümmü Haram odur aslında. Ancak çoğumuz bu bilgiden habersiziz. 86 yaşında bir kadının verdiği mücadeleyi, biz onun üzerinden ancak anlayabiliriz. Samsun'da anacağımız Esma binti Ebi Bekir, Hz. Ebu Bekir'ın kızıdır. Esma validemizin hayatında inanılmaz bir mücadele var. Gerçekten mücadele adına en önemli isimlerden biridir. Hicret yolculuğunda Sevr Dağı'na çıkıp babası ve Peygamber Efendimiz'e yiyecek taşımıştır. Günümüz hacıları bile o dağı zor çıkarlar. Ancak Esma Validemiz, o dönemde 7 aylık hamile iken oraya 3 kez gidiyor. Bu tamamen mücadele onun durduğu yeri gösteriyor. Yaklaşık 100 yıllık bir ömrü var ve ömrünün tamamında İslam adına müthiş bir gayreti var. Kadın, erkek herkese örneklik edebilecek bir isimdir.''
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara